Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/8828 Esas 2021/5068 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/8828
Karar No: 2021/5068
Karar Tarihi: 09.06.2021

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/8828 Esas 2021/5068 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2017/8828 E.  ,  2021/5068 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi



    I. 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde:
    Sanığa yüklenen suçun Kanun’daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, en aleyhe 31.12.2008 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
    II. 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde:
    1- 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunması dikkate alınarak, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
    a) Sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanığın yetkilisi olduğu .... Şti."nin bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle, getirtilerek faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya tanık ...’a aidiyeti konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
    b) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya tanığa ait olmadığının anlaşılması ya da faturaların asıllarının temin edilememesi halinde ise; faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
    Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükümleri kurulması,
    2- Kabule göre;
    a) Temel ceza belirlenirken uygulama maddesinin hüküm fıkrasında, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun"un 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b yerine, "359/b-2 olarak" gösterilmesi,
    b) 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    III. Defter ve belgeleri gizleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
    1- Suç tarihi itibarıyla sanığın adli sicil kaydında sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar mevcut olup, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 tarihli ve 346-25 sayılı kararında vurgulandığı üzere, kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir hüküm niteliğinde olmadığı, dolayısıyla suç tarihi itibarıyla sanığın kasten işlediği suçtan dolayı kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünün bulunmadığı gözetilmeden, alt sınırdan ceza tayin edilen, takdiri indirim uygulanarak bir daha suç işlemeyeceği kanaati ile cezası ertelenen sanık hakkında "daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği ve denetim süresi içerisinde yeniden suç işlediği" şeklindeki yasal olmayan ve yetersiz gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    2- Kabule göre; 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara