Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/1658 Esas 2013/1871 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2013/1658
Karar No: 2013/1871

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/1658 Esas 2013/1871 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2013/1658 E.  ,  2013/1871 K.
  • SIGORTALI ARACIN UĞRADIĞI HASARI ÖDEYEN SIGORTA ŞIRKETININ ZARARININ IDARECE GIDERILMESI ISTEMIYLE AÇTIĞI RÜCUEN TAZMINAT DAVASININ, ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı                     : Yapı Kredi Sigorta Şirketi A.Ş.

Vekilleri                  : Av. M.S.E.B. ( İdari Yargıda)

                                 Av. A.T.A. & Av. B.I.

Davalı                      : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili                      : Av. F.Y.

İhbar Edilen            : K.Trafik İşaretleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. ( Adli Yargıda)

Vekili                      : Av. T.A. 

O L A Y : Davacı şirket vekili dava dilekçesinde; davacı şirket tarafından 30631489 nolu kasko sigortalı bulunan 23....... plakalı aracın, 09.10.2010 tarihinde Elazığ-Malatya Devlet Karayolunun 23. Kilometresinde, yapılan yol çalışması nedeniyle yolun üzerinde bırakılan kum yığınına çarpması sonucu oluşan hasarlarının karşılanması için davacı şirketçe araç sahibine ödenen 23.000,00TL tutarındaki tazminatın, davalı idarenin %75 oranındaki kusuruna tekabül eden 17.250,00TL kısmının, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile Türk Ticaret Kanununun 1301. maddesi gereğince, ödeme tarihinden itibaren işlemiş yasal faizleriyle birlikte davalı idareden tahsili istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 4. İDARE MAHKEMESİ: 17.06.2011 gün E:2011/1184, K.2011/1313 sayılı kararında özetle; davalı idarenin gerekli tedbirleri almadığı iddiasından kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. Maddesi hükmü uyarınca adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle  görevsizlik kararı verilmiştir. Görevsizlik kararının taraflarca temyiz edilmesi üzerine; Danıştay 8. Dairesinin 14.12.2011 gün E:2011/7752, K:201/6714 sayılı kararı ile onanan görevsizlik kararı, davalının karar düzeltme talebinin Danıştay 8. Dairesinin 13.06.2012 gün E:2012/3310, K:2012/5171 sayılı kararı  reddedilmesi ile kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez aynı istemle adli yargıda dava açmıştır.

ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ: 30.05.2012 gün ve E:2012/44, K.2012/151 sayılı kararında özetle; davacı tarafın davalı idarenin söz konusu olayda, yanlış işaretleme ve yönlendirme dolayısı ile hizmet kusuru olduğu iddiasında bulunduğu; bu nedenle, davalı idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığının ve varsa hizmet kusuruna göre rücuen tazmini gereken zararın saptanması görevinin idari yargıda olduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesi uyarınca idarenin hizmet kusuruna dayanan tazminat isteklerinin “tam yargı davası” olarak idari yargı yerinde ileri sürülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.

Görevsizlik kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11.02.2013 gün ve E: 2012/9548, K:2013/1318 sayılı kararı ile onanan görevsizlik kararı, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin de aynı dairenin 24.06.2013 gün ve E: 2013/8867, K:2013/9885 sayılı kararı ile reddedilmesi sonucu kesinleşmiştir.

Davacı vekilinin talebi ile dosya Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Bahri AYDOĞAN, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan Akarsu ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, dava dosyalarının 15.maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın davada adli yargının, Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, sigortalı aracın uğradığı hasarı ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi isteminden ibaret bulunan bir rücuen tazminat davasıdır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket tarafından 30631489 nolu kasko ile sigortalı bulunan 23....... plakalı aracın, 09.10.2010 tarihinde Elazığ-Malatya Devlet Karayolunun 23. Kilometresinde, yapılan yol çizgisi çalışması nedeniyle trafiğe kapalı olan yola trafik akışının yönlendirilmiş olması sonucu, önünde seyreden aracı geçmek istediği sırada, söz konusu  yol çalışması amacı ile yolun üzerinde bırakılan kum yığınına çarpması sebebi ile oluşan hasarlarının karşılanması için davacı şirketçe araç sahibine ödenen 23.000,00TL tutarındaki tazminatın davalıdan tahsili istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.

Belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 08.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı, 08.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayı ve 28.05.2013 gün ve E:2013/59, K:2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir.

Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararına varmıştır.

Nihayet, aynı konuda Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararıyla; yasakoyucunun “haklı neden” ve “kamu yararı” gerekçesiyle idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargı organına bırakabileceği, davanın somutunda da 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile bu görevin adli yargıya bırakılmasında Anayasa’ya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, maddenin iptal isteminin oy birliğiyle reddine karar vermiştir. Anayasa’nın 158. inci maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararı, yasakoyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, 2918 Sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin bu nedenle Anayasa’ya aykırı olmadığına dair olup, esası itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasanın 158 inci maddesi uyarınca başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30.05.2012 gün ve E:2012/44, K.2012/151 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 30.12.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Hemen Ara