AYM 2018/4431 Başvuru Numaralı ASİYE ELBOĞA VE DİĞERLERİ Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2018/4431
Karar No: 2018/4431
Karar Tarihi: 9/6/2021

AYM 2018/4431 Başvuru Numaralı ASİYE ELBOĞA VE DİĞERLERİ Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ASİYE ELBOĞA VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/4431)

 

Karar Tarihi: 9/6/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Ayhan KILIÇ

Başvurucular

:

1. Asiye ELBOĞA

 

 

2. Eyüp ELBOĞA

 

 

3. Gülseren KANAT

 

 

4. Hamza KANAT

 

 

5. Hanım ELBOĞA

 

 

6. Kasım ELBOĞA

 

 

7. Leyla ELBOĞA

 

 

8. Menice KANAT

 

 

9. Metin ELBOĞA

 

 

10. Nuriye ÜNER

 

 

11. Vesile YATAP

 

 

12. Şemsihan BEDİZ

 

 

13. Şükriye ELBOĞA

Başvurucular Vekili

:

Av. Mustafa YILDIZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; akaryakıt rafinerisinde meydana gelen patlama sonucunda gerçekleşen ölüm olayı dolayısıyla açılan tazminat davasının makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının, dava dilekçesinde saklı tutulan fazlaya ilişkin haklarla ilgili olarak karar verilmemesi nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ve patlama sırasında çay ocağında meydana gelen hasarın karşılanmaması nedeniyle de mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 31/1/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4 Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Başvuru formunda Batman Toptancılar Sitesinde bulunan çay ocağında 3/5/2004 tarihinde meydana gelen patlama sonrasında başvurucuların murisi S.E. ile yakın akrabaları M.E. ve İ.E.nin öldüğü belirtilmiştir. Başvuru formunda başvurucuların S.E. ile olan yakınlık durumu tek tek açıklanmamıştır. Ancak başvuru formuna eklenen mahkeme kararları ile bilirkişi raporundan Gülseren Kanat"ın S.E.nin -resmî nikah bağı olmaksızın- birlikte yaşadığı kişi, Hamza Kanat"ın ise bu birliktelikten olan çocuğu, Eyüp Elboğa"nın S.E.nin babası, Kasım Elboğa, Şükriye Elboğa, Leyla Elboğa, Asiye Elboğa ve Metin Elboğa"nın S.E.nin kardeşleri, Hanım Elboğa"nın S.E.nin babaannesi, Vesile Yatap, Şemsinan Bediz, Menice Kanat ve Nuriye Üner"in ise S.E.nin halaları olduğu anlaşılmaktadır. Başvuru formunda açıklama yapılmamakla birlikte formun eklerinden M.E.nin başvuruculardan Eyüp Elboğa"nın kardeşi ve müteveffa S.E.nin amcası olduğu görülmektedir. Yine patlamada hasar gördüğü ileri sürülen çay ocağının M.E. tarafından işletildiği ve S.E.nin de anılan çay ocağında çalıştığı başvuru formunun eklerinden tespit edilmektedir.

8. Başvuru formunun eklerinden anlaşıldığı kadarıyla S.E.nin ölümü nedeniyle Türkiye Petrol Rafinerileri Anonim Şirketi (TÜPRAŞ) tarafından 22/7/2004 tarihinde Eyüp Elboğa"ya 18.721,83 TL ödeme yapılmıştır.

9. Başvurucular 19/1/2007 tarihinde TÜPRAŞ"a karşı Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) tazminat davası açmıştır. Dava dilekçesinde, patlamanın TÜPRAŞ tesisinden kaynaklandığı belirtilmiş; meydana gelen ölümlerin yol açtığı manevi ızdıraptan söz edilmiştir. Dilekçede, S.E.nin ailede gelir elde eden tek kişi olduğu ve onun ölümüyle başvurucuların onun desteğinden yoksun kaldıkları ifade edilmiştir. Ayrıca tüm başvurucular için toplam 59.000 TL manevi tazminatın yanı sıra Gülseren Kanat, Hamza Kanat ve Eyüp Elboğa için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ayrı ayrı 500 TL maddi tazminat talep edilmiştir. Başvurucular, çay ocağında oluştuğunu iddia ettikleri maddi zararla ilgili olarak herhangi bir tazminat talep etmemiştir.

10. Mahkeme 22/5/2009 tarihli kararıyla zamanaşımı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Mahkeme bir yıllık zamanaşımı süresinin olay tarihinden itibaren başlayacağını kabul etmiştir. Mahkeme kararı Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin (Daire) 14/6/2011 tarihli kararıyla onanmıştır. Ancak Daire karar düzeltme aşamasında verdiği 21/12/2011 tarihli kararıyla onama kararını kaldırmış ve mahkeme kararını bozmuştur. Daire zarar verenin kim olduğunun başvurucular tarafından ne zaman öğrenildiğine ilişkin olarak dosyada bir verinin bulunmadığına işaret etmiş ve ceza davasındaki dosyanın getirtilerek sonucuna göre değerlendirme yapılması gerektiğini ifade etmiştir.

11. Mahkemece hesap bilirkişisine inceleme yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen 24/4/2014 tarihli ek raporda S.E.nin vefatı nedeniyle uğranılan destekten yoksun kalma zararı Gülseren Kanat için 114.032,91 TL, Hamza Kanat için 21.289,98 TL ve Eyüp Elboğa için 10.055,09 TL olarak hesaplanmıştır. Raporda ayrıca daha önce TÜPRAŞ tarafından 22/7/2004 tarihinde Eyüp Elboğa"ya ödenen 18.721,83 TL"nin faiz giydirilmiş hâlinin (toplam 40.033,52 TL) mahsup edilmesi önerilmiştir. Bilirkişi tarafından hazırlanan 20/10/2014 tarihli ek raporda ise başvuruculara Batman Valiliği ve TÜPRAŞ tarafından yapılan ödemelerin toplam tutarının 223.205,34 TL olduğu, bu sebeple başvuruculara ödenmesi gereken maddi tazminatın bulunmadığı ifade edilmiştir.

12. Mahkeme 14/1/2015 tarihli kararıyla manevi tazminat talebi yönünden davayı kısmen kabul etmiş, maddi tazminat talebi yönünden ise davayı reddetmiştir. Mahkeme başvurucuların ceza davasına sunulan 31/7/2006 ve 7/11/2006 tarihli bilirkişi raporlarıyla faili ve zararı öğrendiklerini kabul etmiş, buna göre 19/1/2007 tarihinde açılan davanın süresinde olduğunu ifade etmiştir. Mahkeme, maddi tazminat istemi yönünden Eyüp Elboğa"ya ödenen 18.586,20 TL"nin faizi ile birlikte güncellenmesi neticesinde 148.170,32 TL olduğunu belirtmiş ve bu tutarın başvurucular için hesaplanan 145.377,98 TL maddi zarardan fazla olduğunu, bu nedenle maddi tazminat isteminin reddi gerektiğini ifade etmiştir.

13. Başvurucu 12/2/2015 tarihinde kararı temyiz etmiştir. Temyiz dilekçesinde, maddi zararın ödendiği kabulüyle buna ilişkin tazminat istemi reddedilmiş ise de idare tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı belirtilmiştir. Dilekçede ayrıca hükmedilen manevi zararların da düşük olduğu ileri sürülmüştür. Daire 18/5/2015 tarihli kararıyla maddi tazminata ilişkin hüküm fıkrası yönünden mahkeme kararını bozmuştur. Kararın gerekçesinde, mahkeme kararı ile hükme esas alınan bilirkişi raporu arasındaki rakamsal farklılıklar nedeniyle raporun hükme esas alınmaya elverişli olmadığı kabul edilmiştir. Daire yeni bir bilirkişi raporu alınması gerektiğine işaret etmiştir. Karar düzeltme istemi Dairenin 20/1/2016 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

14. Bozma kararına uyan Mahkeme yeniden bilirkişi incelemesi yaptırmıştır. Bilirkişi tarafından hazırlanan 6/4/2017 tarihli raporda Gülseren Kanat için 260.595,20 TL, Hamza Kanat için 16.482,20 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi, Eyüp Elboğa için ise önceden aldığı tutarlar gözetilerek hiç tazminata hükmedilmemesi gerektiği kanaati açıklanmıştır. Mahkeme 31/10/2017 tarihli kararla davayı kısmen kabul etmiştir. Mahkeme başvurucular lehine toplam 32.000 TL manevi tazminata hükmetmiştir. Mahkeme; Eyüp Elboğa"nın maddi tazminat talebini daha önce kendisine ödeme yapıldığı gerekçesiyle reddetmiş, Gülseren Kanat ve Hamza Kanat için ise talepleriyle bağlı kalarak her biri lehine 500 TL maddi tazminata hükmetmiştir.

15. Mahkeme kararı 5/1/2018 tarihinde başvuruculara tebliğ edilmiştir. Başvurucular bu karara karşı temyiz yoluna başvurmamıştır.

16. Başvurucular 31/1/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

17. Anayasa Mahkemesinin 9/6/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddialar

1. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

a. Başvurucuların İddiaları

18. Başvurucular, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

b. Değerlendirme

19. Bireysel başvuru yapıldıktan sonra yürürlüğe giren 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun"un 20. maddesiyle 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun"a geçici madde eklenmiştir.

20. 6384 sayılı Kanun"a eklenen geçici maddeye göre yargılamaların uzun sürmesi ve yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi ya da icra edilmemesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı (Tazminat Komisyonu) tarafından incelenmesi öngörülmüştür.

21. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018, § 26) kararında Anayasa Mahkemesi yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği veya hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır.

22. Ferat Yüksel kararında özetle anılan başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı ve tazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).

23. Mevcut başvurunun bu kısmı yönünden söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

a. Başvurucuların İddiaları

25. Başvurucular, Mahkemenin zamanaşımı gerekçesiyle davayı reddetmesi sebebiyle davayı ıslah etme imkânını yitirdiklerini ve bu durumun mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Başvurucular yargılamanın uzun sürmesinden bezdikleri ve tazminat tutarına acil ihtiyaçları olduğu için kararı bir daha temyiz etmediklerini belirtmiştir.

b. Değerlendirme

26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucular ıslah imkânının yitirilmesiyle ilgili iddialarını mülkiyet hakkı kapsamında ileri sürmüş iseler de vücut bütünlüğüne yönelik müdahalelerden dolayı oluşan zararların tazmini için açılan davaların mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi mümkün değildir. Öte yandan başvurucuların ıslah talebinde bulunduğuna ve Mahkemenin zamanaşımı gerekçesiyle davayı reddettiğine ilişkin bir durumun da söz konusu olmadığı gözetildiğinde bu şikâyetin mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmesi de olanaksızdır. Bu nedenle başvurucuların anılan şikâyetinin hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.

27. Anayasa"nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrasında bireysel başvuruda bulunulmadan önce ihlal iddiasının dayanağı olan işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş olan idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Temel hak ihlallerini öncelikle derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olması, kanun yollarının tüketilmesi koşulunu zorunlu kılar (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, §§ 19, 20; Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 26).

28. Mahkeme başvuruculardan Gülseren Kanat ve Hamza Kanat"ın maddi tazminat taleplerinin, her biri için 500 TL olduğunu gözetmek suretiyle bu tutarla sınırlı olarak taleplerinin kabulüne karar vermiştir. Ancak başvurucular yargılama sırasında ıslah talebinde bulunduklarını ortaya koymadıkları gibi dava dilekçesinde saklı tuttukları fazlaya ilişkin haklarıyla ilgili olarak karar verilmemiş olması yönüyle kararı temyiz de etmemiştir. Başvurucular temyiz yolunun etkisiz olduğuna dair bir açıklamada da bulunmamıştır. Başvurucular yargılamanın uzun sürmüş olması ve Mahkemece hükmedilen tazminat tutarına ihtiyaçları olması dolayısıyla kararı temyiz etmediklerini belirtmiştir. Ne var ki yargılamanın uzun sürmüş olması ve mali yönden ihtiyaç içinde bulunulması temyiz yolunun tüketilmemesini haklılaştırmamaktadır.

29. Bu durumda başvuruculardan Gülseren Kanat ve Hamza Kanat"ın ıslah talebinde bulunmadan ve temyiz yoluna müracaat etmeden bireysel başvuruda bulunmaları sebebiyle dava dilekçesinde saklı tuttukları fazlaya ilişkin hakları yönünden başvuru yollarını tüketmedikleri sonucuna ulaşılmıştır.

30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

31. Başvurucular, M.E. tarafından işletilen çay ocağının kullanılamayacak hâle gelmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

32. Başvurucular Mahkemeye sundukları dava dilekçesinde sadece S.E.nin ölümü sebebiyle uğradıkları maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiş, çay ocağında meydana gelen hasar sebebiyle tazminat talebinde bulunmamıştır. Derece mahkemeleri de davanın kapsamını S.E.nin ölümünden kaynaklı maddi ve manevi zararlarla sınırlı olarak incelemişlerdir. Başvurucular yargılamanın hiçbir aşamasında derece mahkemelerinin davalarının kapsamını dar yorumladığına dair bir iddia da ileri sürmemiştir. Bu durumda çay ocağının uğradığı hasarın karşılanmadığı iddiasıyla ilgili olarak olağan başvuru yollarının tüketilmediği sonucuna ulaşılmaktadır.

33. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 9/6/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara