Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/1705 Esas 2022/2187 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1705
Karar No: 2022/2187
Karar Tarihi: 18.04.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/1705 Esas 2022/2187 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2022/1705 E.  ,  2022/2187 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı kooperatif vekili, müvekkilinin 21.04.2019 tarihli genel kurulunda alınan karar uyarınca önceden yapılan kesin maliyet hesaplarının iptaline karar verildiğini ve yeniden yapılan maliyet hesabına göre davalıdan talep edilen bedeli davalının ödemediğini iddia ederek ıslah talebiyle 181.332,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.
    Mahkemece, kooperatif genel kurulunca oluşturulan komisyon tarafından belirlenen kesin maliyet hesabını davalının ödemek zorunda olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf talebi Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
    2- Dava kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından yapılan kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağa ilişkindir.
    Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu amaçla bir araya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler.
    Kooperatifler Kanunu 23. maddesine göre “kooperatif ortakları bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler.
    Kooperatiflerin ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesidir.
    Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir.
    Somut olayda; Kooperatif Ana Sözleşmesinin kesin maliyete ilişkin 61. maddesi ve kur’a çekimine ilişkin 62. maddesinde değişiklik yapılarak kooperatifin etap etap yapılacağı, inşaat bittikçe biten binalar için kur’a çekileceği ve çıkarılan kesin maliyet hesabına göre %10 fazla ödeyenlerin bağımsız bölümlerinin teslim edilerek kooperatiften istifa edebilecekleri ana sözleşme hükmü olarak belirlenmiştir.
    Bu ana sözleşme hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin ana ilkesine, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar ana sözleşme değişikliği ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı kararlar yok hükmünde olacağından her zaman göz önünde bulundurulur. Ana sözleşmenin 61 ve 62. maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir.
    Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.
    Yine somut olaya gelindiğinde, kooperatif üyeleri geçersizde olsa ana sözleşmenin değişik 61 ve 62. maddelerine istinaden istifa etmiş olduğundan bu istifanın gerçek iradeyi yansıtmadığından bu üyelerin üyeliklerinin devam ettiğini kabul ederek usulüne uygun kesin maliyet hesabı yapılıp bu üyelerden tahsili talep edilebilir. Ancak kooperatif yukarıda belirlenen gerekçeyle geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62. maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır.
    Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabilecektir. Bu durumda mahkemece eldeki davanın erken dava olduğu gerekçesiyle reddi ile masraf ve vekalet ücretinin bu doğrultuda sonuçlandırılması gerekirken, yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile; Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILARAK, ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 18/04/2022 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ

    Davalı vekili, müvekkilinin 2011 yılında yapılan genel kurulun 6. maddesi gereğince kurulan kesin hesap komisyonunun raporunun kendisine tebliği edildiğini talep edilen meblağı ödediğini kendisine taahhütname ve ilişik kesme belgesi ve bağımsız bölüm
    tapusunun verildiğini, daha sonraki genel kurula çağrılmadığını, dolayısıyla anasözleşmenin 61/e maddesine istinaden kesin maliyet ve % 10 fazlası ödeme yaparak üyelikten ayrıldığını beyanla, davanın tapu iptal, tescil olmazsa tazminat isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince tapu iptali ve tescil talebinin reddine 2019 yılında yapılan kesin maliyet raporuna göre, 181.332,00 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmiş bu kararın istinafı üzerine istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, davalı bu kararı temyiz etmiştir.
    Dosya arasında bulunan davacı kooperatif anasözleşmesinin 61/e maddesine göre, ortaklar, tüm konutlar tamamlanmadan önce, kura neticesinde tamamlanmış konut tahsis edilen ortak, anasözleşmenin 61/a,b,c,d fıkralarına göre hesaplanan kesin maliyet bedelini ve kesin maliyet bedelinin % 10 fazlasını ödeyerek tapusunu alarak ortaklıktan ayrılabileceği kararlaştırılmıştır.
    20.02. 2011 tarihli genel kurulun 6 . Maddesinde ise, geçici/kesin maliyetlerin hesaplanması için komisyon kurulmasına, …kesin maliyete istinaden tapusunu alan ortaklar hariç kesin maliyetintamamını ödemeyenlerden aidat bedelinin % 40 kadar aylık kira alınması kararlaştırılmıştır.
    KK nın 4. maddesinde üyeliğin kazanılması ve kaybedilmesi ile ilgili hükümlerin ana sözleşmede yer olması mecburi hükümler arasındadır. Ana sözleşme; kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesidir. Anasözleşmeye Kooperatifler Kanununa aykırı olmamak koşuluyla sözleşme serbestisi çerçevesinde istenen hükümler konabilir. Davacı kooperatif anasözleşmesinin 61. maddesinde genel olarak çıkma nedenleri yanında “özel çıkma” nedeni de kabul edilmiştir. Bu hüküm, genel kurul kararı ile anasözleşmeden çıkarılmadığı veya iptal edilmediği sürece kooperatifi ve tüm üyeleri bağlayıcı niteliktedir.
    Kooperatifçilikte eşitlik ilkesi, eşit statüde olan ortakların aynı hakka sahip olması ve aynı borçlardan sorumlu tutulmalarını gerektirir. Eşitlik ilkesini düzenleyen 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesindeki, “kooperatif ortakları, bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler” hükmüne göre, örneğin yapı kooperatiflerinde; peşin bedelli üyeler kendi aralarında, normal statüde üyeler ise normal statüde olan üyeler arasında karşılaştırma yapılarak; her üyenin kendi statüsü içerisindeki emsal üyelere göre eşitliği gözetilir. Kooperatifler hukukunda çoğu zaman mutlak değil, nispi eşitlik ilkesi geçerlidir.
    Somut olayda, kura neticesinde tamamlanmış konut tahsis edilen ortakların tapu intikali tarihinde “tüm konutlar tamamlanmış gibi kesin maliyet bedeli ve kesin maliyet bedelinin % 10 oranında erken teslim ilave bedeli ve sonraki ortak giderler” için ödeme yaparak ortaklıktan çıkmalarına imkân veren anasözleşmenin 61/e madde hükmünün nispi eşitlik ilkesine aykırı olduğu söylenemez. Anılan anasözleşme hükmüne rağmen ortaklıktan ayrılan üyeden tapunun geri alınması veya verilen konut bedelinin tekrar tahsilinin mümkün olmaması gerekir.
    Davacı taraf, davalının konutunu teslim alarak anasözleşmenin 61/e maddesi gereğince ödemelerini yapmadığını iddia etmediğine göre; ilk derece mahkeme kararının esastan bozulması gerekirken, “erken dava” gerekçesiyle bozulmasına dair Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine muhalifim.


    Hemen Ara