Esas No: 2021/3988
Karar No: 2022/1995
Karar Tarihi: 11.04.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3988 Esas 2022/1995 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/3988 E. , 2022/1995 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının kamu sektöründe müteaahhitlik hizmetleri verdiğini, ancak zaman içinde ekonomik durumunun bozulduğunu ileri sürerek, İİK’nın 286.maddesi kapsamında davanın kabulü ile 3 aylık geçici mühlet kararı ve sonrasında kesin mühlet kararı verilmesini ve konkordato projesinin tasdikini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davacıya ait konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimali bulunmadığı ve doğrudan doğruya iflas koşullarının bulunduğu gerekçesiyle davacının iflasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından, yapılan inceleme sonucunda davacıya ait konkordato projesinde öngörülen karlılığı yakalamasının mümkün olmadığı ve elde edeceği gelirle konkordatoya tabi borçlarını ödeyemeyeceği gerekçeleriyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İİK'nın 308.maddesi uyarınca konkordato tasdik edilmezse borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde mahkeme, borçlunun iflasına resen karar verir. Doğrudan doğruya iflas İİK’nın 177.maddesinde düzenlemiştir. Kanunun 177/3. fıkrasında ise İİK’nın 308. maddesindeki koşulların varlığı doğrudan doğruya iflas hali olarak sayılmıştır.
Somut olayda, konkordato talep eden borçlu yönünden doğrudan doğruya iflas koşullarının mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca, davacı borçlunun alacakları defter kayıtlarıyla uyumludur ve fiktif alacak yaratıldığına dair bir ibare bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra, davacı borçlunun alacaklılarını zarara sokmak maksadıyla hileli işlemlere girdiğine ya da ödemelerini tatil ettiğine dair de bir iddia yoktur. Öte yandan, gerçek kişi davacının sermayesinin borca batık olmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Her ne kadar mahkemece davacının hali hazırda devam eden işlerinden zarar ettiği gerekçesiyle iflasına karar verilmişse de, doğrudan doğruya iflas şartlarının mevcut olmaması karşısında iflas kararı hatalı olmuştur. Bu durumda mahkemece davacının, kaynaklarıyla orantılı olmayan konkordato isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, davacının iflasına karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1385 Esas, 2021/123 Karar sayılı ve 05.02.2021 günlü kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün resen BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 11.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.