Esas No: 2020/2972
Karar No: 2020/2864
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/2972 Esas 2020/2864 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairenin 05/02/2020 gün 2019/4958 E. - 2020/4806 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/04/2013 tarih ve 2012/115 E. - 2013/192 K. sayılı dosyası üzerinden verilen ve derecattan geçerek 16/09/2014 tarihinde kesinleşen kararda davacıların toplam 3340/3500 oranında hissedarı oldukları ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 359 ada 12 sayılı parselde kayıtlı 1.559,87 m² yüzölçümlü taşınmazın 1.185,78 m²"sinin kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle, bu kısmın tapusunun iptaline ve sicilden terkinine karar verildiğini, terkinine karar verilen 1.185,78 m² yerin 1.131,57 m²"sinin müvekkilerine ait olup bu kısım için tazminat olarak ödenmesi gerektiğini, taşınmazın ... ilçesinde mücavir alanda arsa vasfında olup, çevresinde bulunan taşınmazlarda yoğun bir yapılaşmanın bulunduğunu ve taşınmazın son derece değerli bir konumda olduğunu beyan ederek; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak ve keşifte belirlenecek bedel üzerinden ıslah edilmek üzere şimdilik 200.000,00.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak, tapu kaydındaki ve veraset ilamındaki hisseleri oranında müvekkillerine ödenmesini eldeki kısmi (asıl) dava dosyasında talep etmiştir.
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/629 E. - 2016/77 K. sayılı dosyası üzerinden ise; asıl dosyadan alınan raporda bilirkişilerce mütalaa edilen bedelin asıl dosyada talep edilmeyen 529.254,00.-TL"si için ek dava açılmıştır.
Mahkemece bozma ilamı öncesinde kısmi davaya yönelik olarak verilen; 24.12.2015 tarih, 2014/714 E.- 2015/711 K. sayılı gerekçeli kararda; davanın kabulü ile, 200.000,00.-TL"nin dava tarihi 17/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tapu kaydındaki hisseleri ile tapu maliki muris ..."nun ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/199 E. - 2014/215 K. sayılı veraset ilamındaki payları nispetinde davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz edilen kısmi (asıl) davaya ilişkin karar; Dairemizin 15.03.2018 gün, 2016/4724 E. - 2018/1866 K. sayılı ilamıyla; "...4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis
edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir. Somut olaya gelince, kıyılar özel mülkiyete konu olamayacak ise de genel arazi kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün oluşturulduğu, satışlar yoluyla çekişmeli taşınmazın davacılara geçtiği bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararının karşılanması gerektiği kuşkusuzdur. Davacıların zararı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/115 E. - 2013/192 K. sayılı kararının kesinleştiği 16.09.2014 tarihinde oluşmuş olup, mahkemece bu tarihin değerlendirme tarihi olarak esas alınması gerekmektedir. Ne var ki; eldeki kısmi ve ek davada hükme dayanak yapılan bir inşaat yüksek mühendisi, bir mülk ve bir şehir plancısı bilirkişi tarafından ortak düzenlenen 22.06.2015 tarihli raporda; tazminata konu taşınmazın kadastral arsa parseli olduğu belirtilip bir tane ve eski tarihli (15.03.1985 tarihli) emsal incelemesi yapılmak suretiyle taşınmazın dava tarihindeki değeri belirlenmiştir. Diğer taraftan, bilirkişi kurulunca emsal olarak incelenen taşınmazın satış akit tablosu tapu müdürlüğünden getirtilmediğinden, satış ve değerlendirme tarihleri itibariyle çekişmeli taşınmaz ile emsalin imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediği, düşülmüş ise oranları yine davaya konu taşınmaz ile somut emsal alınarak incelenen taşınmazın bulundukları cadde veya sokak itibariyle belediyece belirlenen 2014 yılı emlak vergisine esas asgari m² değerleri belediye başkanlığından sorulup getirtilmediğinden bilirkişi kurul raporuda denetlenememektedir. Somut olayda, davaya konu taşınmazın değerinin yöntemine uygun şekilde tespit edildiği söylenemez. Bu nedenle, mahkemece öncelikle eldeki kısmî dava ile ek dava birleştirilmeli, ondan sonra mahkemece arsa niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazdan DOP payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmaza ait arsa metrekare rayiç bedeli takdir komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili belediye başkanlığı emlak vergi dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi, emsal alınan taşınmaz/taşınmazların satış tarihi, davalı taşınmazın ise değerlendirme tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden
sorulup, emsalin İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazın ise imar uygulaması yapılmamış arsa parseli olduğunun belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmesi, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir." denilerek kısmi dava ile ek davanın birleştirilmesi gerektiği ve yapılan araştırmanın yetersiz olduğu gerekçesiyle kısmi davada verilen kararın bozulduğu anlaşılmaktadır.
... Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan ek davada bozma ilamı öncesinde verilen 2015/629 E. - 2016/77 K. sayılı ilam ile; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 495.917,34.-TL"nin dava tarihi 16.11.2015"ten işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı maliklerden ..., ... ve ..."na tapu kaydındaki hisseleri oranında ve tapu maliklerinden muris ..."nun ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/199 E.- 2014/215 K. sayılı veraset belgesindeki payları nispetinde ise mirasçı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği; davalı Hazine vekilince temyize gelinmesi üzerine Dairemizin 2016/5597 E. - 2018/1840 K. sayılı kararıyla ek dava ile kısmi davanın birleştirilmesi gerektiği ve yapılan araştırmanın yetersiz olduğu gerekçesiyle ek davada verilen kararın bozulduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemesince; bozma ilamlarına ayrı ayrı uyulması ve birleştirme kararı verilmesi üzerine, yerel mahkemece yapılan araştırma ve yargılama neticesinde;
Asıl dava yönünden;
Davanın kabulü ile, 200.000,00.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tapu kaydındaki hisseleri oranında davacılara ödenmesine, (Hükmün infazında tereddüt hasıl olmaması adına tapu maliki muris ..."nun payı yönünden ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2014/199 E.- 2014/215 K. sayılı veraset ilamındaki payları nispetinde davacılara ödenmesine, ..."nun veraset ilamına göre mirasçısı olan ...yargılama sırasında ölü olduğundan bu davacı yönünden payına isabet eden kısmın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/528 E.- 2016/536 K. sayılı ilamındaki payları oranında davacılara ödenmesine),
Birleşen dava yönünden:
Davanın kısmen kabulü ile, davalının usuli kazanılmış hakkı gözetilerek davacıların fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 495.917,34.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tapu kaydındaki hisseleri oranında davacılara ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, (Hükmün infazında tereddüt hasıl olmaması adına tapu maliki muris ..."nun payı yönünden ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/199 E. - 2014/215 K. sayılı veraset ilamındaki payları nispetinde davacılara ödenmesine, ..."nun veraset ilamına göre mirasçısı olan ...yargılama sırasında ölü olduğundan bu davacı yönünden payına isabet eden kısmın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/528 E. - 2016/536 K. sayılı ilamındaki payları oranında davacılara ödenmesine) karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamlarına uyularak yargılama yapılmışsa da, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazın tapusunun iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 16/09/2014 tarihine yakın tarihli ve taşınmaza yakın mesafede ve benzer özellikte olan bir emsal incelenmesi gerekirken 2006 yılında tapu kaydında irtifak ve sükna hakkı yazılı şekilde satışı yapılan ve farklı köydeki bir satış somut emsal olarak değerlendirilmiştir.bu durumda emsalin bozma ilamında belirtilen özellikleri taşıdığından ve uygun emsal olduğundan bahsedilemez.
Açıklanan sebeplerle; taraflara dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmaza ait Arsa m2 Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi, dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmaz/taşınmazların değerlendirme tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulup, emsalin İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazın ise imar uygulaması yapılmamış arsa parseli olduğunun belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmesi ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanalarak hüküm kurulmuş olması doğru değildir
Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından, davalı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 05/02/2020 gün 2019/4958 E. - 2020/4806 K. sayılı onama kararının KALDIRILMASINA ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 10/09/2020 günü oy birliği ile karar verildi.