Esas No: 2012/2–1072
Karar No: 2012/1832
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/2–1072 Esas 2012/1832 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık B.K. hakkında hırsızlık suçundan 10 ay hapis cezası verilmiştir. Ancak Yargıtay 2. Ceza Dairesi, cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir. Yerel mahkeme ise 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığını belirterek önceki hükmünde direnmiştir. Dosya Ceza Genel Kurulu tarafından incelenmiş ve 6352 sayılı yasanın geçici 2. maddesi uyarınca dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri: 765 sayılı TCK'nun 491/ilk ve 522. maddeleri, 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesi, 6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi.
"İçtihat Metni"
Tebliğname: 010/259653
Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
Mahkemesi : BAKIRKÖY 10. Asliye Ceza
Günü : 06.10.2009
Sayısı : 564-692
Sanık B. K.hakkında hırsızlık suçundan açılan kamu davasında 765 sayılı TCK"nun 491/ilk ve 522. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 14.11.2006 gün ve 898-652 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 25.03.2009 gün ve 63-15392 sayı ile;
“Hükümden sonra 08.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa’nın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nun 231. maddesi uyarınca; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması" nedeniyle diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Katılan kurumun zararını gidermediği gerekçesiyle sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığını belirten yerel mahkeme ise 06.10.2009 gün ve 564-692 sayı ile önceki hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının 06.02.2012 gün ve 259653 sayılı “temyiz isteminin reddi" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yerel mahkeme ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; 6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinin birinci fıkrası uyarınca dosyanın esasına girilerek inceleme yapılmasının mı, yoksa esasa girilmeden gönderme kararı ile mahalline gönderilmesinin mi gerektiği hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekmektedir.
05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasanın 82. maddesi ile 5237 sayılı TCY"nın elektrik enerjisi hırsızlığı suçunu düzenleyen 142. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi yürürlükten kaldırılarak, 83. maddesi ile de aynı Yasanın 163. maddesine; “Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” şeklinde 3. fıkra eklenmiş, aynı Yasanın 84. maddesiyle de, TCY"nın 168. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ve karşılıksız yararlanma” ibaresi madde metninden çıkarılarak, maddeye "Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz” şeklindeki beşinci fıkra ilave edilmiştir.
6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinin birinci fıkrası; “…temyiz aşamasında bulunan dava dosyalarından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunanlar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; Yargıtay ilgili dairesinde bulunan dosyalar ise bu dairece, hükmü veren mahkemeye gönderilir” şeklinde olup, maddenin bu açık hükmü karşısında belirtilen suçlara ilişkin dosyaların esasına girilmeden gönderme kararı ile mahalline gönderilmesi öngörülmektedir.
Tamamen benzer konudaki CGK"nun 18.09.2012 gün ve 522-1770, 25.09.2012 gün ve 338-1785, 02.10.2012 gün ve 773-1791 sayılı kararlarında da; “6352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinin birinci fıkrasının yalnızca karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülen suçları kapsadığı, bu kapsamdaki hükümlerin ise esası incelenmeden dosyanın gönderme kararı ile mahalline gönderilmesinin gerektiği” sonucuna ulaşılmıştır.
Ceza Genel Kurulunun 5320 sayılı Yasanın 8/2. maddesiyle ilgili olarak verilen 23.01.2007 gün ve 343-8 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında da vurgulandığı gibi; başlamış olan bir temyiz sürecini sonlandıran ve yeni bir süreç başlatan "gönderme kararı" yeni bir hüküm verilmesi zorunluluğu nedeniyle bozma etkisi doğurması bakımından Ceza Muhakemesi Kanunumuzdaki sisteme aykırı ise de, yerel mahkemelere önceki hükmü değiştirme yetkisi veren söz konusu istisnai düzenleme pozitif bir hukuk normu olarak yasalardaki yerini almıştır. Kuralın yerindeliğine ve yargılama sistemimize uygunluğuna ilişkin yapılan tartışmalar, yargı mercilerinin yasalara uygun olarak karar verme hak ve ödevini ortadan kaldırmayacaktır.
Bu itibarla, 6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinin birinci fıkrası ile yapılan düzenleme karşısında dosyanın incelenmeksizin gönderme kararıyla yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Genel Kurul Üyesi O. K.“6352 sayılı yasanın geçici 2. maddesinde; “Bu kanunda yapılan değişiklikler karşısında; ilgili suçlardan dolayı açılan ve temyiz aşamasında bulunan dava dosyalarından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunanlar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; Yargıtay ilgili dairesinde bulunan dosyalar ise bu dairece, hükmü veren mahkemeye gönderilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Açıkça görüleceği üzere yasa ilgili daireden söz etmekte olup Ceza Genel Kurulu veya Yargıtaydaki diyerek genel bir ifade kanun metninde yer almamıştır. Ceza Genel Kurulu bir kurul olup Yargıtay"ın bir dairesi değildir. Kanun koyucunun Ceza Genel Kuruluna metinde yer vermemesinin özel bir nedeni vardır. Ceza Genel Kuruluna gelen dosyalarda daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının veya yerel mahkemenin uyuşamadığı bir husus vardır. Bu hususun da Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gerekir, kaldı ki bir kısım davalarda dosya Ceza Genel Kumluna geldiğinde zamanaşımı müddeti dolmuş oluyor. Nitekim bu dosyada suç tarihi 21.11.2003 olup inceleme tarihinde 7 yıl 6 aydan fazla bir zaman geçmiş olup davanın düşmesi kararı verilecektir. Dosyanın mahalline gönderilmesinde ne gibi bir hukuki yarar vardır. Davaların bir an önce bitirilmesi için yargı reformu ile ilgili birçok yasa değişikliği yapılmaktadır. Yasa koyucu böyle bir çalışma yaparken yargının bu amaca ters düşecek şekilde bir uygulama yapması davaların uzamasından başka bir işe yaramayacaktır. Dosya yerel mahkemeye gönderildiğinde tekrar esasa kaydedilecek, taraflar davet edilecek, yeni bir karar verilecek yeniden temyiz edilecek, hem başsavcılık hem de daireler için derdestin artmasına sebebiyet verilecektir.
İzah edilen nedenlerle çoğunluğun dosyanın esastan inceleme yapmadan mahalline gönderme kararına katılmıyorum" görüşüyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Genel Kurul Üyesi de benzer düşüncelerle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- 6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinin birinci fıkrası ile yapılan düzenleme karşısında dosyanın incelenmeksizin mahalline GÖNDERİLMESİNE,
2- Dosyanın mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.12.2012 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.