Esas No: 2018/38055
Karar No: 2018/38055
Karar Tarihi: 19/10/2021
AYM 2018/38055 Başvuru Numaralı EDA ÖZKAN VE DİĞERLERİ Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
EDA ÖZKAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2018/38055) |
|
Karar Tarihi: 19/10/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Murat İlter DEVECİ |
Başvurucular |
: |
1. Eda ÖZKAN |
|
|
2. Kerem ÖZKAN |
|
|
3. Uğur ÖZKAN |
|
|
4. Zühtü Levent ÖZKAN |
Başvurucular vekili |
: |
Av. Gökhan CANDOĞAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, şüpheli ölüm olayı hakkında yürütülen ceza soruşturmasının etkisizliği nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 31/12/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla temin edilen belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucular Zülfü Levent Özkan ile Uğur Özkan"ın oğlu, diğer başvurucuların ise kardeşi olan O.Ö. 16/4/2016 tarihini 17/4/2016 tarihine bağlayan geceyi okul arkadaşlarıK.D. ve B.İ. ile birlikte bir başka okul arkadaşı A.S.nin bir apartmanın birinci katında bulunan evinde geçirmek istemiştir.
9. 23.40-23.50 saatleri arasında 112 Acil Çağrı Merkezini arayan K.D., O.Ö.nün daireden dışarıya atladığını söylemiştir.
10. O.Ö. olay yerine gelen cankurtaran yardımıyla Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürülmüştür.
11. Olaydan haberdar edilen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı olay hakkında derhâl soruşturma başlatmıştır. Bu soruşturmada başvurucular, soruşturmaya ilişkin bütün yazılı taleplerini vekilleri aracılığıyla Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmiştir.
A. Bireysel Başvuru Tarihine Kadar Olan Soruşturma Süreci
12. Cumhuriyet Savcısı M.E.; olay yerinin incelenmesi, tanık beyanlarının alınması, O.Ö.nün arkadaşlarının kolluğun çocuk birimine teslim edilmesi ve O.Ö.nün sağlığıyla ilgili gelişmelerin takip edilmesi yönünde 10 Nisan Polis Merkezi Amirliğinde (Karakol) görevli polislere talimat vermiştir. Cumhuriyet savcısıyla yapılan görüşmeye ilişkin tutanakta yakalanan şahsın/şahısların üstlerinin, eşyalarının veya otosunun aranmasına, şüphelilerin yasal haklarının hatırlatılarak savunmalarının alınmasına, şüphelilerin parmak izi ve fotoğraflarının alınmasına, balistik incelemesinin ve gerekli incelemelerin yapılmasına, olayda kullanılan suç aletine el konulmasına, tanık ifadelerinin bilgi notu şeklinde düzenlenmesine, şüphelinin gözaltına alınıp alınmayacağının sorulmasına ve doktor raporlarının alınmasına ilişkin talimatlara da yer verilmiş ise de somut olayla ilgilerinin olmaması nedeniyle sözü edilen talimatların tutanakta matbu olarak bulunduğu değerlendirilmiştir. Nitekim Cumhuriyet savcısından olaya ilişkin alınan talimatlar, tutanağın “Olayın Özelliğine Göre Verilecek Diğer Talimatlar” bölümünde yer almamıştır.
13. Ankara Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü (Müdürlük) görevlileri, polisler ve A.S.nin ailesinin çalışanı şoför B.B. nezaretinde olayın meydana geldiği dairenin kapısını anahtarla açmış ve daireyi 00.40-01.10 saatleri arasında incelemiştir. Yapılan incelemeye istinaden düzenlenen raporda; daire kapısı ile salonun kapı ve pencerelerinde zorlama izi olmadığı, salon balkonunun zemininde kan benzeri kırmızı renkli bir sıvının yoğun şekilde bulunduğu, salonun penceresi ile salondaki balkon kapısının açık olduğu ve boğuşma izi tespit edilemediği belirtilmiştir. Anılan raporda ayrıca koridordaki bazı eşyaların yere düşmüş vaziyette durduğu, koridordaki halıların toplandığı, koridorun ve koridor bitimindeki odanın dağınık olduğu, dağınık olan odada yatak ve bir kanepe bulunduğu; odada bardak, içki şişesi ve cips paketleri olduğu, mutfak kapısına takılı durumdaki poşet içinde içki şişeleri bulunduğu, mutfak tezgâhı üstünde içi dolu cezvelerin durduğu, dairedeki alkollü içeceklere ait şişelerin boş olduğu ve salondaki bir koltuğun üzerinde ağzı kapalı şişe ile bardağın durduğu ifade edilmiştir. Rapora göre inceleme sırasında fotoğraf ve video çekimi yapılmış, olay yerinin basit krokisi çizilmiş, balkon zeminindeki sıvıdan örnek alınmış; şişeler, bardak ve cips paketleri muhafaza altına alınmış ancak O.Ö, A.S., K.D. ve B.İ.den mukayeseye esas parmak izi alınmamıştır. Raporda olay, O.Ö.nün salon camından (Salon penceresinin kastedildiği değerlendirilmiştir.) beton zemine düşmesi olarak belirtilmiştir.
14. A.S., K.D. ve B.İ. saat 02.00 sıralarında Prof. Dr. Celal Ertuğ Etimesgut Devlet Hastanesinde genel adli muayeneye tabi tutulmuştur. Muayene bulgularına göre;
i. 0,68 promil alkollü olan A.S.nin üst dudağının sol tarafında ağrı ve hassasiyet mevcuttur.
ii. 0,25 promil alkollü K.D.nin nazalda (burunda) ödem ve şişlik, alnında hafif şişlik, ensesinde ağır ve hassasiyet, sol elinin üstünde 1 cm"lik ve 0,5 cm"lik iki abrazyon (sıyrık) bulunmaktadır.
iii. 0,17 promil alkollü olan B.İ.nin ağzının sağ tarafı ile sol yanağında ödem ve şişlik vardır.
15. O.Ö. hastanede yapılan müdahalelere rağmen 05.33 sıralarında vefat etmiştir.
16. A.S., K.D. ve B.İ.nin üst aramalarına ilişkin tutanağa göre sadece B.İ.de mobil telefon bulunmaktadır.
17. Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün suça sürüklenen çocuklar A.S., K.D. ve B.İ.nin ifadelerini almıştır.
i. A.S., ölen ve K.D. ile birlikte önceki akşam saat 18.00 sıralarında bazı alkollü içeceklerle evine gittiklerini, annesinin şehir dışında olduğunu, 19.00 sıralarında B.İ.nin de eve geldiğini, ölenin almış olduğu alkolün etkisiyle sarhoş olduğunu ve kendisine tekme attığını, kendisi de alkolden etkilendiğinden arkadaşları tarafından yatırıldığını ve ölenin aşağıya atlamasından sonra uyandırıldığını beyan etmiştir.
ii. K.D.nin verdiği ifade şöyledir:
“Beraber okuldan çıkışta go karta gittik. Eve geldik. Yemek yedik yemek yerken bira içtik. Sonra arkadaşımız [B.İ.] geldi. Beraber alkol almaya başladık. Ben ve [B.İ.] çok fazla etkilenmedik ancak [O.Ö ve A.S.] aldı[k]ları alkolden çok etkilenmeye başladılar. Biz [A.S.yi] sakinleştirmeye çalıştık [A.S.yi] götürüp yatırdık bir odaya kapattık [O.Ö.] bir türlü sakinleşmedi fiziki olarak [da] bizden güçlüdür bana ve [B.İ.ye] saldırdı ben [A.S.] ile uğraşırken aşağıya inip aşağıda arabaların üzerinde gezinip insanlara laf atmış. Sonra eve geldi. Evde yaralandığı için kendisine buz getirdiğimde buzu bana fırlattı bundan dolayı ben yaralandım ve kendisine kahve içirmeye çalıştık kahveyi içmedi. Suya sokmaya çalıştık. Soğuk suyu üzerine püskürttük ancak bize size güvenmiyorum dedi. Kendisi daha önceden de evdeki sinekliği açıp oradan atlamaya çalıştı ona engel olduk sonra ben 112"ye haber vermek için başka bir odaya geçtiğimde o da salondan aşağıya atlamış polisi de aradık daha sonra aşağıya inip ambulansla hastaneye geldik. Benneden atladığını bilmiyorum bir içkiden bu şekilde etkilenir mi insan diye düşünüyorum ancak ben orda iken herhangi bir madde almadı atladığı sırada ben yanında değildim. Ben o sırada 112"yi arıyordum.”
iii. K.D. ile benzer beyanlarda bulunan B.İ. ek olarak O.Ö.nün sokaktaki insanlara laf atmasını engellemeye çalıştığını hatta bu insanlardan özür dilediğini, kafasını soğuk suyla yıkamalarına rağmen O.Ö.nün kendine gelmediğini, sinekliği açıp aşağıya atlamaya çalışınca O.Ö.yü tuttuklarını ancak canının yandığını söyleyince bıraktıklarını, eline şemsiye alınca O.Ö.nün kendilerine saldırmasından korkarak O.Ö.den uzak durduklarını ve K.D.nin 155 Polis İmdat ile 112 Acil Çağrı Merkezini aradığı sırada O.Ö.nün koşarak balkondan aşağıya atladığını söylemiştir.
18. Ölü muayenesi işlemi, Cumhuriyet savcısı huzurunda Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığında (Başkanlık) görevli bir adli hekim tarafından hastane morgunda yapılmış ve işlem sonunda kesin ölüm sebebinin tespiti için otopsi yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
19. Cumhuriyet savcısı, ölü muayenesi işlemi sırasında başvurucular Zühtü Levent Özkan ve Eda Özkan"ın ifadelerini almıştır. Başvurucu Eda Özkan ifadesinde; ölen kardeşi ile aynı okulda eğitim gördüklerini, olaydan üç ay kadar önce okulda oldukları bir sırada kardeşi pencereden dışarıya bakmakta iken K.D.nin kardeşinin ayaklarını havaya doğru kaldırarak kardeşine “Seni aşağıya atayım mı?” diye sorduğunu ve düşürmek maksadıyla kardeşinin sandalyesini çektiğine şahit olduğunu beyan etmiştir. Başvurucu Zühtü Levent Özkan ise soruşturmanın genişletilmesini isteyip ölen oğluna ait mobil telefonu, incelenmesi amacıyla Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etmiştir.
20. Ölüm tarihinde yapılan otopsi işlemi, ölümün beyin kanaması ve doku harabiyeti ile iç organ yaralanmalarından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğunu ortaya koymuştur. Otopsi raporunda künt kafa ve genel beden travmasına bağlı kafa kubbe ve kaide kemik kırıkları ile iskelet sistemi kemik kırıklarının tarif edilmesi yanında kanda 56 mg/dL, göz içi sıvısında ise 87 mg/dL etanol bulunduğu, anal muayenede cinsel saldırıya ait olabilecek travmatik bir bulgu görülmediği ancak ölene ait olduğu bildirilen anal froti (mikroskopta incelenecek olan maddenin lam üzerine ince tabaka şeklinde yapılmasıyla hazırlanan bir ticari ilaç) numunesinin PSA (prostat spesifik antijen) testi ile meni yönünden yapılan ön incelemesinde pozitif sonuç alındığı, froti numunesinden hazırlanan yaymaların mikroskobik incelemesinde sperm hücresi görülmediği ve gönderilen numuneler üzerinde moleküler genetik inceleme yapılabilmesi için mahkeme kararı gerektiği açıklanmıştır. Otopsi raporunda ayrıca kanda fenitoin, lidokain, roküronyum ve tiklopidin; idrarda fenitoin, lidokain ve roküronyum; mide içeriğinde tiklopidin bulunduğu, kanda veya göz içi sıvısında metanol bulunmadığı belirtilmiştir. Otopsi raporundan anlaşıldığı kadarıyla PSA bir ön inceleme testi olup seminal sıvı dışında diğer vücut sıvıları da (vajinalsıvı, kan, idrar) PSA içermektedir. PSA testi ile pozitif sonuç alınması, numunenin kesin olarak meni içerdiği anlamına gelmemektedir. Numunenin başka bir şahsa ait herhangi bir biyolojik materyal içerip içermediğini belirlemek amacıyla DNA testi önerilmektedir ve alınan numune en az bir yıl imha edilmemek üzere muhafaza altına alınmaktadır.
21. Başkanlık, Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği 17/4/2016 tarihli yazıyla otopsi sırasında karşılaştırmalı DNA analizlerinde kullanılmak üzere 1 tüp kan, yabancı biyolojik materyal aranmak üzere her iki elden ayrı ayrı tırnak parçaları, yabancı biyolojik materyal ve spermatozoid (erkek gamet) aranmak üzere anal sürüntü örneği alındığını belirterek biyolojik materyaller üzerinde moleküler genetik inceleme yapılması isteniyor ise inceleme için gerekli mahkeme kararının ivedi olarak gönderilmesini istemiştir.
22. Başvurucular 21/4/2016 tarihinde, başvurucu Zühtü Levent Özkan"ın olay günü K.D. ve K.D.nin babasıyla yaptığı telefon görüşmelerinin içeriğine ait kayıtlar ile B.İ. ve K.D.nin ailesiyle yaptıkları sohbetlerin içeriğine ait kayıtları Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuştur. Buna göre;
- 17/4/2016 tarihinde saat 00.22 sıralarında K.D. başvurucu Zühtü Levent Özkan"la yaptığı telefon görüşmesinde O.Ö.nün kendilerini dövdüğünü ve camdan -salon penceresinin kastediliği değerlendirilmiştir- atladığını söyleyip olay sırasında kendisinin 112 Acil Çağrı Merkezi ile konuştuğunu ifade etmiştir.
- BaşvurucuZühtü Levent Özkan K.D.nin babası ile yaptığı 17/4/2016 tarihli telefon görüşmelerinde büyük oğlunun olayı öğrenmeye çalışırken K.D.nin E... isimli kızdan bahsedip daha sonra B.İ.ye dönerek “Bunu söyleyecek miydik?” dediğini duyduğundan söz etmiştir. K.D.nin babası ise K.D.den duyduğuna göre içki içerlerken O.Ö.nün E... ve G... isimli kızlardan söz ettiğini ve hastanede iken O.Ö.nün ağabeyi olayı sorunca K.D.nin B.İ.ye “Bu kızlardan da bahsedelim mi?” diye sorduğunu söylemiştir.
-B.İ. ve K.D.nin aileleri 19/4/2016 tarihinde olayı çocuklarından duydukları kadarıyla anlatmıştır. B.İ.nin ailesinin anlattığına göre O.Ö. sokaktayken bir aracın üzerinden bir başka aracın üzerine çıkmış ve başka bir aracın üzerine atlamak isterken düşüp yaralanmıştır.
23. Başvurucular aynı tarihte Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri dilekçelerinde özetle olayın intihar olmadığını, suça sürüklenen çocukların O.Ö.yü sarhoş ve çıplak bir vaziyette kaydetmiş olabileceklerini, bu kayıtların başkalarıyla paylaşılması veya paylaşılacak olması sebebiyle O.Ö.nün suça sürüklenen çocuklarla kavga etmiş olabileceğini, O.Ö.nün pencereden veya balkondan atlayıp atlayamayacağına dair iddiaya girmiş olmalarının da mümkün olduğunu zira olay yerine gelen polislerin beyanlarına göre suça sürüklenen çocukların olayı O.Ö.nün önce alt katın balkonuna tutunmaya çalışıp sonrasında o balkona çarparak yere düştüğü şeklinde anlattıklarını, O.Ö.nün içkisine bir madde karıştırılmış olabileceğini ve O.Ö.nün suça sürüklenen çocuklardan biri tarafından aşağıya itilmiş olmasının da ihtimal dâhilinde olduğunu iddia etmiştir. Başvurucular ayrıca suça sürüklenen çocukların O.Ö.yü kıskanıp küçük düşürmeye çalıştıklarını, olaydan önce suça sürüklenen çocukların O.Ö. ile on beş gün süreyle görüşmediklerini, suça sürüklenen çocukların okuldayken şaka saiki ile O.Ö.yü camdan sarkıttıklarını ve kullandıkları mobil telefon numaralarını ifade sırasında vermediklerini belirterek olay yerinde keşif yapılmasını, suça sürüklenen çocukların olay tarihinde hangi GSM hatlarını kullandığının tespit edilip bu GSM hatlarının takılı olduğu mobil telefonların belirlenerek incelenmesini, suça sürüklenen çocukların evlerinde ve okuldaki dolaplarında arama yapılmasını, kullandıkları mobil telefonlar yoluyla kurdukları iletişimlerin tespitini, ölen yakınlarına ait mobil telefonun incelenmesini, olayın meydana geldiği siteye ve çevredeki işyerlerine ait kamera kayıtlarının celbini, olayın meydana geldiği daireye ait sinekliğin incelenmesini, ölenle suça sürüklenen çocuklar arasında balkondan atlamaya yönelik iddialaşma olduğunu öğrenen K.K. ile suça sürüklenen çocuklarla telefonda görüşen kişilerin, site yöneticisi ve olayın meydana geldiği dairenin alt katında ikamet eden K.Ö.nün ifadelerinin alınmasını, suça sürüklenen çocuklar ile ailelerine ait telefonların bir ay süreyle dinlenmesini talep etmişlerdir. Sözü edilen dilekçenin ekinde bulunduğu anlaşılan altında tarih ve imza bulunmayan “Soru İşareti/Çelişkiler” başlıklı bir belgede, başka hususlar yanında Üst Arama Tutanağı"nda sadece B.İ.nin üstünden telefon çıktığına ve suça sürüklenen çocukların iletişim için bildirdikleri mobil telefon numaralarının babalarına ait olduğuna dikkat çekilerek delillerin karartılmış olabileceği, olay yerine çok yakın bir işyerinin sahibi olan K.Ö.den duyulduğu kadarıyla O.Ö.nün balkondan değil pencereden düştüğü, K.Ö.nün çalışanı G.Y.nin O.Ö.nün fotoğrafını çektiği, O.Ö.nün iç çamaşırıyla durmasının akla şantaj amaçlı fotoğraf çekilme ihtimalini getirdiği, başı ile iç çamaşırın kuru olmasının O.Ö.nün duşa sokulduğu iddiasını çürüttüğü, haklarında düzenlenen adli raporlar dikkate alındığında suça sürüklenen çocukların birlikte O.Ö.ye saldırmış olabilecekleri ve A... isimli bir kişinin olay günü saat 22.30-23.00 sıralarında sokakta dört çocuk gördüğü iddia edilmiştir.
24. Cumhuriyet Başsavcılığı Karakola gönderdiği 26/4/2016 tarihli yazıyla olayın meydana geldiği sitenin KMR 54 F kodlu güvenlik kamerasına ait kayıtlar ile B... E.. A... işletme adlı bir işyerine ait güvenlik kameralarının olay gününe ilişkin kayıtlarının temin edilmesini ve olayı gördüğü iddia edilen K.Ö.nün Cumhuriyet Başsavcılığında hazır bulunmasının sağlanmasını istemiştir.
25. Soruşturmadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı kadarıyla olayın meydana geldiği sitenin güvenlik kameralarına ait kayıtlar temin edilmiştir.
26. Cumhuriyet Başsavcılığı 26/4/2016 tarihinde ölüm olayının gerçekleştiği apartmanda oturan tanık Ko.Ö.nün ifadesini almıştır. Ko.Ö. olay tarihinde olağanın ötesinde gürültü gelince apartman görevlisini arayarak gürültünün sebebinin hırsız olup olamayacağını sorduğunu, apartman görevlisinin dışarıda olduğunu söylediğini, bir müddet sonra gürültünün kesildiğini ve duyduğuna göre olaydan sonra fotoğraf çeken giriş kattaki işyerinin sahibinin olay hakkında bilgi sahibi olabileceğini söylemiştir.
27. Cumhuriyet Başsavcılığı 28/4/2016 tarihli yazıyla Karakoldan suça sürüklenen çocuklar ile 112 Acil Çağrı Merkezi arasındaki görüşmeye ait kayıtların temin edilmesini istemiştir. Karakol söz konusu talimatın yerine getirilmesi için 12/5/2016 tarihinde Ankara Ambulans Servisi Başhekimliği ile yazışma yapmıştır.
28. Suça sürüklenen çocuklara ait mobil telefonlar 28/4/2016 tarihinde kolluk görevlilerince teslim alınmıştır. Bahse konu mobil telefonlara elkoyma işlemi Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/4/2016 tarihli kararıyla onanmıştır.
29. Gerekli hâkimlik kararı alınarak ölen ve suça sürüklenen çocuklara ait mobil telefonlar yoluyla 15/4/2016-17/4/2016 tarihleri arasında kurulan iletişimlerin tespitine ilişkin raporlar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığından temin edilmiştir.
30. Olay yerindeki içki şişeleri, cips paketleri ve bardaklar üzerinden yirmi yedi parmak izi ile bir avuç içi izi alınıp incelenmiştir. Şişelerin birinden alınan parmak izi ölenin sağ işaret parmağına ait izle, bir cips paketinden alınan parmak izi ise A.S.nin sol orta parmak izi ile eşleşmiştir. Mukayese için kullanılan parmak izleri ölen ile A.S.nin pasaport işlemleri sırasında alınan parmak izleridir. Ayrıca Müdürlüğe bağlı Kimlik Tespit Büro Amirliğince düzenlenen 13/5/2016 tarihli uzmanlık raporunda altı parmak izinin veri tabanında bulunmadığı, avuç izleri için arşiv kaydı olmadığı ve geriye kalan izlerde yeterli karakteristik özellikler tespit edilemediği belirtilmiştir.
31. Ankara Emniyet Müdürlüğünün Karakola gönderdiği 18/5/2016 tarihli yazıdan, mukayeseye elverişli kan örneği bulunmadığı için olayın meydana geldiği dairenin balkonundaki sıvıdan alınan örneğin Ankara Kriminal Polis Laboratuvarınca (Laboratuvar) incelenmeksizin iade edildiği anlaşılmıştır.
32. B... E.. A... işletme adlı işyeri sahibi ile bir teknik servis yetkilisince düzenlenen tarihsiz tutanakta, pili bittiği için işyeri kamerasının tarih ve saati kaydetmeyip aynı tarihler arasında kayıt yaptığı, bu sebeple olay gün ve saatine ilişkin kaydın alınamadığı belirtilmiştir.
33. Cumhuriyet Başsavcılığı ölene ve suça sürüklenen çocuklara ait mobil telefonların kütüklerinde arama yapılmasına ve bu kütüklerin kopya çıkarılmasına karar verilmesi için 10/6/2016 tarihinde sulh ceza hâkimliğinden talepte bulunmuştur. Bu talep Ankara 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/6/2016 tarihli kararıyla kabul edilmiştir.
34. Kolluk görevlileri 20/6/2016 tarihinde A.S. ile aynı apartmanda ikamet eden C.S.Ö. ile kardeşi K.B.nin ifadesine başvurmuştur. C.S.Ö. saat 01.00 sıralarında dışarıya çıkmak için araçlarının yanına geldiklerinde aracın kaputunda bir göçük fark ettiğini, yaptığı kontrolde K.B.nin aracın sol ön tekerleğinin yanında duran siyah renkli bir şemsiye gördüğünü, olayı anlatmak için polislerin yanına gittiklerini, K.B.nin araca zarar veren şeyin şemsiye olduğunu düşünerek araçta meydana gelen hasarın ve şemsiyenin fotoğrafını çektiğini beyan etmiştir. C.S.Ö.nün ifadesini doğrulayan K.B., dışarıya çıktıklarında O.Ö.nün olay yerinden götürülmüş olduğunu ve araçlarına zarar verdiğini değerlendirdikleri şemsiyeyi bulunduğu yerden kendisinin almadığını söylemiştir.
35. Ölene ve suça sürüklenen çocuklara ait mobil telefonları inceleyen bilirkişi, raporunu 13/7/2016 tarihinde sunmuştur. Anılan rapordaki tespit ve değerlendirmeler ile rapordan anlaşılan hususlar şunlardır:
i. B.İ.ye ait mobil telefonun dosya sistemi ve mantıksal imajı alınmış ancak adli inceleme yazılımlarının mobil telefonun işletim sistemi versiyonunu fiziksel olarak desteklememesi nedeniyle fiziksel imaj alınamamış ve silinen verilere ulaşılamamıştır. B.İ. olay gecesi 00.05"te K.D. tarafından aranmıştır. B.İ. 01.00-05.00 saatleri arasında annesi ve dayısı ile birkaç kez, telefonun rehberine kayıtlı olmayan bir kişiyle bir kez görüşmüştür. Telefonda olay günü olayın meydana geldiği dairede çekilen iki fotoğraf bulunmaktadır. Saat 21.29"da çekilen fotoğrafta O.Ö. yüzükoyun yatar vaziyettedir.Telefonda ayrıca olay tarihine ait yedi video kaydı bulunmaktadır. Videolarda kayıttaki kişiler arasında olumsuz bir davranış veya şiddet yer almamaktadır. Videolar IMG_0827 ileIMG_834arasında numaralandırılmıştır ancak IMG_833 numaralı bir video telefonda bulunmamaktadır. 20/4/2016 tarihinde çekilen bir video IMG_844 olarak numaralandırılmıştır. Bu durumda IMG_833 numaralı video ile IMG_835 ile IMG_843 arasında numaralandırılan videoların telefon kullanıcısı tarafından silinmiş olduğu değerlendirilmiştir. IMG_834 numaralı video kaydında O.Ö. yerde hareketsiz olarak yatmakta, yanında da beyaz tişörtlü bir kişi bulunmaktadır. Fiziksel imaj alınamadığından silinen videolar kurtarılamamıştır. Olay gecesi 0536...79 numaralı mobil telefon kullanıcısı ile içeriği tespit edilemeyen bir video paylaşılmıştır. Video dosyaları içinde hangi tarihte çekildiği tespit edilemeyen iki kişinin uyuşturucu madde kullanımına ilişkin video kayıtları bulunmaktadır. Bu video dosyalarının orijinal kayıtları telefondan silinmiştir. B.İ. 18/4/2016 tarihinde anlık mesajlaşma hizmeti veren bir uygulama üzerinden diğer suça sürüklenen çocukların dâhil olduğu bir grup oluşturmuştur. Bu grupta yapılan konuşmaların birinde K.D., O.Ö.nün duşa sokulduktan sonra yorganla yerde oturmasına ilişkin olduğunu iddia ettiği bir fotoğrafı paylaşmıştır. B.İ., B.B. isimli bir kişiyle anlık mesajlaşma uygulaması üzerinden yaptığı sohbette olayı Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesiyle uyumlu olarak kısaca anlatmıştır. Raporda O.Ö.nün de dâhil olduğu, anlık mesajlaşma hizmeti veren uygulamaların birinde yapılan grup sohbetinin B.İ.nin telefonunda kayıtlı içeriğine de yer verilmiştir. Sözü edilen sohbet sırasında O.Ö.saat 23.19"da “Uğraşmayalım.”, B.İ.nin ise saat 23.25"te “Bıçaklayacağım birini, susun.” demiştir. Uyuşturucu madde kullanımına ilişkin video anılan sohbet grubunda olay günü paylaşılmıştır.
ii.A.S.ye ait mobil telefonun dosya sistemi ve mantıksal imajı alınmış ancak adli inceleme yazılımlarının mobil telefonun işletim sistemi versiyonunu fiziksel olarak desteklememesi nedeniyle fiziksel imaj alınamamış ve silinen verilere ulaşılamamıştır. Telefonda 16/4/2016-17/4/2016 tarihleri arasında yapılan görüşmelere ait bir kayıt bulunmamaktadır. Uygulamalar telefona 26/4/2016 tarihinde yüklenmiştir. Bu nedenle kullanıcısı tarafından telefonun baştaki hâline getirildiği (sıfırlandığı) veya A.S.nin başka bir telefon kullanmaya başladığı değerlendirilmiştir. Telefonda ölenin de bulunduğu iki fotoğraf tespit edilmiştir. Bu fotoğraflar da 21/4/2016 ve 24/4/2016 tarihlerinde anlık mesajlaşma uygulamalarından birinin yardımıyla başkası tarafından gönderilmiştir. Sözü edilen fotoğraflarından biri K.D.nin O.Ö.nün duşa sokulduktan sonra yorganla yerde oturmasına ilişkin olduğunu iddia ederek suça sürüklenen çocuklar arasında kurulan sohbet grubunda paylaştığı fotoğraftır. Anlık mesajlaşma uygulaması üzerinden yapılan bazı sohbetlerin silindiği sonucuna varılmıştır.
iii. K.D.nin kullandığı mobil telefonun dosya sistemi ile fiziksel ve mantıksal imajı alınmıştır. Telefonda olay gününe ve olay yerine ait video kaydı tespit edilememiştir. Telefondan olay günü saat 23.43"te 112 Acil Çağrı Merkezi aranmış ve bu görüşme 3 dakika 57 saniye sürmüştür. 00.01"de 112 Acil Çağrı Merkeziyle 1 dakika 21 saniyelik başka bir görüşme yapılmıştır. Telefonda O.Ö.nün de yer aldığı fotoğraflar bulunmaktadır. Ayrıca anlık mesajlaşma uygulaması yoluyla gönderilen ve alınan fotoğrafların bulunduğu bir klasörde biri 22.00"de diğeri 23.01"de çekilmiş O.Ö.ye ilişkin iki fotoğraf yer almaktadır. 22.00"de çekilen fotoğrafta O.Ö. yüzükoyun yatmaktadır ve başının altında yastık veya minder benzeri bir eşya vardır. 23.01"de çekilen fotoğraf ise K.D.nin O.Ö.nün duşa sokulduktan sonra yorganla yerde oturmasına ilişkin olduğunu iddia ederek suça sürüklenen çocuklar arasında kurulan sohbet grubunda paylaştığı fotoğraftır. 15/4/2016-16/4/2016 tarihlerinde K.D. ile O.Ö. arasında anlık mesajlaşma programı üzerinden yapılan sohbette başka hususlar yanında hafta sonu yalnız kalacak olan A.S.nin evinde kalıp sigara ve içki içmekten, ot çekmekten, korku filmi izlemekten ve ot yetiştirmekten söz edilmiştir. Sohbet sırasında O.Ö. sarhoş olacağını söylemiştir.
iv. Mobil telefonun ekran giriş şifresi istemesi, bu şifrenin bilinmemesi ve adli bilişim yazılımlarının şifreleme algoritmasını çözümleyememesi nedeniyle O.Ö.ye ait mobil telefonun imajı alınamamıştır.
36. Cumhuriyet Başsavcılığı 14/7/2016 tarihinde K.B.nin ifadesine başvurmuştur. K.B. ifadesinde, olay tarihinde araçlarının yanına gidince araçlarında zarar meydana gelmiş olduğunu gördüklerini, polislerin yanına giderek araçtaki zararla ilgili tutanak düzenlemelerini istediklerini, polisler karakola gitmeleri gerektiğini söyleyince zararın daha sonra karşılanabileceğini düşünerek olay yerinden ayrıldıklarını, aracı kapalı otoparka park etmiş olabileceklerini düşünmeleri veya sahibi oldukları araçlardan açık otoparkta olanı mı yoksa kapalı otoparkta olanı mı kullanacaklarına karar verememiş olmaları nedeniyle kapalı otoparka yönelmiş olabileceklerini, yerden bir şey almadığını, olaydan sonra olayla ilgili hiç kimse ile konuşmadığını ve sadece araçta meydana gelen zararının karşılanmasını sağlamak amacıyla aracının fotoğrafını çektiğini beyan etmiştir. C.S.Ö. de aynı gün Cumhuriyet Başsavcılığınca dinlenmiştir. K.B. ile C.S.Ö.nün ifadeleri birebir aynıdır.
37. Cumhuriyet Başsavcılığı 25/7/2016 tarihinde suça sürüklenen çocukları Başkanlığa sevk ederek Başkanlıktan, alınan sulh ceza hâkimliği kararına istinaden;
- Suça sürüklenen çocuklardan alınacak kan, kıl vb. biyolojik örnekler üzerinde gerekli incelemelerin yapılarak çocukların uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığının tespit edilmesini,
- Biyolojik örnekler yoluyla suça sürüklenen çocuklara ait DNA profillerinin çıkarılıp sonucun ölenin tırnakları arasından elde edilen biyolojik örnekler yoluyla çıkarılan DNA profili ile karşılaştırılmasını,
- Ölenin uyuşturucu kullanıp kullanmadığının belirlenmesini istemiştir.
38. Başkanlık düzenlediği 5/8/2016 ve 19/9/2016 tarihli raporlarda;
- Ölenden elde edilen tırnak numunelerinde farklı bir şahsa ait DNA profili tespit edilmediği,
- Anal froti numunesinde moleküler genetik inceleme yapılması isteniyorsa mahkeme kararının gönderilmesi gerektiği,
- Suça sürüklenen çocukların kan, idrar ve saç örneklerinde uyuşturucu ve uyarıcı madde tespit edilmediği, yalnız suça sürüklenen çocukların birinden alınan idrar örneğinde ilaç etken maddelerinden parasetamol bulunduğu belirtilmiştir.
39. Başvurucular Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri 15/8/2016 tarihli dilekçelerinde; A.S.ye ilişkin olduğu belirtilen iletişimin tespitine ilişkin raporun A.S.ye ait olmadığını zira telefon numarasının son hanesinin hatalı olduğunu, ayrıca B.İ. ve K.D.nin iletişimlerin tespitine ilişkin raporlarda hedef IP adreslerinin yer almadığını belirterek suça sürüklenen çocuk A.S. ile tanıklar K.B. ve C.S.Ö.nün mobil telefonları yoluyla kurdukları iletişimlerin tespit edilmesini, ayrıca suça sürüklenen çocukların mobil telefonları aracılığıyla internet üzerinden kimlerle haberleştiklerinin belirlenmesini istemişlerdir.
40. Kolluk görevlilerince düzenlenen 8/9/2016 tarihli tutanakta incelenen kamera görüntülerine göre 23.46 sıralarında ne olduğu tam olarak anlaşılamayan bir nesnenin yukarıdan aşağıya düştüğü belirtilmiştir.
41. Başvuruya konu olay nedeniyle 112 Acil Çağrı Merkezi ile yapılan telefon görüşmesine ait kaydı içerir CD ile bu kayıttaki konuşmaların yazıya aktarılmış hâline ilişkin tutanak Karakolun 4/11/2016 tarihli yazısı ekinde Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmuştur. Anılan tutanağa göre 112 Acil Çağrı Merkezini arayan bir kişi görüşme yaptığı 112 Acil Çağrı Merkezi görevlisine öz itibarıyla içki içtiklerini, arkadaşlarının çıldırarak evdeki eşyalara zarar verip camdan atlamaya çalıştığını ve çok güçlü olan arkadaşlarına engel olamadıklarını söylemiştir. Gerekli bilgileri alan görevli daha sonra arayan kişiyi emniyet güçlerine bağlamıştır. Aramayı yapan kişi emniyet görevlisine arkadaşlarının intihar etmeye çalıştığını beyan edip “Aşağı mı atladı? Aşağı atladı. Siz çabuk, hemen gönderin ambulansı.” demiştir.
42. Başvurucular Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri 14/11/2016 havale tarihli dilekçelerinde yakınlarına aynı okulda eğitim gördüğü E.C. isimli bir kızın ilgi duyduğunu, yakınlarının ölümünden sonra E.C. ve K.D. arasında duygusal bir ilişki başladığını, 54 numaralı güvenlik kamerasına ait kayda göre K.D.nin olay günü 23.53-23.56 saatleri arasında apartmandan uzaklaştığını, 52 numaralı güvenlik kamerasına ait kayda göre anılan zaman diliminde K.D.nin hararetli bir telefon görüşmesi yaptığını ancak bu görüşmeye ait kaydın iletişimin tespitine ilişkin raporda yer almadığını (Bu ifadeden K.D.nin mobil telefon yoluyla kurduğu iletişimlerin tespitine dair raporların temin edildiği anlaşılmıştır.)ve anılan telefon görüşmesi sonrasında merdivenlerden çıkarken K.D.nin elinde biri siyah, diğeri beyaz iki telefon bulunduğunu iddia etmişlerdir.
43. Başvurucular Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri 28/11/2016 tarihli dilekçelerinde ise K.D.nin olay günü 0559...13 numaralı mobil telefon hattı vasıtasıyla 112 Acil Çağrı Merkezi ile görüştüğünü ifade ederek K.D.nin söz konusu mobil telefon hattı yoluyla kurduğu iletişimin tespit edilmesini ve bahse konu hattın takılı olduğu mobil telefona el konulmasını talep etmişlerdir.
44. K.D.nin babası H.D. Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği 8/12/2016 tarihli dilekçe ile oğlunun 536...62 numaralı mobil telefon hattı dışında başka bir hat kullanmadığını bildirmiştir.
45. 0559...13 numaralı mobil telefon hat kullanılarak 15/4/2016-17/4/2016 tarihleri aarsında kurulan iletişimlerin tespitine ilişkin raporlar getirtilmiştir.
46. Başvurucular, bir fizik mühendisinden ölenin nasıl düştüğü ile ilgili yazılıgörüş almıştır. Bir müddet sonra aynı mühendisten düşme şeklinin kendi iradesi ile atlayacak bir kişiye arkadaşlarının engel olması sonucu meydana gelmiş olup olamayacağı hususunda ek yazılı görüş alınmıştır. Cumhuriyet Başsavcılığına örnekleri sunulan 6/12/2016 ve 26/5/2017 tarihli yazılı görüşlerde öz olarak;
i. O.Ö.nün 1,11 saniye süren düşüşünün sırtüstü başlayıp sırtüstü sonlandığı,
ii. 187 cm uzunluğunda -otopsi raporuna göre O.Ö.nün boyu 187 cm"dir- ve kanında 126,6 mg/dL alkol -hastane tarafından düzenlenen tıbbi belgelere göre O.Ö.nün kanındaki etanol düzeyi 126,6 mg/dL"dir- bulunan birinin salon camından düşme noktasının yaklaşık 240 cm ilerisindeki balkon altına sırtüstü ve apartmana paralel bir şekilde düşmesinin fizik bilimi açısından açıklanması güç bir durum olduğu,
iii. Kolları yukarı doğru bir pozisyonda olmadığı için herhangi bir engellemeyle mücadeleden çok üzerine yapılan bir baskıdan kaçmanın söz konusu olduğu, düşmeye aynı saniyede eşlik eden sapı kırık bir şemsiye olması nedeniyle ölenin bir darbe almış alma olasılığının yüksek olduğu, bu durumda ölenin başındaki yara ve kırıkların adli tıp ve nöroloji uzmanlarınca değerlendirilmesi gerektiği,
iv. Kamera görüntülerine göre K.D.nin düşen şemsiyeyi araması ve şemsiyeyi bulan şüpheli kişilerin olay yerini hızla terk ettiği dikkate alındığında K.D.nin düşme anına şahit olduğu ve şemsiyenin suç aleti olabileceği yönündeki görüşün güçlü olduğu,
v. O.Ö.nün kendi iradesi ile atlamadığı, dengesini bozacak bir eylem sonrasında sırtüstü ilk hızsız serbest düşme şeklinde balkon kapısından çıkışta solda kalan kısa kenardan düştüğü,
vi. Kamera kayıtları ileK.D. ve B.İ.ye ait mobil telefonlardaki görüntülere göre O.Ö.nün uyur bir vaziyette iken birden ayakkabısız bir şekilde dışarıya çıkıp sokaktaki arabaların üzerine çıkıp indiği, B.İ.nin refakatinde eve döndüğü, bu olaydan 7 dakika sonra çekilen fotoğraflara göre O.Ö.nün uyuduğu, mobil telefonlardan silinen video ve fotoğrafların kurtarılarak incelenmesi suretiyle ölenin anılan travmatik davranışlarının anlaşılabileceği,
vii. PSA testinin netlik kazanması için önerilen DNA testinin değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
47. Cumhuriyet Başsavcılığı ölümün nasıl meydana geldiği konusunda bir adli tıp uzmanından rapor almıştır. Sözü edilen uzmanın soruşturma dosyasında mevcut bilgi ve belgeler çerçevesinde hazırladığı 7/1/2017 tarihli raporda; ölen hastaneye ilk getirildiği sırada ölenin kanında 126,6 mg/dL alkol (etanol) ölçüldüğü, bu düzeyde alkol alan birinin kendisine yöneltilecek bir fiile mukavemet edemeyecek derece kendinden geçmesinin tıbben mümkün olmadığı, otopsi raporunda belirtilen ilaçların tıbbi ilaçlar olduğu ve ölenin uyutucu-uyuşturucu madde almasının söz konusu olmadığı belirtilmiştir. Raporda ayrıca cesetteki travmatik lezyonların, yaraların ve kemik kırıklarının etrafında ekimoz görüldüğü dikkate alındığında başvurucuların yakınının canlı iken yüksekten düştüğü, söz konusu lezyonların yüksekten düşme sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği, yüksekten düşme olayının mahiyetinin (kaza, intihar, cinayet) tıbben tespit edilemeyeceği ve bu husunun adli tahkikat ile aydınlatılması gerektiği açıklanmıştır.
48. 112 Acil Çağrı Merkeziyle yapılan görüşme kayıtlarına ilişkin CD"nin incelenerek kaydın orijinal olup olmadığının tespit edilmesi, kaydın çözümünün yapılması ve kayıtta kaç farklı kişiye ait ses bulunduğunun belirlenmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 11/1/2017 tarihinde Laboratuvara bir müzekkere yazılmıştır.
49. Anılan müzekkereye verilen 25/1/2017 tarihli cevapta, talep edilen hususlarda inceleme yapabilecek uzman bulunmadığı bildirilmiştir.
50. Başvurucular 112 Acil Çağrı Merkezi ile yapılan görüşmeye ait kayıttaki arka plan seslerini Adli Ses ve Görüntü Analiz Uzmanı L.G.ye inceletmişlerdir. L.G. 24/2/2017 tarihli yazılı görüşünde;
i. Emniyet görevlisinin çağrıyı cevaplamasından önce birinin “... Dikkat et (veya edin.)” dediği, emniyet görevlisinin çağrıya cevap vermesinin akabinde birinin “Camı açın.” şeklinde konuştuğu, adres bilgisi istenmesinin ardından birinin “... At...” dediği, adres bilgileri verildiği sırada “...Düşüyor...”, “...Daha içine konur, konur...”, “...Düşüyor...”, “Aşağıya inin.”, “...Çabuk ol...”, “...Git, git...”, “...Biz de buradan bakarız.”, “...Bizimki yapmış...”, “...O yaptı...”, “...Yaşıyor mu?...”, “Abi yaşıyor, yaşıyor.” sözlerinin duyulduğu,
ii. “...Dikkat et (veya edin).”, “Camı açın.” ve “...O yaptı...” sözlerinin bir yetişkin tarafından söylendiği, “Abi yaşıyor, yaşıyor.” cümlesini ise çağrıyı yapan K.D.nin söylediği,
iii. 112 Acil Çağrı Merkezi görevlisinin çağrıyı cevaplamasından önce bir yetişkinin “Başla.” dediği,
iv. Kayıtta manipülasyon olmadığı belirtilmiştir.
51. Sözü edilen görüşü başvurucular Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuştur.
52. Olayın meydana geldiği sitenin güvenlik kamerasının saati ile suça sürüklenen çocuklar K.D. ve B.İ.ye ait mobil telefonların saatlerinin senkronizasyonunu sağlayan bazı başvurucular; Adli Tıp Kurumuna yaptırılacak inceleme sırasında değerlendirilmesi için sitenin güvenlik kamerasına ait kayıt ile K.D. ve B.İ.ye ait mobil telefonların kayıtları ışığında olayların akışına ilişkin çizelgeyi ve bazı uzman önerilerini bir CD içinde 17/3/2017 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuştur.
53. Bazı başvurucular kolluğun olayın gerçekleşme koşulları konusunda Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği görüşün makul ve gerçekçi olamayacağına, C.S.Ö. ile K.B.nin gerçeği gizleyip gerçek dışı beyanlarda bulunduklarına, bu kişilerin ifadelerinin kamera kayıtları eşliğinde alınmadığına, 112 Acil Çağrı Merkezi kayıtlarına geç ve güç ulaşıldığına ilişkin değerlendirmelerini içerir on bir sayfalık belgeyi 3/4/2017 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuştur. Başvurucular değerlendirmelerine ilişkin belgelerde başka hususlar yanında olay hakkında irtibatta oldukları Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğinde görevli polislerin olayın intihar veya kaza olmadığına ikna olmalarına rağmen daha sonra söz konusu polislerin Cumhuriyet Başsavcılığına tersi yönde değerlendirmelerde bulunduğunu, Cinayet Büro Amirliğine müdahalede bulunulmuş olmasından şüphe ettiklerini, K.B. ile C.S.Ö.nün aracında herhangi bir hasar bulunmadığını, olaydan sonra sözü edilen kişilerin şemsiyeyi elleriyle koymuş gibi bulduklarını ve K.B.nin olay yerindeki şemsiyeyi alıp koşarak gittiğini iddia etmişlerdir.
54. Bazı başvurucular Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri 7/4/2017 tarihli dilekçe ile telefon inceleme yazılımlarındaki güncellemeler ışığında mobil telefonlardaki silinen kayıtların geri getirilebilmesinin mümkün hâle geldiğini belirterek suça sürüklenen çocuklara ait mobil telefonların uzman kişilere yeniden inceletilmesini talep etmiştir.
55. Cumhuriyet Başsavcılığı başvuruya konu olay nedeniyle 112 Acil Çağrı Merkeziyle yapılan görüşmenin 559...13 numaralı mobil telefon hattı yoluyla yapıldığının anlaşılması üzerine sözü edilen hattın kime ait olduğu ve bu hat yoluyla kurulan iletişimlerin tespiti için gerekli yazışmaları yapmış ancak hattın kime ait olduğunu tespit edememiştir. Daha sonrabir GSM şirketi 8/6/2017 tarihli yazıyla sözü edilen numaranın ağ sistemlerinde standart olarak eklenen bir numara olduğunu, telefona başka bir operatöre ait GSM hattı takılıyken veya telefonda SIM kart yokken 112 Acil Çağrı Merkezi arandığında arayan numaranın 559000* olarak gözüktüğünü ve bu sorunun çözümü için gerekli değişikliklerin 25/1/2017 tarihinde yapıldığını bildirmiştir.
56. Başvurucular Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri 21/6/2017 tarihli dilekçelerinde 112 Acil Çağrı Merkezi ile yapılan görüşmeye ait kaydı bir bilgisayar programı aracılığıyla farklı frekans aralığında çözümlediklerini, hangi sözleri hangi frekans aralığında duyduklarına ilişkin tablo hazırladıklarını, olay yerinde suça sürüklenen çocukları yönlendiren yetişkinler bulunduğunu ve olayın cinayet olduğunu belirterek olay hakkında hazırladıkları rapor ve tabloyu dilekçelerinin ekinde Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuşlardır. L.G.nin yazılı görüşünde yer almayan ve bir kısmı yetişkinlerce söylenmiş “Öldü.”, “Bayıldı.”, “Yere (veya ileri) atıver.”, “Kan lekesi”, “Atalım şunu.”, “Şuradan atın.”, “İçeriden taşıp at.”, “Daha yetmemiş.”, “Tutun belini.”, “Her b... bu yaptı.”, “Her açıdan iyi yaptık.”, “Düşürelim.”, “Toplayın.”, “Bizi kurtarın.”, “Duymaz, öldü.”, “Daha ölmedi.”, “Ses gelmiyor.”, “Buna tabut isteyin.”, “Daha bitmedi.”, “Acele etmeyin.”, “Götürelim mi?”, “Baştan tutmayın.”, “Atın.”, “Şemsiyeyi atın.”, “Bilekleri açın.”, “Dayanın.”, “Kaldır.”, “Gö...ü kurtaralım.”, “At, çekil emi!”, “Bir tek hakkın kaldı.”, “Bak, altında.” gibi birçok sözün yer aldığı söz konusu tablonun bir örneği kararın ekinde yer almaktadır.
57. Cumhuriyet Başsavcılığı 21/7/2017 tarihinde bir bilirkişiden 112 Acil Çağrı Merkezi ile yapılan telefon görüşmesine ait kayıttaki arka plan sesleri konusunda rapor almıştır. Bahsi geçen raporda; arayan kişinin adres bilgisi vermesinden hemen önce başlayan ancak devamı karşı tarafın sesiyle örtülen ve dolayısıyla devamının mevcut olup olmadığı kesin olarak tespit edilemeyen “at” hecesi duyulduğu, hangi kaynaktan geldiği belirgin olmayan ses öbeklerinin bulunduğu, ses kayıtlarının düşük kalitede yapılması, çağrı merkezindeki başka konuşmaların da kayda geçmesi ve arayan kişinin telefonunda gürültü giderme özelliği olması nedenleriyle arka plandan gelen seslerin anlamsızlaştığı ve kayıtların delil olarak kullanılmasını zorlaştırdığı belirtilmiştir.
58. Cumhuriyet Başsavcılığı 13/9/2017 tarihli yazısıyla Karakoldan, olay anında meydana gelen ve 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilen başka olaylarla birlikte değerlendirilerek 112 Acil Çağrı Merkezi ile başvuruya konu olay hakkında yapılan görüşmeye ait kayıttaki seslerin arayan kişinin bulunduğu ortamdan kaydedilen sesler olup olmadığının tespit edilmesini istemiştir. Bu yazıya cevap olarak gönderilen yazının ekindeki kolluk tutanağında, yeterli yükseklikte olmaları durumunda başka çağrılara verilen cevapların da kaydedilmiş olabileceği ancak 112 Acil Çağrı Merkezi görevlilerinin bahsi geçen ses kaydındaki seslerin hangi ortama ilişkin olduğunu tespit edecek teknik bilgiye sahip olmadıklarını beyan ettiği belirtilmiştir.
59. Cumhuriyet Başsavcılığı 14/9/2017 tarihinde suça sürüklenen çocukların ifadelerine yeniden başvurmuştur.
i. A.S.; olay gecesi O.Ö.nün içkisine şeker attığını, bir müddet içtikten sonra O.Ö. ile birlikte sarhoş olduğunu, K.D. ve B.İ.nin kendisini oturma odasına yatırdığını ve O.Ö.nün atlaması esnasında uykuda olduğunu söylemiştir.
ii. B.İ.; öleni altıncı sınıftan beri tanıdığını, ölenle ve diğer arkadaşları ile aralarında herhangi bir sorun olmadığını, ölenin alt sınıfta eğitim gören bir kızı güzel bulduğundan söz ettiğini, A.S.nin evine diğer arkadaşlarından daha geç gittiğini, kendisi vardığında alkolün daha fazla etki etmesi için içeceklerine şeker kattıklarını söylediklerini, hep birlikte içki içtiklerini ancak çok içmeleri nedeniyle A.S. ile O.Ö.nün sarhoş olduğunu beyan edip olayın bundan sonrasını şöyle anlatmıştır:
“[O.Ö.] biraz saldırganlaşarak evin içerisinde boşluğa yumruk atıp, eşyaları devirmeye başladı. Kendisine engel olmaya çalıştım. Daha fazla içmemesi için kalan [içkiyi] döktük. Daha sonra [O.Ö.] içki almak için dışarı çıktı ben [de] arkasından çıktım. Çıktığımızda [O.Ö.nün] üzerinde şort ve tişört ve çorap vardı arabaların üzerine çıktı. Arabalara zarar vermeye ve tekme atmaya başladı. Sonra otoparka girdi orda da aynı şeyleri tekrarladı. Ben kendisini alarak binaya sokmaya çalıştım binanın girişine geldiğimizde bana yumruk attı tekrar markete doğru koşarak girdi gidip tekrar marketten çıkardım marketçilerden özür diledim beraber binanın girişine geldik. Ben burada kapının şifresini girmek için uğraşırken [K.D.yi] aradım ve kapıyı açmasını söyledim bu sırada kafama arkadan yumruk vurdu. Daha sonra yukarıya çıktık biraz sakinleşti. Biz içeri geldiğimizde [A.S.] içeride uyuyordu. Bir ara dördümüz koridorda idik ancak bunun olaydan sonra mı önce mi olduğunu hatırlamıyorum. Daha sonra evin içerisinde iken [A.S.] içeride başka bir odada yatıyordu. Ben [K.D] ile onları başbaşa bıraktım içeri mutfağa geçtim kahve yapıp getirdim kahveyi içirmeye çalıştık Bir kısmını içti bir kısmını halıya püskürttü. Daha sonra oturma odasında elindeki şemsiye ile pencere sinekliğine vurmaya başladı. Kendisine engel olmaya çalıştık ancako sırada sineklik aşağıya düştü. Daha sonra kendisini arkadaşım ile birlikte duşa soktuk Kendisini içeri sokunca kendisi yüzünü yıkadı, battaniyeye sarıldı. Oturduk sakinleşir gibi oldu daha sonra tekrar saldırganlaşmaya başladı. Salona geçti burada eşyaları bize doğru attı. Ben yanlarında yokken sinekliğini düşürdüğü oturma odasının penceresinden atlamaya çalışmış. [K.D.] kendisin[i] engellemiş daha sonra salona geçip eşyaları fırlatmaya başlayınca biz kendisine zarar vereceğinden korkarak kendisine sarılıp yere yatırdık. Kendisi daha güçlü ve kuvvetli olduğu için biraz zorlandık. Bu sırada dudağı patlamıştı. Kan geliyordu ve "kafam acıyor" diye söyleyince bizde kendisini bıraktık bunun üzerine "sizi kandırdım" dedi birşeyler savurmaya devam etti. Elinde şemsiye vardı şemsiyenin sapını bana fırlattı bu sırada [K.D.] 112"yi aramak için diğer odaya geçti. [O.Ö. ile] yaşadığımız arbede sırasın[da] salona açılan kapı kırıldı. Bu sırada "ölmek istiyorum" diyordu ben kendisine "neden böyle birşey istiyorsun" diye sordum. Daha sonra direk balkona çıkarak atladı. Atlamadan önce şemsiye elindeydi. Ancak şemsiyeyi aşağıya mı fırlattı yoksa atlarken şemsiye elindemiydi hatırlamıyorum. Salonda bir tek ben vardım yanında diğer arkadaşlarım yanımda değillerdi. Ben [de] salonun diğer tarafında idim. Kendisi bana şemsiye ile saldırdığı için ve eşyaları fırlattığı için korktuğum için salonda diğer köşeye gitmiştim. Atladıktan sonra ben balkona çıkıp aşağıya baktığımda yerde olduğunu ve kan olduğunu gördüm [K.D.ye] bağırarak atladığını söyledim. Ben aşağıya indim çevredekilerden yardım istedim. Daha sonra 112"i geldi. Biz de 112 ile beraber hastaneye gittik daha sonra babasını telefonla arayarak durumu söyledik. Kesinlikle kendisini aşağıya itmedim diğer arkadaşlarım da itmediler. Aşağıya kendisi atlamıştır. Kendisi koşarak balkondan atladı atlarken galiba ayağı balkon demirine takıldı. Yoksa kendisi koşarak atladığı için daha ileri atlardı.”
iii. K.D.; öleni yedinci sınıftan itibaren tanıdığını, arkadaşları ile aralarında herhangi bir sorun yaşanmadığını, olay akşamı O.Ö. ile birlikte içkilerine şeker attıklarını, A.S. ve O.Ö.nün aldıkları alkolün etkisiyle sarhoş olduğunu, dışarı çıkan O.Ö.yü B.İ.nin geri getirdiğini, B.İ. kahve yapmaya gittiği zaman O.Ö.yü yatağa yatırdığını, O.Ö.nün penceredeki sinekliğe vurup düşürdüğünü, açık olan pencereye doğru atlayabilir düşüncesiyle O.Ö.yü geri çektiğini, B.İ.nin hazırladığı kahveyi O.Ö.nün içmediğini ve yere tükürdüğünü, O.Ö.yü soğuk suya soktuklarını, salona giderken O.Ö.nün duvardaki tabloları savurup eşyaları fırlatmaya başladığını, O.Ö.yü bir koltuğa oturttuklarını, O.Ö.nün kendisini yalnız bırakmalarını istediğini, B.İ.nin söylemesi üzerine 112 Acil Çağrı Merkezini aramak üzere televizyonun bulunduğu odaya geçtiğini, telefon görüşmesi devam ederken B.İ.nin O.Ö.nün atladığını söylediğini, atlama anını görmediğini ve O.Ö.nün neden atladığını bilmediğini beyan etmiştir.
60. Başvurucular Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri 18/9/2017 tarihli dilekçeleri ve eklerinde, başka hususlar yanında 21/7/2017 tarihli raporu hazırlayan bilirkişinin yeterli uzmanlığının bulunmadığını ve inceleme için gerekli hassasiyeti göstermediğini, suça sürüklenen çocukların verdikleri ifadeler arasında çelişkiler bulunduğunu -başvurucular bu çelişkileri tablo hâlinde sunmuşlardır-olayın meydana geldiği daireye ait sinekliğin demir profil çerçeveli olup hasarlı olmadığını, ölen yakınlarına ait kıyafetlerin yıkanmış ve ütülenmiş şekilde kendilerine teslim edildiğini ancak tişörtün üzerinde -özellikle yakada- kana benzer kahverengi lekeler olduğunu ve bu tişörtü 2016 yılı Mayıs ayında Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine teslim etmelerine rağmen hiçbir inceleme yapılmadığını iddia etmişlerdir. Başvurucuların sözünü ettiği tişörte ilişkin emanet eşya makbuzu tespit edilememiştir.
61. Başvurucular Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri 29/9/2017 tarihli dilekçelerinde 112 Acil Çağrı Merkezinin aranmasından sonra fakat çağrının operatör tarafından cevaplamasından önce bazı arka plan seslerinin de görüşmeye ilişkin kayıtta yer aldığını ve kayıtta “...cek”, “Şu şeyi dök.” ve “Ben atmayayım.” gibi yetişkin sesleri ile “Bizi kurtarın.”, “İyi ki varmışsın.”, “Gelmiyor.” ve “Taşıdım.” gibi seslerin bulunduğunu iddia edip seslerin kolaylıkla duyulması için hazırladıkları CD"yi dilekçelerinin ekinde sunmuştur.
62. Başvurucular Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri 12/12/2017 tarihli dilekçelerinde; olaya karışan çocuklara ait mobil telefonlara inceleme için olaydan bir hafta sonra el konulduğuna, elkoyma işleminden ancak bir buçuk ay sonra sözü edilen telefonların incelenmesi için gerekli hâkimlik kararının alındığına ve incelemeyi yapan bilirkişi tarafından düzenlenen rapordaki tespitlere işaret ederek B.İ. ve A.S.nin gerçeğin ortaya çıkması için delilleri yok ettiğini iddia etmişlerdir. Başvurucular sözü edilen dilekçelerinde ayrıca olaya karışan çocukların kullandıkları mobil telefonların numaraları yerine muhtemelen ebeveynlerine ait numaraları kolluk görevlilerine verdiklerini zira çocukların kullandığı telefonların numaralarının farklı olduğunu belirterek olaya karışan çocuklar hakkında suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan soruşturma yürütülmesini talep etmişlerdir.
63. Başvurucuların suç duyuruları üzerine başlatılan soruşturma başvurucuların yakınlarının ölümü hakkındaki mevcut soruşturma ile birleştirilmiştir.
64. Başvurucular Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri 22/12/2017 tarihli dilekçelerinde öz itibarıyla suça sürüklenen çocukların parmak izleri ile avuç izlerinin alınarak söz konusu izlerin olay yerinden elde edilen vücut izlerinin karşılaştırılmasını, suça sürüklenen çocuklardan kan örneği alınmasını ve suça sürüklenen çocuklar ile ölenden otopsi sırasında alınmış kan örneğinin olayın meydana geldiği dairenin balkonundan elde edilen şüpheli sıvıdan alınan örnekle karşılaştırılmasını ve aradan geçen süre içinde adli yazılımlardaki gelişmeler dikkate alınarak suça sürüklenen çocukların mobil telefonlarının fiziksel imajlarının alınması için gerekli işlemlerin yapılmasını talep etmişlerdir.
65. Cumhuriyet Başsavcılığı 9/1/2018 tarihinde Adli Tıp Kurumundan otopsi raporu, olayın geçtiği yer, atlama mesafesi ve düşülen zemin birlikte değerlendirildiğinde ölümün oluşa uygun olup olmadığı ve ölenin ölmeden önceki davranışlarında alkolün etkisinin olup olamayacağı hususlarında rapor hazırlamasını istemiştir. Cumhuriyet Başsavcılığı rapor hazırlanırken ölenin itilerek veya yüksekten atıldığı yönündeki iddiaların değerlendirilmesini, ayrıca 112 Acil Çağrı Merkeziyle yapılan görüşme içeriklerinin yazıya aktarılmasını talep etmiştir.
66. 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunca hazırlanan raporun sonuç kısımlarında öz olarak şu hususlar belirtilmiştir:
i. O.Ö.nün zehirlenerek öldürüldüğüne dair tıbbi bulgu yoktur.
ii. Ölüm genel beden travmasına bağlı kafatası, klavikula, kot ve omur kırıkları ile birlikte beyin doku hasarı, beyin kanaması ve iç organ yaralanmalarından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiştir.
iii. Olay yeri inceleme bulguları ile otopsi raporunda tarif edilen travmatik değişimlerin lokalizasyonları, özellikleri ve ağırlıkları dikkate alındığında ölende meydana gelen yaralanmanın alkolün de etkisiyle kendiliğinden kontrolsüz bir şekilde düşme ile oluşması mümkündür. Bununla birlikte düşme olayında bir başkasının etkisi ya da katkısının olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılamamıştır. Bu husus adli tahkikatla aydınlatılmalıdır.
iv. 112 Acil Çağrı Merkeziyle yapılan görüşme içeriklerinin yazıya aktarılmasına ilişkin talep yönünden dosya Adli Tıp Kurumu Adli Bilişim İhtisas Dairesine gönderilmiştir.
67. Adli Tıp Kurumu Adli Bilişim İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi(Bilişim Şube) Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği 14/3/2018 tarihli yazıda konuşma içeriği dökümü ve CD çözümü gibi işlemlerin Bilişim Şubenin görevi kapsamında olmadığını bildirmiştir.
68. Başvurucular 112Acil Çağrı Merkeziyle yapılan görüşmeye ilişkin kayıttaki arka plan sesleri konusunda İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. T.A.dan yazılı görüşalmıştır. T.A. tarafından hazırlanan 23/3/2018 tarihli yazılı görüşte özetle;
i. Ses kayıtlarının arka plan gürültülerinde kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde en az bir (muhtemelen daha fazla) yetişkine ait seslere ilişkin bulgulara rastlandığı,
ii. Telefon görüşmesi sırasında arka planda “Fena değil (veya ben atayım).”, “İstenmeyecek.”, “Nereden bilecek?”, “Yaşıyor.”, “Daha ölmemiş.”, “...si yaşıyor.”, “Bırakayım (veya atayım).”, “Kapat (veya kavat ya da kapı açık).”, “Camdan düşürün (veya düşmedi).”, “Atmış.”, “Çabuk olalım... At...”, “Dur (veya tut)...”, “Oturt.”, “... kod... O... (küfür ediliyor olabilir)”, “Başlangıç (veya aşağı düş... ya da ölmüş).”, “Çabuk ... Git sen git... Biz de buradan bakarız.”, “ Kim yaptı?”, “O yaptı. Cihan (veya Sinan ya da Can)”, “(Sen) başta ... mısın [veya (sen) başına mı vurdun]?”, “...ik öldü.”, “Ölecek... atalım...” ve “Niye burada duruyorsunuz diyorum?” gibiseslerin duyulduğu,
iii. “Camdan düşürün (veya düşmedi).” denildiği sırada kapı çarpmasına benzer gürültünün olduğu,
iv. “Biz de buradan bakarız.” ve “Kim yaptı?” diyenin aynı kişi olduğu, muhtemelen yetişkin olan bu kişinin “(Sen) başta ... mısın [veya (sen) başına mı vurdun]?” diyen kişiyle aynı kişi olabileceği,
v. “Niye burada duruyorsunuz diyorum?” sözünün bir yetişkine ait olduğu,
vi. Önemli olduğu değerlendirilen bazı ses parçacıklarının kuvvetlendirilmiş ve süzgeçlenmiş olarak CD"ye kaydedildiği,
vii. Ses dosyalarında silinti, manipülasyon veya oynama tespit edilemediği,
viii. Ses İnceleme Uzmanı L.G. tarafından hazırlanan yazılı görüşte tutarsızlık bulunmadığı, yapılan inceleme ile L.G.nin incelemesi arasındaki temel farkın T.A.nın incelemesinde arka plan gürültülerinin sadece telefon görüşmesi sırasındaki boşluklar yönünden yapılması olduğu,
ix. İnceleme yapılırken arka plan seslerinin çağrıyı yapan ve/veya çağrıyı cevaplayan kişinin arka planına ait olup olmadığı hususuna azami ölçüde dikkat edildiği, arka plan seslerinin aynı ortama ait olup olmadığının takip edildiği,
x. Ayrıntılı adli inceleme yapılması gerekliliğinin göz önüne bulundurulmasının önerildiği belirtilmiştir.
69. Başvurucular anılan yazılı görüşü 11/4/2018 tarihli dilekçelerinin ekinde Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuşlardır.
70. Cumhuriyet Başsavcılığı 27/4/2018 tarihinde, 112 Acil Çağrı Merkeziyle yapılan görüşmeye ait kaydın orijinal olup olmadığının tespiti, suça sürüklenen çocukların mukayeseye elverişli ses kayıtlarının alınarak suça sürüklenen çocukların ses kayıtları ile anılan telefon görüşmesine ait kayıttaki seslerin karşılaştırılması, görüşme kaydındaki arka plan seslerinin kime ait olduğunun belirlenmesi, arka plan konuşmalarının yazıya aktarılması ve konuşmaların suça sürüklenen çocukların bulunduğu ortamda yapılıp yapılmadığının tespiti için Ankara Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğüne müzekkere yazmıştır.
71. Başvurucular Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri 5/6/2018 tarihli dilekçelerinde daha önce dile getirdikleri bazı talepler yanında düşmenin nasıl gerçekleştiği ve otopsi raporunda tarif edilen yaralanmaların bir kısmının düşme öncesi oluşup oluşmadığı konusunda fizik mühendisi ile nöroloji ve adli tıp uzmanlarından oluşan bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılmasını, ayrıca olay günü suça sürüklenen çocukların yanlarında başka birinin olup olmadığı, yaşanan kavganın sebebi, mobil telefonlardan silinen kayıtların içeriği, yakınlarının düşmesinden sonra K.D.nin iletişimin tespitine ilişkin raporlara yansımayan telefon görüşmesini kimin telefonuyla kiminle yaptığı konularında suça sürüklenen çocukların yeniden dinlenilmelerini istemişlerdir.
72. 3/7/2018 tarihinde suça sürüklenen çocukların görüntü ve sesleri kaydedilmiştir.
73. 17/8/2018 tarihli yazıyla suça sürüklenen çocuklara ait ses kayıtları ile olay sırasında 112 Acil Çağrı Merkeziyle yapılan görüşmeye ait kaydı Bilişim Şubeye gönderen Cumhuriyet Başsavcılığı, ses kayıtlarının karşılaştırılarak kayıtların deşifre edilmesini, arka plandaki seslerin incelenerek bu seslerin suça sürüklenen çocuklardan hangilerine ait olduğunun belirlenmesini ve kayıtta suça sürüklenen çocuklar dışında bir kişiye ait ses olup olmadığının tespit edilmesini istemiştir.
74. Cumhuriyet Başsavcılığının 17/8/2018 tarihli talebi üzerine Ankara 6. Sulh Ceza Hâkimliği 28/8/2018 tarihli kararıyla ölene ve suça sürüklenen çocuklara ait mobil telefonların kütüklerinde arama yapılmasına, var olan kayıtlardan kopya çıkarılmasına ve bahsi geçen kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine karar vermiştir.
75. Cumhuriyet Başsavcılığı 26/9/2018 tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne (Bilim Suçları Şubesi) bir müzekkere yazarak Hâkimliğin 28/8/2018 tarihli kararı çerçevesinde gerekli incelemelerin yapılmasını istemiştir.
76. Bilişim Şube 10/10/2018 tarihli yazısında, gönderilen ses kayıtlarının orijinal olmadığını, daha sağlıklı bir inceleme için orijinal ses kayıtlarının gerektiğini ve mukayese amaçlı alınan ses kayıtlarının ses analizi için uygun ve yeterli olmadığını belirterek ses kayıtları ile bu kayıtların içeriğini belirtir evrakın (tape) ve mevcut ise kişinin gerçekleştirmiş olduğu samimi görüşmelere ilişkin kayıtların gönderilmesini, eş zamanlı olarak mukayese amaçlı ses kayıtları alınacak kişilerin pazartesi, çarşamba veya cuma günü hazır edilmesini istemiştir. Sözü edilen yazıda ayrıca konuşma içeriği dökümü ve CD çözümü gibi işlemlerin Bilişim Şubenin görevi kapsamında olmadığı belirtilmiştir.
77. Başvurucular 31/12/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Bireysel Başvuru Tarihinden Sonraki Soruşturma Süreci
78. Bilim Suçları Şubesi Cumhuriyet Başsavcılığının 26/9/2018 tarihli yazının akıbetini sorduğu 11/4/2019 tarihli yazısına verdiği 29/5/2019 tarihli cevabında, imaj alma ve incelemelerin istek tarihlerine göre sıraya koyulduğu ve iş yoğunluğu nedeniyle henüz imaj alma işleminin yapılmadığını bildirmiştir.
79. Cumhuriyet Başsavcılığı 28/1/2019 tarihinde Bilişim Şubeye bir müzekkere yazıp tapelerin gönderildiğini ve suça sürüklenen çocukların 4/2/2019 tarihinde hazır olacakları bildirerek gerekli incelemenin yapılmasını talep etmiştir.
80. Bilişim Şube tarafından hazırlanan 8/3/2019 tarihli raporda, sinyal/gürültü oranı düşük olduğu gibi incelenen kayıttaki seslerin büyük çoğunluğunun da fısıltı şeklinde olması nedeniyle ses analizi yapmak için yeterli verinin bulunmadığı açıklanmıştır. Bu nedenle 112 Acil Çağrı Merkezi ile yapılan görüşmeye ait kayıttaki seslerin suça sürüklenen çocuklara ait olup olmadığı yönünde görüş bildirilememiştir.
81. Başvurucular Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri 7/5/2019 tarihli dilekçelerinde; suça sürüklenen çocukların mobil telefonlarının kütüklerinin Bilişim Suçları Şubesince hâlen incelenemediğini ve telefon görüşmesini yapan suça sürüklenen çocuğu bile belirleyemeyen Bilişim Şubenin ses analizi yapabilme yeterliliğine sahip olmadığını iddia ederek suça sürüklenen çocuklara ait mobil telefonların ivedilikle incelenmesi için Bilişim Suçları şubesine müzekkere yazılmasını ve T.A. tarafında hazırlanan yazılı görüş ile yetinmek istenmiyor ise 112 Acil Çağrı Merkeziyle yapılan görüşmedeki arka plan sesleri konusunda bir veya birkaç üniversiteden rapor alınmasını talep etmişlerdir.
82. Bilişim Suçları Şubesine yazılan 26/9/2018 tarihli müzekkereyi 2019 yılı içinde birkaç kez tekit eden Cumhuriyet Başsavcılığı işlemin henüz gerçekleştirilemediğini öğrenmiştir.
83. Başvurucular tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına verilen 2/10/2019 tarihli dilekçede, Bilişim Suçları Şubesine yazılan müzekkerenin birkaç kez tekit edilmesine rağmen hâlen suça sürüklenen çocukların mobil telefonlarının incelenemediği ifade edilerek sözü edilen incelemenin suça sürüklenen çocukların telefonlarını 2016 yılında incelemiş olan bilirkişi tarafından yapılması istenmiştir.
84. Ankara Emniyet Müdürlüğünce Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen 8/10/2019 tarihli yazıda suça sürüklenen çocuklara ait telefonların paket açma işlemlerinin yapıldığı ve imaj alma işlemi için inceleme sırası beklendiği belirtilmiştir.
85. Bilişim Suçları Şubesine yazılan müzekkere 11/2/2020 tarihinde bir kez daha tekit edilmiştir.
86. Başvurucular 5/3/2020 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına yeni bir dilekçe verip daha önce toplanmasını istedikleri deliller yanında fizik mühendisi ile nöroloji ve adli tıp uzmanlarından oluşacak bir bilirkişi heyetinin suça sürüklenen çocukların ve olay yerini inceleyen kolluk görevlilerinin katılımı ile olay yerinde keşif yapılmasını talep etmişlerdir.
87. Ölene ve suça sürüklenen çocuklara ait mobil telefonların imajları 9/3/2020 tarihli yazıyla Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
88. Cumhuriyet Başsavcılığı 3/6/2020 tarihinde Başkanlığa bir müzekkereye yazmış ve suça sürüklenen çocuklar ile ölene ait mobil telefonların imajlarının çözümlemesi ve suça sürüklenen çocukların O.Ö.nün ölümüne yönelik herhangi bir eylemlerinin olup olmadığının gerekli incelemeler yapılması suretiyle tespitini istemiştir.
89. Başkanlığın sözü edilen incelemeleri yapamadığının anlaşılması üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı gerekli inceleme için 10/6/2020 tarihinde Bilişim Şubeye müzekkere yazmıştır.
90. Başvurucular Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri 5/10/2020 tarihli dilekçelerinde, başka hususlar yanında suça sürüklenen çocuklara ait mobil telefonların imajlarına ilişkin kopyaların kişisel veri bahane edilerek verilmediğini iddia ederek soruşturmaya etkili biçimde katılmalarının engellendiğini ileri sürmüşlerdir.
91. Bilişim Şubenin aradan geçen süreye rağmen herhangi bir cevap vermemesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı, Bilişim Şubeye gönderdiği 10/6/2020 tarihli yazıyı 27/10/2020 tarihinde tekit etmiştir.
92. Bilişim Şube, ölene ve suça sürüklenen çocuklara ait materyaller üzerinde yapılan incelemelere ait sonuçları ayrı ayrı materyallere kayıt ederek 9/12/2020 tarihli yazının ekinde Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.
93. Başvurucular Bilişim Şube tarafından hazırlanan rapor ile elde edilen imajlardan kendilerine birer kopya elde etmek için 25/12/2020 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına başvurmuştur.
94. Başsavcılık Bilişim Şubeye gönderdiği 30/12/2020 tarihli yazıyla inceleme sonuçlarının ölen ve suça sürüklenen çocukların her biri için ayrı ayrı pdf formatında tek bir CD"ye kaydedilmesini istemiştir.
95. Cumhuriyet Başsavcılığı 20/4/2021 tarihinde ölene ve suça sürüklenen çocuklara ait materyaller ile ilgili birden fazla imaj alınıp alınmadığının tespiti, tek imaj alındığının tespiti halinde imajların bütün halinde bulunması nedeniyle suça sürüklenen çocukların müdafilerine verilmek üzere imaj suretlerinin ayrılması ve henüz inceleme yapılmamışsa ölene ait materyal üzerinde gerekli incelemenin yapılması hususunda bilişim uzmanı M.T.Ö.yü bilirkişi olarak görevlendirmiştir.
96. M.T.Ö. tarafından hazırlanan 4/5/2021 tarihli raporda başka hususlar yanında ölene ait mobil telefonun ekran şifresinin adli bilişim programları ile kırılmasının mümkün olmaması ve kendisine bildirilen şifrenin telefon açılış şifresi ile uyuşmaması nedeniyle imaj alma ve veri çıkarma işleminin yapılamadığı belirtilmiştir.
97. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı 3/6/2021 tarihinde Bilişim Şube tarafından hazırlanan raporun içeriği hakkında bir tutanak düzenlemiştir. Anılan tutanağa göre A.S.ye ait dijital materyalden kazınan ve hangi tarihte çekildiği tespit edilemeyen bir görüntüde çıplak iki kişi yüz yüze yatmaktadır. Üstteki kişi ölene benzemektedir ancak yüzü net görülemediğinden alttaki kişi hakkında değerlendirme yapılamamıştır. Ayrıca B.İ.ye ait dijital materyalde 23 saniyelik bir video kaydı ile üzerinde “O... A...yı s...r” yazan bir resim bulunmaktadır. Sözü edilen video kaydında üzerinde “O... A..yı s...r, E...A...yı yalar, B... s... çeker” yazan bir resim mevcuttur.
98. Cumhuriyet Başsavcılığı 7/6/2021 tarihinde, 112 Acil Çağrı Merkezi ile yapılan görüşmeye ait kayıtta en az bir yetişkin sesi duyulduğuna dair uzman görüşlerini dikkate alarak olaya karışan ve kim oldukları tespit edilemeyen yetişkin şüpheliler hakkında ayrı bir soruşturma yürütülmesi için ayırma kararı vermiştir.
99. Aynı tarihte Cumhuriyet Başsavcılığı, haklarında kasten öldürme suçu yönünden soruşturma yürütüldüğü için suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu yönünden ayrı bir kamu davası açılamayacağı gerekçesiyle B.İ., A.S. ve K.D.nin suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu işledikleri iddiası hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş ancak aynı kişiler hakkında 8/6/2021 tarihinde, kasten öldürme suçunu işledikleri iddiasıyla Ankara 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası açmıştır. Anılan iddianamede başka deliller yanında başvurucular tarafından soruşturma dosyasına sunulan uzman görüşlerine de dayanılmıştır.
100. Başvurucuların 12/7/2021 tarihli dilekçelerine göre duruşma 14/12/2021 tarihinde yapılacaktır.
C. Başvurucuların Ölüm Olayına İlişkin Diğer Müracaatları
101. Başvurucular yakınlarının ölümünün araştırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Şüpheli Çocuk Ölümlerinin Araştırılması Komisyonuna bir dilekçe vermiştir. Başvurucuların talebi ile ilgili herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı tespit edilememiştir.
102. Başvurucular Hâkimler ve Savcılar Kuruluna verdikleri 21/5/2018 tarihli dilekçeleri ile yakınlarının ölümü hakkında yürütülen soruşturmada görev alan bir Cumhuriyet savcısı hakkında soruşturma açılmasını istemiştir. Anılan dilekçe üzerine hangi işlemlerin tesis edildiği belirlenememiştir.
103. Başvurucular, öz itibarıyla bazı kamu görevlilerinin ihmalleri nedeniyle yakınlarının ölümü hakkında yürütülen soruşturmada bir kısımdelilin toplanmadığını ve bazı delillerin yok edildiğini iddia ederek suç işledikleri tespit edilecek kamu görevlileri ile suça sürüklenen çocukların aile fertleri hakkında kamu davası açılması için 12/6/2019 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına bir dilekçe vermiştir. Bu dilekçe üzerine başlatılan soruşturma derdesttir.
IV. İLGİLİ HUKUK
104. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun “Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi” kenar başlıklı 160. maddesi şöyledir:
“(1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.”
V. İNCELEME VE GEREKÇE
105. Anayasa Mahkemesinin 19/10/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
106. Başvurucular; delillerin toplanmasındaki eksikliklere, soruşturma kapsamında alınan ifadelerdeki çelişkilere, bazı delillerin toplanmasındaki gecikmelere ve soruşturmanın başından bireysel başvurunun yapıldığı tarihe kadar geçen yaklaşık 32 aylık süreye işaret edip yakınlarının ölümü hakkında yürütülen soruşturmanın etkililiğini tamamen yitirdiğini, nitekim suça sürüklenen çocukların mukayeseye elverişli ses kayıtlarının bile uzun süredir alınamadığını ve kendilerinden ceza soruşturmasının sonucunu beklemelerinin beklemeyeceğini öne sürerek yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin usul boyutunun ihlal edildiğini iddia etmişlerdir. Başvuruculara göre olay yeri incelemesi sırasında delillerin güvenliği sağlanmamış, olayın meydana geldiği daire temizlenip dairedeki kırık dökük eşyalar bina dışına çıkarılmış, soruşturmanın sonucunu doğrudan etkileyecek nitelikteki deliller toplanmamış ve delil toplanmasına ilişkin talepleri karşılanmamıştır. Bu hâliyle Cumhuriyet Başsavcılığının başvuruya konu edilen olay hakkında bir sonuca varması mümkün değildir. Kısacası, etkili soruşturma yürütmek adına hiçbir girişimde bulunulmamıştır. Oysa soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa Cumhuriyet savcısının kamu davası açması zorunludur.
107. Başvurucular 20/11/2020 tarihinde Anayasa Mahkemesine sundukları dilekçelerinde öz olarak, bireysel başvurunun yapıldığı tarihten sonraki sürecin de bireysel başvuru yapmaktaki haklılıklarını ortaya koyduğunu öne sürmüşlerdir.
108. Başvurucular 12/7/2021 tarihli dilekçelerinde ise özetle Cumhuriyet savcısının soruşturmada zaten mevcut olan delillerle ve ayrıca delil toplamaksızın kamu davası açtığını, bu hususun soruşturmanın sürüncemede bırakıldığını gösterdiğini, soruşturmanın etkili soruşturmaya ilişkin gereklilikleri karşılamaktan uzak olduğunu, davanın ilk duruşmasının iddianamenin düzenlenmesinden yaklaşık altı ay sonra yapılacağını ve yargılamanın ne kadar süreceğinin belirsiz olduğunu öne sürmüştür.
B. Değerlendirme
109. Anayasa’nın incelemede dayanak alınacak “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” kenar başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
“Herkes, yaşama... hakkına sahiptir.”
110. Anayasa’nın “Devletin temel amaç ve görevleri” kenar başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı ise şöyledir:
“Devletin temel amaç ve görevleri... kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”
111. Şüpheli bir ölüm olayı hakkında yürütülen soruşturmanın etkili olup olmadığı yönünden inceleme yapılabilmesi için -mutlak surette gerekli olmasa da- yürütülen soruşturmanın makul bir süreyi aşmaması şartıyla ilgili kamu makamları tarafından nasıl sonlandırılacağının beklenmesi bireysel başvuru ile getirilen koruma mekanizmasının ikincil niteliğine uygun olacaktır (Rahil Dink ve diğerleri, B. No: 2012/848, 17/7/2014, § 76; Hüseyin Caruş, B. No: 2013/7812, 6/10/2015, § 46).
112. Bununla birlikte başvurucuların yetkili makamlara müracaat etmelerine rağmen doğal olmayan bir ölüm olayı hakkında soruşturma başlatılmamışsa, başlatılan soruşturmada ilerleme yoksa veya soruşturma artık etkisiz bir hâl almışsa başvuruculardan soruşturmanın sonucunu beklemesini istemek makul olmayacaktır (Rahil Dink ve diğerleri, § 77). Böyle bir durumda başvurucular, gerekli özeni gösterip etkili bir soruşturma yürütülmediğinin farkına vardıkları veya varmaları gereken andan itibaren başvuru süresi içerisinde başvuruda bulunmalıdırlar. Doğal olarak başvurucuların etkili bir soruşturma yürütülmediğinin ne zaman farkına varmalarıgerektiği her davanın şartlarına bağlı olarak değerlendirilecektir (Adle Azizoğlu ve Sadat Azizoğlu, B. No: 2014/15732, 24/1/2018, § 87).
113. Son olarak ifade etmek gerekir ki soruşturmada ilerleme sağlanacağına dair umut verici gelişmeler ile gerçekçi varsayımlar bulunduğu ve soruşturmanın ilerlemesini sağlayıcı tedbirler alındığı sürece başvuruculardan başvuru yollarını tüketmeden bireysel başvuruda bulunmaları da beklenmemelidir (Adle Azizoğlu ve Sadat Azizoğlu, § 88).
114. Anılan ilkeler çerçevesinde somut olaya bakıldığında başvurucuların yakınlarının ölümü hakkında Cumhuriyet Başsavcılığınca derhâl bir ceza soruşturması başlatıldığı, soruşturmada olayın belirli bir şekilde meydana geldiği ön kabulüyle hareket edilmediği, nitekim olayın gerçekleştiği gün olayın meydana geldiği dairede bulunan A.S., K.D. ve B.İ.nin ifadelerinin suça sürüklenen çocuk sıfatıyla alındığı ve soruşturmanın başından bireysel başvurunun yapıldığı tarihe kadar geçen sürede soruşturmanın ilerlemesini sağlayıcı pek çok tedbire (otopsi yapılması, ölüm nedeni hakkında adli tıp uzmanı ve 1. Adli Tıp İhtisas Kurulundan rapor alınması, suça sürüklenen çocuklara ve ölene ait mobil telefonların incelenmesi, suça sürüklenen çocuklara ait iletişimlerin tespit edilmesi, 112 Acil Çağrı Merkeziyle başvuruya konu olay hakkında yapılan görüşmeye ait kaydın celbi ve bu kayıttaki arka plan seslerin içeriği ile kime ait oldukları yönünde yönünde bilirkişi raporu alınması gibi) başvurulduğu görülmüştür. Başvurucular da olayın gerçekleşme şekline ve 112 Acil Çağrı Merkeziyle yapılan görüşmeye ait kayıttaki arka plan seslerine ilişkin uzman görüşlerini soruşturma dosyasına sunarak olayın nasıl meydana gelmiş olabileceğine ilişkin alternatif senaryoları Cumhuriyet Başsavcılığının dikkatine sunmuştur. Şüphesiz başvurucuların yakınının öldüğü tarih ile bireysel başvuru tarihi arasında yaklaşık 32 aylık bir süre bulunmaktadır ancak mevcut koşullarda soruşturmada ilerleme sağlanacağına dair umut verici gelişmeler ile gerçekçi varsayımlar bulunmadığını ve soruşturmanın ilerlemesini sağlayıcı tedbirler alınmadığını söylemek mümkün değildir. Nitekim bireysel başvuru yapılmasından sonra elde edilen deliller (bkz. §§92, 97) yanında bireysel başvurunun yapılmasından önce toplanan delillere ve başvurucuların soruşturma dosyasına sundukları uzman görüşlerine istinaden B.İ., A.S. ve K.D. hakkında kasten öldürme suçundan kamu davası açılmıştır (bkz. § 99). Bu bakımdan soruşturmada yapılan işlemler ile aradan geçen süre birlikte değerlendirildiğinde soruşturmanın erken etkisizlik belirtileri göstermediği ve başvurucuların vaktinden önce başvuru yaptıkları sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte varılan sonuç, yargılamanın etkisiz olduğu iddiasıyla ileride yapılacak olası bir başvuruya engel değildir.
115. Açıklanan gerekçelerle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 19/10/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.