Esas No: 2012/2-337
Karar No: 2012/1847
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/2-337 Esas 2012/1847 Karar Sayılı İlamı
- 6352 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ 2. MADDESİ İLE YAPILAN DÜZENLEME KARŞISINDA TEMYİZ AŞAMASINDA BULUNAN KARŞILIKSIZ YARARLANMA SUÇUNA İLİŞKİN DOSYALARIN ESASINA GİRİLMEDEN GÖNDERME KARARI İLE MAHALLİNE GÖNDERİLMESİ GEREKTİĞİ
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 168
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 163
- YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN (6352) Madde 82
- YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN (6352) Geçici Madde 2
"İçtihat Metni"
Hırsızlık suçundan sanık hakkında açılan kamu davasında Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesince 09.06.2005 gün ve 150-704 sayı ile verilen görevsizlik kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda sanığın beraatına ilişkin, Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 20.06.2006 gün ve 506-605 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 30.09.2010 gün ve 22757-26989 sayı ile;
“01.08.2003 günlü abonesiz, sayaçlı şekilde kaçak elektrik kullanıldığına ilişkin suç tutanağı kapsamı karşısında; sanığın suç işlemek kastı ile hareket edip etmediğinin belirlenebilmesi için, hangi tarihten itibaren tespite konu meskeni kullandığının, buradaki kurulu güç ile abone olunmadan takılan sayacın gösterdiği tüketim miktarı arasında orantısızlık bulunup bulunmadığının saptanması gerekir.
Sanığın hangi tarihten itibaren suça konu meskeni kullandığı konusunda bir saptama yapılmamıştır. Bu nedenle öncelikle, sanığın hangi tarihten beri burayı kullandığı belirlenip, keşif sonucu tespit edilen kurulu güç ile sayaçta okunan tüketim miktarının orantılı olup olmadığı bilirkişi marifetiyle belirlenip, sanığın elektrik bedelini hakkında dava açılmadan önce ödemediği de dikkate alınarak, bu saptamalar doğrultusunda, failin karşılıksız yararlanma kastıyla hareket edip etmediği belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu incelemeler yapılmadan salt sanığın kullandığı elektriğin tespit anında sayaçtan geçtiğinden bahisle sanığın beraatına karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi ise 19.01.2011 gün ve 655-9 sayı ile;
"Suç tutanağının sanık tarafından imzalanması karşısında meskenin sanık tarafından kullanıldığının sabit olduğu, sayacın değiştirilme ihmali, aradan geçen zaman gözönüne alınarak mahallinde keşif yapılmasının yargılamaya katkı sağlamayacağı ve kullanılan elektriğin sayaçtan geçmesi karşısında sanığın hırsızlık kastının bulunmadığı" gerekçesiyle direnerek, önceki hükümdeki gibi sanığın beraatına karar vermiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının 19.02.2012 gün ve 136256 sayılı “zamanaşımı nedeniyle bozma ve düşme" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yerel mahkeme ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın hırsızlık suçunu işleyip işlemediğinin belirlenmesine ilişkin ise de; 6352 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesinin birinci fıkrası uyarınca dosyanın esasına girilerek inceleme yapılmasının mı, yoksa esasa girilmeden gönderme kararı ile mahalline gönderilmesinin mi gerektiği hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekmektedir.
05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 82. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nun elektrik enerjisi hırsızlığı suçunu düzenleyen 142. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi yürürlükten kaldırılarak, 83. maddesi ile de aynı Kanunun 163. maddesine; “Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” şeklinde 3. fıkra eklenmiş, aynı Kanunun 84. maddesiyle de, TCK"nun 168. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ve karşılıksız yararlanma” ibaresi madde metninden çıkarılarak, maddeye "Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz” şeklindeki beşinci fıkra ilave edilmiştir.
6352 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesinin birinci fıkrası; “…temyiz aşamasında bulunan dava dosyalarından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunanlar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; Yargıtay ilgili dairesinde bulunan dosyalar ise bu dairece, hükmü veren mahkemeye gönderilir” şeklinde olup, maddenin bu açık hükmü karşısında belirtilen suçlara ilişkin dosyaların esasına girilmeden gönderme kararı ile mahalline gönderilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun 18.09.2012 gün ve 522-1770 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında “6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin birinci fıkrasının yalnızca karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülen suçları kapsadığı, bu kapsamdaki hükümlerin ise esası incelenmeden dosyanın gönderme kararı ile mahalline gönderilmesi gerektiği” sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan Ceza Genel Kurulunun 5320 sayılı Kanunun 8/2. maddesiyle ilgili olarak verilen 23.01.2007 gün ve 343-8 sayılı kararında da vurgulandığı gibi; başlamış olan bir temyiz sürecini sonlandıran ve yeni bir süreç başlatan "gönderme kararı" yeni bir hüküm verilmesi zorunluluğu nedeniyle bozma etkisi doğurması bakımından Ceza Muhakemesi Kanunumuzdaki sisteme aykırı ise de, yerel mahkemelere önceki hükmü değiştirme yetkisi veren söz konusu istisnai düzenleme pozitif bir hukuk normu olarak kanunlardaki yerini almıştır. Kuralın yerindeliğine ve yargılama sistemimize uygunluğuna ilişkin yapılan tartışmalar, yargı mercilerinin kanunlara uygun olarak karar verme hak ve yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacaktır.
Bu itibarla, 6352 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesinin birinci fıkrası ile yapılan düzenleme karşısında dosyanın incelenmeksizin gönderme kararıyla yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Genel Kurul Üyesi; “sanık hakkında beraat kararı verilmesi nedeniyle dosyanın esastan incelenerek, beraat kararının isabetli olması durumunda Özel Dairece hükmün onanması, isabetsiz olması durumunda ise 6352 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması bakımından yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiği" görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- 6352 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesinin birinci fıkrası ile yapılan düzenleme karşısında dosyanın incelenmeksizin mahalline GÖNDERİLMESİNE,
2- Dosyanın mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.12.2012 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.