Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3168 Esas 2022/2315 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3168
Karar No: 2022/2315
Karar Tarihi: 21.04.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3168 Esas 2022/2315 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı-karşı davalı tarafından açılan davada, davalı acentenin garanti edilen 217 odalik tur hizmetini karşılayamaması nedeniyle 70.832 TL alacak talep edilmiştir. Davacı-karşı davada davalı taraf ise, acente tarafından sözleşme süresince gerçekleştirilen geceleme sayısına ilişkin konuda anlaşmazlığın olduğunu ve 66 gün süreyle satışın durdurulması nedeniyle cezai şart alacağı da talep edilmiştir. Mahkeme, asıl davayı reddederek karşı davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak yapılan temyiz sonucu, cezai şartta indirim yapılmaması gerektiği ve TBK'nın 182/3 maddesinin gözardı edildiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Kanun maddesi, ücret ve sözleşme cezasının indirilmesini düzenleyen TTK'nın 22. maddesidir.
6. Hukuk Dairesi         2021/3168 E.  ,  2022/2315 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili, müvekkili şirket ile davalı acente arasında 08.04.2008 tarihinde düzenlenen "tur operatörü kontenjan sözleşmesi" uyarınca davalının garanti dönemi olarak anlaşılan 05.07.2008-23.08.2008 döneminde 784 gecelik odalamanın garanti edilmesine rağmen 217 odalamanın yapılamadığını ileri sürülerek, 217 odalama bedeli 49.910,00 TL ile 20.922,00 TL cari hesap alacağı olmak üzere toplam 70.832,00 TL'nin ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini istemiştir.
    Asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili, davalının sözleşme süresince 784 odayı garanti ettiğinden sözleşme süresince gerçekleşen tüm gecelemelerin dikkate alınması gerektiğini, davalının 26.07.2008 tarihinde gönderdiği yazı ile gerekçe göstermeksizin 24.08.2008-31.10.2008 tarihleri arasındaki satışları durdurarak garanti edilen satışın gerçekleşmesini engellediğini savunarak, asıl davanın reddini istemiş, karşı davada ise; sözleşmeye aykırı şekilde 24.08.2008 ile 31.10.2008 tarihleri arası 66 gün süreyle satışın durdurulması nedeniyle sözleşmenin 4. maddesi uyarınca cezai şart alacağı bulunduğunu ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL'nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 2013/8334 Esas, 2014/1783 Karar sayılı ilamıyla, “Özellikle garanti edilen odalama sayısı ile dönemi açısından, turizm ile ilgili bir kısım teknik terimler kullanılarak düzenlenen sözleşmede, kullanılan teknik ibarelerin turizm uygulaması içindeki anlamlarının açıklığa kavuşturulmadığı takdirde sözleşmede çelişkili düzenlemeler bulunduğu, bu nedenle turizm uygulaması konusunda uzman bilirkişi kurulundan sözleşmede geçen teknik terimlerin ne anlama geldiği ve sözleşmenin 3, 4 ve 5. maddelerindeki tahsis ve garanti edilen oda sayısı ile ne kadar odanın hangi dönem için garanti edilmiş olduğu konusunda rapor alınması gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; “İddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl dava yönünden; 784 oda garantisinin sözleşme süresince verildiğinin kabul edilmesi gerektiği, cari hesap alacağına ilişkin olarak ise davacının cari hesaptan kaynaklanan 17.492.27 TL alacağının bulunduğu, bu miktarın da dava açıldıktan sonra davalı-karşı davacı tarafından ödendiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı dava yönünden ise otelin acenteye yazılı olarak “Stop Sale” (satışa kapalı) göndermiş ve 24/08/2008 tarihi sonrası rezervasyonları kabul etmeyeceğini bildirmiş olmasına rağmen söz konusu satışların yapılmış olması sebebiyle sözleşmenin 4. maddesi gereğince davalı-karşı davacının 784 oda/geceleme taahhüdünü yerine getirmesine engel olacağı ve cezai şart alacağını isteme hakkını doğuracağı, sözleşmenin 4. maddesinde belirtilen geçerli satış bedelinin 2 katı oranında hesaplanan toplam 554.250,00 TL'yi davacı-karşı davalıdan talep edebileceği, TBK’nın 161/3. maddesinde hakimin aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir hükmünün düzenlendiği, alınan bilirkişi raporunda her ne kadar söz konusu ceza bedelinin davacı-karşı davalının aktif pasif değerleri nispetinde mahvına sebep olmayacağı belirtilmiş ise de, cezai şartın tarafların sözleşmeden bekledikleri fayda, sözleşme bedeli ve süresi ile ekonomik durumları dikkate alındığında makul ölçünün bilirkişi tarafından hesaplanan tutarın yarısı olarak kabulünün taraflar arasındaki menfaatler dengesine/hakkaniyete daha uygun olacağı, ihtar metninde talep edilen cezai şart bedelinin belirtilmediği dolayısı ile alacağın muaccel olduğundan bahsedilemeyeceği” gerekçesiyle karşı davanın kısmen kabulü ile 277.125,00 TL'nin tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, karşı davada davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, karşı davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Karşı dava, tacir olan taraflar arasındaki sözleşme uyarınca cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
    6102 sayılı TTK’nın “Ücret ve Sözleşme Cezasının İndirilmesi” başlıklı 22.maddesi “ Tacir sıfatını haiz borçlu, Türk Borçlar Kanununun 121'inci maddesinin ikinci fıkrasıyla 182 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525 inci maddesinde yazılı hâllerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez” hükmünü içermektedir.
    Somut olayda taraflar tacir olduğundan ancak karşı tarafın mahvına sebep olacaksa hükmedilecek bedelden indirim yapılabilir. Talep edilen cezai şartın tacir olan karşı tarafın ekonomik olarak mahvına sebep olmayacağı bilirkişi raporuyla belirlenmiş olduğundan bu durumda mahkemece, yukarıda anılan yasa hükmü de dikkate alınarak indirim yapılmaksızın tespit edilen bedele hükmedilmesi gerekirken, TBK’nın 182/3 (Mülga 818 sayılı BK. m. 161/3) maddesinin somut olaya uygulanamayacağı gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle karşı davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün karşı davada davacı vekili yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 21.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara