Esas No: 2019/4872
Karar No: 2019/4872
Karar Tarihi: 16/11/2021
AYM 2019/4872 Başvuru Numaralı ALİ UZUN Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
ALİ UZUN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2019/4872) |
|
Karar Tarihi: 16/11/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Elif ÇELİKDEMİR ANKITCI |
Başvurucu |
: |
Ali UZUN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; ceza infaz kurumunda tutulma sürecinde gerçekleşen bazı uygulamalar nedeniyle yaşam, eğitim, dilekçe, özel hayata ve aile hayatına saygı hakları, eşitlik ilkesi, haberleşme ve ifade hürriyeti ile kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 1/2/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyon tarafından başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.
5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
8. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
9. Başvuru formu ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler doğrultusunda tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
10. 1988 yılı doğumlu olan başvurucu, Fetullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçunu işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesi bulunduğu gerekçesiyle İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 7/6/2017 tarihli kararıyla tutuklanmıştır.
11. Başvurucu, tutuklandıktan sonra Metris 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna yerleştirilmiş; buradan 13/6/2017 tarihinde Silivri L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (İnfaz Kurumu) nakledilmiştir. Başvuru tarihi itibarıyla başvurucu, aynı İnfaz Kurumunda tutulmaktayken 7/7/2020 tarihinde tahliye edilmiştir.
12. Başvurucu 28/9/2018 tarihinde Silivri İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) başvurarak İnfaz Kurumunun bazı uygulamalarını şikâyet etmiştir. Başvurucunun İnfaz Hâkimliğine başvuru dilekçesi yirmi başlıktan oluşmakta olup şikâyetleri sırasıyla ve kısaca şöyledir:
- Koğuşlarda kapasitenin üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunmakta, bu nedenle herkese yeterli miktarda yemek verilmemekte, ayrıca içme suyunun kantinden ücret karşılığında satın alınması gerekmektedir.
- Kalabalık koğuşta tutulma nedeniyle temizlik, sağlık ve psikolojik yönden sorunlar meydana gelmektedir.
- Avukatla yapılan görüşmeler kayıt altına alınmaktadır.
- Haftada bir gün Kurum doktoruna muayene hakkı bulunmaktadır.
- Telefonla iletişim hakkı on beş günde bir on dakikayla sınırlıdır.
- Kurumda bulunan atölyelerde çalışma hakkı verilmeyerek maddi kazanç sağlama imkânı ortadan kaldırılmaktadır.
- FETÖ üyesi olma isnadıyla tutuklananlar spor salonu veya halı sahayı kullanma hakkından yoksun bırakılmaktadır.
- Çiçek yetiştirme, kuş besleme, turnuvaya katılma gibi sosyal etkinliklere katılıma izin verilmemektedir.
- Telefon görüşmeleri kayıt altına alınarak özel hayatın gizliliği ilkesi ihlal edilmektedir.
- Birinci derece akrabalar dışındaki akraba ve arkadaşlarla iletişime izin verilmeyerek haberleşme hürriyeti ihlal edilmektedir.
- Resim veya yazı içerikli kıyafet giyilmesine izin verilmemekte, tutulanlar tek tip kıyafet giyilmesi yönünde zorlanmaktadır.
- Merkezî sınavlara girmeye izin verilmemekte, mesleki gelişimlere devam etmek için gereken sertifikaların alınması engellenmektedir. Ayrıca başvurucuyüksek lisans eğitiminde ders aşamasında bulunduğunu ve tez aşamasına geçebilmek için gerekli olan sınava girmesine izin verilmediğini belirterek bu hususun hak kaybına neden olacağını ileri sürmektedir.
- Kurumlara veya mahkemelere yazılan dilekçelere kayıt numarası verilmediği için dilekçelerin takibi mümkün olmamaktadır.
- İnfaz Kurumu yetkilileri tarafından sözlü tebliğ yapıldıktan sonra Kurumda bulunan bazı tutukluların saç ve sakalları zorla kesilerek kimsenin uzun saçlı ve sakallı olamayacağı yönünde zorlama söz konusudur.
- Mutfak araç ve gereçlerinin İnfaz Kurumu idaresi tarafından karşılanması gereken ücreti tutuklu ve hükümlülerden alınmaktadır.
- Günde iki defa ayakta sayım yapılmaktadır.
- Mektup gönderme ve alma uzun süre yasaklanmıştır.
- Açık görüşlerde aile bireyleriyle mesafeli oturmaya izin verildiğinden fiziksel yakınlaşma mümkün olmamakta, bu husus yetkililer tarafından psikolojik baskı yapılmak amacıylatutulanlar aleyhine kullanılmaktadır.
- Açık görüşlerde aile bireyleriyle birlikte fotoğraf çekimine izin verilmemektedir. Aileler tarafından gönderilen fotoğraflar sayı sınırlamasına tabidir.
- Hâlihazırda mevcut olmayan ancak uzun bir süre uygulanan kısıtlamalar da bulunmaktadır.
13. İnfaz Hâkimliği 16/10/2018 tarihli kararıyla başvurucunun şikâyetlerini reddetmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:
"Dosya içeriğinde yer alan talepler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, tutuklu/hükümlünün dilekçesinde belirttiği 1,2,4,5,6,7,8,9,10,11,12,14,15,16,17,19, 20 ile 13 nolu sınavlara uzun bir süregiremediği talebine ilişkin olarak ise 677 Sayılı KHK"nin sınavlara ilişkin tedbirler başlığı altındaki 4. Maddesinde "Terör örgütü üyeliği veya bu örgütlerin faliyeti çerçevesinde işlenen suçlar sebebiyle tutuklu veya hükümlü olarak ceza infaz kurumunda bulunanlar, olağanüstü halin devamı ve kurumda barındırıldıkları süre zarfında, ülke genelinde uygulanan merkezi sınavlar ile örgün veya yaygın her türlü eğitim ve öğretim kurumları ile kamu kurum ve kuruluşları tarafından ceza infaz kurumu içinde veya dışında yapılan ya da yaptırılan sınavlara giremez." hükmü nedeniyle olağanüstü hal süresince yararlanamamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ; 18 nolu itirazına konu herhangi bir mektup yasağının bulunmadığı anlaşılmakla tutuklu/hükümlünün tüm taleplerinin REDDİNE..."
14. Başvurucunun "İnfaz Hâkimliği kararının usul ve yasaya uygun olmadığı" iddiasıyla Silivri Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı itiraz 13/12/2018 tarihinde reddedilmiş, anılan ret kararı başvurucuya 11/1/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
15. Başvurucu 1/2/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Anayasa Mahkemesinin 16/11/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. İnfaz Hâkimliğine İletilen Şikâyetler Yönünden
1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
17. Başvurucu; yukarıda (bkz. § 12) yer verilen şikâyetlerinin derece mahkemelerince reddedilmesi nedeniyleyaşam, eğitim, dilekçe, özel hayata ve aile hayatına saygı hakları ile eşitlik ilkesi, haberleşme hürriyeti ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
18. Bakanlık görüşünde; başvurucunun barındırıldığı odaların fiziki koşullarıyla ilgili bilgi verildikten sonra kişi sayısı ve koğuşların toplam kullanım alanı dikkate alındığında bir kişi için en kalabalık dönemde 5.10 m², en boş dönemde ise 5.96 m² alan olduğu, koğuşlarda her hükümlü ve tutukluya bir ranza, bir yatak, bir nevresim takımı, bir eşya dolabı ve bir komodin verildiği, her gün kesintisiz 50 lt sıcak, 200 lt soğuk su sağlandığı açıklanmıştır. Ayrıca tüm ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklulara dağıtımı yapılan yemeklerin günlük kalori miktarının Sağlık Bakanlığı ve Bakanlık tarafından birlikte kararlaştırılarak asgari beslenme ihtiyacının belirlendiği, başvurucunun barındırıldığı Ceza İnfaz Kurumunda, belirlenen kalori esasına göre her gün üç defa yeterli miktarda yemek verildiği, verilen günlük gıdanın kurumda çalışan görevlilerle aynı olduğu, Ceza İnfaz Kurumunun iaşe açısından kendi personeliyle tutuklu ve hükümlüler arasında herhangi bir ayrım gözetmediği ifade edilmiş; başvurucunun Kurum kantininden istediği türden gıdayı temin ettiği özellikle dile getirilmiştir. Bu açıklamalar doğrultusunda başvurucunun tutulduğu koğuşlarda yeterli alanın olduğu, başvurucuya yeterli ortalama alanın yanı sıra yeterli havalandırma, gıda ve beslenmeimkânlarının sağlandığı değerlendirilerek başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
2. Değerlendirme
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 47. maddesinin (3), 48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda, kamu gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçe ile deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).
20. Bireysel başvuru incelemesinde Anayasa Mahkemesi kamu gücü eylem ve işlemleri ile mahkeme kararlarının Anayasa"ya uygunluğunun ve müdahale gerekçelerinin denetimini kendiliğinden yapmaz. Bu sebeple başvurucunun başvurusunun esasını ve bu kapsamda kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığını Anayasa Mahkemesine inceletebilmesi için öncelikle kendisinin ihlal iddialarını gerekçelendirmesi, buna ilişkin olay ve olguları açıklaması ve delillerini sunması zorunludur (Cemal Günsel [GK], B. No: 2016/12900, 21/1/2021, § 24).
21. Anayasa Mahkemesinin başvurucunun yerine geçerek ihlal iddialarını gerekçelendirme, olay ve olguları ortaya koyma ve delil toplama görev ve yükümlülüğü bulunmamaktadır. Söz konusu yükümlülükler başvurucuya aittir. Başvurucunun anılan yükümlülüklere uymaması hâlinde şikâyetlerini temellendiremediği için başvurusu açıkça dayanaktan yoksun bulunabilir. Anayasa Mahkemesi temellendirmeye ilişkin incelemesini her başvurunun somut koşullarında yapar. Kuşkusuz bu yükümlülüklere başvurucunun elinde olmayan nedenlerle uymamasının ikna edici gerekçelerini Anayasa Mahkemesine sunması ya da Anayasa Mahkemesinin bu durumu işin niteliğinden anlaması hâli müstesnadır (Cemal Günsel, §§ 25, 26).
22. Somut olayda başvurucu, birden fazla uygulamayla ilgili farklı temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edildiği iddiasıyla önce İnfaz Hâkimliğine şikâyette bulunmuş; ardından bu uygulamaları bireysel başvuru konusu yapmıştır. İnfaz Hâkimliğine sunulan ve başvuru formu ve ekinde yer alan şikâyet dilekçesi incelendiğinde başvurucunun uygulamalardan genel olarak yakındığı, somut olay veya olgu belirtmediği veya iddialarını delillendirmediği görülmüştür.
23. Daha açık bir ifadeyle kalabalık koğuşta tutulduğunu ve kendisine yeterli gıda verilmediğini iddia eden başvurucunun en çok kişiyle tutulduğu tarihte Bakanlıkça bildirilen fiziki tutulma koşullarının kötü muamele yasağı bakımından aranan asgari eşik seviyesine ulaşmadığı, dahası her bir tutuklu veya hükümlüye Kurumca temin edilen yemek miktarının İnfaz Kurumu görevlilerine temin edilen miktarla aynı olduğunun açıklandığı, başvurucunun ayrıca kantinden talep ettiği gıdaya ulaşabildiğinin tespit edildiği görülmüştür. Bu durumda yeterli gıda almadığını iddia eden başvurucunun iddiasını detaylandırarak, somut verilere veya makul delillere dayanarak temellendiremediği anlaşılmıştır.
24. Bununla birlikte başvurucu, sosyal programlara katılamadığını, sınavlara giremediğini, atölyelerde çalışamadığını, spor alanlarını ve mutfak araç veya gerekçelerini kullanamadığını, haberleşmesinin engellendiğini, dilekçelerinin gönderilmediğini, mektuplarının okunduğunu, zorla saç kesimi uygulamasının yapıldığını veya gerekmediği hâlde sayım yapılırken ayakta bekletildiğini, avukatıyla görüşmelerinin kaydedildiğini ileri sürmüşse de bu iddialarıyla ilgili olgulara dayalı bilgi vermemiş; tam olarak maruz kaldığı uygulamanın veya reddedilen talebinin ne olduğunu veya hangi tarihte gerçekleştiğini açıklamamıştır. Bu bağlamda hangi sosyal programlara katılamadığı, hangi tarihteki sınava girmesinin engellendiği, atölyeleri veya spor alanları kullanamamasıyla ilgili kurum kararı bulunup bulunmadığı, hangi tarihte ve kime hitaben yazdığı dilekçelerinin veya mektuplarının gönderilmediği, kendisinin saçının zorla kesilip kesilmediği gibi olayların detaylarına ilişkin bir anlatımı bulunmadığından başvurucunun şikâyetlerinin somutlaştırmadığı gözlemlenmiştir.
25. Sonuç olarak başvurucunun kendisine düşen özen yükümlülüğü çerçevesinde ihlal iddialarını gerekçelendirmediği, buna ilişkin olay ve olguları veya delillerini açıklamadığı gibi bu yükümlülüklere elinde olmayan nedenlerle uymadığı yönünde de ikna edici bir sebep sunmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla başvurucunun iddialarını temellendiremediği değerlendirilmiştir.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. İnfaz Hâkimliğine İletilmeyen Şikâyetler Yönünden
1. Başvurucunun İddiaları
27. Başvurucu, 2018 yılının Mayıs ayında vücudunda kist tespit edildiğini, bu rahatsızlığının teşhis ve tedavi edilmesi için birkaç kez hastaneye sevk etme işlemi yapılmışsa da tedavisinin tamamlanmadığını, dolayısıyla sağlığa erişiminin geciktirildiğini belirterek yaşam hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca koğuşunun bağlı olduğu havalandırma bahçesinde spor yapma imkânının olmaması nedeniyle maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının, mahkemeler dışındaki kamu kurumlarına gönderdiği dilekçeleri için el yazısı olma koşulu aranması, aksi hâlde sakıncalı bulunarak dilekçelerinin gönderilmemesi nedeniyle dilekçe hakkının, gözaltı süresince ailesiyle görüşememesi ve savunma hazırlamak amacıyla avukatıyla İnfaz Kurumundayken telefonla görüşmesine izin verilmemesi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, iç çamaşırlarıyla çıplak arama yapılması nedeniyle kötü muamele yasağının, Kurum idaresinin izin verdiği gazete, kitap veya televizyon kanalları haricinde yazılı veya görsel basından faydalanamaması, radyo kullanmasına izin verilmemesi ve yabancı dildeki yayınlara ulaşamaması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
28. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
29. Anayasa Mahkemesi 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu"nun 5. maddesinde belirtilen infaz hâkimliğine şikâyet yolunun bu kapsamda kalan iddialar bakımından telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yolu olduğuna karar vermiştir (İsmail Solmaz, B. No: 2017/15251, 12/2/2020, §§ 104, 105).
30. Somut başvuru yönünden anılan içtihattan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Başvurucunun gözaltında ailesiyle görüşemediğiyle ilgili iddiası dışında kalan iddialarının ceza infaz kurumunda tutulma koşullarına ilişkin olduğu ve bu kapsamda infaz hâkimliği görev alanına girdiği anlaşılmıştır. Başvurucunun infaz hâkimliğine başvuru yaptığına ilişkin bilgi ve belge başvuru dosyasında bulunmamaktadır.
31. Öte yandan başvurucunun gözaltında ailesiyle görüşemediğine ilişkin şikâyetini Anayasa Mahkemesinden önce yetkili yargı makamlarına ilettiğine dair bir açıklama mevcut değildir. Bu durumda anılan şikâyetin Anayasa Mahkemesince bu aşama incelenmesi bireysel başvurunun ikincil niteliğiyle bağdaşmaz. Dolayısıyla başvurucununhukuk sisteminde mevcut yargısal yolları tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.
32. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. İnfaz hâkimliğine iletilen şikâyetler yönünden temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. İnfaz hâkimliğine iletilmeyen şikâyetler yönünden temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 16/11/2021tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.