Esas No: 2021/2450
Karar No: 2022/2216
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2450 Esas 2022/2216 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/2450 E. , 2022/2216 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
İLK DRC. MHK. : Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı kooperatifte 6 hisse payı bulunan miras bırakan ...'in mirasçısı olduklarını, miras bırakan ...'in vefat ettiği 09.10.2013 tarihi itibariyle kooperatifte hali hazırda 4 payı olduğundan davacı müvekkilleri iki kişinin bir payı temsilen iş bu davayı birlikte ikame ettiklerini, davalı kooperatifin 2013 ve 2014 yılı genel kurul toplantılarını birleştirerek 10.01.2015 tarihinde yaptığını, söz konusu genel kurul toplantısına müvekkillerinin davet edilmediğini ve bu nedenle müvekkillerinin adı geçen genel kurul toplantısından haberdar olmadıklarını, bahsi geçen ve usule aykırı şekilde yapılan genel kurul toplantısında davalı kooperatifin tasfiyesine ve kooperatifin ana malının metrekaresi 500,00 TL'den kapalı zarf usulü ile satışına yönelik karar alındığını, alınan bu usul ve yasaya aykırı genel kurul kararı neticesinde söz konusu taşınmazın muvazaalı şekilde satış işleminin yapılması ile müvekkillerinin zarara uğratıldığını belirterek, Boyabat İlçesi ... Mahallesi ... Mevkiinde bulunan 354 ada 32 parsel sayılı taşınmazın satışının iptali ile ... Konut Yapı Kooperatifi adına tesciline, söz konusu taşınmazın davalılardan üçüncü şahıslara devri halinde ise taşınmazın gerçek değerinin nakden tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Pazarlama İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın satış işleminin iyiniyetli ve usulüne uygun şeilde yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu taşınmazı satın alan kişi olmadığından davanın müvekkili yönünden zamanaşımı nedeniyle ve husumet yönünden reddini savunmuştur.
Davalı ... Konut Yapı Kooperatifi temsilcileri cevap dilekçelerinde özetle; dava konusu edilenler dahil kooperatif iş ve işlemlerinin tamamının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek dava konusu edilen genel kurul toplantısındaki kararın yasal düzenleme ve ana sözleşmeye uygun nisap ile alındığı, davacıların genel kurula katılmadıkları ve dava açma hakları olmadığı ile aynı zamanda bir aylık dava açma süresinin de geçmiş olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen davanın reddi kararına karşı davacılar vekilinin İstinaf Kanun Yoluna başvurması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, iptali istenen genel kurul toplantısına çağrının usulüne uygun yapıldığı, kararların kanuna ve ana sözleşmeye uygun toplantı ve karar nisabı ile alındığı, kooperatife ait arsanın satışına ilişkin alınan kararın gündem maddelerinde yer almaması nedeniyle usulsüz olduğunun bilirkişi tarafından tespit edilmesine rağmen davanın 1 aylık süre geçirildikten sonra açıldığı gerekçeleri ile ilk derece mahkemesince verilen davanın reddi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı belirtilip, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı Kooperatifin genel kurul kararının iptali ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45/2,3. maddesi, "Genel kurul, anasözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı anasözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4 ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır." hükmünü, aynı Kanun'un 51/1 nci maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.” hükmünü içermektedir. Ayrıca dosyada mevcut Anasözleşmenin 25. maddesinde genel kurul toplantı çağrıları, 26. maddesinde de genel kurul toplantı görüşme ve karar nisabı hüküm altına alınmıştır.
KK'nun 14. maddesine göre ortağın ölmesi halinde, mirasçıların ortak olup olmayacağının ana sözleşmeye göre belirlenmesi de gerekir.
Öte yandan; 10/01/2015 tarihli Genel Kurul Toplantı tutanağı ve eki belgelerden; söz konusu genel kurul toplantı çağrı mektuplarının 7 ortağa posta yoluyla, 8 ortağa da elden tebliğ edildiği belirtildikten sonra 14 ortaktan 8 ortağın asalaten toplantıda hazır bulunması üzerine gerekli çoğunluğun mevcut olduğu belirtilip, toplantıya başlandığı ve toplantının 11. gündem maddesi ile dava konusu edilen kararın 1 ret oyuna karşılık 7 kabul oyu sonucu oy çokluğu ile alındığı ve aynı toplantıya ilişkin hazirun listesinde 14. sırada bulunan davacılardan ... ortaklık numarasının 35, 7. sırada bulunan ...'in ortaklık numarasının da 36 olduğu anlaşılmıştır.
Gayrimenkul satışına ilişkin karar verilebilmesi için kooperatif genel kurul toplantılarında nitelikli çoğunluğa ihtiyaç duyulduğu açıklanan yasal düzenlemeler ve anasözleşme hükümleri ile sabit iken, dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde; dava konusu genel kurul toplantı çağrısının usulüne uygun yapılıp, yapılmadığı, dava konusu kooperatifin kaç ortaktan oluştuğu ile dava konusu genel kurul kararında toplantı ve karar nisabına ulaşılıp ulaşılamadığı tespit edilip, denetlenememektedir.
Mahkemece yapılan açıklamalar ışında; öncelikle dava konusu edilen genel kurul toplantı çağrısının usulüne uygun yapılıp, yapılmadığı, genel kurula katılma hakkına sahip ortak sayısı ve buna göre taşınmaz satımına ilişkin genel kurul kararının KK' m. 48'e göre her ortağın bir oy hakkının bulunduğu da dikkate alınarak nitelikli çoğunlukla alınıp alınmadığı ve söz konusu taşınmazın satışının yerinde olup, olmadığı da araştırılıp sonucuna göre Yargıtay denetimine elverişli bir karar verilmesi gerekirken, söz konusu bu araştırmaları tam ve eksiksiz bir şekilde yapılmadan, dava konusunu hatalı şekilde tespit edip, talep konusuna ilişkin inceleme ve değerlendirme içermeyen bilirkişi kurulu raporu ile davalı Kooperatif Anasözleşmesinde yer almayan düzenlemeyi esas alarak hüküm kurulması hatalı olmuş, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 18.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.