Esas No: 2021/2163
Karar No: 2022/2041
Karar Tarihi: 11.04.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2163 Esas 2022/2041 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/2163 E. , 2022/2041 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı dava dilekçesinde özetle, kooperatifin 2009 yılında tek parsel olan arsasını 24 parsele ayrıştırarak ve buna göre hazırladığı 24 adet yönetim planını tapuya vererek parsel parsel bir kısım ortağa, kat irtifak tapusunu ve bir kısım ortağa kat mülkiyet tapusunu alıp ortakların tamamını ferdileştirdiğini, 07.05.2016 tarihli genel kurulda kooperatifin siteye çevrilmesi için daha önce parsel bazında tapuya verilmiş olan 24 adet yönetim planını toplu konut tek bir yönetim planına dönüştürülmesi için yönetime vekalet veren ortakların vekalet bedellerinin, vekalet vermiş olanların aidatlarına sayılacağına dair karar alındığını, aidat ödeyen ortakların aidatlarından vekalet verenlerin aidatlarının karşılanmasının kanuna ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, dava konusu genel kurulda asil ortaktan fazla vekalet olduğunu, bu nedenle hukuken yok sayılması gerektiğini ileri sürerek, 07.05.2016 tarihli genel kurulun yok sayılmasına, aksi halde iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, 07.05.2016 tarihli genel kurulda alınan kararların 6. maddesinin dava konusu yapıldığını, bu kararın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşmeye uygun olduğunu, kooperatifin site yönetimine geçilememesi nedeniyle site hizmeti vermek zorunda kaldığını, site yönetimine geçilebilmesi içinde kooperatifin fiili durumuna uygun, üye haklarını korur şekilde site yönetim planının değişmesinin zorunluluk olduğunu, ferdi mülkiyete geçilmesi kaynaklı yasal sayıda üyenin vekâletname vermemesinin işbu durumu imkansız kıldığını, üyelerin istemi üzerine vekâletname bedellerinin kooperatif tarafından aidatlardan karşılanması, vekâletname çıkaranların ise istemi halinde kendilerine bedel ödemesinin gündem maddesi yapıldığını, davacı ve iki üye dışında oy çokluğu ile karara bağlandığını, her ne kadar Bakanlık temsilcileri işbu kararın Kooperatifler Kanunu kapsamında yer almadığını şerh etmiş olsalar da kooperatif genel kurulunda alınan ve tüm üyeleri kapsayan kararların, üye hak ve menfaatlerini korumaya yönelik olup Kooperatif mevzuatı dışında değerlendirilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; kooperatif genel kurulunun 6. maddesi ile alınan, vekalet bedellerinin aidata sayılması yolu ile mahsuplaşma sağlanmasına ilişkin kararının iptali için yasal sürede dava açıldığı, üyeler tarafından ödenen ancak vekalet bedeli olarak kullanılması mümkün olmayan bu bedellerin aidata sayılarak mahsuplaşma yapılmasına yönelik genel kurul kararının, kanun, ana sözleşme ve hakkaniyet ilkelerine uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi tarafından, yönetim planı değişikliği için vekaletname veren üyelerin, bu vekaletnameleri kat maliki sıfatıyla verdikleri, bu üyelerin kat maliki sıfatıyla verdikleri vekaletnameler için yaptıkları masraflar ile ilgili görüşmelerin Site Kat Malikleri Kurulunda yapılabileceği ve Kat Malikleri Kurulunca karar alınabileceği, kat maliki sıfatıyla yapılan masraflar ile ilgili mahsuplaşmanın davalı kooperatifin genel kurulunda vekaletname vermeyen üyelerin zararına olacak şekilde görüşülmesi ve karara bağlanmasının Kooperatifler Kanununun 23. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilip davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince :
Dava genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı kendisini vekille temsil ettirmediği halde, mahkemece, davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle kararın bozulması gerekmekte ise de yapılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasındaki yanlışlığın HMK 370/2 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 02.07.2020 tarih, 2018/1073 Esas ve 2020/867 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının II/3 bendinin tamamının karar metninden çıkarılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.