Esas No: 2018/23788
Karar No: 2018/23788
Karar Tarihi: 29/6/2021
AYM 2018/23788 Başvuru Numaralı YEMSEL TAVUKÇULUK HAYVANCILIK YEM HAMMEDDELERİ SAN. VE TİC. A.Ş. (2) Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
YEMSEL TAVUKÇULUK HAYVANCILIK YEM HAMMEDDELERİ |
(Başvuru Numarası: 2018/23788) |
|
Karar Tarihi: 29/6/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
M. Emin ŞAHİNER |
Başvurucu |
: |
Yemsel Tavukçuluk Hayvancılık Yem Hammaddeleri San. ve Tiv. A.Ş. |
Vekili |
: |
Av. Nilay ÇALIŞKAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yargılama aşamasında yürürlüğe giren kanun hükmünün aleyhe sonuç doğuracak şekilde uygulanması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 13/7/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Dağıtım tarifeleri içinde yer alan, teknik olan ve teknik olmayan kayıp maliyeti şeklinde ifade edilen kayıp-kaçak elektrik, dağıtım sistemine giren toplam enerji ile tüketicilere fatura edilen enerji arasındaki farkı oluşturan elektrik enerjisidir. Bu kayıp, elektriğin dağıtımı sırasındaki teknik sorunlardan meydana gelebileceği gibi elektriğin mevzuata aykırı kullanılmasından da kaynaklanabilmektedir (AYM, E.2016/150, K.2017/179, 28/12/2017). Dağıtım faaliyetinin yürütülmesi sırasında kaçınılmaz olarak ortaya çıkan bu kayıp-kaçak elektrik maliyetinin tüketicilere yansıtılmasından oluşan bedel de kayıp-kaçak bedeli olarak adlandırılmaktadır. Yargıtay, kayıp-kaçak bedeli ile bu bedel üzerinden tahsil edilen bedellerin kurallara uygun davranan abonelerden tahsilinin hukuk devleti ile bağdaşmayacağını kabul etmekte iken Danıştay, söz konusu bedelin tahsilinin dayanağı olan idari işlemin iptaline dair açılan davaları anılan bedelin elektrik piyasası faaliyetlerinin düzgün yürütülmesi, kaliteli ve sürekli bir elektrik hizmeti sağlanmasının teminini amaçladığı gerekçesiyle reddetmektedir.
8. Başvurucunun elektrik aboneliği sonucunda kullandığı elektriğe ilişkin olarak düzenlenen faturalara, normal kullanımının dışında elektrik enerjisinin nakli sırasında meydana gelen veya başka kişilerin kaçak kullanımından kaynaklanan kayıplara ilişkin bedel yansıtılmıştır.
9. Başvurucu 17/3/2015 tarihinde Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinde (Mahkeme) kendisinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedeli, dağıtım bedeli, personel satış hizmet bedeli, personel sayaç okuma bedeli, iletişim sistemleri bedeli, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) fonu kesintisi nedeniyle tazminat davası açmıştır.
10. Mahkeme 15/3/2018 tarihli kararıyla başvurucunun davanın açıldığı tarihteki içtihatlara göre davayı açmakta haklı olduğunu fakat dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 4/6/2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanun ile 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na eklenen geçici 20. maddenin aynı Kanun"un 17. maddesine yaptığı gönderme uyarınca Türkiye Cumhuriyeti Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından onaylanan tarifelerin uygulanmasının zorunlu olduğu ve mahkemelerin denetim yetkisinin bedelin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğu ile sınırlı olduğu gerekçesiyle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
11. İstinaf başvurusu Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin 5/6/2018 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
12. Nihai karar 13/6/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 13/7/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. Konu hakkında ilgili hukuk için bkz. Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti., B. No: 2017/36736, 1/9/2018, §§ 17-46.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 29/6/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, Yargıtay içtihatları uyarınca elektrik abonelerinden kayıp-kaçak bedeli altında para tahsil edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürmüştür. Başvurucu, anılan kararlara dayanarak dava açtığını ancak yargılamanın devamı sırasında meydana gelen kanun değişikliği sonucunda konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini belirtmiştir. Başvurucu sonuç olarak söz konusu düzenlemenin haksız alınan bedellerin iadesini önlemek ve yargı yetkisini kısıtlamak amacıyla yapıldığını belirterek adil yargılanma hakkının ve hukuk devleti ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
16. Anayasa’nın iddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak 35. maddesi şöyledir:
“Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”
17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun kayıp-kaçak bedeli adı altında yapmış olduğu ödemelerin iadesi istemiyle başlattığı hukuki sürecin kanun değişikliği nedeniyle sonuçsuz kalmasına ilişkin tüm iddialarının mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.
18. Başvuru konusuna ilişkin ilkeler Anayasa Mahkemesince daha önce Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. kararında ortaya konulmuştur.
19. Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. kararında kayıp-kaçak bedeli adı altında başvuruculardan tahsil edilen paranın mülk teşkil ettiği, yapılan tahsilat işleminin mülkiyet hakkına yönelik bir müdahale niteliğinde olduğu ifade edilmiş ve söz konusu müdahalenin niteliği sebebiyle mülkiyetin kullanımının kontrolüne veya düzenlenmesine ilişkin üçüncü kural çerçevesinde incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Müdahalenin 6719 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 6446 sayılı Kanun"a eklenen geçici 20. maddeye dayandığını, bu düzenleme ile elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulmasının amaçlandığını (meşru amaç) vurgulayan Anayasa Mahkemesi ölçülülük incelemesi yaparak sonuca ulaşmıştır (Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti., §§ 52-68).
20. Anılan kararda, idare tarafından tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin tüketicilere iadesi hususunda uygulamada bir belirsizlik bulunduğu ve farklı yargı kolları arasında açık ve istikrarlı bir uygulama bulunmadığı tespit edildikten sonra adli yargı yerinde açılan davaların mutlak surette lehe sonuçlanması yönünde haklı bir beklentiden söz edilemeyeceği açıklanarak kanun koyucunun amacının yargı kolları arasındaki farklılığı gidermeye ve dolayısıyla hukuki güvenliği sağlamaya yönelik olduğu ifade edilmiştir. Başvurucunun tahsil edilen bedelin hangi nedenle ölçüsüz olduğu hususunda bir açıklama yapmadığını ve herhangi bir sebep de bildirmediğini dikkate alan Anayasa Mahkemesi müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediğini belirtmiştir. Sonuç olarak müdahalenin meşru amacının dayandığı kamu yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasındaki adil dengenin bozulmadığı kanaatine varılmıştır (Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti., §§ 69-76).
21. İncelenen başvuruda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durumun olmadığı anlaşıldığından mülkiyet hakkına yönelik açık bir ihlalin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
Celal Mümtaz AKINCI bu görüşe katılmamıştır.
B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
23. Başvurucu, TRT fonu kesintisinin aktif kullanım bedeli üzerinden yapılmadığını ve yargılama sırasında meydana gelen düzenlemenin TRT fonu kesintisini kapsamaması sebebiyle Mahkemenin söz konusu talep hakkında karar vermesi gerektiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
24. Başvurucunun TRT fonu kesintisinin kayıp-kaçak bedeli içinde sayılmaması nedeniyle anılan iddia yönünden karar verilmesi ve kesintinin aktif kullanım bedeli üzerinden yapılması gerektiği şikâyeti bakımından başvuru formunda TRT fonu kesintisi tutarının ne kadar olduğunu belirtmediği görülmektedir. Ancak 21/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda aktif kullanım tutarı ve kayıp-kaçak bedeli üzerinden yapılan TRT fonu kesintisinin 19.148,21 TL olduğu tespit edilmiştir. Başvurucu ise kayıp-kaçak bedeli hariç yalnızca aktif kullanım bedeli üzerinden TRT fonu kesintisi miktarının hesaplanması gerektiğini ileri sürmektedir. Bu durumda başvurucunun yersiz kesintiye tabi tutulup bu kesintinin kendisinden tahsil edildiğine ilişkin olarak itiraz konusu ettiği tutar, 23.183,42 TL"lik kayıp-kaçak bedelinin kesinti oranı olan %2"sine tekabül eden 463,66 TL"dir. Bu durumda mezkûr rapora göre başvurucunun maddi zararının TRT fonu kesintisi bakımından 463,66 TL olduğu tespit edilmiştir. Başvurucunun TRT fonu kesintisine yönelik iddiasının kabul edilebilirlik kriterlerinden olan anayasal ve kişisel önemden yoksun olma kriteri yönünden incelenmesi gerekir.
25. Anayasal ve kişisel önemden yoksun olma kriterine ilişkin genel ilkeler Anayasa Mahkemesince daha önce incelenmiş ve bu konuda karar verilmiştir (K.V. [GK], B. No: 2014/2293, 1/12/2016, §§ 47-68).
26. Somut başvuruya konu olayda TRT fonu kesintisinin tazmini konusunda Mahkemenin karar vermemiş olmasının -başvurucunun şirket olduğu da gözönünde bulundurulduğunda- başvurucuya ciddi anlamda nasıl bir zarar verdiği ve kendisi için ne denli önemli olduğu hususunda başvurucunun herhangi bir açıklamasının da olmadığı gözetildiğinde önemli bir zararı olduğu kanaatine ulaşılamamıştır.
27. Sonuç olarak TRT fonu alacağına ilişkin şikâyetin Anayasa"nın yorumlanması ve uygulanması açısından önem taşımadığı gibi başvurucunun da önemli bir zarara uğramadığı sonucuna varılmıştır.
28. Açıklanan gerekçelerle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olduğuna karar verilmesi gerekir.
Celal Mümtaz AKINCI bu görüşe katılmamıştır.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Celal Mümtaz AKINCI"nın karşı oyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Celal Mümtaz AKINCI"nın karşı oyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 29/6/2021 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
1. Başvurucu, elektrik abonelerinden “kayıp kaçak bedeli” adı altında para tahsil edilmesinin bir hukuk devletinde mümkün olmadığını, haksız tahsil edilen bedelin sadece kayıp kaçaktan ibaret olmayıp bunun dışında müvekkilinden haksız olarak TRT payı adı altında da kesinti yapılmış olduğunu, kendilerinin Yargıtay kararlarına dayanarak dava açtıklarını mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesine göre müvekkilinden “kayıp kaçak”, ”PSHB”, “dağıtım bedeli”, “sayaç okuma bedeli”, “iletim bedeli” ve “TRT fonu” adı altında yapılan iki abonelik için kesinti toplamın 291.956,01 TL olduğunun tespit edildiğini ancak yargılamanın devamı esnasında kanun değişikliği yapılarak, yasama tarafından yargıya müdahale edilmesi sonucu haklı davalarının reddine karar verildiğini, bu durumun kanunların geriye yürümezliği, kazanılmış hakların korunması, genel olarak da adil yargılanma hak ve ilkesine aykırı olduğunu ve müvekkilinin zarar görmesi sonucu doğurduğunu ileri sürmüştür.
2. Anayasa’nın 2. maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” hükmü yer almıştır.
Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.
Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesinin önkoşullarından biri kişilerin hukuki güvenliğinin sağlanmasıdır. Hukuk devletinin sağlamakla yükümlü olduğu hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.
Hukuk devletinin bir diğer önkoşulu da belirlilik ilkesidir. Belirlilik ilkesi, yalnızca yasal belirliliği değil, daha geniş anlamda hukuki belirliliği ifade etmektedir. Yasal düzenlemeye dayanarak erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir olma gibi niteliksel gereklilikleri karşılaması koşuluyla mahkeme içtihatları ve yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de hukuki belirlilik sağlanabilir. Hukuki belirlilik ilkesinde asıl olan, bir hukuk normunun uygulanmasıyla ortaya çıkacak sonuçların o hukuk düzeninde öngörülebilir olmasıdır.(Anayasa Mahkemesi 07.4.2016 gün ve E.2015/94, K.2016/27, §§ 14-17).
3. Anayasa Mahkemesi’nin bu ve benzer kararlarındaki içtihatları bağlamında başvuru değerlendirildiğinde:
Yukarıda atıf yapılan karar ve benzer nitelikteki kararlarda ifade olunduğu üzere 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerle “Hukuki güvenlik, belirlilik ve öngörülebilirlik“ ilkelerine aykırı davranılarak başvurucunun Adil Yargılanma ve Mülkiyet haklarının ihlaline neden olunmuştur.
4. Açıklanmaya çalışılan nedenler ve bunlara ilaveten mahkememizin; “Aksaray Tır Nakliyat San. Ve Tic. Ltd. Şti.,19/9/2018, B. No:2017/36736 numaralı kararında Sayın Üye Hasan Tahsin GÖKCAN tarafından kaleme alınan karşı oyda ifade olunan gerekçelerle çoğunluk kararına katılmıyorum.
|
|
|
|
Üye Celal Mümtaz AKINCI
|