AYM 2018/22055 Başvuru Numaralı CEMALETTİN KALABEY Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2018/22055
Karar No: 2018/22055
Karar Tarihi: 7/10/2021

AYM 2018/22055 Başvuru Numaralı CEMALETTİN KALABEY Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

CEMALETTİN KALABEY BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/22055)

 

Karar Tarihi: 7/10/2021

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Hüseyin Özgür SEVİMLİ

Başvurucu

:

Cemalettin KALABEY

Vekili

:

Av. Can AHMETOĞLU

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; beyanı hükme esas alınan tanığın duruşmada sorgulanmaması ve ByLock isimli programın kullanıldığına dair delillerin eksik ve hatalı değerlendirilmesi sonucu mahkûmiyete karar verilmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 26/7/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma ve tanık sorgulama hakları dışındaki iddialar yönünden kabul edilemezlik kararı verilmiş, anılan şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına ve başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığı 21/2/2017 tarihli iddianamesiyle başvurucunun Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle kamu davası açmıştır.

7. Iğdır Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 27/3/2017 tarihli kararıyla aynı suçtan başvurucunun 10 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Anılan hükme yönelik istinaf başvurusu Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 23/5/2017 tarihinde esastan reddedilmiştir.

8. Yargıtay, temyiz edilmesi üzerine Mahkemenin 27/3/2017 tarihli mahkûmiyet hükmüne yönelik olarak verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararını onamıştır.

9. Başvurucunun hükümlü olarak bulunduğu Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunca gönderilen 16/5/2018 tarihli tebliğ belgesi ile kurumun 13/4/2021 tarihli yazısına göre anılan ilama ilişkin 11/5/2018 tarihli müddetname başvurucuya 16/5/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.

10. Başvurucu, nihai karardan 28/6/2018 tarihinde haberdar olduğunu belirtmiş; 26/7/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

11. Anayasa Mahkemesinin 7/10/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

12. Başvurucu; beyanı hükme esas alınan tanığın ifadesinin talimat yoluyla alındığını, bu nedenle kendisine tanığı duruşmada sorgulama imkânının verilmediğini belirterek adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının ihlâl edildiğini ileri sürmüştür.

13. Diğer yandan başvurucu, kullandığını kabul etmediği ByLock programına ilişkin tespitin bu konudaki yetersiz delillerin Mahkemece hatalı şekilde değerlendirilmesine dayandığını söyleyerek adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının da ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

14. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde bireysel başvuruların yapılması gerekmektedir. Anılan düzenlemelerde başvuru yolu öngörülen durumlarda bireysel başvuru süresinin başlangıcına ilişkin olarak başvuru yollarının tüketildiği tarihten söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir hususta başvuru yapılamayacağı dikkate alınarak bu ibarenin nihai kararın gerekçesinin öğrenilebildiği tarih olarak anlaşılması gerekir. Bu öğrenme, somut olayın özelliklerine göre farklı şekillerde gerçekleşebilir (Bilent Aktaş ve diğerleri, B. No: 2014/19389, 7/12/2016, § 11).

15. Bireysel başvuru süresi bakımından nihai kararın gerekçesinin tebliği öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli kararın tebliği ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme söz konusu olabilir. Bu kapsamda nihai kararın gerekçesinin dosyadan suret alınması gibi hâllerde öğrenilmesi de mümkündür. Başvurucuların nihai kararın gerekçesini öğrendiklerini beyan ettikleri tarih de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele alınabilir (İlyas Türedi, B. No: 2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).

16. Diğer yandan nihai kararın gerekçesi öğrenilmemiş olmakla birlikte sonucunun öğrenildiği durumlar da söz konusu olabilir. Böyle bir durumda sonucu öğrenilen nihai kararın gerekçesine derece mahkemesinden kesin olarak erişilebilmesi mümkün ise bireysel başvuru süresinin sonucun öğrenildiği andan itibaren başlatılması gerekir. Bu kapsamda bir ceza mahkûmiyetine ilişkin nihai kararın sonucunun infaz aşamasında yakalama, müddetname veya çağrı kâğıdının ya da ödeme emrinin tebliği suretiyle öğrenildiği durumlarda başvurucular, nihai kararın sonucundan haberdar olmakta ve nihai karar gerekçesini kesin olarak öğrenme olanağına sahip bulunmaktadırlar (Aydın Selçuk, B. No: 2014/3194, 20/11/2014, § 24; Özgür Çapkın, B. No: 2014/2546, 30/12/2014, § 24; Halil Aslan, B. No: 2014/3038, 10/12/2014, § 38).

17. Bireysel başvuru formunda nihai kararın 28/6/2018 tarihinde öğrenildiği beyan edilmiştir. Ancak somut olayda, mahkûmiyet hükmüne ilişkin müddetnamenin başvurucuya 16/5/2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır (bkz. § 9).

18. Sonuç olarak bireysel başvuru konusu yargılama sürecine ilişkin nihai karardan 16/5/2018 tarihinde haberdar olduğu anlaşılan başvurucunun otuz günlük bireysel başvuru süresinden sonra, 26/7/2018 tarihinde gerçekleştirdiği bireysel başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 7/10/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara