AYM 2018/16243 Başvuru Numaralı HASAN AŞKIN Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2018/16243
Karar No: 2018/16243
Karar Tarihi: 15/6/2021

AYM 2018/16243 Başvuru Numaralı HASAN AŞKIN Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HASAN AŞKIN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/16243)

 

Karar Tarihi: 15/6/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Gizem Ceren DEMİR KOŞAR

Başvurucu

:

Hasan AŞKIN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, infaz rejiminin aleyhe uygulanması nedeniyle suç ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 24/5/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

5. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

9. İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin 21/5/1998 tarihli kararıyla başvurucunun 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu"nun 125. maddesi uyarınca ölüm cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Hüküm, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 16/11/1998 tarihli kararıyla onanarak kesinleşmiştir.

10. 3/8/2002 tarihli ve 4771 sayılı Kanun uyarınca İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesince 9/9/2002 tarihinde verilen ek karar ile ölüm cezası kaldırılarak başvurucunun müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Karar temyiz edilmeden 25/9/2002 tarihinde kesinleşmiştir.

11. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun yürürlüğe girmesi üzerine 22/6/2005 tarihli ek karar ile başvurucunun cezası müebbet hapis cezası olarak uyarlanmıştır. Uyarlama kararı, Yargıtay 9 Ceza Dairesinin 15/2/2007 tarihli ilamı ile bozulmuştur. Bozma üzerine yeniden ele alınan dosyada (kapatılan) İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi 10/4/2007 tarihinde başvurucunun müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiş, Yargıtay 9. Ceza Dairesince 4/6/2009 tarihinde onanan karar kesinleşmiştir.

12. Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı 10/10/2016 tarihli yazısı ile başvurucu hakkında müddetname tanzimine esas olmak üzere hükümlünün infazı hususunda bir karar verilmesini (kapatılan) İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinden talep etmiştir. Bunun üzerine Mahkeme 21/11/2016 tarihinde, başvurucunun cezasının ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olarak infaz edilmesine dair ek karar vermiştir. Başvurucunun itirazı üzerine aynı Mahkeme tarafından ek karar kaldırılarak başvurucunun cezasının müebbet hapis cezası olarak belirlenmesine karar verilmiştir.

13. Anılan karara karşı Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz etmesi üzerine İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi nihai olarak başvurucunun cezasının ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olarak infazına karar vermiştir.

14. Başvuru 24/5/2018 tarihinde yapılmıştır.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

15. 4771 sayılı Kanun"un 1. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"A) Savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar için öngörülen idam cezaları hariç olmak üzere, 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu, 7.1.1932 tarihli ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun ile 31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununda yer alan idam cezaları müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülmüştür.

...

B) ...

Bu Kanun hükümlerine göre idam cezaları müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülen terör suçluları hakkında Cezaların İnfazı Hakkında Kanun ile 12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun şartla salıverilmeye ilişkin hükümleri uygulanmaz. Bunlar hakkında müebbet ağır hapis cezası ölünceye kadar devam eder."

16. 5237 sayılı Kanun"un 7. maddesi şöyledir:

"(1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.

 (2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.

 (3) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/2 md.) Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.

 (4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir."

17. 5237 sayılı Kanun"un 46. maddesi şöyledir:

"(1) Hapis cezaları şunlardır:

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası.

b) Müebbet hapis cezası.

c) Süreli hapis cezası."

18. 5237 sayılı Kanun"un 47. maddesi şöyledir:

"Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlünün hayatı boyunca devam eder, kanun ve Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre çektirilir."

19. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 25. maddesi şöyledir:

 (1) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazı rejimine ait esaslar aşağıda gösterilmiştir:

a) Hükümlü, tek kişilik odada barındırılır.

b) Hükümlüye, günde bir saat açık havaya çıkma ve spor yapma hakkı tanınır.

c) Risk ve güvenlik gerekleri ile iyileştirme ve eğitim çalışmalarında gösterdiği gayret ve iyi hâle göre; hükümlünün, açık havaya çıkma ve spor yapma süresi uzatılabileceği gibi kendisi ile aynı ünitede kalan hükümlülerle temasta bulunmasına sınırlı olarak izin verilebilir.

d) Hükümlü, yaşadığı yerin olanak verdiği ve idare kurulunun uygun göreceği bir sanat veya meslek etkinliğini yürütebilir.

e) Hükümlü, kurum idare kurulunun uygun gördüğü hâllerde ve onbeş günde bir kez olmak üzere (f) bendinde gösterilen kişilere, süresi on dakikayı geçmemek üzere telefon edebilir.

f) Hükümlüyü; eşi, altsoy ve üstsoyu, kardeşleri ve vasisi, belirlenen gün, saat ve koşullar içerisinde onbeş günlük aralıklarla ve günde bir saati geçmemek üzere ziyaret edebilirler.

g) Hükümlü hiçbir suretle ceza infaz kurumu dışında çalıştırılamaz ve kendisine izin verilmez.

h) Hükümlü, kurum iç yönetmeliğinde belirtilenlerin dışında herhangi bir spor ve iyileştirme faaliyetine katılamaz.

ı) Hükümlünün cezasının infazına, hiçbir surette ara verilemez. Hükümlü hakkında uygulanacak tüm sağlık tedbirleri, tıbbî tetkik ve zorunluluklar hariç ceza infaz kurumlarında, mümkün olmadığı takdirde tam teşekküllü Devlet ya da üniversite hastanelerinin tek kişilik ve yüksek güvenlikli mahkûm koğuşlarında uygulanır."

B. Uluslararası Hukuk

20. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin (Sözleşme) "kanunsuz ceza olmaz" başlıklı 7. maddesinin ilgili kısmı "(...) suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez." şeklindedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Sözleşme"nin 7. maddesinde geçen "ceza" kavramının otonom bir kavram olduğunu ifade etmektedir. AİHM, özünde “ceza” teşkil eden bir tedbir ile “cezanın infazı veya icrası” ile ilgili olan bir tedbir arasında ayrım yapılması gerektiğine işaret etmektedir (Kafkaris/Kıbrıs, B. No: 21906/04, 12/2/2008, § 142).

21. AİHM, infaza ilişkin olsa dahi cezanın karakterini esaslı bir şekilde değiştiren düzenlemelerin Sözleşme"nin 7. maddesi kapsamında bir soruna neden olabileceğini ifade etmektedir. Bununla birlikte AİHM, özgürlükten yoksun kılmaya ilişkin cezanın (ilk yerleştirilen kurumdan) daha ağır koşullara sahip bir kurumda infaz edilmesini cezaya ilişkin esaslı bir değişiklik olarak görmemiş ve başvuruda konu bakımından yetkisizlik kararı vermiştir (Müller/Çek Cumhuriyeti [k.k.], B. No: 48058/09, 6/9/2011).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

22. Mahkemenin 15/6/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

23. Başvurucu, cezasının müebbet hapis cezası yerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olarak infaz edilmesi nedeniyle ikinci derece yakınlarıyla ziyaret gerçekleştiremediğini, telefon hakkından haftada bir yerine iki haftada bir yararlanabildiğini, havalandırma süresini günde bir saat olarak kullanabildiğini, atölye, kurs, spor gibi etkinliklerden yararlanamadığını ve tek kişilik odada barındırıldığını belirterek suç ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

24. Bakanlık görüşünde; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının hem bu cezanın uygulanmasına yol açan suçun niteliği, hem de bu suçu işleyen hükümlülerin gösterdiği tehlikeliliğin ağırlığı ile orantılı olarak müebbet hapis cezasına göre daha katı bir infaz rejiminin uygulanmasını gerektirdiği, bu nedenle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlülerine diğer müebbet hapis cezası hükümlülerinden farklı ve daha ağır bir infaz rejimi uygulandığı belirtilmiştir.

25. Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvurucu, aleyhine düzenleme içeren kanun hükmünün geriye yürütülmesi suretiyle infaz rejiminin ağırlaştırıldığını ifade etmiştir.

B. Değerlendirme

26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Sözleşme ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme"ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvuru kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).

27. Anayasa’nın "Suç ve cezalara ilişkin esaslar" kenar başlıklı 38. maddesinin birinci fıkrasının başvuru konusu olayla ilgili kısmı "...Kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez." şeklindedir. Bu durumda infaz koşullarına ilişkin değişikliklerin ceza kavramı kapsamında görülmemesi hâlinde Anayasa"nın 38. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması mümkün değildir (Nesip Tarım, B. No: 2017/18634, 18/11/2020, § 22).

28. İnfaz koşullarının esaslı bir şekilde ağırlaştırılması infazla ilgili olan bir konuyu Anayasa"nın 38. maddesinin birinci fıkrası anlamında ceza kavramının kapsamına sokabilecek olmakla birlikte bunun bazı istisnai hâllerle sınırlı olacağının kabulü gerekir. Somut olay bu kapsamda değerlendirildiğinde başvurucunun aleyhe olacak şekilde ağırlaştırıldığından şikâyet ettiği hususlar başvurucunun barındırıldığı odanın niteliği, ceza infaz kurumundaki sosyal yaşam, haberleşme ve ziyaret hakkı gibi hususlara ilişkin olup tutulma koşulları yönünden kısmi farklılıklar içeren bu değişikliklere ilişkin şikâyetlerin Anayasa"nın 38. maddesinde geçen ceza kavramı kapsamında görülemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.

29. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Suç ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 15/6/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara