Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/637 Esas 2021/5224 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/637
Karar No: 2021/5224

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/637 Esas 2021/5224 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/637 E.  ,  2021/5224 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacının istinaf istemi HMK"nun 353/(1)-b/2 maddesi uyarınca kabul edilerek davalı ... tarafından vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ancak davalı ..."ın kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, eşi olan davalı ..."a vekaletname verdiğini, daha sonra eşi ile boşanma aşamasına geldikleri dönemde davalının, diğer davalı ..."e ... ada ... parsel sayılı taşınmazını devrettiğini, satış bedelini de kendisine ödemediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, diğer davalı ..."ın ise davalı ... ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğini ileri sürerek ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., dava konusu taşınmazın aslında kendisine ait olduğunu, taşınmazın bedelinin babası ... tarafından ödendiğini, ilk evliliğinden dolayı maruz kaldığı icra takipleri nedeni ile davacı adına tescil edildiğini, vekaletnamenin de bu sebeple verildiğini, diğer davalı ..."la arkadaşlık ilişkisinin bulunmadığını, taşınmazı 180.000,00 TL karşılığında temlik ettiğini; davalı ..., diğer davalı ile herhangi bir ilişkisi bulunmadığını, emlakçı olduğunu ve 180.000,00 TL karşılığında taşınmazı devraldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacının istinaf istemi HMK"nun 353/(1)-b/2 maddesi uyarınca kabul edilerek davalı ... tarafından vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ancak davalı ..."ın kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacını ... 3. Noterliğinin 06.03.2015 gün ve 1795 yevmiye sayılı vekaletnamesi ile davalı ... "i vekil tayin ettiği, davalı ... "in de 08.08.2016 tarihinde dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazı vekaleten davalı ..."a satış suretiyle devrettiği kayden sabittir.
    Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
    Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
    Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK"nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olaya gelince, vekaletnamenin düzenlenmesinden ve devirden çok kısa bir süre sonra davalı ..."in 07.09.2016 tarihinde davacıya karşı boşanma davası açtığı, emlakçı olduğunu ifade eden davalı ..."ın tanık beyanlarına göre taşınmazı satın almadan önce yerinde inceleme yapmadığı gibi, taşınmazın davalı ..."a devrinden sonra da kiraya verilmek suretiyle davacı tarafından kullanıldığı, dosyaya davacı tarafından sunulan davalı ..."in müdürü olduğu firmanın ortaklarından dava dışı İskender Düzenli ve davalı ... arasındaki para transferleri olguları ile davalı ..."in inançlı işlem savunmasını usulünce kanıtlayamadığı dikkate alındığında, davalı vekil ... tarafından vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, vekil ile kayıt maliki davalı ..."ın el ve işbirliği içerisinde hareket ederek davacıyı zararlandırdıkları sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin 371/1-a maddesi gereğince ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara