Kasten yaralama suçu - Dava zamanaşımı - Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/592 Esas 2012/1815 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/592
Karar No: 2012/1815
Karar Tarihi: 16.10.2012

Kasten yaralama suçu - Dava zamanaşımı - Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/592 Esas 2012/1815 Karar Sayılı İlamı

 

 

Ceza Genel Kurulu         2012/592 E.  ,  2012/1815 K.

  •  


"İçtihat Metni"


Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Çocuk Ağır Ceza
Günü : 01.10.2009
Sayısı : 48-73

Kasten yaralama suçundan sanık ...’ın 765 sayılı TCY’nın 456/2, 457/1, 55/3 ve 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Kocaeli Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen 30.05.2006 gün ve 2202-392 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 22.01.2007 gün ve 8668-435 sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın gönderildiği Yargıtay 6. Ceza Dairesince 08.06.2009 gün ve 6727-9880 sayı ile;
“...5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün, önceki ve sonraki yasaların ilgili bütün maddelerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilmeyip, 5237 sayılı Yasaya göre verilmesi gereken ceza aynı Yasanın 62/1. maddesi de dikkate alınarak ve denetime olanak sağlayacak biçimde belirlenmeden yazılı biçimde hüküm kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 01.10.2009 gün ve 48-73 sayı ile;
"...Mahkememizin ısrar olunan 30.05.2006 tarihli hükmünün lehe kanun uygulanmasıyla ilgili bölümündeki gerekçeden de anlaşılacağı üzere, çocuk sanığın fiilinin yasadaki olaya uyan bütün hükümlerin kararda gösterilmiş, buna göre eylemin yeni TCK"nun 86/1-3, 87/1-d ve 31/3. maddelerine, 765 sayılı TCK"nun ise 456/2, 457/1 ve 55/3. maddelerine temas ettiği açıklanarak, temel cezasının alt hadden tespit edilmek suretiyle belirtilen maddelerdeki arttırım ve indirim sebepleri uygulanarak, tespit olunan sonuç ceza miktarları da gösterilmek suretiyle, 765 sayılı TCK"nun hükümlerinin lehe olduğu belirtilerek, uygulama yapılmıştır.
Yargıtay 6. Ceza Dairesi bozma ilamında; 5237 sayılı TCK"na göre verilmesi gereken cezaya aynı Yasanın 62/1. maddesi dikkate alınarak ve denetime olanak sağlayacak biçimde belirleme yapılmadan hüküm kurulması ve bu hususun bozma nedeni olduğunu ileri sürmüşse de; 5237 sayılı TCK"nun 62 ve 765 sayılı TCK"nun 59. maddesinde düzenlenmiş bulunan, takdiri indirim maddesinin, fail tarafından işlenen fiilin müeyyidesinin tespitinde zorunlu bir uygulama maddesi olmadığı, gerek eski TCK" da gerekse yeni TCK"daki düzenlemeye göre, bu maddenin failin fiilinin müeyyidesi belirlendikten sonra mahkemece failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın geleceği üzerindeki etkisi gibi hususların değerlendirilerek, uygulanması tamamen mahkemenin takdirine bırakılmış, genel bir indirim hükmünü kapsamaktadır. Kaldı ki gerek 765 sayılı eski TCK"daki, gerekse 5237 sayılı yeni TCK"daki düzenlemeye göre, hükmolunacak cezadan madde gereğince azami 1/6 oranında indirim yapılabileceği de hüküm altına alınmış olup, bir an için çocuk sanığın eyleminin müeyyidesinin takdiri indirim maddesi de uygulanarak tespit edilmesi halinde dahi, 765 sayılı TCK"nun hükümlerinin çocuk sanık lehine olduğu anlaşılacaktır.
Bu itibarla; mahkememizin bozmaya konu 30.05.2006 tarihli hükmündeki lehe kanun değerlendirilmesine ilişkin gerekçesi denetime olanak verecek biçimde açık ve tutarlı olduğundan, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin bozma ilamına uyulmamış ve yapılıp bitirilen yargılama neticesinde, çocuk sanık ..."ın müessir fiil suçundan dolayı cezalandırılmasına dair, aşağıdaki yazılı şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C. Başsavcılığının “bozma” istekli 13.5.2012 gün ve 82942 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, lehe yasa değerlendirmesinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya içeriğine göre, 13.11.2004 günü kasten yaralama suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasının yargılaması sonucunda sanık hakkında mahkûmiyet hükmünün kurulduğu, zamanaşımını kesen en son işlemin 01.10.2009 tarihli mahkûmiyet hükmü olduğu ve zamanaşımını durduran bir neden de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
765 sayılı TCY’nın 102. maddesinde, yasalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, maddenin dördüncü fıkrasında da beş seneden fazla olmamak üzere hapis ya da para cezalarını gerektiren suçlarda bu sürenin beş sene olacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı yasanın 104/2. maddesi uyarınca zamanaşımını kesen bir nedenin bulunması halinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Yasada belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun 26.06.2012 gün ve 978-250 ile 23.01.2007 gün ve 254-5 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da açıkça vurgulandığı gibi, yargılama yapılmasına engel olup, davayı düşüren hallerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi durumunda, yerel mahkeme ya da Yargıtay, re’sen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığa yüklenen ve 765 sayılı TCY’nın 456/2. maddesinde düzenlenen yaralama suçuna iki seneden beş seneye kadar hapis cezası öngörülmüştür. 765 sayılı TCY’nın 102/4. maddesi uyarınca bu suçun asli dava zamanaşımı 5 yıl, 104/2. maddesi de göz önünde bulundurulduğunda kesintili dava zamanaşımı 7 yıl 6 aydır.Daha ağır başka bir suçu oluşturma olasılığı bulunmayan ve 13.11.2004 tarihinde gerçekleştirilen eylemle ilgili olarak, 765 sayılı TCY"nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık kesintili dava zamanaşımı inceleme tarihinden önce 13.05.2012 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CYUY’nın, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 322. maddesi uyarınca karar verilmesi olanaklı olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2. ve 5271 sayılı CYY’nın 223. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Kocaeli Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 01.10.2009 gün ve 48-73 sayılı direnme hükmünün dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CYUY’nın 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 322. maddesine göre karar verilmesi olanaklı bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.10.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.


 

 

 

Hemen Ara