AYM 2019/5163 Başvuru Numaralı NURULLAH SEMO Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2019/5163
Karar No: 2019/5163
Karar Tarihi: 8/6/2021

AYM 2019/5163 Başvuru Numaralı NURULLAH SEMO Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

NURULLAH SEMO BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/5163)

 

Karar Tarihi: 8/6/2021

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Gizem Ceren DEMİR KOŞAR

Başvurucu

:

Nurullah SEMO

Vekili

:

Av. Fatma DEMİRER

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru ceza infaz kurumunda darp edilme nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 11/2/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu, İzmir"de ceza infaz kurumunda kalmakta iken 29/3/2018 tarihinde Bolu"ya nakledilmiştir. Başvurucu, kuruma kabul ve arama işlemleri sırasında kötü muameleye maruz kaldığı iddiası ile suç duyurusunda bulunmuştur.

10. Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan 2018/3816 sayılı soruşturma kapsamında 18/7/2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz 16/10/2018 tarihinde reddedilmiştir.

11. Başvurucu anılan karara karşı bireysel başvuruda bulunmuş, Anayasa Mahkemesince 5/5/2020 tarihinde başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir.

12. Başvurucu; infaz ve koruma memurlarından şikâyetçi olması nedeniyle ceza infaz kurumunda kendisine baskı yapıldığını, bu kapsamda 4/7/2018 ve 10/7/2018 tarihlerinde darbedildiğini, tehdit ve küfre maruz kaldığını belirterek ikinci bir suç duyurusunda bulunmuştur.

13. Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/6338 sayılı soruşturma kapsamında, 8/10/2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. Anılan karara karşı yapılan itiraz 21/12/2018 tarihinde reddedilmiştir.

14. İtirazın reddi kararı başvurucuya 4/1/2019 tarihinde ceza infaz kurumu idaresi tarafından tebliğ edilmiştir. Başvurucunun imzadan imtina ettiğine ilişkin tutanak düzenlenmiştir.

15. İtirazın reddi kararı ayrıca başvurucu vekiline 11/1/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.

16. Başvuru 11/2/2019 tarihinde yapılmıştır.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

17. Mahkemenin 8/6/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

18. Başvurucu, ceza infaz kurumuna kabul işlemleri sırasında darbedildiğini ve bu olay nedeniyle şikayetçi olması üzerine olaydan bir kaç ay sonra yeniden kötü muameleye maruz kaldığını ileri sürerek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini belirtmektedir.

19. Bakanlık görüşünde; başvurucunun ceza infaz kurumuna kabul işlemleri sırasında kötü muameleye maruz kaldığı iddiasının daha önce başka bir soruşturmaya konu edilmiş olduğu ve bu soruşturmanın sona ermesinden sonra otuz gün içinde bireysel başvuruda bulunmadığı belirtilerek başvurunun bu kısmında süre aşımı bulunduğu belirtilmiştir. Dosyanın esası yönünden ise Bolu Cumhuriyet Başsavcılığının başvurucunun iddiaları üzerine kendisinden beklenen oranda titizlikle ve süratle hareket ettiği, atılması gereken her türlü adımı attığı, iddiaların gerçekliğini ortaya çıkarmak hedefiyle her türlü ve objektif delillerin temini cihetine gittiği, başvurucunun soruşturmaya dahlini sağladığı ve elde edilen delil ve bilgilerin nesnel bir analizi ile neticeye ulaştığı ve başvurucuya arama tedbirinin uygulanması için gerekenden fazla bir kuvvet uygulanmış olduğuna ilişkin bulguya rastlanmadığı belirtilmiştir.

20. Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvurucu, etkili soruşturma yürütülmediği yönündeki iddialarını yinelemiştir.

B. Değerlendirme

21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği bireysel başvurunun başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.

22. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri olan otuz günlük sürenin başvurunun her aşamasında dikkate alınması gerekir (Deniz Baykal, B. No: 2013/7521, 4/12/2013, § 32). Otuz günlük süreye ilişkin başlangıç tarihinin tespitinde kanun hükmü gereği öğrenme tarihi esas alınmalıdır.

23. 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 11. maddesinin birinci fıkrasında, vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı düzenlemesine yer verilmişse de bireysel başvuru incelemesi bir kanun yolu incelemesi ve Anayasa Mahkemesi de bir temyiz mercii olmadığından bireysel başvuru süresinin işlemeye başladığı tarih tespit edilirken somut yargılamanın taraflarının davalarını nasıl takip ettikleri veya ihlal olgusuna kaynaklık eden işlem, eylem veya kararın kime ne şekilde tebliğ edildiğinin ötesinde iddia edilen ihlalin başvurucu veya vekili tarafından hangi tarihte öğrenildiğinin araştırılması gerekir. Bireysel başvuru süresi bakımından tebligat, öğrenme şekillerinden sadece bir tanesi olup yegâne öğrenme şekli değildir. Pek tabii tebliğ edilmesi gereken kararlarla ilgili başvurularda öncelikle tebligat yapılıp yapılmadığına bakılacaktır ancak bu tebligatın vekil (müdafi) yerine müvekkile (başvurucuya) yapılmış olması, kararı tebellüğ eden kişi tarafından ihlalin öğrenilmiş olduğu sonucunu değiştirmez (Bekir Özenir, B. No: 2016/18509, 17/6/2020, § 30; ayrıca aynı yöndeki değerlendirme ve uygulamalar için bkz. Mehmet Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27; Kadir Turgut, B. No: 2014/4985, 6/7/2017, § § 24, 25).

24. Somut olayda, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin 21/12/2018 tarihli kararın 4/1/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edildiği görülmüştür (bkz. § 14 ). Buna göre başvurunun 4/1/2019 tarihinden itibaren otuz gün içinde ve en geç 4/2/2019 tarihinde yapılması gerekirken 11/2/2019 tarihinde yapıldığı ve başvuruda süre aşımı olduğu anlaşılmıştır.

25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 8/6/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara