Esas No: 2021/2478
Karar No: 2022/2104
Karar Tarihi: 13.04.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2478 Esas 2022/2104 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/2478 E. , 2022/2104 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olmasına rağmen 30.08.2012 tarihli genel kurula çağrılmadığını, genel kurula üye olmayan kişilerin katıldığını, kendisine verilmesi gereken taşınmazın satışına karar verildiğini ileri sürerek, üyeliğinin tespiti, genel kurul kararının hükümsüzlüğünün tespiti ya da iptali, taşınmazın satışına ilişkin verilen yetkinin iptalini istemiştir.
Davalı temsilcisi, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının 30.08.2012 tarihli genel kurulda alınan kararların yasa, ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olmadığı gerekçesiyle davacının genel kurul toplantısında alınan kararların hükümsüzlüğüne ve ayrıca söz konusu genel kurul kararına dayalı olarak düzenlenen ticaret sicil memurluğunca düzenlenen yetki belgesinin hükümsüzlüğüne ilişkin davasının reddine ve davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine ilişkin verilen ilk kararın taraflarca temyiz konusu yapılmaması nedeniyle kesinleştiği de gözetilerek, buna ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Bozma ilamında da belirtildiği üzere 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesinde çağrıda usulsüzlük halinde, genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkı verildiğine göre, kanun koyucunun çağrıda usulsüzlük halinde bunun müeyyidesini yokluk olarak kabul ettiği yönündedir. Çağrının usulsüzlüğünü iddia eden taraf, genel kurul toplantısında alınan kararların yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırılık iddialarından birine ya da hepsine dayanması ve iddiasını ispat etmesi zorunludur. Çağrıdaki usulsüzlük, alınan kararların salt bu nedenle iptali ya da yokluğu sonucunu doğurmamaktadır. Genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması ve gelmemeleri toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa, bu durum, kararın yok sayılmasını gerektirir. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir.
Somut olaya gelince; mahkemece bozma ilamına uyularak yargılama yapılmış ise de; bozma ilamına uygun hüküm verilmemiştir Mahkemece hükme esas alınan, 06/12/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı kooperatifin toplam 25 üyeden oluştuğu, davalı kooperatifin 10/04/1989 tarihli 115 sayılı yönetim kurulu kararında üyelikten ihraç edildikleri belirtilen 10 üyenin ihraçlarının usulünce üyelere tebliğ edilmediği ve bu 10 üyenin ihraç işleminin kesinleşmediği, ortaklıklarının devam ettiği davaya konu edilen 30/08/2012 tarihli genel kurul toplantısı hazirun cetveli üzerinde yapılan incelemelerde davalı kooperatifin kayıtlı 7 ortağının olduğu ve bu 7 ortağın katılımıyla genel kurul toplantısı yapıldığı ve alınan kararların bu 7 ortağın oyları ile oy birliği ile alındığı davalı kooperatifin defter ve belgelerinde kurucu üye olan davacının üyelikten istifa ettiği veya çıkarıldığı ile ilgili herhangi bir karar olmamasına rağmen 30/08/2012 tarihli genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde kooperatif üyesi olarak kayıt olmadığı ve bu genel kurul toplantısına davacının davet edilmediği tespit edilmiştir.
Az yukarıda da belirtildiği gibi genel kurula çağrılmayan ortağın genel kurulda alınan kararlar aleyhine dava açması mümkündür. Haklarında ihraç kararı verilmesine rağmen bu kararlar kesinleşmediği için davet edilmeyen 18 üyenin üyelik hakları devam ettiğinden genel kurullara katılmaları zorunludur. Toplantıya katılan üye sayısı nazara alındığında 18 üyenin katılmamasının gerek toplantı nisabını gerekse karar nisabını etkilediği kuşkusuzdur. Bu durumda mahkemece çağrı yapılmayan üyelerin genel kurula katılmasının genel kurul toplantı ve karar nisabını değiştirecek çoğunlukta olduğu ve bu sebeple genel kurul kararlarının yoklukla malül olduğu göz önünde bulundurulmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.