Esas No: 2017/20168
Karar No: 2017/20168
Karar Tarihi: 8/9/2021
AYM 2017/20168 Başvuru Numaralı DERYA ZAHİDE APAYDIN VE DİĞERLERİ Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
DERYA ZAHİDE APAYDIN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2017/20168) |
|
Karar Tarihi: 8/9/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Mahmut ALTIN |
Başvurucular |
: |
1. Derya Zahide APAYDIN |
|
|
2. Didem BARUTOĞLU |
|
|
3. Dilek APAYDIN |
|
|
4. Ferzan GÜVEYDANLI |
|
|
5. Günsel KOÇ |
|
|
6. Kadir ŞAHİN |
|
|
7. Mehmet Münir HEVİYDANLI |
|
|
8. Osman Anıl APAYDIN |
|
|
9. Şirin CİZRELİOĞLU |
|
|
10. Turgut HEVEDANLI |
|
|
11. Vedat Beycan APAYDIN |
|
|
12. Volga Can ŞAHİN |
Başvurucular Vekili |
: |
Av. Babil BİNGÖL |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, iskân kapsamında verilen taşınmazın tapu kaydının iptali nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/4/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
A. Uyuşmazlığın Arka Planı
8. Başvurucular, Vedat Necip Hüveydani ve eşi Kadriye Hüveydani"nin mirasçılarıdır.
9. Cemil oğullarından Münir oğlu Vedat Necip Hüveydani ve eşi Kadriye Hüveydani ile çocukları Aysel, Günsel, Erten ve M. Münir İcra Vekilleri Heyetinin 4/8/1936 tarihli kararıyla zorunlu iskâna tabi tutularak Diyarbakır"dan Sinop"a nakledilmiştir. Sonrasında ise İcra Vekilleri Heyetinin 18/5/1944 tarihli kararıyla Denizli"ye nakledilmişlerdir.
10. Sinop"un Merkez ilçesine bağlı Ada Mahallesi 105, 106 ve 107 parsellerde kayıtlı taşınmazların 23/7/1942 tarihinde tevfikan iskân hakkı olarak on yıl süreyle satılmaması şartıyla Münir oğlu Vedat Necip Hüveydani ve eşi Kadriye Hüveydani"ye satılarak adlarına tescil edildiği anlaşılmıştır.
B. Başvuru Konusu Dava Süreci
11. Başvurucular, murisleri adlarına tescil edilen anılan taşınmazlara ilişkin kayıtların 1952 yılından sonra kaybolduğunu belirtmiştir. Bu nedenle öncelikle var ise tapuda üçüncü kişiler adına kayıtların iptali ile murislerin mirasçıları adına tescili, bu talebin reddi hâlinde tazminata hükmedilmesi talebiyle 26/4/2010 tarihinde Sinop 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) terditli olarak tapu iptali ve tescil davası ile tazminat davası açmışlardır.
12. Mahkemece başvuru konusu taşınmazlara ait tapuların geldi ve gittileri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 16/1/2015 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmı şöyledir:
"...söz konusu parsel 2510 sayılı kanun hükümlerine tevfikan iskan hakkı olarak 300,00 lira üzerinden harçlandırılmak üzere ve ileride çıkacak fazlalık hazineye ait olmak üzere 10 yıl müddetle satmamak kaydıyla Mümir oğlu Necip Hüveydani karısı Kadriye Hüveydani"nin iken Bakanlar Kurulu"nun 15/5/1944 gün ve 131-3 sayılı kararı ile serbest iskana tabi tutularak Sağlık ve Sosyal Bakanlığının 3/6/1944 gün ve İskan Müdürlüğü"nün 1021 sayılı emirleri ile Denizli vilayetine nakledilmiş olmalarından 4062 sayılı Kanunun 1. maddesinin dördüncü fıkrası mucibince istirdat suretiyle Maliye Hazinesi namına tashihen tescili il yüce katının 26/6/1944 gün ve Sağlık Sosyal Yardım Müdürlüğü"nün 2780/42 sayılı yazıları ile bildirilmiş olmakla tashihen tescil edildiği anlaşılmıştır."
13. Mahkemece başvuru konusu taşınmazlar üzerinde keşif yapılıp bilirkişi raporları alındıktan sonra 8/10/2015 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde;
i. Anılan taşınmazların başvurucuların murislerine Hazine tarafından verildiği ve sonrasında murislerin Denizli"ye gönderildikleri ve 14/6/1934 tarihli ve 2510 sayılı mülga İskân Kanunu"nun 39. maddesi uyarınca anılan taşınmazların tapularının iptal edilerek istirdat yoluna gidildiği ifade edilmiştir.
ii. Ayrıca davanın esasını oluşturan kayıtların geçerliliğini yitirdiği açıklanmıştır. Öte yandan başvurucuların murislerinin taşınmazlar üzerinde zilyetliklerinin olmadığı ve şehri dolayısıyla zilyetliği terk ettikleri belirtilmiştir.
iii. Netice itibarıyla tapu kayıtlarının açıklanan içeriğine göre tazminatı gerektiren bir keyfîliğin söz konusu olmadığı vurgulanmıştır.
14. Taraflarca temyiz edilen karar, Yargıtay 20. Hukuk Dairesince (Daire) 4/10/2016 tarihinde onanmıştır. Tarafların karar düzeltme istemi de aynı Daire tarafından 6/2/2017 tarihinde reddedilmiştir.
15. Nihai karar, başvurucular vekiline 7/3/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.
16. Başvurucular 5/4/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
17. Anayasa Mahkemesince Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığından (Arşiv Başkanlığı) Diyarbakır, Sinop ve Denizli illerine ait iskân kayıt defterlerinin tetkik edilerek Hüveydani ailesine ait bütün bilgi, belge ve kayıtların gönderilmesi istenmiştir.
18. Arşiv Başkanlığının 5/9/2019 tarihli yazısı ekinde sunulan Dahiliye Vekâletinin 22/4/1944 tarihli yazısında;
i. Münir oğlu Vedat Necip Hüveydani"nin Denizli"ye yerleştirilen eniştesi C.K.nın vefat etmesi üzerine kız kardeşi F.K. Dahiliye Vekâletine müracaat ederek kardeşi Vedat Necip Hüveydani"nin Sinop"tan Denizli"ye naklini istemiştir.
ii. Münir oğlu Vedat Necip Hüveydani ise noter senediyle Denizli"ye nakline ve orada yerleşmelerine müsaade edildiği taktirde yol masrafı ve Denizli"de iskân yardımı istemeyeceklerini taahhüt etmiştir.
iii. Buna göre Münir oğlu Vedat Necip Hüveydani"ye Sinop"tan Denizli"ye kadar yol masrafı ve gideceği yerde hiçbir suretle iskân yardımı istememek ve Sinop"ta verilen taşınmazların 4062 sayılı Kanun"un dördüncü fıkrası mucibince istirdat edilmek kaydıyla Münir oğlu Vedat Necip Hüveydani ve ailesinin Denizli"ye yerleşmesine izin verilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
19. 2510 sayılı mülga Kanun"un 29. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"A: Hükümetçe iskân edilen muhacirler, mülteciler, göçebeler ve 1 numaralı mıntakada Hükümetçe yerleştirilen kimseler yerleştirildikleri yerde en az on yıl oturmağa mecburdurlar. Bunlar Dahiliye Vekilliğinin izni olmadıkça başka yerlerde yurt tutamazlar. Başka yerlere izinsiz gidip yurt tutanlar ve tutmak istiyenler yerleştirildikleri yere döndürülürler. "
20. 2510 sayılı mülga Kanun"un 39. maddesi şöyledir:
"I: 1 ve 2 numaralı mıntakalarda 12 ve 13 üncü maddelere mutabık olarak Hükümetçe iskân edilmiş veya edilecek muhacirlere, mültecilere, göçebelere ve naklolunanlara 885 numaralı kanun hükümlerine göre verilmiş veya bu kanun hükümlerine göre verilecek olan iskân haddi dahilindeki mütedavil sermaye, sanat ve ziraat alât ve edevatı, hayvanlar, koşum ve araba takımları, tohumluklar ve 1 numaralı mıntakalardakilere iskân haddi içinde verilmiş veya verilecek toprak ve yapılar parasızdır. Bunlardan önce borçlanmış olanlardan tahsil edilmiyen taksitler tahsil olunmaz ve tahsil edilenler de geri verilmez.
Tevzi cetvelinin üçüncü bendine göre verilen topraklar da parasızdır.
II: 2 numaralı mıntakada 885 numaralı kanun hükümlerine göre iskân edilmiş veya bu kanun hükümlerine göre iskân edilecek muhacirlere, mültecilere, göçebelere ve naklolunanlara verilmiş veya verilecek yapılar ve topraklar borçlanmağa tâbidir.
Borçlanma muameleleri Dahiliye; tahsilat, Tahsili Emval kanununa göre, Maliye Vekâletince yaptırılır.
III: Borçlanma: İskânın sekizinci yılının eylülünden başlamak ve yirmi yılda ve kırk müsavi taksitte ödenmek üzere yapılır. Borç yirmi sekizinci yıl sonunda tamamen tahsil edilmiş olur.
Peşin verenlerin borçlarının yarısı affolunur.
Bu kanundan önce iskân edilmiş olan muhacirlere, mültecilere, nakledilenlere ve göçebelere borçla iskân haddi içinde verilmiş olan topraklar ve yapıların bedeli iskân edildikleri tarihten sonra sekizinci yılın eylülünden başlamak üzere yirmi yılda kırk müsavi taksitte tahsil olunur. "
21. 9/6/1941 tarihli ve 4062 sayılı İskân Kanunu"nun 39 uncu Maddesinin Tadili Hakkında Kanun"un 1. maddesinin (4) numaralı fıkrası şöyledir:
"2510 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinde yazılı müddet içinde bilâ mezuniyet iskân yerini terk veya gaybubet ederek iki sene sonunda mürettep yerlerine avdetle yerleşmemiş veya aynı yerlere iadeleri mümkün görülmemiş olanlarla iskân olunduğu yerden Hükümetçe naklen başka yere iskân olunanlara, evvelce iskân edilmiş iken bilâhare serbest iskâna tâbi tutulanlara, eski yerlerinde verilen gayrimenkuller tapuda namlarına tescil edilmiş olsa bile Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin işarı üzerine vali ve kaymakamlar tarafından tapuları iptal ve verilen gayrimenkullar istirdat olunur. Bunlardan bilâ mezuniyet iskân yerini terk veya gaybubet edenlerin iskân hakları sakıt olur."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 8/9/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
23. Başvurucular; murislerinin zorunlu iskâna tabi oldukları Sinop"tan Denizli"ye göç ettiklerini gösterir delil sunulmadığını, dönemin Sinop Emniyet Müdürlüğünce düzenlenen ve murislerinin imzasını taşımayan tek taraflı belgenin delil kabul edilemeyeceğini belirtmiştir.
24. Başvurucular 4062 sayılı Kanun"la değiştirilen 2510 sayılı Kanun"un 39. maddesinde, zorunlu iskâna tabi tutulanlar adına tescil edilen taşınmazlarını iki yıl süreyle satmamaları şartının getirildiğini; bu hükmün ancak iradi terk ve göç hâlinde uygulanacağını, murislerinin ise kendi iradeleri ile değil de İdarenin tasarrufuyla Sinop"tan Denizli"ye göç ettirildiklerini iddia etmiştir.
25. Sonuç olarak başvurucular, Anayasa"nın 5., 10., 11., 17., ve 35. maddesinde düzenlenen ilke ve hakların ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
26. Anayasa"nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:
"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."
27. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların şikâyetlerinin özü 1942 yılında murisleri adına tescil edilen taşınmazların iadesi veya taşınmaz bedellerinin tazmini olduğu anlaşıldığından başvurunun mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.
28. Anayasa"nın 35. maddesinin birinci fıkrasında "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir." denilmek suretiyle mülkiyet hakkı güvenceye bağlanmıştır. Anayasa"nın anılan maddesiyle güvenceye bağlanan mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır (AYM, E.2015/39, K.2015/62, 1/7/2015, § 20). Bu bağlamda mülk olarak değerlendirilmesi gerektiğinde kuşku bulunmayan menkul ve gayrimenkul mallar ile bunların üzerinde tesis edilen sınırlı ayni haklar ve fikrî hakların yanı sıra icrası kabil olan her türlü alacak da mülkiyet hakkının kapsamına dâhildir (Mahmut Duran ve diğerleri, B. No: 2014/11441, 1/2/2017, § 60).
29. Anayasa"nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkı; mevcut mal, mülk ve varlıkları koruyan bir güvencedir. Bir kişinin hâlihazırda sahibi olmadığı bir mülkün mülkiyetini kazanma hakkı, kişinin bu konudaki menfaati ne kadar güçlü olursa olsun Anayasa"yla korunan mülkiyet kavramı içinde değildir. Bu hususun istisnası olarak belli durumlarda bir ekonomik değer veya icrası mümkün bir alacağı elde etmeye yönelik meşru bir beklenti Anayasa"da yer alan mülkiyet hakkı güvencesinden yararlanabilir. Meşru beklenti, makul bir şekilde ortaya konmuş icra edilebilir bir alacağın doğurduğu, ulusal mevzuatta belirli bir kanun hükmüne veya başarılı olma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteren yerleşik bir yargı içtihadına dayanan, yeterli somutluğa sahip nitelikteki bir beklentidir. Temelsiz bir hak kazanma beklentisi veya sadece mülkiyet hakkı kapsamında ileri sürülebilir bir iddianın varlığı meşru beklentinin kabulü için yeterli değildir (Kemal Yeler ve Ali Arslan Çelebi, B. No: 2012/636, 15/4/2014, §§ 36, 37).
30. Başvurucular, murislerinin zorunlu iskâna tabi tutularak Denizli"ye nakillerinin yapılmasına rağmen satın aldıkları başvuru konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptal edilerek istirdat edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. Başvurucular ayrıca murislerinin kendi iradeleriyle Denizli"ye göç ettiklerine dair davalı İdare tarafından delil sunulmamasına rağmen açtıkları davanın reddedildiğini ifade etmiştir.
31. Başvuru konusu olayda İdarenin iskân politikaları uyarınca tapu kayıtlarının iptal edilmesi öngörülebilir, açık ve ulaşılabilir mahiyetteki 4062 sayılı Kanun"la değiştirilen 2510 sayılı mülga Kanun"un 39. maddesine dayanmaktadır.
32. Başvurucuların iddialarından da anlaşılacağı üzere başvuru konusu uyuşmazlığın temeli, başvurucuların murislerinin Sinop"tan Denizli"ye kendi iradeleri ile mi yoksa zorunlu iskâna tabi tutularak mı göç ettikleri hususudur. Mahkemece, tapu kayıtlarının geldi ve gittileri esas alınarak anılan taşınmazların tapu kayıtlarının 2510 sayılı mülga Kanun"un 39. maddesi uyarınca iptal edilerek istirdat edildiği belirtilmiştir. Diğer bir deyişle mahkemece başvurucuların murislerinin serbest iskâna tabi olduğu kabul edilmiştir.
33. Arşiv Başkanlığının cevap yazısı ekinde sunulan Dahiliye Vekâleti yazısından başvurucuların murislerinin kendi iradeleriyle Sinop"tan Denizli"ye göç etmek istedikleri ve İdarenin de Sinop"ta verilen taşınmazların 4062 sayılı Kanun"un dördüncü fıkrası mucibince istirdat edilmek kaydıyla Denizli"ye yerleşmelerine izin verildiği görülmektedir.
34. Buna göre başvurucuların murislerinin noter huzurunda verdikleri taahhütname çerçevesinde serbest iskân talebinde bulundukları ve bu doğrultuda kendi taleplerine binaen 26/6/1944tarihindetapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tescil edildiği ve başvuruculara yeni bir iskân yardımı da verilmediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla başvurucuların meşru bir beklentisi olduğunu gösteren bir kanun hükmü veya yerleşik yargı içtihadı gibi somut bir temele dayanmadığı görülmektedir. Başvurucular ayrıca iddialarını destekler nitelikte, aksi kanıtlanmadıkça doğru sayılan bir delil (prima facie evidence) de sunmamıştır. Bu durumda somut olayda başvurucuların Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı kapsamında bir mülkünün veya somut ve yeterli bir hukuki temele dayalı olarak mülkiyeti elde etme yönünde meşru bir beklentisinin bulunduğunu kanıtlayamadığı değerlendirilmiştir.
35. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların Anayasa’nın 35. maddesi kapsamına giren korunmaya değer bir menfaatinin bulunmadığı anlaşıldığından başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 8/9/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.