Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2314 Esas 2022/1839 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2314
Karar No: 2022/1839
Karar Tarihi: 04.04.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2314 Esas 2022/1839 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2021/2314 E.  ,  2022/1839 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.


    K A R A R

    Şikayetçi vekili, Antalya 8. İcra Müdürlüğünün 2014/3065 Esas sayılı dosyasında şikayet olunan ... hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlu adına kayıtlı araca haciz konulduğunu, aracın satışı sonrası şikayet olunan ...’in ortağı bulunduğu şirketin vergi borcundan dolayı Antalya Kurumlar Vergi Dairesi tarafından araca haciz konulup sıra cetvelinin tanzim edildiğini, satış bedelinin garameten paylaştırıldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir.
    Şikayet olunan Kurumlar Vergi Dairesi Başkanlığı vekili, şikayetin reddini istemiştir.
    Şikayet olunan ..., şikayete cevap vermemiştir.
    Mahkemece, şikayetin reddine dair verilen kararın şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin (Kapatılan 23. Hukuk Dairesinin) 12/09/2018 tarihli, 2016/869 E. ve 2018/4156 K. sayılı ilamıyla, bir tüzel kişiliğin vergi borcundan dolayı onun temsilci ve ortaklarına hangi şartlarla müracaat edilebileceğinin Vergi Usul Kanunu'nun 10. ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. ve mükerrer 35. maddesinde gösterildiği, şikayet olunan Antalya Vergi Dairesi alacağının borçlu ...’in ortağı ve mesul müdürü olduğu şirketin vergi borcundan kaynaklandığı, tarafların icra dosyaları ile işlem dosyaları getirtilerek 6183 sayılı Kanun'un 35. ve mükerrer 35. maddesi ile Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davalı ...'in ortağı ve mesul müdürü olduğu şirketin vergi borcundan dolayı 6183 Sayılı Amme Alacakların Tahsili Usulü Hakkında Kanun 35. maddesi gereğince sorumlu olduğu, bu haliyle şahsi mal varlığına gidilebileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
    Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak şikayet olunan vergi dairesinden borçlunun ortağı olduğu .....San.Tic.Ltd.Şti.’nin haczine ilişkin icra ve işlem dosyasının istenildiği, vergi dairesince daha evvelce de dosyaya sunulmuş olan şikayet olunan borçlunun aracına konulan haciz şerhine ve şirket vergi borcuna ilişkin evrakın dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır. Buna göre, şikayet olunan vergi dairesince borçlu Sabiha’nın ortağı olduğu şirket aleyhine öncesinde takip başlattığına dair herhangi bir delil dosyaya sunulmadığı sabittir.
    6183 sayılı Yasa'nın 1. ve 2. maddesinde sayılan kamu alacaklarından dolayı limited şirket ortaklarının sorumluluğu Yasa'nın 35. maddesinde, kanuni temsilcilerin sorumluluğu mükerrer 35. maddesinde, vergi ve vergiye bağlı alacaklar yönünden kanuni temsilcilerin sorumluluğu ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde düzenlenmiştir.
    6183 sayılı Yasa'nın 35 ve mükkerer 35. maddesi hükümleri uyarınca, ortağın ya da kanuni temsilcinin sorumluğuna gidilebilmesi için, borçlu şirket hakkında 6183 sayılı Yasa'nın 54. ve müteakip maddelerine göre cebri takibi yapılması ve takip sonucunda amme alacağının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememiş ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmış olması gerekir. 6183 sayılı Yasa'nın 3. maddesinde "Tahsil edilemeyen amme alacağı" ve "Tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı" terimleri açıklanmış olup, bu tanımlar çerçevesinde ortağın ya da kanuni temsilcinin sorumluluğuna gidilip gidilemeyeceği tespit edilmelidir.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi gereğince, limited şirketlerden tahsil edilemeyen vergi ve vergiye bağlı borçlardan dolayı kanuni temsilcinin sorumlu tutulabilmesi için vergi ve buna bağlı alacakların limited şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememiş olması gerekir. Bu kapsamda, kamu alacaklısı idare tarafından, öncelikle şirket hakkında bir ihbarname ve ödeme emri düzenlenecek, mal varlığı araştırması yapılacak, buna rağmen alacak tahsil edilemez ise kanuni temsilcinin sorumluluğuna gidilebilecektir. Bu itibarla, somut olayda öncelikle borçlunun ortağı ve mesul müdürü olduğu şirket aleyhine takip başlatılmadığı ve aksi yönde de iddia ve delil sunulmadığından, borçtan fer'i sorumlu olan borçlu hakkında takibe girişilmesi yasaya aykırılık teşkil etmektedir. Bu durumda mahkemece, 6183 sayılı Kanun'un 35. ve mükerrer 35. maddesi ile Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi koşulları somut olayda gerçekleşmediğinden şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerekirken bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereklerine uymayan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün şikayetçi yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara