Esas No: 2017/37751
Karar No: 2017/37751
Karar Tarihi: 8/9/2021
AYM 2017/37751 Başvuru Numaralı ALİ OSMAN AKYOL Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
ALİ OSMAN AKYOL BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2017/37751) |
|
Karar Tarihi: 8/9/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Ayhan KILIÇ |
Başvurucu |
: |
Ali Osman AKYOL |
Vekili |
: |
Av. Mehmet YALÇIN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, terör örgütüyle irtibatlı olduğu gerekçesiyle hukuki varlığına son verilen anonim şirketin kanun hükmünde kararname gereğince Hazineye devredilen taşınmazına ilişkin olarak üçüncü kişi tarafından dile getirilen mülkiyet iddiasının incelenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının, adil yargılanma hakkının ve din özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 17/11/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu 1951 doğumlu olup Isparta"da ikamet etmektedir.
8. Başvurucunun hissedarı olduğu ve Isparta ili Çünür Mahallesi"nde kâin 8.391 ada 8 parsel numaralı taşınmaz 2/7/2009 tarihinde 3.000 TL bedelle Çamdağı Turizm Eğitim ve Ticaret Anonim Şirketine (Şirket) satılmıştır. Şirketin tüm mal varlığı 22/7/2016 tarihli ve 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname"nin (667 sayılı KHK) 2. maddesi gereğince Hazineye devredilmiştir.
9. Başvurucu 30/6/2016 tarihinde Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Hukuk Mahkemesi) Şirket aleyhine tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Dava dilekçesinde, taşınmazın cami ve Kur"an kursu olarak kullanılmak şartıyla bağışlandığı oysa Şirketin bağış işlemini satış gibi göstermek suretiyle tapuda işlem yaptığı belirtilmiştir. Dilekçede, satış işleminin hileye dayalı olması sebebiyle iptali ile taşınmaz hissesinin başvurucu adına tesciline karar verilmesi talep edilmiştir.
10. Asliye Hukuk Mahkemesi 7/4/2017 tarihli kararıyla davayı dava şartı yokluğundan reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, 3/10/2016 tarihli ve 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin (675 sayılı KHK) 16. maddesinin (1) numaralı fıkrasının yaptığı yollama uyarınca 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin (670 sayılı KHK) 5. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince öncelikle idareye başvurulması ve talebin reddi hâlinde ise idari yargıda dava açılması gerektiği belirtilmiştir.
11. Başvurucu, Asliye Hukuk Mahkemesi kararının tebliğinden itibaren 675 sayılı KHK"nın 16. maddesinin (4) numaralı fıkrasında belirtilen otuz günlük hak düşürücü süre içinde -14/4/2017 tarihinde- Isparta Millî Emlak Müdürlüğüne (İdare) taşınmazın iadesi istemiyle başvurmuştur. İdare 26/4/2017 tarihli işlemle talebi reddetmiştir. İşlemin gerekçesinde, 670 sayılı KHK"nın 5. maddesinin (3) numaralı fıkrasına atıfta bulunularak Şirket adına kayıtlı bulunan taşınmazların tamamının Hazine adına tescil edildiği ve başvurucunun talebiyle ilgili olarak yapılacak bir işlemin bulunmadığı belirtilmiştir.
12. Başvurucu ret işleminin iptali istemiyle 20/6/2017 tarihinde Isparta İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açmıştır. Başvurucu, dava dilekçesini bireysel başvuru formuna eklememiştir. Bununla birlikte başvuru formuna eklenen İdare Mahkemesi kararından başvurucunun taşınmazı bağışladığı hâlde satış gibi gösterildiğini televizyondan öğrendiğini, dinî duyguları sömürülerek hileyle elinden alınan taşınmazının iadesi gerektiğini ileri sürdüğü anlaşılmaktadır.
13. İdare Mahkemesi 24/10/2017 tarihli kararıyla davayı kesin olarak reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, 670 sayılı KHK"nın 5. maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü hatırlatılarak kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının bağlı oldukları şirketlerin varlıklarının Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayıldığı belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun taşınmazdaki hissesini 2009 yılında Şirkete satmakla mülkiyet hakkının sona erdiği vurgulanarak İdarenin 670 sayılı KHK hükmü gereğince bağlı yetki içinde tesis ettiği işlemde hukuka aykırılığın bulunmadığı ifade edilmiştir. Kararda ayrıca İdare Mahkemesinin taşınmaz hissesinin satışının hata, hile ve ikrah gibi iradeyi sakatlayan durumlara dayanıp dayanmadığını araştırma yetkisinin bulunmadığı kabul edilmiştir. Kararda son olarak olayda şartlı bağışın mevcut olmadığı belirtilmiştir.
14. Nihai karar 8/11/2017 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu 17/11/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
15. Başvurucu tarafından bireysel başvuru formuna eklenen Isparta Cumhuriyet Başsavcılığının 12/1/2017 tarihli iddianamesinden Şirketin yöneticileri B.Ç. ve A.K.Y. hakkında terör örgütü üyeliğinden başlatılan soruşturmaya başvurucunun da şikâyetçi olarak dâhil olduğu anlaşılmaktadır. Başvurucunun taşınmazın hileyle kendisinden alınması sebebiyle şikâyetçi olduğu görülmektedir. İddianamede, şüphelilere yöneltilen suçlamalar arasında dindar vatandaşlardan arsa bağışı talep edilerek tapuda satış gibi gösterilmesinin ve bu suretle örgüte finansal destek sağlanmasının da yer aldığı anlaşılmaktadır.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. 667 sayılı KHK"nın 2. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı belirlenen;
...
b) Ekli (II) sayılı listede yer alan özel öğretim kurum ve kuruluşları ile özel öğrenci yurtları ve pansiyonları,
...
kapatılmıştır.
(2) ... Kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarının sağlık uygulama ve araştırma merkezleri ve kapatılan diğer kurum ve kuruluşlara ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara ait taşınmazlar tapuda resen Hazine adına, her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak tescil edilir. Birinci fıkrada sayılanların her türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde Hazineden bir hak ve talepte bulunulamaz. Devire ilişkin işlemler ilgili tüm kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle ilgisine göre Maliye Bakanlığı ... tarafından yerine getirilir.
(3) Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı belirlenen ve ekli listelerde yer almayan özel ve vakıf sağlık kurum ve kuruluşları, özel öğretim kurum ve kuruluşları ile özel öğrenci yurtları ve pansiyonları, vakıflar, dernekler, vakıf yükseköğretim kurumları, sendikalar, federasyonlar ve konfederasyonlar, ilgili bakanlıklarda bakan tarafından oluşturulacak komisyonun teklifi üzerine bakan onayı ile kapatılır. Bu fıkra kapsamında kapatılan kurum ve kuruluşlar hakkında da ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
..."
17. 670 sayılı KHK"nın 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının her türlü taşınır, taşınmaz, malvarlığı, alacak ve hakları ile belge ve evraklarının (devralınan varlık);her türlü tespit işlemini yapmaya, kapsamını belirlemeye, idare etmeye, avans dahil her türlü alacak, senet, çek ve diğer kıymetli evraka ilişkin olarak dava ve icra takibi ile diğer her türlü işlemi yapmaya, devralınan varlıklarla ilgili olup kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen borç ve yükümlülükleri tespite ve hiçbir şekilde devralınan varlıkların değerini geçmemesi, ek mali külfet getirmemesi, kefaletten doğmaması ve Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY)’ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla bu varlıkların değerlendirilmesi suretiyle bunları uygun bir takvim dahilinde ödemeye, kapatılan kurum ve kuruluşların taahhüt ve garanti ettiği ancak vermediği mal ve hizmet bedellerinin ödemesini durdurmaya veya ödemeye, tahsili mümkün olmadığı anlaşılan veya tahsilinde ve takibinde yarar bulunmayan hak ve alacaklar ile taahhüt ve garantilerin tahsilinden vazgeçmeye, her türlü sulh işlemini yapmaya, devralınan varlıklarla ilişkili kredi veya gerçek bir mal veya hizmet ilişkisine dayanan borçlar nedeniyle konulmuş ve daha önce kaldırılmış takyidatları kredinin veya borcun ödenebilmesini sağlamak amacıyla kaldırıldığı andaki koşullarla tekrar koydurmaya ve ihyaya, menkul rehinleri dikkate almaya, devralınan varlıklara konulan takyidatların sınırlarını belirlemeye ve kaldırmaya, finansal kiralama dahil sözleşmelerin feshine veya devamına karar vermeye, devralınan varlıkların idaresi, değerlendirilmesi, elden çıkarılması için gerekli her türlü tedbiri almaya,gerektiğinde devralınan varlıkların tasfiyesi veya satışı amacıyla uygun görülen kamu kurum ve kuruluşlarına devretmeye, devir kapsamında olmadığı belirlenen varlıkları iadeye, kapatılanların gerçek kişiye ait olması halinde devralınacak varlıkların kapsamını belirlemeye, tereddütleri gidermeye, uygulamaları yönlendirmeye, bütün bu işlemleri yapmak amacıyla usul ve esasları belirlemeye, vakıflar yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğü, diğerleri yönünden Maliye Bakanlığı yetkilidir.
...
(3) Kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının bağlı oldukları şirketlerin faaliyetleri sonlandırılarak ticari sicil kayıtları resen terkin edilir. Bunların devralınan varlıkları dışındaki varlıkları da Hazineye bedelsiz devredilmiş sayılır ...
(4) Birinci fıkra kapsamında tespite konu edilebilecek borç ve yükümlülüklere ilişkin olarak hak iddiasında bulunanlarca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış günlük hak düşürücü süre içerisinde ilgili idaresine kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle müracaat edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak kapatma işlemlerinde ise altmış günlük süre kapatma tarihinden itibaren başlar.
..."
18. 675 sayılı KHK"nın 16. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
...
(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Mahkemenin 8/9/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
20. Başvurucu, bağışladığı taşınmazının hileyle tapuda satış gibi gösterildiği iddiasının mahkemelerce incelenmemesinin mülkiyet hakkını ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca devletin bireylerin dinî duygularının sömürülmesini önleme yükümlülüğünü yerine getiremediğinden yakınmıştır.
B. Değerlendirme
21. Anayasa Mahkemesi ancak temellendirilebilmiş bir bireysel başvuruyu inceler. Başvurucuların şikâyetlerini hem maddi hem hukuki olarak temellendirme zorunluluğu bulunmaktadır. Başvurucuların maddi dayanaklar yönünden yükümlülüğü şikâyetlerine konu temel olay ve olguları açıklamak, bunlara ilişkin delilleri Anayasa Mahkemesine sunmak; hukuki dayanak yönünden yükümlülüğü ise bireysel başvuruya konu temel hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini özü itibarıyla açıklamaktır (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19).
22. Bireysel başvuru incelemesinde Anayasa Mahkemesi, kamu gücü eylem ve işlemleri ile mahkeme kararlarının Anayasa"ya uygunluğunun ve müdahale gerekçelerinin denetimini kendiliğinden yapmaz. Bu sebeple başvurucunun başvurusunun esasını ve bu kapsamda kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığını Anayasa Mahkemesine inceletebilmesi için öncelikle kendisinin ihlal iddialarını gerekçelendirmesi, buna ilişkin olay ve olguları açıklaması ve delillerini sunması zorunludur (Cemal Günsel [GK], B. No: 2016/12900, 12/1/2021, § 24).
23. Başvurucunun temel şikâyeti, taşınmaz hissesini cami ve Kur"an kursu inşa edilmek şartıyla bağışladığı hâlde tapuda satış gibi gösterildiğine ilişkin iddiasının mahkemelerce araştırılmamasına yöneliktir. Başvurucunun iradeyi sakatlayan nedenlerin varlığına bağlı olarak satış işleminin geçersiz olduğu iddiasının mahkemelerce araştırılması gereken nitelikte olduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Bununla beraber mahkemelerin bu konuda araştırma yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmalarının anayasal bir sorun olarak görülebilmesi için başvurucunun bu iddiasının dayanaklarını derece mahkemelerine göstermesi ve ayrıca bunları Anayasa Mahkemesine de ibraz etmiş olması gerekir.
24. Başvurucu tarafından taşınmazın şartlı olarak Şirkete bağışlandığını gösteren hiçbir bilgi ve belge ibraz edilmemiştir. İdare Mahkemesi de olayda şartlı bağışın bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır. Başvuru formunda, İdare Mahkemesinin bu değerlendirmesine karşılık olarak hiçbir açıklama yapılmamıştır. Diğer taraftan başvurucu, tapu memuru önünde düzenlenen 2/7/2009 tarihli satış senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmediği gibi bağışladığı bir taşınmazın satış gibi gösterildiği bir tapu senedini neden imzaladığıyla ilgili olarak da herhangi bir izahatta bulunmamıştır. Ayrıca başvurucunun taşınmazın Şirkete devrinin üzerinden geçen 9 yıllık süreç içinde cami ve Kur"an kursu inşa edilmemesiyle ilgili olarak kamu makamlarına herhangi bir şikayette bulunduğunu da iddia etmemiştir. Bu koşullarda başvurucunun Şirketin yöneticileri B.Ç. ve A.K.Y. hakkında şikâyetçi olması ve anılan şahıslarla ilgili olarak düzenlenen iddianamedeki suçlamalar arasında başvurucunun iddia ettiği olgulara da yer verilmesi taşınmazın cami ve Kur"an kursu yapılması şartıyla bağışlandığı iddiasının temellendirilmesi yönünden yeterli görülmemiştir.
25. Sonuç olarak başvurucunun tüm şikâyetlerinin özünü teşkil eden satış sözleşmesinin hileye dayalı olduğuna yönelik iddiasını temellendiremediği sonucuna ulaşılmıştır.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 8/9/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.