Esas No: 2019/38942
Karar No: 2019/38942
Karar Tarihi: 14/9/2021
AYM 2019/38942 Başvuru Numaralı MUSTAFA KAYA Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
MUSTAFA KAYA BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2019/38942) |
|
Karar Tarihi: 14/9/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Zehra GAYRETLİ |
Başvurucu |
: |
Mustafa KAYA |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı bir iddianın karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 28/11/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. 1982 doğumlu olan başvurucu, bireysel başvuru konusu olayların gerçekleştiği tarihte Konya"da ikamet etmektedir.
8. Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 6/1/2016 tarihli iddianamesi ile aralarında başvurucunun da bulunduğu bir kısım şüpheli hakkında birden fazla kişi ile birlikte cebir, tehdit veya hileyle cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, çocuğun cinsel istismarı, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçlarından kamu davası açılmıştır.
9. Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülen yargılamanın 9/6/2016 tarihli celsesinde başvurucu, müdafiinin de hazır bulunmasıyla savunma yapmıştır. Başvurucu, savunmasında mağdurun yaşı konusunda hataya düşürüldüğünü ileri sürmüştür.
10. Yargılama sonucunda başvurucunun uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatine; çocuğun cinsel istismarı suçundan 10 yıl, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan ise 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına 9/6/2016 tarihinde karar verilmiştir. Mahkemenin gerekçeli kararında dosyada yer alan sanık anlatımları ve diğer delillere göre olay tarihinde mağdurun yaşının küçük olduğu hususunun başvurucu tarafından bilindiğinin anlaşıldığı belirtilmiştir.
11. Başvurucu; mağdurun yaşı konusunda kaçınılmaz hataya düştüğünü, bu hususu yargılama aşamasında ileri sürmüş olmasına rağmen mağdurun gerçek yaşının tespit edilmesi amacıyla Mahkemece herhangi bir inceleme yapılmadığını belirterek karara karşı temyiz kanun yoluna müracaat etmiştir. Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 19/9/2017 tarihli kararı ile hüküm onanmıştır.
12. Başvurucu, mağdurun yaşı konusundaki itirazlarını bu defa 22/1/2019 tarihli dilekçesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iletmiş ve itiraz kanun yoluna gidilmesi yönünde talepte bulunmuştur. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca söz konusu itirazların daha önce yargılama ve temyiz makamlarınca değerlendirildiği gerekçesiyle başvurucunun talebi 17/2/2019 tarihinde reddedilmiştir.
13. Öte yandan başvurucu 10/9/2019 tarihinde Ilgın Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek mağdurun nüfus bilgilerinde yazılı yaşının gerçeği yansıtmadığını, mağdurun ailesi tarafından nüfus kaydı sırasında doğum tarihinden sonraki bir tarihin doğum tarihi olarak bildirildiğini ileri sürerek mağdurun yaşının düzeltilmesi talebinde bulunmuştur. Başvurucunun müracaatı üzerine resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan başlatılan soruşturma sonucunda başvurucunun soyut nitelikteki iddiaları dışında herhangi bir delil elde edilemediği gerekçesiyle 10/10/2019 tarihinde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
14. Başvurucunun bu karara itirazı Akşehir Sulh Ceza Hâkimliğinin 1/11/2019 tarihli kararı ile reddedilmiştir. Bu karar 13/11/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
15. Başvurucu28/11/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 14/9/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
17. Başvurucu, bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılayacak geliri olmadığını beyan ederek adli yardım talebinde bulunmuştur.
18. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 9/6/2016 Tarihli Kararına Yönelik İhlal İddiaları
1. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, yargılama aşamasında mağdurun yaşı konusunda esaslı hataya düştüğü hususunu ileri sürmüş olmasına rağmen bu konuda gerekçeli kararda herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığını belirterek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği bireysel başvurunun başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.
21. Ceza yargılamasında tüketilmesi gereken son başvuru yolu temyiz olup temyiz incelemesinden geçen kararlara karşı itiraz, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi gereğince Yargıtay Cumhuriyet başsavcısına tanınmıştır. Dolayısıyla başvurucunun itiraz yoluna gidilmesi istemi, sadece anılan mercinin takdirini harekete geçirmeye yöneliktir. Bu kapsamda yapılan taleplerin bireysel başvuru süresi üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır (Rafet Ünal, B. No: 2013/1610, 13/6/2013, § 16).
22. Somut olayda olağan kanun yolu, kararın onanması ile tamamlanmıştır. Nihai kararın başvurucuya tebliğ tarihi dosya kapsamından anlaşılmamakla birlikte başvurucunun en geç itiraz kanun yoluna gidilmesi istemiyle başvuru yaptığı 22/1/2019 tarihinde nihai karardan haberdar olduğu, bu tarihten itibaren otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 28/11/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşılmıştır.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Ilgın Cumhuriyet Başsavcılığının 10/10/2019 Tarihli Takipsizlik Kararına Yönelik İhlal İddiaları
1. Başvurucunun İddiaları
24. Başvurucu; Ilgın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği ihbar dilekçesinde suç teşkil edebilecek olaylara ilişkin ayrıntılı açıklamalarda bulunduğu hâlde iddialarının araştırılmadığını, eksik inceleme sonucu takipsizlik kararı verildiğini, kararın gerekçeden yoksun olduğunu ve bir avukatın hukuki yardımından faydalandırılmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
25. 6216 sayılı Kanun"un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme"ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
26. Sözleşme’nin 6. maddesinde, adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular, Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz. Dolayısıyla bir ceza davasında haklarında suç isnadı bulunmayan mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını haiz kişiler Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında kalmaktadır (Onurhan Solmaz, §§ 23, 24).
27. Somut olayda başvurucu hakkında herhangi bir suç isnadına ilişkin olmayan ve üçüncü kişinin cezalandırılmasına yönelik olduğu görülen ihlal iddialarının adil yargılanma hakkının kapsamına girmediği anlaşılmaktadır.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1.Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 9/6/2016 tarihli kararına yönelik ihlal iddiaların süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Ilgın Cumhuriyet Başsavcılığının 10/10/2019 tarihli takipsizlik kararına yönelik ihlal iddiaların konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 14/9/2021tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.