Esas No: 2018/23534
Karar No: 2018/23534
Karar Tarihi: 15/6/2021
AYM 2018/23534 Başvuru Numaralı İHSAN BURAK ALSAN Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
İHSAN BURAK ALSAN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2018/23534) |
|
Karar Tarihi: 15/6/2021 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Hicabi DURSUN |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
|
|
İrfan FİDAN |
Raportör |
: |
Mahmut ALTIN |
Başvurucu |
: |
İhsan Burak ALSAN |
Vekili |
: |
Av. Mehmet Erol ALSAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, taşınmazın imar planında kamu hizmeti alanına ayrılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 7/8/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
8. Başvuru konusu Ankara"nın Etimesgut ilçesi Erler Mahallesi 44987 ada 1 parsel sayılı 37.071 m² yüz ölçümündeki taşınmaz, 6/4/1987 tarihinde kesinleşen imar planında oyun ve park alanı olarak kamu hizmeti alanına ayrılmıştır.
9. Başvurucu, anılan taşınmazın 17567/1235700 oranında hissesini 11/4/2013 tarihinde satın almıştır.
10. Başvurucu, imar planında kamu hizmet alanına ayrılan taşınmazın rayiç bedelinin ödenmesi istemiyle Belediye aleyhine 13/5/2013 tarihinde kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açmıştır. Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar vermiştir. Başvurucu bu kararın kesinleşmesi üzerine 30/4/2014 tarihinde Ankara 3. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) tam yargı davası açmıştır. Başvurucu, söz konusu taşınmazın imar planında oyun ve park alanına ayrılmış olmasına rağmen kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının sınırlandığını belirterek 571.500 TL tazminatın ödenmesini talep etmiştir. Davalı Ankara Büyükşehir Belediyesi (Belediye) cevap dilekçesinde, söz konusu taşınmazın 14/11/2011 tarihinde onaylanan imar planı değişikliğiyle ticari rekreasyon alanına dönüştürüldüğünü belirtmiştir.
11. Mahkemece 25/3/2016 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde, başvuru konusu taşınmazın 1986 yılında onaylı imar planıyla oyun ve park alanı olarak ayrıldığı, 2011 yılında yapılan imar planı değişikliği ile ticari rekreasyon alanına dönüştürüldüğü, 1/1000 ölçekli planda 2013 yılında da değişikliğe gidildiği ifade edilmiştir. Bununla birlikte başvurucunun uyuşmazlık konusu taşınmazı satın aldığı 11/4/2013 tarih itibarıyla taşınmaz üzerindeki kısıtlılık durumunun mevcut olduğu ve başvurucunun kısıtlılık hâlini bilerek satın aldığı belirtilmiştir. Öte yandan başvurucunun taşınmazı satın aldığı tarihten itibaren beş yıllık süre geçmediği açıklanarak ve bu beş yıllık süre dolmadan kısıtlılık nedeniyle idarenin kamulaştırma yapmaya zorlanamayacağı vurgulanmıştır.
12. Başvurucu, Mahkeme kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurmuştur. Danıştay Altıncı Dairesi (Daire) 24/10/2016 tarihinde kararı onamıştır. Karar düzeltme talebi de aynı Daire tarafından 17/5/2018 tarihinde reddedilmiştir.
13. Nihai karar 9/7/2018 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir.
14. Başvurucu 7/8/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
15. Konu ile ilgili hukuk için bkz. Hüseyin Ünal, B. No: 2017/24715, 20/9/2018, §§ 17-29.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 15/6/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
17. Başvurucu; taşınmazın imar planında kamu hizmeti alanına/oyun ve park alanına ayrılmasının mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiğini, bu müdahale sebebiyle taşınmazını dilediği gibi kullanamadığını belirtmiştir. Başvurucu, taşınmazının kamulaştırılmamasının mülkiyet hakkının ihlaline yol açtığını ifade etmiştir. Başvurucu diğer taraftan, taşınmazın niteliğinin özel alana çevrilmesine yönelik imar planı değişikliğiyle, maliklerin tasarruf hakları üzerindeki sınırlamaların kaldırılması değil dava açmalarının önüne geçilmesinin amaçlandığını öne sürmüştür. Başvurucu, imar planı değişikliğine rağmen taşınmazı kullanma ve tasarrufta bulunma hakkının sınırlandırılmasının devam ettiğini, derece mahkemelerinin aksi yöndeki kararı nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma hakları ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
18. Anayasa"nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:
"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."
19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu; mülkiyet hakkı dışında adil yargılanma hakkı ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmektedir. Ancak somut olayda eşitlik ilkesinin ihlaline yol açabilecek farklı muamelenin varlığı başvurucu tarafından temellendirilmemiştir.
20. Diğer taraftan başvurucunun asıl şikâyetinin imar uygulamasında kamu hizmeti alanı olarak ayrılması sebebiyle maliki olduğu taşınmazından dilediği gibi yararlanamadığına, taşınmazını kullanamadığına ve ondan tasarruf edemediğine yönelik olduğu anlaşılmakla başvurucunun bütün şikâyetleri mülkiyet hakkının ihlali iddiası kapsamında incelenmiştir.
21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre Anayasa Mahkemesince açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemez olduğuna karar verilebilir. Başvurucunun ihlal iddialarını temellendiremediği, iddialarının salt kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
22. Başvuruya konu yargılamada Belediyenin cevap dilekçesinde ve Mahkeme kararının gerekçesinde başvuru konusu taşınmazın 2011 yılında ticari rekreasyon alanına dönüştürüldüğü belirtilmesine rağmen başvuru formunda taşınmazın ticari rekreasyon alanı dönüştürülmediğine ilişkin açıklama ve itirazda bulunulmamıştır. Buna göre başvuru formu ve ekiyle Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi kayıtlarında başvuru konusu taşınmazın ticari rekreasyon alanına dönüştürüldüğüne dair idari bir karara rastlanmamış ise de Mahkemenin taşınmazın 2011 yılında yapılan imar planı değişikliğiyle ticari rekreasyon alanında kaldığı kabulü üzerinden değerlendirme yapılmıştır.
23. Anayasa"nın 35. maddesinin birinci fıkrasında "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir." denilmek suretiyle mülkiyet hakkı güvenceye bağlanmıştır. Anayasa"nın anılan maddesiyle güvenceye bağlanan mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır (AYM, E.2015/39, K.2015/62, 1/7/2015, § 20). Bu bağlamda hisseli olarak tapuda başvurucu adına kayıtlı olan taşınmazın Anayasa"nın 35. maddesi bağlamında mülk teşkil ettiği açıktır.
24. Somut olayda önce 6/4/1987 tarihinde oyun ve park alanı olarak kamu hizmeti alanına ayrılan taşınmazın daha sonra 14/11/2011 tarihinde onaylanan imar planı değişikliğiyle imar durumu ticari rekreasyon alanına dönüştürülmüştür. Başvurucu ise bu taşınmazı 11/4/2013 tarihinde satın almıştır. Dolayısıyla taşınmazın imar durumu kamu hizmet alanından çıkartılarak ticari rekreasyon alanı olarak belirlenmekle taşınmazının değerinin ekonomik olarak arttığı, ancak bu imar durumuyla sınırlı olarak kullanabilmesi mümkün kılınmıştır. Öte yandan başvurucunun, taşınmazın kamu hizmet alanından çıkartıldıktan sonra taşınmazı satın aldığına işaret etmek gerekir.
25. Buna göre imar planında yapılan değişiklikle birlikte taşınmazın kamu hizmetine tahsis edilmesinden kaynaklanan sınırlamalar kalkmış ve taşınmaz üzerinde özel amaçlarla yapılaşma mümkün hâle gelmiştir. Bu nedenle taşınmazın kamu hizmetine ayrılması nedeniyle oluşan kamulaştırma zorunluluğunun ortadan kalktığının kabulü gerekir.
26. Diğer taraftan taşınmazın ticari rekreasyon alanı olarak belirlenmesinin kamu yararına olmadığını ve bu nedenle iptali gerektiğini ileri süren başvurucunun mülkiyet hakkına müdahale teşkil eden söz konusu imar planı değişikliğinin iptali istemiyle idari yargı yerlerinde iptal davası açabilmesi de mümkündür. Bunun da mülkiyet hakkının korunması çerçevesinde imar planı değişikliğinin hukuki olup olmadığını denetlemeye imkânı tanıması nedeniyle önemli bir güvence olduğu söylenebilir.
27. Sonuç olarak uyuşmazlığa konu taşınmazın oyun ve park alanı olarak belirlenen imar durumu sonradan ticari rekreasyon alanına dönüştürülerek taşınmazın kamu hizmeti alanına ayrılmasından vazgeçilmiştir. Böylece taşınmazın özel amaçlarla kullanımının engellemediği anlaşıldığından başvuruya konu kararda bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 15/6/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.