Esas No: 2019/2034
Karar No: 2019/2034
Karar Tarihi: 6/10/2021
AYM 2019/2034 Başvuru Numaralı HUSSEIN ALOMAR Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
HUSSEIN ALOMAR BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2019/2034) |
|
Karar Tarihi: 6/10/2021 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Muammer TOPAL |
|
|
Recai AKYEL |
|
|
Selahaddin MENTEŞ |
|
|
İrfan FİDAN |
Raportör |
: |
Sinan ARMAĞAN |
Başvurucu |
: |
Husseın ALOMAR |
Vekili |
: |
Av. Öner AYBEK |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı edilme kararı verilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 18/1/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Başvurucu, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 73. maddesi uyarınca sınır dışı işleminin yürütmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
5. Komisyonca tedbir talebinin ve başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm tarafından 21/1/2019 tarihinde başvurucunun ülkesine sınır dışı edilmesine ilişkin işlemin geçici olarak (tedbiren) durdurulmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ilgili kurumlardan temin edilen bilgilere göre olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu 1993 doğumlu bir erkek olup Suriye Arap Cumhuriyeti (Suriye) vatandaşıdır.
9. Başvurucu, yaklaşık yedi yıl önce iç karışıklıklar sebebiyle Suriye"den kaçarak Türkiye"ye geldiğini ve Kapalıçarşı"da bulunan bir kuyumcu dükkânında çalıştığını beyan etmektedir.
10. 16/3/2018 günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü bir soruşturma kapsamında başvurucunun çalıştığı işyerinde kolluk tarafından arama yapılmış; işyerinde başvurucu ile birlikte bulunan iki Suriye vatandaşı adli işlemler için Beyazıt Polis Merkezine götürülmüştür.
11. Başvurucu, polis merkezindeki 17/3/2018 tarihli ifadesinde özetle Türkiye"de kaldığı süre içinde bir suça karışmadığını, herhangi bir örgüte üye olmadığını, yasa dışı para alışverişi yapmadığını, işyerinde sadece çalışan olduğunu, gelenlerin patronunu aradığını söylemiştir.
12. Başvurucunun parmak izi sorgulamasında 24/12/2014 tarihinde bir polis merkezine yaptığı başvuru sırasında M.Ö. ismini kullandığı tespit edilmiştir.
13. Adli işlemler sonrasında başvurucu hakkında İstanbul Valiliğinin 21/3/2018 tarihli kararıyla 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi uyarınca sınır dışı etme ve idari gözetim altına alma kararları tesis edilmiştir.
14. Başvurucu, itirazı üzerine İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/3/2018 tarihli kararıyla idari gözetim kararının sonlandırıldığını beyan etmektedir.
15. Sınır dışı etme kararının iptali için 10/4/2018 tarihinde İstanbul 1. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açılmıştır.
16. Başvurucu dava dilekçesinde özetle işyerinde yapılan aramayla ilgili adli soruşturmada adının geçmediğini, sırf orada bulunması ve yabancı olması nedeniyle olaya dahil edildiğini, sınır dışı edilmek için hiçbir somut nedenin bulunmadığını, değerli maden ticareti yapan bir şirketin ortağı olduğunu, kanuna aykırı tesis edilen sınır dışı etme kararının iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.
17. İdare Mahkemesinin 26/10/2018 tarihli kararıyla başvurucunun açtığı dava kesin olarak reddedilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...Olayda, davacının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında yapılan aramada bu adreste yakalanıp muhafaza altına alındığının anlaşıldığı, yine hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu "nca yürütülen 2018/132893 soruşturma sayılı soruşturma bulunduğu, İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2016/334 E. numaralı dosyası üzerinden resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suç isnadıyla yargılanmakta olduğu, devletin hükümranlık yetkisi uyarınca,ülke için tehlike oluşturacağı kanaatine varılan yabancıları sınır dışı etme yetkisi bulunduğu, kuvvetler ayrılığı ilkesini benimseyen devletlerin hükümranlık yetkisini yasama, yürütme ve yargı erkleri eliyle kullandığı, ülke sınırları içerisine kabul edilecek ve ülke sınırları dışına çıkarılacak yabancılar hakkında uygulanacak kuralları kanun koyucunun belirleyeceği, bu kapsamda somut olayın özelliklerine göre yapılacak değerlendirmeler ve alınacak tedbirler konusunda kanun koyucu tarafından idareye takdir yetkisi tanındığı, takdir yetkisinin kullanılmasının söz konusu olduğu durumlarda ise, kuvvetler ayrılığı prensibinin gereği olarak, yargısal denetimin, kamu yararı, hizmetin gerekleri ve ölçülülük ilkeleri ile sınırlı olarak yapılabileceği, somut olayda davacının, hakkında terör ve örgütlü suçlar soruşturma bürosunca soruşturma yürütülmekte olmasının yine resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suç isnadı ile yargılanmakta olmasının kamu güvenliği açısından tehdit oluşturması için yeterli olduğu, kamu güvenliği açısından tehdit oluşturma hususunda ayrıca bir yargı kararı da aranmayacağından, davalı idarece kanun koyucu tarafından tanınan takdir yetkisi kapsamında tesis edilen dava konusu sınır dışı etme işleminde ve terke davet kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine..."
18. Anılan karar başvurucuya 1/1/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
19. Başvurucu 18/1/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
20. İlgili hukuk için bkz. A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 28-38.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
21. Anayasa Mahkemesinin 6/10/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
22. Başvurucu; ülkesine geri gönderilmesi hâlinde yaşanan iç karışıklıklar sebebiyle hayatının tehlike altında olacağını ve kötü muamele görebileceğini, sınır dışı etme işlemine karşı açtığı iptal davasında bu hususun gözönünde tutulmadığını belirterek yaşam ve etkili başvuru hakları ile kötü muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
23. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun sınır dışı edilmesi hâlinde yaşam hakkının ihlal edilebileceğine ilişkin iddiaları ve diğer şikâyetleri kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.
24. Anayasa"nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi şöyledir:
"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."
25. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."
26. Anılan Anayasa ve Kanun hükümlerine göre bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulabilmesi için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine ilişkin iddiaların öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).
27. Bireysel başvurunun ikincil niteliğinin bir sonucu olarak olağan kanun yollarında ve mahkemeler önünde ileri sürülmeyen iddialar ile bu mahkemelere sunulmayan bilgi ve belgeler bireysel başvuru konusu edilemez (Bayram Gök, B. No: 2012/946, 26/3/2013, § 20).
28. Başvurucu, kesin hükümle sonuçlanan iptal davasında sınır dışı edilmesi hâlinde ülkesinde kötü muamele görebileceğine ilişkin hiçbir iddia ileri sürmemiş; bu konuda bilgi ve belge sunmamıştır. Bu nedenle usulüne uygun şekilde başvuru yollarının tüketilmediği anlaşılan başvurunun Anayasa Mahkemesi tarafından incelenmesi mümkün değildir.
29. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Sınır dışı etme işlemine ilişkin tedbir kararının SONLANDIRILMASINA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,
D. Kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE 6/10/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.