Esas No: 2021/4344
Karar No: 2022/2067
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4344 Esas 2022/2067 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/4344 E. , 2022/2067 K.Özet:
Davacı firma, araç ve sürücü temin etmek için davalı bakanlıkla 24 aylık bir sözleşme imzalamıştır. Sözleşme kapsamında asgari ücret artışından kaynaklanan fiyat farkı nedeniyle uyarlanma taleplerine rağmen sonuç alamamışlardır. Davacı tarafından yapılan hukuki başvurular sonucunda mahkeme, yapılan çalışmaların asgari ücret artışı nedeniyle zorlaştığını kabul ederek davacının taleplerini kabul etmiştir. Ancak davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur ve Bölge Adliye Mahkemesi davalının sorumluluğunu kabul etmese de, fiyat farkı isteminin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar vermiştir. Temyiz sonucunda Yargıtay, asgari ücretin kamu düzenine ilişkin olduğuna değinerek, davacının talebinin kabul edilmesi gerektiğine karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: Yargıtay kararında belirtilen kanun maddeleri bulunmamaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında 24 Aylık Şoförlü Taşıt Kiralama Hizmetine ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 13/07/2015 tarihinden itibaren 24 ay süresince 99 adet araç ve 111 adet sürücü temin edilmesine ilişkin olduğunu, sözleşme kapsamında 13/05/2016 tarihine kadar toplam 111 adet sürücü çalıştırıldığını, 13/05/2016 tarihinden sonra davalının talebi ile yapılan iş artışı sonucunda toplam 113 adet sürücü çalıştırıldığını, 2016 yılındaki asgari ücret artışı nedeniyle kişi başı 500,00 TL mali yüklerinin arttığını, müvekkilinin sözleşme ile yüklendiği edimini yerine getirmesinin olağanüstü derecede zorlaştığını, bu durumun davalı Bakanlığa bildirildiğini, ancak sonuç alamadıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 01/01/2016 tarihinde asgari ücret artışı nedeniyle işveren artışındaki maliyet hesaplanarak, bu tarihten sonraki kısmı için sözleşme bedelinin hesaplanacak tutar kadar arttırılması suretiyle sözleşmenin uyarlanmasına, bu tarihten dava tarihine kadar sözleşmenin ifa edilen kısmına ilişkin olarak, müvekkili şirkete yapılan aylık hakediş ödemelerine sözleşmenin uyarlanması suretiyle eklenmesi gereken bedel olarak şimdilik 5.000,00 TL, ıslah ile 495.764,50 TL'nin 01/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava tarihi itibariyle henüz ifa edilmeyen aylara ilişkin olarak, çalıştırılan personellerin asgari ücret işveren maliyetindeki artış farkının aylık düzenlenecek hakedişlere eklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili öncelikle zamanaşımı/ hak düşürücü süre itirazının kabulü ile sözleşme uyarınca fiyat farkı talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmenin ifasının asgari ücretteki artış sebebiyle davacı bakımından aşırı güçleştiği ve uyarlama talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davalının sorumluluğunu belirleyen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne, henüz ifa edilmemiş 26/12/2016 tarihinden sonraki dönem için çalıştırılan personel sayısınca günlük 12,41 TL hakedişlere eklenmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, sözleşmenin ekleri ve fiyat farkına ilişkin Bakanlar Kurulu kararına göre fiyat farkı istenemeyeceğinin açık olduğu, sözleşmenin uyarlanması yoluyla fiyat farkı istemine gelince; sözleşmenin yapılmış olduğu tarihteki ülkenin ekonomik ve siyasi durumu, sözleşmenin süresi ve niteliği, asgari ücretin önceki yıllardaki artış oranı ile 2016 yılındaki artış oranı arasındaki fark ile Hazinenin 6661 sayılı Kanun ile özel sektör işverenlerine yaptığı ve davacının da yararlandığı SGK prim desteği ve yüklenicinin sözleşmenin tümüne göre asgari ücret artışı nedeniyle katlanmak zorunda kalacağı tutar dikkate alındığında, sözleşmenin yapıldığı tarihte, karşılıklı edimler arasındaki dengenin, sonradan şartların değişmesi ile büyük ölçüde davacı aleyhine katlanılamayacak derecede bozulduğunun ve sözleşmenin temelinden çökmüş sayılacağının kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilip, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, asgari ücrette meydana gelen beklenenin üzerindeki artışa dayalı olarak taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi bedelinin uyarlanması istemine ilişkindir.
Asgari ücret kanunla belirlenmekte olup, belirlenen bu asgari ücret tutarının altında işçilere ödeme yapılması mümkün değildir. Sözleşmelerde asgari ücret altında ödeme yapılmasına ilişkin hükümler bulunması kanuna aykırılık nedeniyle yok hükmündedir. Asgari ücretin altında yapılan ödemeye ihtirazi kayıt konulmadan kabul edildiği gerekçe gösterilerek bu konudaki talebin reddi asgari ücretin kamu düzenine ilişkin olması niteliğine aykırılık teşkil eder.
Somut olayda, taraflar arasında 24 Aylık Şoförlü Taşıt Kiralama Hizmetine ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 13/07/2015 tarihinden itibaren 24 ay süresince 99 adet araç ve 111 adet sürücü temin edilmesine ilişkin olduğunu, sözleşme kapsamında 13/05/2016 tarihine kadar toplam 111 adet sürücü çalıştırıldığını, 13/05/2016 tarihinden sonra davalının talebi ile yapılan iş artışı sonucunda toplam 113 adet sürücü çalıştırıldığını, davacı tarafça sözleşme bedelinin asgari ücretteki artıştan doğan fiyat farkı nedeniyle uyarlanmasının talep edildiği anlaşılmaktadır.
Az yukarıda belirtildiği şekilde, asgari ücret kamu düzenine ilişkindir. İşçiye asgari ücretten az ücret ödenmesi halinde devlet kamu gücünü kullanarak ücretin asgari ücret seviyesine çıkartılmasını sağlamalıdır. Tarafı kim olursa olsun sözleşmelerde asgari ücret fiyat farkı ödenmesinin önüne geçen hükümler konulması veya birtakım gerekçelerle bunun önüne geçmeye çalışılması asgari ücretin kamu düzeni niteliğiyle bağdaşmaz.
Bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 12.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.