AYM 2018/3195 Başvuru Numaralı FATMA DEMİRER VE NERGİZ TUBA ASLAN Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2018/3195
Karar No: 2018/3195
Karar Tarihi: 14/9/2021

AYM 2018/3195 Başvuru Numaralı FATMA DEMİRER VE NERGİZ TUBA ASLAN Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FATMA DEMİRER VE NERGİZ TUBA ASLAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/3195)

 

Karar Tarihi: 14/9/2021

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Gizem Ceren DEMİR KOŞAR

Başvurucular

:

1. Fatma DEMİRER

 

 

2. Nergiz Tuba ASLAN

Başvurucular Vekili

:

Av. Ayşe KAYMAK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; müvekkilleri ile görüşmek için gittikleri ceza infaz kurumunda içeri alınmayan başvurucuların içeri girmekte ısrar etmeleri üzerine infaz koruma memurları tarafından ittirilerek engellenmeleri nedeniyle kötü muamele yasağının, müvekkilleriyle görüşmelerine engel olunması nedeniyle ise adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 22/1/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

6. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucular 31/1/2017 tarihinde, tutuklu olan müvekkilleriyle görüşmek için İzmir 1 No.lu F Tipi Ceza İnfaz Kurumuna (Kurum) gelmiştir.

9. Yanlarında bulunan kalem ve saatlerin Kuruma sokulmaması nedeniyle başvurucular ve infaz kurumu görevlileri arasında tartışma yaşanmıştır. Başvurucu Nergiz Tuba Aslan kalem ve saatini teslim etmeksizin içeriye girmiş, Fatma Demirer giriş alanında beklemeye devam etmiştir. Nergiz Tuba Aslan görüşme odasına alınmamış, beklerken dışarıya çıkan Fatma Demirer"in ise Kuruma tekrar giriş yapmasına izin verilmemiştir. Başvurucular müvekkilleriyle görüş gerçekleştiremeden Kurumdan ayrılmıştır.

10. Başvurucular 19/4/2017 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyet dilekçesi vermiştir. Şikayet dilekçesinde özetle müvekkilleriyle görüşme talepleri karşısında Ceza İnfaz Kurumu görevlileri tarafından zorluk çıkarıldığı, yasaklara dayanak olan kararların kendilerine gösterilmediği, içeri alınmayan eşya ile ilgili olarak belge düzenlenmesi isteklerinin kabul edilmediği, müvekkilleriyle görüşmelerine izin verilmediği, avukat görüş odasına ve Kuruma girme çabalarının fiziksel olarak engellendiği ve ittirildikleri, kapıda beklememeleri yönünde tehdit edildikleri hususlarını belirtmişlerdir.

11. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı olaya ilişkin olarak soruşturma başlatmıştır. Şüpheli sıfatıyla bir infaz ve koruma memuru ile Kurum İkinci Müdürlerinden ikisinin beyanı alınmıştır. Şüpheli beyanlarında özetle Ceza İnfaz Kurumuna müvekkilleri ile görüşmek için gelen Nergiz Tuba Arslan ve Fatma Demirer"in Ceza İnfaz Kurumu girişinde bulunan X-Ray cihazından geçerken saatlerini ve tükenmez kalemlerini bırakmak istememeleri üzerine konuya ilişkin İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının kararı olduğu, avukat görüş bölümünde saat ve kalem bulunduğu hususları açıklanmasına karşın avukatların ısrarcı olduğu, Nergiz Tuba Arslan"ın avukat bekleme bölümüne girdiği, İdare Kurulu kararını tanımadığını ve içeri girip müvekkili ile görüşeceğini söylediği, oturduğu yerden kalkıp avukat görüş kabininin olduğu yere girmeye çalıştığı, bu sırada orada bulunan infaz ve koruma memuru tarafından avukatın girişine engel olunduğu, Kurum İkinci Müdürü tarafından avukatlara dokunulmaması talimatının verildiği, avukatların bir süre bekledikten sonra Kurumdan ayrıldığı hususları belirtilmiştir.

12. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olaya ilişkin kamera kaydı görüntüleri dosyaya getirtilmiş ve Görüntü İzleme Tutanağı alınmıştır. İzmir 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi ve teknik ofis sorumlusu R.B. tarafından düzenlenen 8/3/2017 tarihli Görüntü İzleme Tutanağı"nda avukatlara karşı kötü muamele, tehdit ya da hakarette bulunulduğuna dair bir tespit yapılmamıştır.

13. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 22/6/2017 tarihinde, şüphelilerin üzerlerine atılısuçları işlediklerine dair soyut iddia dışında kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir.

14. Başvurucuların yaptığı itiraz İzmir 2. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından19/11/2017 tarihinde reddedilmiştir.

15. Nihai karar başvuruculara 22/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucular 22/1/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

16. Soruşturma dosyası içinde bulunan kamera görüntüleri Anayasa Mahkemesince temin edilmiştir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

17. Mahkemenin 14/9/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Avukatlık Görevinin Yerine Getirilmesinin Engellenmesi Nedeniyle Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

18. Başvurucular, ceza infaz kurumunda tutuklu olan müvekkilleriyle görüşmelerinin engellenmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

19. Anayasa’nın 148. maddesinin (3) numaralı fıkrası şöyledir:

 “Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir…”

20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 46. maddesine göre Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilmesi için başvuruya konu edilen ve ihlale yol açtığı ileri sürülen kamu gücü eylem veya işleminden ya da ihmalinden dolayı başvurucunun kişisel olarak ve doğrudan etkilenmiş olması gerekir (Onur Doğanay, B. No: 2013/1977, 9/1/2014, §§ 42-45).

21. Başvurucular avukatlık görevlerinin icrasına engel olunmasının adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu ileri sürmüşse de anılan olayda adil yargılanma hakkınınöznesi başvurucular değil başvurucuların müvekkilleridir. Anılan şikâyetin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin (Sözleşme) ortak koruma alanında olan başka bir hakkın kapsamına da girmediği anlaşılmıştır (benzer yöndeki karar için bkz. Ali Şafak, B. No: 2015/2853, 3/7/2019, § 26).

22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü

23. Başvurucular; Ceza İnfaz Kurumunun dış kapısında Fatma Demirer"in kapıya ittirildiğini, 6-7 kişilik jandarma personeli tarafından çevresinin sarılıp el kol sallanarak tehdit edildiğini, Nergiz Tuba Aslan"ın ise avukat bekleme koridorunda ittirilip duvara çarptırıldığını, her iki başvurucunun da keyfî şekilde bekletildiğini, anılan hususlar kamera kaydı görüntüleriyle sabit olmasına karşın etkili soruşturma yürütülmediğini belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

24. Bakanlık görüşünde özetle başvurucuların olay günü İdare ve Gözlem Kurulu kararı gereğince ceza infaz kurumuna sokulması yasak eşya arasında bulunan kalem ve saati içeriye sokmak istedikleri, başvuruculardan birinin görüşme odasına zorla girmeye çalışması üzerine infaz ve koruma memurunun başvurucuyu elleriyle engellemeye çalıştığı, olay esnasında darp veya benzeri fiziki müdahalede bulunulmadığı, başvuruculara ait herhangi bir sağlık raporu olmadığı, başvurucuların özen yükümlülüklerine aykırı olarak somut olay yaşandıktan aylar sonrasında şikâyetçi oldukları belirtilmiştir. Bunun yanı sıra Bakanlık görüşüne göre Cumhuriyet savcısı suç ihbarını öğrendikten sonra derhâl harekete geçerek soruşturma başlatmış, şüphelileri tespit etmiş ve ifadelerini bizzat almıştır. Kamera görüntülerini temin eden savcı, Görüntü İnceleme Tutanağı hazırlatmış, Ceza İnfaz Kurumundan diğer belgeleri de temin etmiştir. Soruşturma, makul bir sürat ve özenle tamamlanmış, tüm deliller toplanmıştır.

2. Değerlendirme

25. Anayasa"nın "Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı" kenar başlıklı 17. maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları şöyledir:

"Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

...

Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz."

26. Herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında insan onurunun korunması amaçlanmıştır. Üçüncü fıkrasında da kimseye işkence ve eziyet yapılamayacağı, kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza veya muameleye tabi tutulamayacağı hüküm altına alınmıştır (Cezmi Demir ve diğerleri, B. No: 2013/293, 17/7/2014, § 80).

27. Devletin bireyin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına saygı gösterme yükümlülüğü, öncelikle kamu otoritelerinin bu hakka müdahale etmemelerini yani anılan maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen şekillerde kişilerin fiziksel ve ruhsal zarar görmelerine neden olmamalarını gerektirir. Bu, devletin bireyin vücut ve ruh bütünlüğüne saygı gösterme yükümlülüğünden kaynaklanan negatif ödevidir (Cezmi Demir ve diğerleri, § 81).

28. Bir muamelenin Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında olabilmesi için ise asgari bir ağırlık derecesine ulaşmış olması gerekir. Bu asgari eşik, göreceli olup her olayın somut koşulları dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Bu kapsamda muamelenin süresi, bedensel ve ruhsal etkileri ile mağdurun cinsiyeti, yaşı ve sağlık durumu gibi faktörler önem taşır. Ayrıca muamelenin ardındaki saik ve amaç dikkate alınmalıdır. Muamelenin heyecanın yükseldiği ve duygu yoğunluğunun olduğu bir anda meydana gelip gelmediği de gözönünde bulundurulmalıdır (Cezmi Demir ve diğerleri, § 83).

29. Başvurucular, Ceza İnfaz Kurumunun dış kapısında Fatma Demirer"in kapıya ittirildiğini, 6-7 kişilik jandarma personeli tarafından çevresi sarılıp el kol sallanarak tehdit edildiğini, Nergiz Tuba Aslan"ın ise avukat bekleme koridorunda ittirilip duvara çarptırıldığını ve her iki başvurucunun keyfî şekilde bekletildiğini ileri sürmektedir. Başvurucular hakkında herhangi bir sağlık raporu düzenlenmediği anlaşılmıştır. Bunun yanı sıra başvurucuların yaralandıkları yönünde bir iddiaları da bulunmamaktadır. Başvurucular olayın gerçekleştiği tarihten yaklaşık üç ay sonra şikâyetçi olmuştur.

30. Başvurucu anlatımları ile soruşturma dosyası içeriğinden başvurucuların ceza infaz kurumu girişinde yanlarında bulunan tükenmez kalem ve saatlerini belge düzenlenmeksizin teslim etmek istemedikleri ve başvuruculardan Nergiz Tuba Aslan"ın teslim etmeleri istenen eşyayı bırakmaksızın bekleme odasına giriş yaptığı sabittir. Bunun akabinde başvurucuların müvekkilleriyle görüşme gerçekleştiremedikleri anlaşılmaktadır.

31. Olay yerine ait kamera kaydı görüntülerinin incelenmesinde, başvuruculardan Nergiz Tuba Aslan"ın avukat görüş odasına girmek istemesi üzerine infaz ve koruma memurlarından biri tarafından elle ittirilerek geçmesinin engellendiği tespit edilmiştir. İttirme eyleminin başvurucunun kapıdan uzaklaştırılması amacına yönelik olduğu, başvurucuya fiziksel acı verecek ya da yaralanmasına sebebiyet verecek sertlikte olmadığı, başvurucunun herhangi bir yere çarpması sonucunu doğurmadığı ve uzun bir sürece yayılmadığı hususları dikkate alındığında kötü muamele yasağının ihlali için aranan asgari ağırlık derecesini aşan bir muamele olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

32. Başvurucu Fatma Demirer"in Ceza İnfaz Kurumunun dış kapısına yöneldiği, arkasından bir görevlinin geldiği ve başvurucunun içeri girmesine engel olduğu görülmüştür. Kamera kaydı görüntülerinden görevlinin başvurucuya fiziki bir müdahalesi olup olmadığı anlaşılamamakla birlikte başvurucunun herhangi bir yaralanmasının da bulunmadığı dikkate alındığında başvurucunun içeri girmesine engel olunması şeklindeki eylemin kötü muamele yasağının ihlali için aranan asgari ağırlık derecesini aşan bir muamele olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

33. Yine jandarma personeli tarafından başvuruculara karşı bir eylem bulunulmadığı, Ceza İnfaz Kurumunun önünde beklediği sırada başvurucuların yanına gelerek konuştukları, bir jandarma personelinin başvurucuların yanına geldiği diğer jandarma personelinin geride beklediği anlaşılmıştır. Kamera görüntülerinin incelenmesi neticesinde başvuruculara karşı gerçekleştirilen başka bir müdahale tespit edilmemiştir.

34. Sonuç olarak başvurucuların kötü muamele yasağının ihlali için aranan asgari ağırlık derecesini aşan bir muameleye maruz kalmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

35. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 14/9/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara