Esas No: 2018/20084
Karar No: 2018/20084
Karar Tarihi: 7/10/2021
AYM 2018/20084 Başvuru Numaralı VEYSAL GÖK Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
VEYSAL GÖK BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2018/20084) |
|
Karar Tarihi: 7/10/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Ali KOZAN |
Başvurucu |
: |
Veysal GÖK |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan başvurucuya tedavisine ilişkin belgelerin verilmemesi ve üvey annesinin ziyaret etmesinin engellenmesi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 26/6/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca adli yardım talebinin kabulüne ve kabul edilmezlik kararı verilmeyen kısmı yönünden başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasıyla Osmaniye 1 No.lu Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) tutuklu olarak bulunmaktadır.
A. Tıbbi Belgelerin Verilmediği İddiasına İlişkin Süreç
10. Başvurucu, Osmaniye İnfaz Hâkimliğinden (İnfaz Hâkimliği) 27/4/2018 tarihli dilekçesiyle Osmaniye Devlet Hastanesinde çeşitli tarihlerde yaptırdığı tahlil sonuçlarını istemesine rağmen İnfaz Kurumu tarafından verilmediğini belirterek mağduriyetinin giderilmesini talep etmiştir.
11. İnfaz Hâkimliği 10/5/2018 tarihinde talebin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; başvurucunun sağlık evrakını istemesi konusunda somut bir gerekçe sunmadığı vurgulanmıştır. Ayrıca ceza infaz kurumunun yapısı gözetildiğinde koğuşta çok sayıda belge bulundurulmasının yangın çıkmasına veya çıkarılmasına sebebiyet verebileceği, mahpusun talebi hâlinde ya da ilgili kurum veya kuruluşlar tarafından istenilmesi durumunda tıbbi belgelerin istenilen yere gönderilebilineceği ifade edilmiştir.
12. Başvurucunun anılan karara itirazı Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 28/5/2018 tarihinde, itiraz edilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
13. Nihai karar 18/6/2018 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
14. Başvurucu 26/6/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Ziyaret İzninin Verilmediği İddiasına İlişkin Süreç
15. Başvurucu, Osmaniye İnfaz Hâkimliğinden (İnfaz Hâkimliği) 6/3/2018 tarihli dilekçesiyle, babasının resmî eşi ve kendisini büyüten üvey annesiyle kapalı ve açık görüş yaptırılmadığını belirterek mağduriyetinin giderilmesini talep etmiştir.
16. İnfaz Hâkimliği 8/3/2018 tarihinde talebin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; 23/7/2016 tarihli ve 29779 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname"ye (667 sayılı OHAL KHK"sı) göre tutuklu olanların belgelendirilmesi koşuluyla sadece eşi, ikinci dereceye kadar kan ve birinci derece kayın hısımları ile vasisi veya kayyımı tarafından ziyaret edilebileceği vurgulanarak İnfaz Kurumunun uygulamasının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilmiştir.
17. Başvurucunun anılan karara itirazı Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 31/5/2018 tarihinde, İnfaz Hâkimliği kararlarının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
18. Nihai karar 8/6/2018 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
19. Başvurucu 26/6/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
20. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un "Oda ve eklentilerinde bulundurulabilecek kişisel eşyalar" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:
" (1) Kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin oda ve eklentilerinde bulundurabilecekleri veya bulunduramayacakları kişisel eşya, gıda, tıbbî malzeme ve diğer ihtiyaç maddeleri yönetmelikle düzenlenir."
21. 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumunda Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik"in "Bulundurulabilecek hayvanlar ve diğer eşyalar" kenar başlıklı 15. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...
Ceza infaz kurumu işyurdu yönetim kurulunca kantinde satışına karar verilen, bu Yönetmelikte sayılmayan ve kurum güvenliğini tehlikeye düşürmeyen eşyaların stok oluşturmayacak şekilde koğuş, oda ve eklentilerde bulundurulmasına izin verilebilir."
22. 5275 sayılı Kanun"un "Hükümlüyü ziyaret" kenar başlıklı 83. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Hükümlü, belgelendirilmesi koşuluyla eşi, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile vasisi veya kayyımı tarafından haftada bir kez ve ayrıca kuruma kabullerinde, zorunlu hâller dışında bir daha değiştirilmemek üzere, ad ve adreslerini bildirdiği en fazla üç kişi tarafından, yarım saatten az ve bir saatten fazla olmamak üzere çalışma saatleri içinde ziyaret edilebilir..."
23. 5275 sayılı Kanun"un "Tutukluların hakları" kenar başlıklı 114. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde tutuklular, kurumun bu husustaki genel düzenine uymak suretiyle ziyaretçi kabul edebilirler. Ancak soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkeme, soruşturmanın veya davanın selameti bakımından tutuklunun ziyaretçi kabulünü yasaklayabilir veya bu hususta kısıtlamalar koyabilir."
24. 667 sayılı OHAL KHK"sının "Soruşturma ve kovuşturma işlemleri" kenar başlıklı 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi şöyledir:
"Tutuklu olanlar, belgelendirilmesi koşuluyla sadece eşi, ikinci dereceye kadar kan ve birinci derece kayın hısımları ile vasisi veya kayyımı tarafından ziyaret edilebilir. Adalet Bakanlığı ile Cumhuriyet başsavcılığının yetkileri saklıdır. Tutuklular telefonla haberleşme hakkından ancak onbeş günde bir ve bu bentte sayılan kişilerle sınırlı olarak on dakikayı geçmemek üzere faydalanabilirler."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
25. Anayasa Mahkemesinin 7/10/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
26. Başvurucu; sağlık kuruluşlarında yaptırmış olduğu tahlil sonuçlarının odalarda gazeteler ve kâğıtlar olmasına rağmen yangın çıkarılacağı gerekçesiyle kendisine verilmediğini, annesi öldükten sonra babasının evlendiği H.Ö. ile açık ve kapalı görüş yapmasının engellendiğini belirterek özel hayata ve aile hayatına saygı, kişinin maddi ve manevi varlığını korunma ve geliştirme, özgürlük ve güvenlik hakları ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
27. Bakanlık tıbbi belgelerin verilmemesine ilişkin iddiaya dair görüşünde; başvurucunun talebi doğrultusunda değişik kurumlarda çok sayıda muayene ve tetkik yaptırıldığı ve reçete edilen ilaçlar temin edilerek kendisine eksiksiz olarak teslim edildiği belirtilmiştir. Kurumda barındırılanların vekâlet ve vasi atanması yoluyla kurum dışındaki iş ve işlemleri yürütülebildikleri, bu kapsamda e-devlet veya e-nabız uygulamaları gibi programlar üzerinden mahpusların aileleri, vekilleri veya vasilerinin sağlık durumlarına ilişkin tüm bilgi ve belgelere ulaşabilmelerinin mümkün olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca sağlık kurumlarınca yapılan tahlillerin sonuçlarının verilmesi hususunda başvurucunun somut bir gerekçe sunmaması ile barındırıldığı ceza infaz kurumundaki koğuşlarda çok sayıda evrak bulunmasının yangın çıkmasına veya çıkarılmasına sebebiyet verebileceği hususlarının gözetildiği vurgulanmıştır. Bununla birlikte tahlil sonuçları ile ilgili kendisine ceza infaz kurumu görevlileri tarafından şifahen bilgi verildiği, uygulamanın başvurucu üzerindeki fiziksel ve ruhsal etkileri ile söz konusu muamelenin amacı dikkate alındığında şikâyet konusu uygulamanın kötü muamele sayılamayacağı ifade edilmiştir.
B. Değerlendirme
28. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un, “Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve incelenmesi” kenar başlıklı 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
"Mahkeme, ... açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir."
29. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) bireysel başvuruların içeriğini düzenleyen “Bireysel başvuru formu ve ekleri” kenar başlıklı 59. maddesinin (2) ve (3) numaralı fıkralarının bireysel başvurunun yapıldığı tarihteki ilgili bölümleri şöyledir:
" (2) Başvuru formunda aşağıdaki hususlar yer alır:
...
ç) Kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların ... özeti.
d) Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar.
e) Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiği iddiasının dayanakları.
...
h) Başvurucunun talepleri.
(3)Başvuru formuna aşağıdaki belgeler ya da onaylı örnekleri eklenir:
...
e) Dayanılan belgelerin asılları ya da onaylı örnekleri.
...
(4) Başvurucu ihlal iddiasına dayanak gösterdiği üçüncü fıkradaki belgelere herhangi bir nedenle erişememesi hâlinde bunun gerekçelerini belirtir. Mahkeme gerekli gördüğü takdirde bu bilgi ve belgeleri resen toplar."
30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının tıbbi belgelerin kendisine verilmemesine ve üvey annesi öldükten sonra babasının evlendiği kişiyle görüştürülmemesine yönelik olduğu anlaşılmakla başvuru özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
31. 6216 sayılı Kanun"un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda karmaşık veya zorlama şikâyetler, kanun yolu şikâyeti niteliğindeki şikâyetler, başvurucunun ihlal iddialarını temellendiremediği şikâyetler ile temel haklara yönelik bir ihlalin olmadığı açık olan şikâyetler açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Cemal Günsel [GK], B. No: 2016/12900, 21/1/2021, § 21).
32. Anayasa Mahkemesi ancak temellendirilebilmiş bir bireysel başvuruyu inceler. Başvurucuların şikâyetlerini hem maddi hem hukuki olarak temellendirme zorunluluğu bulunmaktadır. Maddi dayanaklar yönünden başvurucuların yükümlülüğü şikâyetlerine konu temel olay ve olguları açıklamak ve bunlara ilişkin delilleri Mahkemeye sunmak, hukuki dayanak yönünden yükümlülüğü ise bireysel başvuruya konu temel hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini özü itibarıyla açıklamaktır (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19; Cemal Günsel, § 22).
33. Nitekim 6216 sayılı Kanun"un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasına ilave olarak İçtüzük’ün 59. maddesinde de başvurucuların yükümlülükleri kapsamında şikâyetin maddi ve hukuki temellerine başvuru formu ve eklerinde yer verilmesi gerektiği açıkça belirtilmiş böylece başvuru koşullarının öngörülebilirliği kuvvetlendirilmiştir (Cemal Günsel, § 23).
34. Bireysel başvuru incelemesinde Anayasa Mahkemesi kamu gücü eylem ve işlemleri ile mahkeme kararlarının Anayasa"ya uygunluğunun ve müdahale gerekçelerinin denetimini kendiliğinden yapmaz. Bu sebeple başvurucunun başvurusunun esasını ve bu kapsamda kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığını Anayasa Mahkemesine inceletebilmesi için öncelikle kendisinin ihlal iddialarını gerekçelendirmesi, buna ilişkin olay ve olguları açıklaması ve delillerini sunması zorunludur. Anayasa Mahkemesinin başvurucunun yerine geçerek ihlal iddialarını gerekçelendirme, olay ve olguları ortaya koyma ve delil toplama görev ve yükümlülüğü bulunmamaktadır. Söz konusu yükümlülükler başvurucuya aittir (Cemal Günsel, §§ 24, 25).
35. Başvurucuların anılan yükümlülüklere uymamaları hâlinde şikâyetlerini temellendiremedikleri için başvuruları açıkça dayanaktan yoksun bulunabilir. Anayasa Mahkemesi temellendirmeye ilişkin incelemesini her başvurunun somut koşullarında yapar. Kuşkusuz bu yükümlülüklere ellerinde olmayan nedenlerle uymamalarının ikna edici gerekçelerini Mahkemeye sunmaları ya da Mahkemenin bu durumu işin niteliğinden anlaması hâli müstesnadır (Cemal Günsel, § 26).
36. Somut başvuruda ceza infaz kurumunda tutkulu olarak bulunan başvurucuya tıbbi belgeler verilmemiş ve üvey annesinin ziyaretine izin verilmemiştir. Söz konusu uygulamaların temel hakları ihlal edip etmediği konusunda başvurucu ile kamu makamları arasında ihtilaf bulunmaktadır. Bu durumda Anayasa Mahkemesinin bu başvurunun esasını inceleyebilmesi için öncelikle başvurucunun idarenin gerekçelerini karşılayacak yeterlikte açıklama yapması zorunludur.
37. Oysa başvurucunun bireysel başvuru formunda; tıbbi tahlil sonuçlarının kendisine verilmesini isteme nedenine ve İnfaz Kurumundaki odasında bulundurma gerekliliğine ilişkin bir beyanda bulunmadığı görülmüştür. Ayrıca İnfaz Kurumunun yangın ve güvenlik riskine ilişkin iddialarına karşı da bir gerekçe sunmayan, sadece tahlil sonuçlarının verilmemesinden yakınan başvurucunun uygulama nedeniyle mağdur olduğunu gösterecek şekilde bir açıklama yapmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan başvurucunun, annesi öldükten sonra babasının evlendiğini iddia ettiği kişi ile ilişkisinin niteliğine, anılan kişi ile aile hayatına saygı hakkı kapsamında bir aile bağının mevcut olduğuna ve bu bağın devam ettiğine ilişkin bir açıklama yapmadığı görülmüştür. Bu durumda başvurucunun iddialarını gerekçelendirdiği ve delillendirdiği söylenemez.
38. Dolayısıyla başvurucu, İnfaz Kurumunun başvuruya konu uygulamalarının özel hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiği iddialarını gerekçelendirmeden sadece ileri sürmekle yetinmiş, müdahalenin hangi nedenle anılan hakkın kapsamında kaldığı, müdahalenin özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının hangi güvencelerini ne şekilde etkilediğine dair açıklama yapmamıştır.
39. Sonuç olarak başvurucu, şikâyetlerine konu temel olay ve olgular ile bireysel başvuruya konu ettiği ve temel hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini açıklamak yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiş; bu bağlamda ileri sürdüğü ihlal iddialarını temellendirememiştir.
40. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,
C. Kararın bir örneğinin bilgi için Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 7/10/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.