Esas No: 2012/2?1073
Karar No: 2012/1796
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/2?1073 Esas 2012/1796 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname: 2010/199832
Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
Mahkemesi : BAKIRKÖY 10. Asliye Ceza
Günü : 03.12.2009
Sayısı : 703–898
Hırsızlık suçundan sanık A... Ç... 765 sayılı TCY’nın 492/2 ve 522/1. maddeleri uyarınca sekiz ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Yasanın 93 ve 647 sayılı Yasanın 4/2. maddeleri uyarınca cezasının, katılan kurumun zararının karşılanması koşulu ile ertelenmesine ilişkin, Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19.12.2006 gün ve 287–855 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesince 07.05.2009 gün ve 11020–22495 sayı ile;
“Hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesi uyarınca, hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi” gerektiğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesi ise 03.12.2009 gün ve 703–898 sayı ile;
“Her ne kadar sanığın sabıkası bulunmamakta ise de, kaçak kullandığı elektrik nedeni ile şikâyetçi kuruma verdiği zararı ödemediği anlaşılmaktadır” şeklindeki gerekçe ile önceki hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “bozma” istemli 20.02.2012 gün ve 199832 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay 2. Ceza Dairesine, Özel Dairece de yerel mahkeme hükmünün direnme kararı niteliğinde olduğu gerekçesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca, öncelikle;
1-) 05.07.2012 gün ve 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinin birinci fıkrası ile yapılan düzenlemenin, yalnızca karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülen hırsızlık suçlarını mı, yoksa anılan Yasada düzenlenen tüm suçları mı kapsadığı;
2-) Dosyanın esasına girilerek inceleme yapılmasının mı, yoksa esasına girilmeden mahalline gönderilmesinin mi,
3-) Dosyanın esasına girilmeden gönderilmesine karar verilmesinin kabulü halinde bunun gönderme kararı ile mi, yoksa bozma kararı ile mi yapılması,
Gerektiği hususları değerlendirilmelidir.
İncelenen dosya içeriğine göre; Boğaziçi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü görevlilerince yapılan kontrolde, sanığın kiracı olarak oturduğu evde elektrik sayacına müdahale etmek suretiyle bedelini ödemeden elektrik enerjisi kullandığının tespit edildiği, sanığın atılı suçlamayı kabul etmediği ve katılan kurumun zararını karşılamadığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konularının sırasıyla incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
1) 05.07.2012 gün ve 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi ile yapılan düzenlemenin yalnızca karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülen hırsızlık suçlarını mı, yoksa anılan Yasada düzenlenen tüm suçları mı kapsadığına ilişkin uyuşmazlığın incelenmesinde;
05.07.2012 tarih ve 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasanın 82. maddesi ile elektrik hırsızlığı suçunu düzenleyen 5237 sayılı TCY’nın 142. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi yürürlükten kaldırılmış, anılan Yasanın 83. maddesi ile TCY’nın 163. maddesine; “abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğalgazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” şeklindeki üçüncü fıkra eklenmiş, aynı Yasanın 84. maddesiyle de TCY’nın 168. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ve karşılıksız yararlanma” ibaresi madde metninden çıkarılarak, maddeye; “karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz” şeklindeki beşinci fıkra ilave edilmiştir.
6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında “Bu Kanunda yapılan değişiklikler karşısında; ilgili suçlardan dolayı açılan ve temyiz aşamasında bulunan dava dosyalarından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunanlar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; Yargıtay ilgili dairesinde bulunan dosyalar ise bu dairece, hükmü veren mahkemeye gönderilir.
Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğalgazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar” hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözümlenmesi için öncelikle Yasanın Geçici 2. maddesinin yasalaşma sürecinin, diğer bir anlatımla yasa koyucunun bu düzenlemedeki amacının ne olduğunun tespiti gerekmektedir.
Hükümetçe Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan tasarıda yer almayan, ancak verilen bir önerge üzerine tasarıya dahil edilen Yasanın Geçici 2. maddesi ile ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Alt Komisyonu görüşmeleri sırasında oluşturulan raporda;
“Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle, elektrik enerjisi, su ve doğal gaz hırsızlığı nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyaların Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, Yargıtay ilgili dairesinde bulunan dosyaların ise bu dairece hükmü veren mahkemeye gönderilmesinin ve bu sayede dosyaların gereksiz şekilde dolaşarak zaman kaybının önlenmesinin sağlanması amacıyla yeni geçici madde ihdasına ilişkin önerge Komisyonumuzca kabul edilerek, Geçici 2. madde olarak metne eklenmiştir” açıklamasına yer verilmiştir. Alt Komisyonca hazırlanan madde metni; “bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle, elektrik enerjisi, su ve doğal gaz hırsızlığı nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyalar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, Yargıtay ilgili dairesinde bulunan dosyalar ise bu dairece, hükmü veren mahkemeye gönderilir” şeklinde iken; Adalet Komisyonunca, “Alt Komisyon metninin geçici ikinci maddesi, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürütülen kovuşturmalar veya hakkında hükmolunan cezalarla ilgili olarak, ilgililerin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmalarını teminen intikal hükümlerini içeren değişikliğin yapılması amacıyla verilen önergenin kabulüyle Komisyonumuzca kabul edilmiştir” şeklindeki açıklama ile kabul edilen düzenleme ise,
“1) Bu Kanunda yapılan değişiklikler karşısında; ilgili suçlardan dolayı açılan ve temyiz aşamasında bulunan dava dosyalarından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunanlar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; Yargıtay ilgili dairesinde bulunan dosyalar ise bu dairece, hükmü veren mahkemeye gönderilir.
2) Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar” şeklinde geçici ikinci maddenin ilk iki fıkrasının yasalaşmış hali olup, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki görüşmeler sırasında maddeye ayrıca başka fıkralar da eklenmiştir.
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki Yasanın genel gerekçesinde; “yargı hizmetlerinin hızlandırılması amacıyla bugüne kadar yapılan düzenlemelerin devamı niteliğinde olan bu tasarı, icra - iflas, ceza ve idarî yargı mevzuatının uygulanmasından kaynaklanan bazı sorunlara çözüm getirmek amacıyla hazırlanmıştır” açıklamasına yer verilmek suretiyle bu yasanın yargı hizmetlerinin hızlandırılması amacıyla hazırlandığının belirtilmiş olması, anılan Yasa ile elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçu tamamen değiştirilerek karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülürken, diğer suçlarda yapılan değişikliklerde ise başka bir suça dönüştürülmelerinin söz konusu olmaması ve anılan Yasanın Geçici 2. maddesinin bir ve ikinci fıkralarının birlikte değerlendirilmesinde, yasa koyucunun asıl amacının yalnızca karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülen elektrik, su ve doğalgaz enerjisi hakkında hırsızlık suçlarına ilişkin dosyaların ilgili merci tarafından incelenmeksizin kararı veren mahkemeye gönderilmesi olduğu kabul edilmelidir.
Karşılıksız yararlanmaya dönüşen hırsızlık suçları dışında kalan suçların da Yasanın Geçici 2. maddesinin birinci fıkrası kapsamında kaldığının kabulü, dosyaların yeniden ele alınması ve yargılamaların uzaması sonucunu doğuracaktır ki, bu durum Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141. maddesinin dördüncü fıkrasının; “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir” şeklindeki düzenlemesi ile usul ekonomisine aykırı olacak, yargılamanın uzamasına ve yeni yargılama giderlerine yol açacak, aynı zamanda Anayasanın 90. maddesi uyarınca iç hukuk normu haline gelen ve yasaların aynı konuda farklı düzenleme getirmesi durumunda bile uygulanması zorunlu olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil Yargılanma Hakkı” başlıklı 6. maddesinin; “Herkes gerek medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine karşı serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan kanuni, müstakil ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkını haizdir” şeklindeki hükmüne de aykırılık oluşturacaktır.
Dolayısıyla 6352 sayılı Yasa ile değiştirilen ve karşılıksız yararlanmaya dönüşen hırsızlık suçları dışında kalan suçlara ilişkin dosyaların esasının incelenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, 6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinin birinci fıkrasının sadece karşılıksız yararlanmaya dönüşen hırsızlık suçlarını kapsadığının kabulü gerekmektedir.
2) Dosyanın esasına girilerek inceleme yapılmasının mı, yoksa esasına girilmeden mahalline gönderilmesinin mi gerektiği ile gönderme kararı mı yoksa bozma kararı mı verilmesi gerektiğine ilişkin ikinci ve üçüncü uyuşmazlıklara gelince;
6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinin birinci fıkrası “temyiz aşamasında bulunan dava dosyalarından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunanlar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; Yargıtay ilgili dairesinde bulunan dosyalar ise bu dairece, hükmü veren mahkemeye gönderilir” biçiminde olup, maddenin bu açık hükmü karşısında belirtilen suçlara ilişkin dosyaların esasına girilmeden gönderme kararı ile mahalline iadesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun 5320 sayılı Yasanın 8/2. maddesiyle ilgili olarak verilen 23.01.2007 gün ve 343-8 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında da vurgulandığı gibi; başlamış olan bir temyiz sürecini sonlandıran ve yeni bir süreç başlatan "gönderme kararı" yeni bir hüküm verilmesi zorunluluğu nedeniyle bozma etkisi doğurması bakımından CYY"ndaki sisteme aykırı ise de, yerel mahkemelere hükmü değiştirme yetkisi veren sözkonusu istisnai düzenleme, pozitif bir hukuk normu olarak yasalardaki yerini almıştır. Kuralın yerindeliğine ve yargılama sistemine uyumluluğuna ilişkin yapılan tartışmalar, yargı mercilerinin yasalara uygun olarak karar verme hak ve ödevini ortadan kaldırmayacaktır.
Bu itibarla, 6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinin birinci fıkrasının sadece karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülen hırsızlık suçlarını kapsadığına ve anılan düzenleme karşısında dosyanın incelenmeksizin gönderme kararı ile yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1) 6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinin birinci fıkrası ile yapılan düzenleme karşısında dosyanın incelenmeksizin mahalline GÖNDERİLMESİNE,
2) Dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.10.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.