Esas No: 2021/2744
Karar No: 2022/2286
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2744 Esas 2022/2286 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/2744 E. , 2022/2286 K.Özet:
Davacılar ve davalı arasındaki hizmet sözleşmesinin fesih işlemi konusunda açılan itirazın iptali davası reddedilmiştir. Davacılar, davalının sözleşme hükümlerine uyulmadığı gerekçesiyle dava açmışlardı ancak mahkeme bu talebi reddetmiştir. Ancak davalının vekalet ücretine ilişkin itirazlarında hatalı bir uygulama yapıldığı belirtildi. Mahkeme, kararın düzeltilerek onanmasına karar vermiştir. Kararda, 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Tebliği’nin 13. maddesi detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Bu maddede; avukatlık ücretinin davanın görüldüğü mahkeme için tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla belirlenmesi belirtilmektedir. Ancak hükmedilen ücret, reddedilen miktarı geçemez. Kararda ayrıca, mülga 1086 sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerektiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacılar ile davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi uyarınca davalı sitenin güvenlik ve temizlik işlerinin yürütüldüğünü, sözleşme yükümlülüklerinin bugüne kadar yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı tarafça sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin 10. maddesinde fesih işleminin ne şekilde olacağının açıkça belirtildiğini, ancak sözleşmede belirtilen usul ve süreye uyulmadığını, bu nedenle sözleşmenin 01.12.2007 tarihine kadar yenilenmiş olduğunu, davacıların bir yıllık yoksun kaldığı kâr hakkının bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yoksun kalınan kâr için şimdilik 10.000,00 TL ile sözleşme hükmü gereğince davalının davacılara ait işçileri çalıştırmış olması sebebi ile de 2.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerinc
e temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde bulunmayan davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemenin karar tarihinde yürürlükte bulunan 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Tebliği’nin 13. maddesine göre; (1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7'nci maddenin ikinci fıkrası, 9'uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10'uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12'nci maddenin birinci fıkrası, 16'ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
Davacılar vekili yoksun kalınan kâr ve sözleşmeden doğan tazminat istemine ilişkin olarak 24.06.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 62.174,92 TL’ye çıkartmış ve bu bedelin davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece dava reddedilmiş ve Avukatlık Asgari Ücret tarifesi 13/4. fıkrası gereğince belirlenen 1.700,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Ancak kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 4. bendindeki düzenlemenin, sadece bedensel zararlarla ilgili olarak açılan maddi tazminat davalarında uygulanabileceği hususu gözden kaçırılarak, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemlerine uygulanması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Buna göre reddedilen 62.174,92 TL üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekille temsil olunan davalı yararına 8.882,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken mülga 1086 sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 3. fıkrasında yer alan “... 4üncü fıkrası...” ibaresinin madde metininde çıkartılmasına, aynı fıkrada yer alan “ 1.700,00” rakamının çıkarılarak yerine “8.882,00” rakamının yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, davacılar tüketici muaf olduğundan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 20.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.