Esas No: 2017/39625
Karar No: 2017/39625
Karar Tarihi: 29/6/2021
AYM 2017/39625 Başvuru Numaralı ZÜLFÜKAR GÜZEL Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
ZÜLFÜKAR GÜZEL BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2017/39625) |
|
Karar Tarihi: 29/6/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Hilmi Can TURAN |
Başvurucu |
: |
Zülfükar GÜZEL |
Vekili |
: |
Av. Müjde TOZBEY ERDEN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, idari merci tarafından tesis edilmiş bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 6/12/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
6. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Bireysel Başvuru Öncesi
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, Özel İstanbul Hastanesinde doktor olarak görev yapmaktayken başvurucunun iş sözleşmesi işveren tarafından feshedilmiş; bunun üzerine başvurucu, Özel İstanbul Hastanesine karşı kıdem ve ihbar tazminatı ile maaş ve ücret alacaklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle İş Mahkemesinde 24/3/2016 tarihinde dava açmıştır.
9. Başvurucu, İş Mahkemesinde dava açtıktan sonra 23/7/2016 tarihli ve 29779 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname"nin (667 sayılı KHK) 2. maddesiyle Özel İstanbul Hastanesi kapatılmıştır.
10. Özel İstanbul Hastanesinin 667 sayılı KHK"nın 2. maddesiyle kapatılması üzerine İş Mahkemesi başvurucuya ait alacak davasında 29/10/2016 tarihli ve 29872 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin (675 sayılı KHK) 16. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca dava şartı yokluğundan davayı reddetmiştir.
11. Başvurucu bunun üzerine Maliye Bakanlığı İl Defterdarlığı Başkanlığına (İdare) kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret alacağının ödenmesi talebinde bulunmuştur. Başvurucu, İdare tarafından altmış gün içinde cevap verilmemesi üzerine başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile başvuru konusu olan alacağın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle idare mahkemesinde dava açmıştır.
12. İdare Mahkemesi 27/10/2017 tarihli kararıyla davanın 675 sayılı KHK"nın 16. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yetkili "idari mercii tarafından verilen bir karar bulunmadan açıldığı" gerekçesiyle istinaf yolu kapalı olmak üzere davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir.
13. Başvurucu 6/12/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Bireysel Başvuru Sonrası
14. Bireysel Başvuru süreci devam ederken başvurucuya İdare tarafından 1/6/2018 tarihinde ret cevabı verilmiş, bunun üzerine başvurucu yeniden idare mahkemesine başvurmuştur. İdare Mahkemesi 30/6/2020 tarihli kararıyla başvuru konusu işlemin iptaline ve tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmiştir.
15. Davalı İdare tarafından 15/9/2020 tarihinde İdare Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dava Bölge İdare Mahkemesinde derdesttir.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. İlgili hukuk için bkz. Cem Taylan Erden ve diğerleri, B. No: 2017/32445, 19/11/2020, §§ 23-27.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 29/6/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü
18. Başvurucu; İdarenin altmış gün içinde talebine cevap vermemesi nedeniyle 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 10. maddesinde düzenlenen zımni reddin oluştuğunu, İdarenin başvuru tarihi itibarıyla yaklaşık bir yıldır cevap vermediğini, Mahkemenin gerekçesinde belirttiği KHK hükümlerinin açık ve net olmadığını ifade etmiştir.
19. Başvurucu, mahkemeye başvurma hakkının belirsiz bir süreye bırakılması ve mahkemenin esasa girmeden davanın reddine karar vermesi neticesinde adil yargılanma hakkı ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
20. Bakanlık görüşünde; başvuruya konu olayda yetkili makamlarca tesis edilen olumsuz bir işlem olmadığını, başvurucunun İdarenin vereceği yanıtı beklemeksizin dava açtığını, İdare Mahkemesinin davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı yönündeki kararının usule ve hukuka uygun olduğu belirtilmiştir.
21. Bakanlık görüşünde, daha sonraki bir tarihte idare tarafından başvurucuya bir yanıt verilmesi durumunda başvurucunun yeniden dava açma hakkının önünde bir engel bulunmadığı ifade edilmiştir.
B. Değerlendirme
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un "Başvuru hakkının kötüye kullanılması" kenar başlıklı 51. maddesi şöyledir:
"Bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine, yargılama giderlerinin dışında, ayrıca ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasına hükmedilebilir."
23. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün (İçtüzük) "Başvuru hakkının kötüye kullanılması" kenar başlıklı 83. maddesi şöyledir:
"Başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde incelemenin her aşamasında başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında, ilgilinin ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilebilir."
24. İçtüzük"ün "Bireysel başvuru formu ve ekleri" kenar başlıklı 59. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Başvuru formunda belirtilen bilgilerde ve başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik olduğunda bunun Mahkemeye bildirilmesi zorunludur."
25. Genel olarak bir hakkın öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31; S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).
26. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (Mehmet Güven Ulusoy, § 32; S.Ö., § 29).
27. Somut olayda bireysel başvurudan sonra Maliye Bakanlığı tarafından başvurucunun başvuru konusu talebinin reddedildiği, başvurucunun ret işlemine karşı idare mahkemesinde dava açtığı ve davanın istinaf aşamasında derdest olduğu tespit edilmiştir. Başvurucunun başvuruya konu iddialarının değerlendirilmesi bakımından söz konusu tespitin oldukça önemli olduğu anlaşılmıştır. Başvurucunun başvuru tarihinden sonra tesis edilen işlem ve anılan işleme karşı açtığı davayla ilgili olarak Anayasa Mahkemesine herhangi bir bilgi veya belge sunmadığı görülmüştür.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermediği, bu süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği anlaşıldığından başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir (benzer yönde bir değerlendirme için bkz. Cem Taylan Erden ve diğerleri, §§ 31-38).
29. Bu durumda başvurucu aleyhine Anayasa Mahkemesini yanıltıcı nitelikte başvuru yapması nedeniyle 6216 sayılı Kanun"un 51. maddesi ve İçtüzük’ün 83. maddesi uyarınca takdiren 2.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. 6216 sayılı Kanun"un 51. maddesi ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün 83. maddesi uyarınca başvurucunun 2.000 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 29/6/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.