Esas No: 2017/561
Karar No: 2017/590
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2017/561 Esas 2017/590 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2017 / 561 KARAR NO : 2017 / 590 KARAR TR : 25.09.2017 |
ÖZET: 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı lar : S. A.-N. A.
Vekili : Av. Te. F.İ.
Davalılar : 1–O.N.B.(Adli Yargıda)
2–T.C Sağlık Bakanlığı (İdari Yargı)
O L A Y : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin Ereğli Özel Üniversal Hastanesi"nde bronşit ve idrar yolu enfeksiyonu tedavisi gören 17/03/2010 doğumlu kızlarının, burada görevli davalı O. N.B." in iğne yapması sonrası fenalaştığını, Konya’ ya sevk tedavi ettirildiğini, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu"nun raporları ile de sabit olduğu üzere davalının ilacı hava yolundan uygulaması gerekirken damar içi yolundan uyguladığını, bu uygulamanın tıp kurallarına uygun olmadığını, mevcut durumun kişinin yaşamına tehlikeye sokan bir durum yaratmadığının ve bu kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunun oy birliği ile mütalaa edildiğini, Davalının bir sağlık memuru olarak mesleği nedeni ile kendisinden beklenen ve özeni göstermediğini, yaşanan tüm olaylar ve davacıların henüz bebek yaşta evlatlarının bedensel bütünlüğünün zedelenmesi neticesinde maruz kaldıkları travmanın varlığı da gözetilerek, manevi zararın ağırlığı ile birlikte sürekliliği de dikkate alınmak sureti ile 10.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tazmin ve tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
EREĞLİ (KONYA) 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 22.03.2016 gün ve E:2015/594, K:2016/181 sayılı kararı ile “Ereğli Özel Üniversal Hastanesinde görevli sağlık memuru olarak çalışan davalının kamu görevini ifa ederken yanlış iğne sonucu davacıların çocuğu Açelya Ağır’ ın fenalaştığı anlaşılmaktadır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen içtihadı ve benzer mahiyetteki 2015/4017 Esas -2015/4876 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere davalının eylemi kamu görevlisinin görevini yaparken kişilere verdiği zarar mahiyetinde olup kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/111, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Her ne kadar yukarıda detayı verilen Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 02/02/2016 Tarih 2014/43885 Esas 2016/2467 Karar sayılı ilamında haksız fiil sebebiyle davalıya verilmiş ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağlayacağının (eski BK madde 53, Yeni BK m. 74) kabulü ile manevi tazminata hükmedilmesi gerekliliğinden bahsedilmiş ise de; üst norm olan 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 40/3. maddesi ile 129/5 maddesinde belirtilen oluşan zarar sebebiyle rücu hakkı saklı kalmak üzere idare aleyhine (ilgili kamu kurumu) dava açılabileceği belirtildiğinden ve 657 sayılı Kanunu"nun 13. maddesin de de aynı husus vurgulandığından doğrudan davalının sorumluluğu cihetine gidilmeyeceğine mahkememizce kanaat getirilmiştir. Nitekim yasa koyucunun, memur ve kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, işledikleri fiillerden dolayı haklı-haksız yargı önüne çıkarılmalarını önlemek ve kamu hizmetinin sürekli, eksiksiz görülmesini sağlamak, mağdur için de daha güvenilir bir tazminat sorumlusu tespit etmek amacını güttüğü söylenebilir. Bu doğrultuda söz konusu haksız fiil sebebiyle doğrudan davalının sorumluluğu cihetine gidilemeyeceği” gerekçesiyle “Davanın Pasif Husumetten Reddine” karar vermiş, taraflarca temyiz edilmeyen kararın 26.04.2017 tarihinde kesinleştirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.
KONYA 2. İDARE MAHKEMESİ; 02.05.2017 gün ve E:2017/644 sayılı kararı ile “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 19. maddesinde; "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararma ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir." hükmüne yer verilmiştir.
2576 sayılı Bölge İdare, İdare ve Vergi Mahkemelerinin Görevleri Hakkında Kanun"un 5. maddesinde de, "1.İdare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay"da çözümlenecek olanlar dışındaki;
a) İptal davalarını, b) Tam yargı davalarını, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları, d) Diğer konularla verilen işleri,
2. Özel kanunlarda Danıştay"ın görevli olduğu belirtilen ve İdari Yargılama Usulü Kanunu ile idare mahkemelerinin görevli kılınmış bulunduğu davaları çözümler" hükmü yer almıştır.
Dava dosyasının tetkikinden; davacılar tarafından, 15.01.2013 tarihinde Ereğli Özel Üniversal Hastanesi"nde gördüğü tedavi sırasında hemşire tarafından yapılan iğne sonucu oluşan yaralama fiili neticesinde çocuklarının beden bütünlüğünün zedelendiğinden bahisle idarenin hizmet kusuru sonucu uğranıldığı ileri sürülen toplam 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren hesaplanacak kanuni faiziyle birlikte tazmini talebiyle Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde dava açıldığı, Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 22.03.2016 tarih ve E:2015/594, K:2016/181 sayılı kararı ile ihtilafın hizmet kusurundan kaynaklandığından bahisle İdari Yargının görev alanında bulunduğu gerekçesiyle davanın pasif husumet yönünden reddine karar verildiği, kararın 26.04.2017 tarihinde kesinleşmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdareler, kanunlarla kendisine verilen kamu hizmetinin işlemesini sağlayacak örgütü kurmak, personel ve araç gereci hizmet gereklerine uygun şekilde hazırlamak, söz konusu hizmetin yürütülmesini denetlemek ve gözetlemekle yükümlü olup, hizmeti yürüten personelin görevi sırasında yaptığı fiil ve işlemler sebebiyle meydana gelen zararlardan hizmet kusuru sebebiyle sorumlu olacağı tartışmasız olmakla birlikte, olayın Özel Hastanede görev yapan hemşirenin fiilinden kaynaklandığı, kamu hizmetinin yürütülmesinden kaynaklanan fiil ve işlem bulunmadığı, oluşan zararlardan idarenin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğinden davanın görev ve çözümünün Adli Yargı olduğu, Konya (Ereğli) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 19. maddesi gereğince Uyuşmazlık Mahkemesine müracaat zarureti hasıl olmuştur.
Açıklanan sebeplerle; Konya(Ereğli) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.03.2016 tarih ve E:2015/594, K:2016/181 sayılı görevsizlik kararı üzerine açılan işbu davada, Mahkememizce davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği sonucuna varıldığından, Konya(Ereğli) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2015/594 sayılı dava dosyasının mahkemesinden istenilmesine, dava dosyasının ve Konya(Ereğli) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2015/594 sayılı dava dosyasının, görevli merciin belirlenmesi için 2247 sayılı Kanun"un 19. maddesi gereğince Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesine karar vererek, uyuşmazlığın çözümü için Mahkememize başvurmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 25.09.2017 günlü toplantısında: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Anayasa’nın 158. Maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili olduğu belirtilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. Maddesinde, “ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir…”, 19.maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.” denilmiştir. Aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.
Olayda davacılar vekilinin, adli yargı yerinde, Ereğli Özel Üniversal Hastanesi"nde görevli davalı O. N. B." i hasım göstererek, idari yargı yerinde de aynı istemle bu kez davalı idareyi hasım göstererek tazminat davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Dosyalar üzerinde yapılan inceleme neticesinde; görev uyuşmazlığına konu Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.03.2016 gün ve E:2015/594, K:2016/181 sayılı davanın pasif husumetten reddine dair kararın kesinleştiği; bu kararın ardından açılan dava sonucu Konya 2. İdare Mahkemesi’nin 02.05.2017 gün ve E:2017/644 sayılı kararında ise davada adli yargının görevli olduğundan bahisle, 2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nin karar vermesine kadar ertelenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere, Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı, davanın idareye karşı açılması gerektiğine ilişkin bulunduğu, “yargı yolunu değiştiren ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığından”, adli ve idari yargı yerleri arasında, 2247 sayılı yasanın aradığı biçimde görev uyuşmazlığı oluştuğundan söz etmek mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan Konya 2. İdare Mahkemesi’nin 02.05.2017 gün ve E:2017/644 sayılı başvurusunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.
S O N U Ç : 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların taşımayan Konya 2. İdare Mahkemesi’nin 02.05.2017 gün ve E:2017/644 sayılı başvurusunun, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 25.09.2017 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Nuri NECİPOĞLU
|
Üye Ali ÇOLAK
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ |
Üye Ahmet Tevfik ERGİNBAY
Üye Süleyman Hilmi AYDIN |
Üye Suna TÜRE
Üye Turgay Tuncay VARLI
|