AYM 2018/8244 Başvuru Numaralı A.Ç. VE Ç.A.D.M.V.T.S.T. LTD. ŞTİ. Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2018/8244
Karar No: 2018/8244
Karar Tarihi: 6/10/2021

AYM 2018/8244 Başvuru Numaralı A.Ç. VE Ç.A.D.M.V.T.S.T. LTD. ŞTİ. Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

A.Ç. VE Ç.A.D.M.V.T.S.T. LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/8244)

 

Karar Tarihi: 6/10/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Tuğba YILDIZ

Başvurucular

:

1. A.Ç.

 

 

2. Ç.A.D.M.V.T.S.T.LTD.ŞTİ.

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, istinaf başvurusunun süre yönünden reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 19/3/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucular aleyhine kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatılmıştır.

7. Başvurucuların icra takibine itirazı üzerine Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açılmıştır.

8. Başvurucular, itirazın iptali davasının yargılaması sırasında mahkeme hâkiminin reddi talebinde bulunmuşlardır.

9. Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25/10/2017 tarihli (D. İş) kararıyla başvurucuların talebinin reddine, kötü niyetle ret talebinde bulunulduğu gerekçesiyle her biri için ayrı ayrı 1.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesine karar verilmiş ve iki hafta içinde istinaf yolunun açık olduğu belirtilmiştir.

10. Başvurucular istinaf talebinde bulunmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 18/1/2018 tarihli kararla tefhim veya tebliğden itibaren bir hafta içinde istinaf talebinde bulunulması gerektiğini belirterek süre aşımından dilekçenin reddine karar vermiştir. Karar 16/2/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

11. Anayasa Mahkemesinin 6/10/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları

12. Başvurucular; mahkeme kararında istinaf süresinin kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterildiğini ve belirtilen süre içinde istinaf talebinde bulunmalarına rağmen istinaf başvurusunun süreden reddedildiğini, sürenin yanlış gösterilmesi dolayısıyla da 2.000 TL disiplin para cezasına mahkûm olduklarını, bu nedenle adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir. Başvurucular, isimlerinin kamuya açık belgelerde gizlenmesi talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

13. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların iddialarının özü, adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

14. Başvurucuların ileri sürdüğü ihlal iddialarının niteliği nazara alınarak başvurunun anayasal ve kişisel önemden yoksun olma kriteri yönünden incelenmesi gerekir.

15. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında anayasal açıdan önem taşımayan ve başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı başvuruların esastan incelenmeksizin reddedilebileceği hüküm altına alınmıştır.

16. Anılan hükümle anayasal ve kişisel önemden yoksun başvuruların esastan incelenmemesine imkân tanıyan ek bir kabul edilebilirlik kriteri getirilmiştir. Dolayısıyla diğer tüm kabul edilebilirlik kriterlerini taşısa hatta esas hakkında incelemeye geçildiğinde ihlal kararı verilebilecek nitelikte olsa bile Kanun’da belirtilen nitelikteki bir başvuru kabul edilemez bulunabilecektir (K.V. [GK], B. No: 2014/2293, 1/12/2016, § 55).

17. Kanun’da anayasal ve kişisel önemden yoksun başvuruların kabul edilemez bulunabilmesi için iki koşul öngörülmüştür. Anayasal önem olarak adlandırılabilecek olan birinci koşul başvurunun Anayasa’nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımaması, kişisel önem olarak adlandırılabilecek olan ikinci koşul ise başvurucunun önemli bir zarara uğramamasıdır (K.V., § 57).

18. Anayasa hükümlerinin yorumlanması açısından önem taşıma unsurunun başta Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru yoluyla daha önce yorumlamadığı meseleleri kapsadığında kuşku bulunmamaktadır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi, bir meseleyle ilgili olarak daha önce Anayasa’nın ilgili hükümlerini yorumlamış olsa bile değişen durumları dikkate alarak yeniden yorumlama ihtiyacı duyabilir. Bu durumda da o meseleye ilişkin başvurunun anayasal öneminin bulunduğunu kabul etmek gerekir (K.V., § 63).

19. Anayasa’nın uygulanması açısından önem taşıma unsurunda ise Anayasa hükümlerinin uygulanması açısından başvurunun önem taşıdığının söylenebilmesi için kamu makamları ve derece mahkemelerinin belli bir meseleye ilişkin uygulamalarının Anayasa Mahkemesi yorumlarından farklı olması ve bu farklılığın da önemli olması gerekir (K.V., § 64).

20. Kişisel önemin bulunması koşulu ise -başvurucunun içinde bulunduğu koşullar da dâhil olmak üzere- her olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak ve objektif verilerden hareket edilerek Anayasa Mahkemesi tarafından değerlendirilir (K.V., §§ 66, 67).

21. Anayasa Mahkemesi, önüne gelen birçok başvuruda mahkemeye erişim hakkının kapsam ve içeriğini belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi dava açma ve kanun yoluna başvuruda sürelerin katı ve şekilci değerlendirilmesinin mahkemeye erişim hakkına bir müdahale olduğunu belirterek değerlendirilen sürenin kanuni dayanağının bulunması, müdahalenin meşru bir amaç izlemesi (Remzi Durmaz, B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27), ölçülü olup başvurucu üzerinde ağır bir yük oluşturmaması gerektiğine dikkat çekmiştir (Kamil Koç, B. No: 2012/660, 7/11/2013, § 65; Ahmet Yıldırım, B. No: 2014/18135, 20/9/2017, § 46; Süleyman Yaprak, B. No: 2014/12996, 1/2/2017, §§ 39, 48).

22. Buna göre Anayasa Mahkemesinin sıklıkla uygulanmış açık bir içtihadının bulunduğu mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvurunun genel bir soruna işaret etmediği gibi Anayasa"nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından da önem taşıdığının ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır.

23. Somut olaydaki maddi zarar olarak nitelenebilecek davanın değeri olan 2.000 TL tutarındaki tazminat miktarının mali durumlarına ciddi anlamda zarar verdiği ve kendileri için ne denli önemli olduğu hususlarında başvurucuların herhangi bir açıklamasının olmadığı gözetildiğinde başvuru konusu miktarın başvurucuları önemli bir zarara uğrattığı kanaatine ulaşılamamıştır.

24. Yukarıda açıklanan gerekçelerle başvurunun Anayasa"nın yorumlanması ve uygulanması açısından önem taşımadığı gibi başvurucuların da önemli bir zarara uğramadığı sonucuna varılmaktadır.

25. Açıklanan gerekçelerle anayasal ve kişisel önemden yoksun olduğu anlaşılan başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kamuya açık belgelerde başvurucuların kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

B. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 6/10/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara