Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/2750 Esas 2020/2863 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2750
Karar No: 2020/2863

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/2750 Esas 2020/2863 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2020/2750 E.  ,  2020/2863 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairenin 02/06/2020 gün 2019/4684 E.-2020/1463 K sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 24/04/2015 tarihli dilekçe ile; müvekkilinin maliki olduğu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 406 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyıda kaldığı gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapusunun iptaline karar verildiğini, tapunun iptal edilmesi sebebiyle müvekkilinin zararının oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup şimdilik 10.000 TL tazminatın 25/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Davalı Hazine; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davanın kabulüne, 10.000 TL tazminatın 27/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamından tazminata konu Hersek köyü 34 parsel sayılı taşınmazın 1958 yılında yapılan tapulama çalışmasında dava dışı 3. kişiler adına tescil edildiği, 1971 yılında 34 parselin ifrazıyla oluşan 2447 m2 yüzölçümlü 406 parsel sayılı taşınmazın satış yoluyla 2006 yılında davacıya geçtiği, Hazine tarafından açılan tapu iptali davası sonucu Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/15 Esas- 2012/133 Karar sayılı kararıyla, 406 parsel sayılı taşınmazın 1653,17 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile kıyı kenar olarak terkinine karar verildiği ve hükmün 27/12/2012 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 24.04.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de; eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur.Şöyle ki; raporu hükme esas alınan bilirkişi heyeti, bir inşaat bilirkişi ve bir gayrımenkul değerlendirme uzmanı mülk bilirkişiden oluşmakta olup, bilirkişi heyetinin oluşumu Bilirkişilik Kanununda açıklanan yönteme aykırıdır.
    Bundan başka hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda somut emsal olarak incelenen taşınmaza ilişkin emlak vergi kaydı, resmi satış akit tablosu, imar durumu, DOP kesintisi yapılıp yapılmadığı araştırılmamış,bilirkişi raporu denetlenmeden hükme esas alınmıştır. Hükme esas bu raporda dava konusu ve emsal taşınmazın değerlendirme tarihindeki emlak vergi değerlerinin kıyaslanması gerekirken davanın açıldığı tarihteki değerler hesaplanarak kıyaslama yapılmış olması doğru değildir.
    TMK’nın 1007. maddesine dayalı açılan davalarda taşınmazın değerini belirlemeye yönelik araştırmada Kamulaştırma Kanununda belirtilen hususlar dikkate alınacak olup, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun 39. maddesiyle değişik 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili belediye başkanlığı ve tapu müdürlüğünden sorulmalı, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından, davacı ve davalı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 02/06/2020 gün 2019/4684 E.-2020/146 K. sayılı onama kararının KALDIRILMASINA ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/09/2020 günü oy birliği ile karar verildi





    Hemen Ara