Esas No: 2022/1481
Karar No: 2022/2121
Karar Tarihi: 14.04.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/1481 Esas 2022/2121 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2022/1481 E. , 2022/2121 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacılar vekili ile müdahiller ..., Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. ve ... vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, ... Mağazacılık A.Ş’nin dünya çapında faaliyet gösteren ve yüksek bir marka bilinirliğine sahip yapı marketleri zincirlerinin başında geldiğini, 2018 yılı ikinci yarısında derinleşen likitide krizi nedeniyle kredilerde daralma yaşandığını, şirketin yeterli işletme kredisini temin edemediğini, döviz kurlarındaki artışların özellikle dövize endeksli ürün ve demirbaşların fiyatlarındaki beklenmeyen aşırı fiyat artışlarının yatırım maliyetlerinin artmasına yol açtığını, yatırım döneminde yüksek faiz oranlarıyla kredi kullanılmasının da şirketin finansman giderlerinin artmasına ve kârlılığın düşmesine neden olduğunu, likidite dengesinin bozulduğunu ileri sürerek, davacı ...’ın konkordato talep edilen ... Marketleri A.Ş ‘nin %80 pay sahibi olduğunu, pay sahibi olduğu şirketin bankalara olan borçlarının tamamına kefil olduğunu, kefil olunan banka kredi borçlarının toplamının 28.971.034,58 TL olduğunu ileri sürerek, İİK m.308/ h çerçevesinde rehinli alacaklılarla müzakere ve yeniden yapılandırma süreci talep ettiklerini, müvekkilinin, şahsına ait borçlarını sahibi bulunduğu ... Marketleri A.Ş hisselerini satarak ödeyebileceğini iddia ederek, İİK’nın 286.maddesi kapsamında davanın kabulü ile 3 aylık geçici mühlet kararı ve sonrasında kesin mühlet kararı verilmesini ve konkordato projesinin tasdikini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, benimsenen komiser raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacı şirketler ve gerçek kişi yönünden gerekli şartların oluştuğu, bu suretle İİK m.305. madde hükmünde belirtilen şartlar yönünden gerek konkordato komiser heyetinin ek raporları gerekse bilirkişi kurulunun ayrıntılı raporunun uyum içinde olduğu, bu raporlara itibar etmeye engel bir durumun varlığının ispatlanamadığı, konkordato komiser heyeti ve bilirkişi raporları dikkate alındığında sunulan belge ve kayıtlara göre nisap çoğunluğunun sağlandığının tereddütsüz olarak ortaya konulduğundan itiraz eden alacaklı beyanlarının konkordato tasdikine engel bir yönü bulunmadığı gerekçesi ile konkordato porjesinin kabulüne dair verilen karara karşı bir kısım alacaklılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince itiraz eden alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının istinaf başvurusunun, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun'un 308/c maddesinin 3. fıkrası gereğince hukuki yarar yokluğundan reddine, diğer isitnaf eden alacaklılar yönünden ise istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili ile alacaklılar Denizbank A.Ş, Vakıfbank A.Ş, Yapıkredi Bankası A.Ş., ... Alçı A.Ş., SGK, ..., ..., Teb A.Ş., Garanti Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre, alacaklı vekilinin istinaf itirazları yönünden verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddine, alacaklı SGK vekilinin temyiz itirazları yönünden ise İİK’nın 308/c maddesinin 3. fıkrası gereğince temyiz etmekte hukuki yararı olmadığından temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Konkordato borçlarının vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçluya alacaklılarla yaptıkları anlaşma çerçevesinde ödeme imkanı tanıyan bu haliyle borçluyu haciz baskısından kurtararak malvarlığını korumaya amaçladığı için borçlunun menfaatine olan, aynı zamanda borçlunun iflasına göre daha fazla tatmin edilmesi nedeniyle alacaklıların da lehine olduğu kabul edilen bir kurumdur. Ancak bu dengenin korunması halinde alacaklı konkordatodan yararlanabilecektir. Konkordato projesinin kabule değer olup olmadığının değerlendirilmesinde borçlunun proje kapsamında borçlarını öngördüğü plan çerçevesinde ödeyebilme imkanının olup olmadığı mahkemece değerlendirilecektir.
Konkordato talepleri yargılama sırasında değişen ekonomik parametrelere göre değerlendirilebileceğinden bu haliyle dava teorisinden ayrılır. Komiser raporları ve atanmış kayyım raporları çerçevesinde konkordato tasdiki sonrası gelişmeler de dahil olmak üzere borçlunun davranışları verilecek karar üzerinde etkili olacaktır.
Projede kaynak olarak gösterilen bir işletmenin elden çıkarılması, yapılarak borçların ödeneceği işin terkedilmesi, somut olayda olduğu gibi internet alışverişlerinin hiç rağbet görmemesi tasdik edilen konkordato projesinin daha faaliyete geçmeden sonuç doğurmayacağının anlaşılması manasına gelirki böyle bir konkordatonun tasdikinin mümkün olmadığına karar vermek gerekir.
Somut olayda yargılama sonrası dosyaya ibra edilen 12.01.2022 tarihli kayyum raporuna göre konkordatosu tasdik edilen Uygulama Yapı Marketleri A.Ş.'nin en büyük 2 mağazasının kapatıldığı, internet satış biletlerine erişim bulunmadığı rapor edilmiştir. Asıl şirketin faaliyetine devam etmemesi nedeniyle tedarikçi şirket olan ... Perakende Mağazıcılık A.Ş.'nin de herhangi bir faaliyette bulunması mümkün görünmemektedir.
Ayrıca konkordato talebinde bulunmalarına rağmen gerek ... A.Ş.'nin gerekse ...'ın ayrı bir projeleri bulunmamaktadır. Bu durumda başarıya ulaşma şansı bulunmayan konkordato talebinin her üç davacı açısından reddine karar verilmekle birlikte iflasa tabi olan davacılar açısından şartları bulunması halinde iflasa karar verilmelidir.
Bu hususlar gözardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz eden diğer alacaklı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz eden bu alacaklılar yönünden İstanbul 17. Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin, 20.01.2022 tarih ve 2021/1573 E., 2022/467 K. sayılı kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden müdahillere iadesine, davacılardan fazla yatırılan harcın istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 14.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.