Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2214 Esas 2022/1956 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2214
Karar No: 2022/1956
Karar Tarihi: 06.04.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2214 Esas 2022/1956 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2021/2214 E.  ,  2022/1956 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
    İLK DRC. MHK. : Adana 1. Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki mahkeme kararının kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacı vekili, taraflar arasında, davalının kurduğu organizasyondan konut satın almak amacıyla sözleşme düzenlendiğini, müvekkilinin bu sözleşme kapsamında davalıya toplam 15.510,00 TL ödeme yaptığını, fakat daha sonra sözleşmeden caydığını, bu hususta davalı tarafa ihtarname gönderdiğini, davalının organizasyon masraflarını keserek iade yapmayı kabul ettiğini ileri sürerek taraflar arasındaki sözleşmenin ve takip eden ödemelerin iptaline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.510,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalının dahil olduğu grup için çekiliş yapıldığını ve bu çekiliş için başta noter olmak üzere birçok masraf yapıldığını, sözleşme uyarınca çekilişten sonra sistemden çıkılması halinde müşterinin ancak ödemiş olduğu peşinatı ve taksitleri iade alabileceğini, organizasyon ücretinin iade edilemeyeceğini, davacının gönderdiği ihtar üzerine sözleşmenin feshini kabul ederek ödemiş olduğu taksitlerı, organizasyon masraflarını mahsup ederek iade etmeyi kabul ettiklerini, davacının ödeme gününü beklemeden işbu davayı açtığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin ön ödemeli konut satış sözleşmesi olduğu, sözleşmenin 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da öngörülen şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, öte yandan sözleşmedeki cayma hakkı yasaya uygun şekilde düzenlenmediğinden tüketici aleyhine haksız şart niteliğinde olduğu, tarafların verdiklerini iade ile yükümlü oldukları gerekçesiyle, taraflar arasındaki sözleşmelerin iptaline ve 15.510,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, ödenmeyen bakiye taksitler yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince, davacının 9.500,00 TL taksit ödemesi ve 6.010,00 TL organizasyon ücreti olmak üzere toplam 15.510,00 TL ödeme yaptığı, taraflar arasındaki taşınmaz alım satımını konu alan sözleşmenin, resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tarafların aldıklarını iade ile yükümlü oldukları, bu itibarla 15.510,00 TL'nin iadesi ve sözleşmenin iptali yönünden verilen hükmün yerine olduğu, ancak verilen iptal kararının sözleşmenin geçersizliğinin tespiti mahiyetinde olduğundan, dava değerinin ödenen bedelini iadesi olarak kabulü ile bu miktar üzerinden harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerekirken, sözleşme bedelinin de dava değerine dahil edilmesinin doğru olmadığı belirtilerek, istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kabulü ile sözleşmenin iptali yönünden yeniden hüküm tesis edilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, taraflar arasında imzalanan ev edindirme organizasyon sözleşmesi gereğince ödenen bedelin cayma hakkının kullanılmasına dayalı olarak iadesi istemine ilişkindir.
    Taraflar arasında imzalanan 18.11.2015 tarihli sözleşmede sözleşmenin konusu; "Katılımcıların ödeme güçlerine göre gruplar halinde organize edilerek gayrimenkul sahibi olmalarını sağlayan Eminevim'in sunduğu hizmettir" şeklinde tanımlanmıştır. Sözleşmede, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden farklı olarak, davalının kurduğu sistem ile katılımcıların ödeme güçlerine göre gruplar halinde organize edilmesi ve neticede katılımcılara gayrimenkul edindirilmesi amaçlanmaktadır. Davalı şirket, katılımcılara, belirli bir hizmet bedeli karşılığında ve gayrımenkul alımı konusunda organizasyon hizmeti sunmayı tahaahüt etmektedir. Hizmet bedeli ve taksitleri ödeyerek tüm edimini yerine getiren katılımcı, kur'a ile belirlenen teslim tarihi geldiğinde, Eminevim'in yaparak satışa sunduğu ya da kendi belirleyeceği taşınmazı almaya hak kazanacaktır. Buna göre, doğrudan taşınmaz mülkiyetinin devrini konu edinmeyen bu sözleşmenin, bir geçerlilik şekli bulunmayıp, ilk derece mahkemesinin ve bölge adliye mahkemesinin aksi yöndeki gerekçelerinde isabet görülmemiştir.
    Sözleşmenin "Ayrılma ve Devir" başlıklı 7. maddesinde; "Çekilişe giren müşteri ayrılmak isterse ödediği taksitler, (varsa) peşinat iade edilir. Organizasyon ücreti iade edilmez" hükmüne yer verilmiştir.
    Somut olayda, davacı katılımcı 9.500,00 TL organizasyon bedeli ve 6.010,00 TL taksit ödemesi yapmıştır. Sözleşmede 32 ay vade öngörülmüştür. Davacı, sistemde yaklaşık 18 ay kalmış, çekiliş sonrası gönderdiği 08.05.2017 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini ve ödediği tüm bedellerin iadesini talep etmiştir. Davalı şirket, 18.05.2017 tarihli cevabi ihtarında, feshi kabul ederek, masrafları düştükten sonra organizasyon ücretinin 2.416,00 TL'si ile 6.010,00 TL taksit ödemesi olmak üzere toplam 8.426,00 TL'yi altı ay içerisinde ödemeye hazır olduğunu bildirmiştir. Sözleşmede öngörülen vade, davacının sistemde kaldığı süre ve çekilişin yapılmış olmasına göre, sözleşmenin az yukarıda anılan 7. maddesi hükmü uyarınca, davacının, organizasyon ücretinin iadesini isteyemeyeceği anlaşılmakta ise de, davalı şirketin 18.05.2017 tarihli cevabi ihtarındaki beyanı nazara alınarak, 8.426,00 TL'nin tahsiline hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarihli ve 2019/309 Esas, 2019/787 Karar sayılı kararının davalı yararına BOZULMASINA, davalı Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara