AYM 2018/16747 Başvuru Numaralı EMİN GÜRCAN ÇAVDAROĞLU Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2018/16747
Karar No: 2018/16747
Karar Tarihi: 16/6/2021

AYM 2018/16747 Başvuru Numaralı EMİN GÜRCAN ÇAVDAROĞLU Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

EMİN GÜRCAN ÇAVDAROĞLU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/16747)

 

Karar Tarihi: 16/6/2021

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

Raportör

:

M. Emin ŞAHİNER

Başvurucu

:

Emin Gürcan ÇAVDAROĞLU

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, bir sosyal güvenlik ödemesinin değer kaybına uğratılarak yapılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 30/5/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü sunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu, Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığında hesap uzmanı olarak görev yapmakta iken 5/1/1990 tarihinde istifa etmiştir. Başvurucu daha sonra özel sektörde çeşitli işlerde Sosyal Sigortalar Kurumuna (SSK) tabi olarak çalışmıştır. SSK tarafından başvurucuya 1/8/2004 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı bağlanmıştır.

9. Anayasa Mahkemesi 5/2/2009 tarihli ve E.2005/40, K.2009/17 sayılı kararı ile 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun"un 12. maddesinde yer alan "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve" ibaresini, Anayasa"nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir. Bu karar 5/6/2009 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanmış olup 5/6/2010 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.

10. Başvurucu 18/6/2010 tarihli dilekçesiyle Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK), Emekli Sandığına tabi olarak çalıştığı hizmet süresi için kendisine emekli ikramiyesi ödenmesini talep etmiştir. SGK başvurucunun talebini reddetmiştir. Bu yazıda Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürüyemeyeceği belirtilmiştir. SGK ayrıca kanun koyucu tarafından bu konuda yapılan yeni düzenlemeye işaret etmiştir. 16/6/2010 tarihli ve 5997 sayılı Kanun"un 14. maddesi ile 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu"nun 89. maddesinin birinci fıkrası "Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve..." şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin yürürlük tarihi ise 5997 sayılı Kanun"un 19. maddesi uyarınca 1/6/2010 tarihi olarak belirlenmiştir. SGK"ya göre söz konusu iptal kararının yürürlüğe girmesinden önce yeni bir düzenleme yapılmış olduğundan emeklilik ikramiyesinin ödenmesi imkânı bulunmamaktadır.

A. Ankara 8. İdare Mahkemesindeki İlk Yargı Süreci

11. Başvurucu 3/8/2010 tarihinde Ankara 8. İdare Mahkemesinde (8. İdare Mahkemesi), talebinin reddine ilişkin idari işlemin iptali ve bahse konu emekli ikramiyesinin yasal faiziyle birlikte kendisine ödenmesi istemiyle dava açmıştır.

12. 8. İdare Mahkemesi 26/12/2012 tarihinde davanın kabulü ile dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. 8. İdare Mahkemesince, emekli aylığının bağlandığı tarihte yürürlükte bulunan katsayılar dikkate alınarak hesaplanacak emekli ikramiyesi tutarının davalı SGK tarafından başvurucuya ödenmesine karar verilmiştir. 8. İdare Mahkemesi, emekli ikramiyesinin güncel tutarlara göre ödenmesinin kanuni bir dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle başvurucunun ödeme tarihindeki katsayılar dikkate alınarak ödenmesi yönündeki isteminin reddine karar vermiştir.

13. 8. İdare Mahkemesinin idari işlemin iptaline dair mezkûr kararı üzerine başvurucunun otuz yıl üstü fiilî hizmet karşılığı olan 5.524,57 TL tutarında emekli ikramiyesi 4/4/2013 tarihinde başvurucuya ödenmiş ancak ikramiye, ödeme tarihindeki katsayılar yerine emekli olunan tarihteki katsayı üzerinden hesaplama yapılarak ödenmiştir. Ayrıca mahkeme kararında faize ilişkin hüküm bulunmaması nedeniyle herhangi bir faiz ödemesi yapılmadığı anlaşılmıştır.

14. Temyiz edilen karar Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. Kurulunca 14/11/2013 tarihinde onanmıştır.

B. Ankara 4. İdare Mahkemesindeki İkinci Yargı Süreci

15. Başvurucu, bu defa mezkûr yargı kararına istinaden şahsına yapılan ikramiye ödemesi ile ilgili faiz işletilmemesi nedeniyle ödenen emekli ikramiyesine emekli olduğu tarihten ödemenin yapıldığı tarihe kadar işletilecek yasal faizin de ödenmesi talebiyle 25/4/2013 tarihinde SGK"ya idari başvuruda bulunmuştur. SGK 24/6/2013 tarihinde mahkeme kararında faiz uygulamasına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir.

16. Başvurucu 3/6/2014 tarihinde mezkûr ret işleminin iptali ve emekli olduğu 1/8/2004 tarihinden ödemenin yapıldığı 4/4/2013 tarihine kadar geçen dönem için hesaplanacak yasal faizin ödenmesine karar verilmesi talebiyle Ankara 4. İdare Mahkemesinde (4. İdare Mahkemesi) dava açmıştır. Dava dilekçesinde başvurucu, yukarıda aktarılan olayları anlatarakreddedilen işlemin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.

17. 4. İdare Mahkemesi 13/11/2015 tarihli kararıyla dava konusu işlemin Ankara 8. İdare Mahkemesinin mezkûr kararı ile iptal edilen işleme dayanak olan ilk başvuru tarihinden ödemenin yapıldığı 4/4/2013 tarihine kadar işletilecek yasal faiz ödenmesi talebinin reddine ilişkin kısmının iptaline hükmetmiştir. Kararda ayrıca hesaplamanın yapıldığı 1/8/2004 tarihinden emekli ikramiyesi ödenmesi talebiyle yapılan ilk başvuru tarihine kadar işletilecek yasal faizin ödenmesi talebinin reddine ilişkin kısım yönünden de ret hükmüne yer verilmiştir. 4. İdare Mahkemesi kararında sonuç olarak başvurucuya ödenen emekli ikramiyesi tutarı olan 5.524,57 TL için emekli ikramiyesi ödenmesi talebiyle yapılan ilk başvuru tarihinden ödemenin yapıldığı 4/4/2013 tarihine kadar işletilecek yasal faizin davalı idarece başvurucuya ödenmesine ve hesaplamanın yapıldığı 1/8/2004 tarihinden emekli ikramiyesi ödenmesi talebiyle yapılan ilk başvuru tarihine kadar işletilecek yasal faizin ödenmesi talebinin reddine hükmedilmiştir.

18. Karar gerekçesinde; hukuka aykırı bulunmak suretiyle iptal edilen işleme dayanılarak yapılan ödemeler için faiz işletilmesi gerektiği, uyuşmazlıkta idarenin ikramiye ödeme yükümlülüğünün başvurucunun idareye ikramiye ödenmesi talebiyle başvurduğu tarihte oluştuğu ve yasal faizin bu başvuru tarihinden işletilmesi gerektiği hususlarına yer verilmiştir.

19. Taraflar, karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi, istinaf başvurusuna konu kararın hukuka uygun olduğu ve kararın kaldırılmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı tespitiyle 5/4/2018 tarihinde istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar vermiştir.

20. Nihai karar 7/5/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.

21. Başvurucu 30/5/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

22. Konu hakkında ilgili hukuk için bkz. Ferda Yeşiltepe [GK], B. No: 2014/7621, 25/7/2017, §§ 17-31.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

23. Mahkemenin 16/6/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

24. Başvurucu, mahkeme kararıyla kazanmış olduğu emekli ikramiyesinin tarafına ödenmiş olmasına karşın bu haktan yoksun kaldığı sürelerin çok önemli bir bölümü için faiz hesaplaması yapılmamasından yakınmaktadır. Başvurucu 2004 yılında emekli olmasına rağmen bu yıldaki katsayılar üzerinden hesaplanan ikramiyenin 2013 yılında faiz işletilmeden aynen ödenmiş olması nedeniyle hak kaybına uğradığını ileri sürmektedir. Başvurucuya göre kıdem tazminatı sayılan tutarların özel kesim işverenleri tarafından geç ödenmesi hâlinde en yüksek faiz uygulaması ile kayıpların telafisi yoluna gidilmekte iken devlet tarafından yapılan geç ödeme ya da hiç ödememe durumlarında bu tür bir telafi yoluna gidilmemesi ayrımcı birnitelik taşımaktadır. Başvurucu, şahsına ödenen emekli ikramiyesine emekli olduğu tarihten itibaren değil de başvuru tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesinin hak kaybını tamamen gidermediğini ifade etmektedir. Başvurucu sonuç olarak hak kazandığı emekli ikramiyesinin geç ödenmesinden kaynaklanan değer kaybını telafi edecek bir faiz ödemesi yapılamamış olması nedeniyle eşitlik ilkesi ile mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

25. Bakanlık görüşünde, kanunda başvurucunun talebine cevaz veren bir düzenleme olmadığı dikkate alındığında yürürlükteki mevzuata uygun işlemin hukuki dayanağının bulunduğu ifade edilmiştir. Bakanlık ayrıca başvurucuya emekli olduğu tarihteki koşullar dikkate alınarak ödeme yapılması yolunda işlem tesis edilmesinin ve yürürlükteki düzenlemelerin bu şekilde yapılmış olmasının kamu yararı amacı çerçevesinde sosyal güvenlik sisteminin devamlılığını ve sınırlı kamusal kaynakların doğru şekilde harcanmasını gözeten meşru bir amacı taşıdığını bildirmiştir.

B. Değerlendirme

26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özü, emekli ikramiyesinin enflasyon karşısında uğramış olduğu değer kaybının nazara alınmamasının ekonomik yönden mağduriyetine neden olduğuna ilişkin olup iddiaları mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.

27. Başvuruya konu olayda uygulanacak ilkeler Anayasa Mahkemesinin Ferda Yeşiltepe kararı ile ortaya konulmuştur (Ferda Yeşiltepe, §§ 45-76).

28. Başvurucunun emekli ikramiyesi alacağının mevcut olduğu derece mahkemelerince kabul edilmiştir. Başvurucunun bu alacağının Anayasa"nın 35. maddesi anlamında mülkiyet hakkı kapsamında mülk teşkil ettiği kuşkusuzdur (Ferda Yeşiltepe, §§ 45-47). Başvurucunun mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilen alacağının enflasyon karşısında değer kaybına uğratılarak ödenmesi şeklindeki müdahalenin mülkiyetten barışçıl yararlanmaya ilişkin birinci kural çerçevesinde incelenmesi gerekir (Ferda Yeşiltepe, §§ 48-51).

29. Anayasa Mahkemesi, kanun koyucunun bir hak olarak öngördüğü veya kamu borcu hâline gelmiş ödemelerin geç yapılması nedeniyle mağdur olunduğu iddiasıyla yapılan başvurularda alacakta veya hakka konu bedelde meydana gelen değer aşınmalarının başvurucular üzerinde orantısız bir yük oluşturması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlaline karar vermiştir (Mehmet Akdoğan ve diğerleri, B. No: 2013/817, 19/12/2013; Akel Gıda San. ve Tic. A.Ş., B. No: 2013/28, 25/2/2015; Ferda Yeşiltepe, §§ 63-76). Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi, mahkemelerce hükmedilen alacak veya tazminatların enflasyon karşısında aşırı ölçüde değer kaybettiği başvurularda ölçülülük yönünden mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir (Abdulhalim Bozboğa, B. No: 2013/6880, 23/3/2016, §§ 48-66; ANO İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti. [GK], B. No: 2014/2267, 21/12/2017, §§ 69-82).

30. Başvurucuya emekli ikramiyesi ödenmemesi suretiyle yapılan müdahale yönünden derece mahkemelerince Anayasa Mahkemesinin iptal kararları da gözetilerek emekli ikramiyesinin başvurucuya ödenmesine karar verilmiştir. Bu bakımdan başvurucunun mağduriyeti giderilmiş durumdadır. Öte yandan başvurucunun ikramiye hesabında ödeme tarihindeki katsayıların esas alınması talebinin somut bir temele dayalı olmadığı, hesaplama yöntemi ve esasları bakımından takdir hakkının derece mahkemelerine ait olduğu değerlendirilmiştir (Ferda Yeşiltepe, § 74). Bununla birlikte yargılama makamlarının başvurucunun emekli aylığının bağlandığı 1/8/2004 tarihi itibarıyla emekli ikramiyesine hak kazandığını tespit ettiği görülmektedir. Nitekim ikramiyenin hesaplanması da bu tarihteki katsayılara göre yapılmıştır.

31. Ancak mahkeme kararında faize ilişkin hüküm bulunmaması nedeniyle bu ikramiye alacağına herhangi bir faiz ödemesi yapılmamıştır (bkz. § 13). Başvurucununşahsına yapılan ikramiye ödemesi ile ilgili faiz işletilmemesi nedeniyle ödenen emekli ikramiyesine emekli olduğu tarihten ödemenin yapıldığı tarihe kadar işletilecek yasal faizin de ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlem aleyhine açtığı davanın sonucunda tesis edilen karar gereğince başvurucuya ödenen emekli ikramiyesine emekli olduğu tarihten itibaren değil de SGK nezdinde yapılan başvuru tarihinden itibaren faiz işletilmesi yoluna gidilmiştir (bkz. §§ 15, 17). Bu durumda başvurucuya emekli ikramiyesi ödemesinde başvurucunun emekli olduğu tarih (1/8/2004) ile Emekli Sandığına tabi olarak çalıştığı hizmet süresi için kendisine emekli ikramiyesi ödenmesi talebiyle SGK nezdinde yaptığı başvuru tarihi (18/6/2010) arasındaki dönem için yasal faiz uygulamasına gidilmemiştir. Buna göre de başvurucuya ödenen emekli ikramiyesinin anılan dönem içinde gerçekleşen enflasyon karşısında değer kaybına uğradığı açıktır.

32. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre alacağa hak kazanıldığı 2004 yılı Temmuz ayındaki 100 TL"nin başvurucunun SGK nezdinde başvuru yaptığı 2010 yılı Haziran ayı itibarıyla enflasyon karşısında değer kaybı giderilmiş karşılığı 163,40 TL"dir. Bu durumda başvurucuya ödenmesi gereken 5.524,57 TL tutarındaki emekli ikramiyesi alacağının 2010 yılı Haziran ayı itibarıyla TÜİK verileri kullanılarak enflasyon karşısında değer kaybının giderilmiş karşılığı 9.039 TL’dir.

33. Dolayısıyla yukarıdaki verilere göre başvurucunun mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilen 5.524,57 TL tutarındaki alacağının değer kaybını telafi edecek fark 3.514,43 TL"dir. Bu durumda alacağın hak kazanıldığı tarihten bu yana enflasyonun %63,64 oranında arttığı, enflasyon karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğradığı görülmektedir.

34. Sonuç olarak başvurucunun emekli ikramiyesine hak kazandığı tarihten Emekli Sandığına tabi olarak çalıştığı hizmet süresi için kendisine emekli ikramiyesi ödenmesi talebiyle SGK nezdinde yaptığı başvuru tarihine kadar geçen yaklaşık altı yıla kadarki süredeki enflasyon oranları dikkate alındığında mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilen söz konusu alacağın değer kaybına uğratılarak ödendiği anlaşılmaktadır. Belirtilen değer kaybının miktarı gözetildiğinde müdahaleyle başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiği, bu sebeple söz konusu müdahalenin kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengeyi başvurucu aleyhine bozduğu sonucuna varılmıştır(benzer yönde bir karar için bkz. Ferda Yeşiltepe, § 75).

35. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

C. 6216 Sayılı Kanun"un 50. Maddesi Yönünden

36. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama usulleri Hakkında Kanun"un 50. maddesinin ilgili kısmışöyledir:

 “(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

37. Başvurucu hak kazanmış olduğu emekli ikramiyesinin geç ödenmesinden kaynaklanan değer kaybını telafi edecek bir faiz tutarının ödenmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

38. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018) kararında ihlal sonucuna varıldığında ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağı hususunda genel ilkeler belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesi diğer bir kararında ise bu ilkelerle birlikte ihlal kararının yerine getirilmemesinin sonuçlarına da değinmiş ve bu durumun ihlalin devamı anlamına geleceği gibi ilgili hakkın ikinci kez ihlal edilmesiyle sonuçlanacağına işaret etmiştir (Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019).

39. Bireysel başvuru kapsamında bir temel hakkın ihlal edildiğine karar verildiği takdirde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırıldığından söz edilebilmesi için temel kural mümkün olduğunca eski hâle getirmenin yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin sağlanmasıdır. Bunun için ise öncelikle ihlalin kaynağı belirlenerek devam eden ihlalin durdurulması, ihlale neden olan karar veya işlemin ve bunların yol açtığı sonuçların ortadan kaldırılması, varsa ihlalin sebep olduğu maddi ve manevi zararların giderilmesi, ayrıca bu bağlamda uygun görülen diğer tedbirlerin alınması gerekmektedir (Mehmet Doğan, §§ 55, 57).

40. Anayasa Mahkemesi, başvurucuya ödenen emekli ikramiyesine başvurucunun emekli olduğu tarih ile Emekli Sandığına tabi olarak çalıştığı hizmet süresi için kendisine emekli ikramiyesi ödenmesi talebiyle SGK nezdinde yaptığı başvuru tarihi arasındaki dönem için yasal faiz uygulanmaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Dolayısıyla somut başvuruda ihlalin idari işlemden kaynaklandığı ancak yargı mercilerince de giderilmediği anlaşılmaktadır.

41. Mülkiyet hakkının ihlali nedeniyle başvurucunun uğradığı zarar miktarı, mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilen alacağının uğradığı değer kaybı bedelidir. Bu değer kaybı bedelinin ise 3.514,43 TL olduğu yukarıda belirtilmiştir (bkz. §§ 32, 33). Bu durumda maddi zararları karşılığında başvurucuya takdiren net 4.000 TL maddi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

42. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 294,70 TL harçtan ibaret yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 4.000 TL maddi tazminat ÖDENMESİNE,

D. 294,70 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/6/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara