Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2264 Esas 2022/1778 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2264
Karar No: 2022/1778
Karar Tarihi: 30.03.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2264 Esas 2022/1778 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı kooperatif üyesi, kooperatifin kendisine tahsis ettiği bağımsız bölümlerin kaydının diğer davalılar adına olan tapusunun iptali ve kendi adına tescilini talep etmiştir. Davalı kooperatif cevap vermemiş, diğer davalılar ise yüklenici kooperatifin sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Mahkeme ise davanın reddine karar vermiştir çünkü davacı koşulları tam olarak yerine getirmemiştir. Ancak, karar temyiz edilmiş ve dava ehliyeti olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle davacıya uygun bir süre verilerek kooperatifin ihya edilmesi ve usulünce taraf teşkili sağlanması gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kararda, dava ve taraf ehliyetinin dava şartlarından olduğu, dava açan ve davalı konumunda bulunan her gerçek ya da tüzel kişinin bu ehliyetini hüküm kesinleşinceye kadar koruması gerektiği, kooperatifin tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiği ve gerçek durumu yansıtmadığı ölçüde ticaret sicili hüküm doğurmayacağı belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 51. ve 114/1-d maddeleri ve Türk Medeni Kanunu'nun 9. maddesidir.
6. Hukuk Dairesi         2021/2264 E.  ,  2022/1778 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatifin diğer davalı arsa sahipleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, 19,27,29 ve 32 no.lu bağımsız bölümlerin kooperatifçe kendisine tahsis edildiğini, bu bağımsız bölümlerin davalı arsa sahipleri adına kayıtlı olduğunu ileri sürerek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı kooperatif davaya cevap vermemiş, diğer davalılar vekilleri yüklenici kooperatifin sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğini, yüklenicinin halefi konumundaki davacının bu nedenle tapu iptali tescil talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda , davacı yanın süresi içerisinde depo koşulunu yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava ehliyeti; 6100 sayılı HMK 51. maddede açıkça düzenlenmiş olup kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK'nın 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir. 6100 sayılı HMK 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Dava şartları davanın başlangıcından sonuna kadar bulunması gereken şartlarıdır. Bir başka deyişle dava açan ve davalı konumunda bulunan her gerçek ya da tüzel kişi bu davanın devamı ve hüküm kesinleşinceye kadar bu ehliyetini korumuş olmalıdır.
    Bilindiği üzere kooperatifin ticaret sicilinden silinmesi işlemi kurucu değil, açıklayıcı nitelik taşır. Kooperatifin tasfiye işlemleri tamamlanmamış ve yasal tasfiye koşulları tamamen yerine getirilmemiş ise, tasfiye kapatılıp ticaret sicilinden kaydının silinmesi halinde tasfiye şekil koşulları yerine getirilmekle sona ermiş sayılamaz. Bu halde kooperatifin yeniden ihyası zorunludur. Tüzel kişiliğin sona erebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması, tasfiyesi gereken hususlarda bir eksikliğin kalmaması gerekir. Gerçek durumu yansıttığı ölçüde ticaret sicili hüküm doğurur.
    Bu hükümler ve açıklamalar ışığında somut olaya gelince; yargılama sırasında davalı kooperatifin 29.11.2013 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği, taraf ehliyetini kaybettiği ileri sürülmüştür. Buna göre, dava ehliyeti ortadan kalkmış durumdadır. Bu durum taraf teşkiline ve dava şartlarına ilişkin bulunduğundan davanın her aşamasında re'sen nazara alınması gereken bir durumdur.
    Bu durumda, mahkemece davacıya uygun süre verilerek davalı kooperatifin ihyası için dava açması sağlanmalı, kooperatifin ihya edilerek yeniden sicile kaydından sonra usulünce taraf teşkili sağlanarak davaya devamla esas hakkında karar verilmelidir.
    Açıklanan sebeplerle diğer temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 30.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara