Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/910 Esas 2022/2394 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/910
Karar No: 2022/2394
Karar Tarihi: 25.04.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/910 Esas 2022/2394 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalılar, tapu iptali ve tescil davası sonucunda mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Ancak, yapı kayıt belgesi sahibinin yapıyı kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma hakkına sahip olduğu için, yapı kayıt belgesi alınan bir yapı, aslında İmar Kanunu'na uygun bir yapı olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle, davacının inşaat sözleşmesi çerçevesinde bağımsız bölümleri devrettiği üçüncü kişilerin yararlandığı tapuların verilmemesi hakkaniyete uygun olmayacaktır. Kanun maddeleri arasında 3194 sayılı İmar Kanunu, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, ve TMK'nın 683. maddesi sayılabilir.
6. Hukuk Dairesi         2022/910 E.  ,  2022/2394 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    - K A R A R -


    Davacı vekilince açılan, tapu iptali ve tescil davası sonucunda mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce 2021/975 Esas, 2021/1515 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    Bu kez Dairemiz kararına karşı davalılar vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
    Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, alınması gereken karar düzeltme harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 660,00 TL karar düzeltme harcının davalılardan tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeden müştereken ve müteselsilen alınmasına, 25.04.2022 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ

    Öncelikle, Yapı kayıt belgesinin hukuki mahiyeti üzerinde durmak gerekir. 3194 sayılı Kanuna 11.05.2018 tarihinde eklenen geçici 16. maddeye göre;
    1-Yapı kayıt belgesi alan yapılar, tıpkı ruhsatlı ve iskanlı yapılar gibi yasal hale gelmekte ve bu belge verildikten sonra, 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca verilen yıkım ve para cezası kararının infazı ortadan kalkmaktadır. (3194 s.K. geçici m.16/4) Öte yandan yapı kayıt belgesi alınan bir yapı sahibi hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan dava açılamamakta, ceza soruşturması varsa takipsizlik kararı verilmekte, açılmış olan kamu davası varsa düşmekte, mahkûm olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkmaktadır. (11. CD. 23.12.2019.T.2018/5966; 9877)
    2-3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30. maddesinde; yapının kullanılması yapı kullanma izin belgesi alınmasına bağlıdır. Aynı Kanunun 31. maddesinde ise; kullanma izni verilmeyen veya alınamayan yapılara elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinin verilmeyeceği hükme bağlanmıştır. 3194 sayılı Kanunun geçici 16/3. fıkrasında ise, yapı kullanma izin belgesi alınan yapıya kullanma yetkisi verildiği gibi bu yapılara elektrik, su ve doğalgaz bağlanacağı belirtilmiştir.
    4-İşyeri açma ve çalışma ruhsatı verilebilmesi için yapı kullanma izin belgesinin ilgili idareye sunulması gerekmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlanan Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esasalar Tebliği’nin 6. maddesinin 8. fıkrasına göre; yapı kayıt belgesi verilen yapılarda, yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın işyeri açma ve çalışma ruhsatı verileceği düzenlenmiştir.
    5-İmar Kanunu’nun geçici 21. maddesine göre; yapı kayıt belgesi alınan yapılarda, ilave inşaat alanı ihdas edilmemek şartıyla, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre güçlendirme kararı alınarak güçlendirme yapılabilecektir.
    6- Yapı kayıt belgesi alan gecekondu sahipleri, Hazine ve belediye arazilerini doğrudan satın alma imkanına kavuşmuştur. O kadarki yapı kayıt belgesi sahibinin istemesi halinde; “bağlı yetki” nedeniyle idare taşınmazı satmaktan imtina edemeyecektir. (3194 s.K. geçici m.16/6).
    7-Yapı ruhsatı alıp da yapı kullanma izin belgesi almamış veya yapı ruhsatı bulunmayan yapılarda, Yapı Kayıt Belgesi ile maliklerin tamamının muvafakatinin bulunması ve imar planlarında umumi hizmet alanlarına denk gelen alanların terk edilmesi halinde yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilecektir (3194 s.K. geçici m.16/5). Görüldüğü gibi, Kanun aslında yapı kayıt belgesini, kat mülkiyeti kurulabilmesi için gerekli olan “Yapı Kullanma İzin Belgesi” yerine kabul etmekte aynı fonksiyonu yüklemektedir. Bir başka değişle yapı kayıt belgesi sahibi bu belgeye istinaden imara aykırı olan yapıyı-hiçbir aykırılık yokmuş gibi- hatta, imara uygun yapı yapan bir kişiden daha az harç ve vergi ödemek suretiyle kat mülkiyetine dönüştürebilmekte her bağımsız bölümü kat mülkiyeti kütüğüne kaydedebilmekte ve bu mülkiyet üzerinde bir malikin kullanabileceği tüm hakları kullanabilmektedir.
    8- Geçici Madde 16/10 da; yapı kayıt belgesinin, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerli olacağı, bu belge ile ilgili yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümlerinin uygulanacağı ve yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğunda olduğu belirtilmişse de, bu ifadeler bir “kısıtlama” gibi sunulmuş ise de, aslında anılan hususlar, normal imara uygun yapılar içinde geçerli olduğundan yapı kayıt belgesinin ilgili yapıyı imar mevzuatına uygun hale getirmesi özelliğine etki etmeyecektir.
    TMK nın 683. maddesi, mülkiyet hakkının içeriğini; malikin, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şeyi dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olmak, şeklinde belirlemiştir.
    Yukarıda yapı kayıt belgesinin, sahibine tanınan haklardan bir kısmını izah ettik. Bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi yapı kayıt belgesi sahibi; yapıyı kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma hakkına sahip olduğuna göre, yapı kayıt belgesi alınan bir yapı, kural olarak İmar Kanunu’na uygun bir yapı olarak kabul edilmelidir. Aslında Kanun koyucu bazı çekincelerle açıkça adını koymamış olsa bile, yapı sahiplerine sunulan imkânlar dikkate alındığında, 3194 sayılı Kanunun Geçici 16.maddesi, “bedel karşılığı imar affı” niteliğinde bir düzenlemedir. Ancak, bir yapının yapı kullanma iznine sahip olması ile yapı kayıt belgesine sahip olması arasında piyasada bir değer düşüklüğü varsa bu değerden ve sözleşmeye göre eksik ve ayıplı işlerden yüklenici sorumlu tutulmalıdır.
    Somut olaya döndüğümüzde; davacı 1999 yılında yükleniciyle yaptığı arsa payı karşılığında inşaat sözleşmesi çerçevesinde arsanın bir kısmının yükleniciye devretmiştir. Yüklenici devraldığı tapu hisselerini davalı olan üçüncü kişilere satmış ve inşaatı yaparak bağımsız bölümleri davalılara teslim etmiştir. Davalılar yükleniciden iyi niyetle bağımsız bölüm temlik alan üçüncü kişi konumundadırlar. Yüklenicinin yaptığı inşaat imara aykırı olduğundan iskan ruhsatı alınamamış ise de 2018 yılında 3194 sayılı Kanuna eklenen geçici 16. maddeye göre söz konusu inşaatla ilgili yapı kullanma izin belgesi alınmıştır. Yapı kullanma belgesi TMK nın 683. maddesinde bir malike tanıdığı tüm hakları sağladığı için, bu hakları “yok hükmünde” saymak; öncelikle 3194 sayılı Kanunun geçici 16. maddesine aykırı olacağı gibi, kullanılan ve kullanılmaya devam edilecek ve anılan Kanunun ekonomik değer atfettiği yapının “ekonomik değerinin olmadığı” kabul edilerek arsa sahibine terkedilmesi ve yükleniciye (dolayısıyla yükleniciden arsa hissesi/bağımsız bölüm temlik alan davalılara) sözleşme gereği ve yapılan işin karşılığı olan tapuların (talep edilebilecek eksik ve ayıplı işler varsa birlikte ifa kuralıda gözetilerek) verilmemesi hakkaniyete de uygun düşmeyecektir.
    Bu nedenle, Yerel Mahkemenin davanın reddine dair kararı neticesi itibariyle doğru olduğundan “hüküm fıkrasındaki, “davanın konusu kalmadığından reddine” kısmının hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “davanın reddine” yazılmak suretiyle kararın onanması gerekirken yazılı gerekçelerle kararın bozulmasına dair Sayın çoğunluğun kararına muhalifiz.



    Hemen Ara