Esas No: 2007/562
Karar No: 2008/276
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2007/562 Esas 2008/276 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2007/562 E., 2008/276 K.
"İçtihat Metni"
O L A Y
: Gökdere Köyü sınırları içinde kalan Alipoğlu su kaynağına; Kabaçam Köyü tüzel kişiliğince, kaynağın kendilerine tahsis edildiğinden bahisle boru hattı döşenmiştir.
Davacı Gökdere Köyü Tüzelkişiliği adına Köy Muhtarı tarafından; kendilerine ait su kaynaklarına boru döşemek suretiyle müdahale edildiği, dava konusu kaynağın Köy Hizmetlerince kendilerine tahsis edilmiş olduğu, kadimden beri köy halkı tarafından içme, sulama ve zirai amaçlı olarak kullanıldığı; davalıların, tahsis edilmemiş kaynağı hiçbir yasal dayanağı olmadan kaptaj yaparak ve boru döşeyerek kendi kullanımlarına aldıkları, dava konusu kaynağın kendilerine tahsis edilmiş olduğu iddiasıyla; davalıların suya vaki müdahalesinin önlenmesi ve kaynak üzerine yapılmış tesislerin kal"ine karar verilmesi istemiyle 10.5.2001 tarihinde adli yargı yerinde dava açılmıştır.
Davalı taraf ise; Köy Hizmetleri 5. Bölge Müdürlüğü Sivas İl Müdürlüğünün 29.1.1999 günlü, 1999/122 sayılı İçmesuyu Memba Tahsis ve Tevzii Komisyon Kararı gereğince, dava konusu Alipoğlu su kaynağının kendilerine tahsis edildiğini, tahsis kararının ilan edilerek kesinleştiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
KOYULHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ, 30.1.2004 günlü, E:2001/32; K:2004/6 sayı ile, Mahkemelerinin 2001/31 Esas-41 karar sayılı dosyası ile 99/7 değişik iş sayılı dosyası ve Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğünün Alipoğlu kaynağına ilişkin tahsis edildiği konusundaki kararı, istikşaf krokisi ve proje raporu örneklerinin dosyaya getirtildiği ayrıca bölgede suların en az olduğu dönemin DSİ Bölge Müdürlüğüne sorulduğu ve mahalli bilirkişi listesinin tespit olulduğu; Refakate teknik,ziraat ve jeoloji ve inşaat mühendisi bilirkişi olarak alınarak, mahallinde 8.7.2002 ve 9.7.2003 tarihlerinde iki ayrı keşif icra edilmiş olduğu; keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişilerin; dava konusu kaynağın Alipoğlu olarak bilindiğini, kaynağın çıktığı yerin şahıs arazisi olmayıp herkesin kullanımına açık araziler olduğunu, kaynağın Gökdere köyü sınırları içerisinde kaldığını ve Gökdere köyü tarafından kullanıldığını dava konusu Alipoğlu kaynağı ile Çamlıoluk kaynağının daha önceleri, yani kaptaj altına alınmadan her iki suyun Alipoğlu deresinde birleştiğini daha sonra Değirmenderesine indiğini, Değirmenderesi ile de birleştikten sonra Gökdere köyüne kadar devam ettiğini, kış dönemlerinde Alipoğlu kaynağı ve Çamlıoluk kaynağının Kelkit çayına döküldüğünü, yaz aylarında Gökdere köyü tarafından hayvan sulama ve tarım arazisi sulaması için kullanıldığını, kadimden beri bu şekilde kullanıldığını, dava konusu kaynak ile Çamlıoluk kaynağının geçmiş, yıllarda kaptaj altına alınmak suretiyle boru döşenerek Kabaçam köyüne götürüldüğünü, Çamlıoluk kaynağının da kadimden beri kullanım hakkının Gökdere köyüne ait olduğunu beyan etmiş oldukları; davacı tanıklarının beyanlarında; dava konusu kaynağın Alipoğlu kaynağı olduğunu, Alipoğlu kaynağının kaptaj altına alınmadan önce Alipoğlu deresine aktığını, Alipoğlu deresine kavuştuktan sonra kuzeye doğru akarak aşağıda Bahçe köyüne ait Delmece, Üçmerit yaylarının altında yine buralardan gelen sular ile birleşerek Değirmen deresine kadar aktığını,daha sonra, Gökdere köyüne kadar indiğini kendini bildiğinden beri birleşen bu su kaynağının Gökdere köyü tarafından kullanıldığını, kadimden beri kullanımın bu şekilde olduğunu, Kabaçam köyünün dava konusu kaynağı kullanmadığını ancak daha sonra Alipoğlu kaynağının Çamlıoluk kaynağı ile birleştirilerek kaptaj altına alındığını ve Kabaçam köyüne götürüldüğünü beyan etmiş oldukları; davalı tanıkları beyanlarında; dava konusu kaynağın Alipoğlu kaynağı olduğunu, kadimden bu yana Kabaçam köylüleri tarafından kullanıldığını, hayvanlarını otlatıp arazilerin suladıklarını, kaynağın bulunduğu yerde Kabaçam köylülerine ait arazilerin bulunduğunu, 2000 yılında dava konusu Alipoğlu kaynağı ile Çamoluk kaynağının kaptaj altına alınmak ve boru döşenmek suretiyle Kabaçam köyüne götürüldüğünü ve içme suyu olarak kullanılmaya başlandığını beyan ettikleri; keşif sonucunda bilirkişilerden rapor alındığı; Teknik bilirkişi D. A."nın 15.7.2003 havale tarihli raporunda; dava konusu kaynağın yerinin memleket haritasında tespit edip işaretlediğini, krokide 1 numara ile gösterilen Alipoğlu kaynağının kaptajla Kabaçam köyüne içme suyu olarak akıtıldığını, tahsis kararında Alipoğlu 1 ve Alipoğlu 2 kaynaklarının gösterilmiş olduğunu, ancak zeminde 1 numara ile gösterilen Alipoğlu bir kaynağının bulunduğunu, 2 numara ile gösterilen alanda Çamlıoluk kaynağının bulunduğunun mahalli bilirkişi beyanından anlaşıldığını, icra edilen ilk keşif ile teknik bilirkişi Z. Ö. tarafından 1/25.000"lik haritada gösterilen kaynağı kendi çizdiği krokide ve memleket haritasında 3 numara ile gösterdiğini ancak zeminde böyle bir kaynağın mevcut olmadığını krokinin tamamen hatalı olduğunu beyan etmiş olduğu; Ziraat bilirkişisi V. E."in raporunda; kaynak ve üzerinde yapılan kaptaj çalışmalarını açıklamış ve keşif sırasında ölçülen Alipoğlu kaynağının debisinin 0,2 lt/sn olduğunu Çamlıoluk kaynağının debisinin ise 0,331t/sn olduğunu her iki kaynağın toplam debisinin 0,83 lt/sn olduğunu beyan etmiş olduğu; Jeoloji mühendisinin 15.7.2003 havale tarihli raporunda; dava konusu Alipoğlu kaynağının, yerinde yaptığı inceleme sonunda; Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü tarafından kaptajı yapılarak davalı Kabaçam köyüne içme ve kullanma suyu olarak götürüldüğünü, yapılan ölçümde kaynağın debisinin 0,2lt/sn olarak tespit edildiğim, GPS ile yapılan ölçümler sırasında kaynağın bulunduğu yerin doğru olarak hesaplandığını, Köy Hizmetlerinin projesinde ve daha önceki bilirkişi raporlarında kaynağın yerinin alet kullanmadan sadece gözlemsel bir şekilde tespit edildiğinden, kaynağın yerinin birbirinden farklı olarak hatalı işlendiğini, Köy Hizmetleri projesinde işaretlenen kaynak yerinin de koordinat okunarak arazide yerinin tespit edildiğini, ancak tespit edilen bu yerlerde herhangi bir kaynağın bulunamadığını, raporunda ekli haritada kaynağın yerinin doğru olarak tespit edip gösterdiğini, her ne kadar Köy Hizmetleri projelerinde bir takım yanlışlıklar olmakla birlikte dava konusu yer ile tahsisli yerin (mevcut kaptaj ve ishale hattının ) aynı yer olduğunu beyan etmiş olduğu; İnşaat bilirkişisi Ü. Y."ın raporunda; dava konusu Alipoğlu kaynağının Sivas Köy Hizmetleri İl müdürlüğü tarafından ishale hattı yapılarak Kabaçam köyüne içme suyu olarak götürüldüğünü, her ne kadar Köy Hizmetleri projesinde ve gerekse daha önceki bilirkişi raporlarında kaynağın yerinin birbirinden farklı ve hatalı olarak işaretlendiğini, Köy Hizmetleri tahsis kararının keşif yerine uymadığını, memleket haritasında yanlış gösterildiğini ancak etrafta Alipoğlu kaynağında başka su kaynağı olmadığını, dava konusu kaynak ile tahsisi yapılan yerlerin aynı yerler olduğunu beyan etmiş olduğu; davanın, suya vaki el atmanın önlenmesi ve kaynağın eski hale getirilmesi davası olduğu; tüm dosya kapsamına göre, dava konusu kaynağın devletin hüküm ve tasarrufunda olan kaynak olduğu konusunda taraflar arasında tartışma bulunmadığı; her ne kadar davacı tarafın, Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan tahsisin davaya konu kaynağa ilişkin olmadığı ve tahsis kararı ekinde bulunan istikşaf krokisinde belirtilen kaynağın dava konusu kaynağa ait olmadığını iddia etmişse de keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların davaya konu kaynağın Alipoğlu kaynağı olduğunu, başkaca bir kaynağın mevcut olmadığını bildirdikleri, beyan ettikleri; Köy Hizmetlerinin tahsis projelerindeki memleket haritasında işaretlenmiş olan yerlerde su kaynağı mevcut değil ise de, dosyada mevcut olan teknik bilirkişi raporlarının bunun ölçüm hatasından kaynaklandığını, Alipoğlu su kaynağı ile Köy Hizmetleri tahsis projesindeki kaynağın aynı kaynaklar olduğunu rapor etmiş bulundukları; Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamaları ve yasal düzenlemeler göz önüne alındığında, Devlet ve Hükümet tasarrufunda olan yerlerden çıkan kaynaklardan ilgili birimlerce yönetime uygun şekilde belirli kişi ve kurumların tahsisine karar verilebileceği, mevcut tahsis kararı olması halinde bu su kaynaklarına ilişkin davaların idari yargının görevine girdiğinden Adli Yargıda dinlenilemeyeceğinin açık olduğu; tüm bu hususlar göz önüne alındığında, Alipoğlu kaynağının Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünce tahsis edilen kaynak ile aynı olduğunun anlaşıldığı, halen yürürlükte olan tahsis kararı gereğince davanın, İdari Yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle dava reddedilmiş, anılan karar, YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ"nin 20.4.2004 gün ve E:2004/3625, K:2004/3931 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.
Davacı köy tüzelkişiliğince; Köy Hizmetlerinin tahsis etmiş olduğu kaynağın haricinde bulunan Alipoğlu isimli kaynağa müdahale edildiği iddiasıyla ve suya vaki müdahalenin önlenmesine ve kaynak üzerinde yapılmış tesislerin kal"ine karar verilmesi istemiyle davalı köy tüzelkişiliğine karşı, 9.6.2004 tarihinde idari yargı yerinde dava açılmıştır.
SİVAS İDARE MAHKEMESİ; 15.6.2004 gün ve E:2004/735; K:2004/609 sayı ile, İdarenin tesis etmiş olduğu su tahsis kararına dayanılarak, ayni bir hakka müdahalenin hukuka uygunluğunun yargısal denetiminin işin esasını oluşturduğu, olayda bir idari işlemin iptalinin istenilmemiş olması karşısında, su kaynağına müdahale ile ortaya çıkan hak iddiasına dayanan müdahalenin men"i davasının özel hukuk hükümleri çerçevesinde adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle dava görev yönünden reddedilmiştir.
Anılan karar davalı vekilince 13.9.2004 tarihinde Sivas İdare Mahkemesinde kayda giren dilekçe ile temyiz edilmiş; DANIŞTAY 10.DAİRESİ"nce, 28.6.2006 gün ve E:2005/5839, K:2006/4684 sayı ile, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, davanın görev yönünden reddi ile yetinilmesinde mevzuat hükümlerine uyarlık görülmediği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
SİVAS İDARE MAHKEMESİ, 3.10.2007 gün ve E: 2007/1694, sayı ile, Danıştay 1O.Dairesinin 28.6.2006 tarih ve E:2005/5839, K:2006/4684 sayılı bozma kararına uyularak işin gereğinin görüşüldüğü; dava dosyasının incelenmesinden; Sivas ili, Koyulhisar ilçesi, Gökdere Köyü sınırları içerisinde bulunan su kaynağına, Kabaçam Köyü tüzel kişiliği tarafından yapılan müdahalenin ve el atmanın önlenmesi ve yapılan inşaatın yıkılmasına karar verilmesi istemiyle davacı tarafından adli yargı yerinde dava açılmış olduğu, açılan bu davanın Koyulhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.1.2004 tarih ve E:2001/32, K:2004/6 sayılı kararıyla görev yönünden reddedildiği, bu kararın Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 20.4.2004 tarih ve E:2004/3625 K2004/3931 sayılı kararıyla onanıp kesinleşmesi üzerine bu defa mahkemelerinde aynı istemlerle ve herhangi bir idari işlemin iptali istenilmeksizin bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde idari davaların; İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış olduğu; bakılan davada ise davacı tarafça, ne dava dilekçesinde ne de davanın gelişen aşamasında herhangi bir su kaynağının tahsisi ile ilgili olarak alınan idari bir işlemin iptalinin istenilmemiş olduğu, muhtemel bir idari işleme dayanılarak yapılan müdahalenin önlenmesi ve yapılan inşai faaliyetlerin yıkımına karar verilmesinin istenilmekte olduğu; bu hali ile ortada, idari dava konusu olabilecek herhangi bir idari işlemin bulunmadığı, sadece muhtemel bir idari işleme istinaden yapılan el atmanın ve müdahalenin önlenmesi istenilmiş olduğundan; işbu davanın görüm ve çözümü görevinin adli yargı yerinde olmasının gerektiği; açıklanan nedenlerle 2247 sayılı Yasanın 19. maddesi hükmü uyarınca görevli yargı yerinin belirlenebilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün yüksek mahkemece bir karar verilip dosya iade edilene kadar bekletilmesine, karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü"nün, Ahmet AKYALÇIN"ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK"ın katılımlarıyla yapılan 17.11.2008 günlü toplantısında;
l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, idare mahkemesince anılan Yasa"nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmemiş olup, esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK"in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU"nun davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, suya vaki müdahalenin önlenmesi ve kaynak üzerine yapılmış tesislerin kal"ine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
3202 sayılı "Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun"un adı, 13/1/2005 tarihli ve 5286 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle,"Köye Yönelik Hizmetler Hakkında Kanun" olarak; 3 üncü maddesiyle, 2 nci maddenin başlığı "Görev" iken, "Hizmetler" şeklinde, maddede geçen "Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri" ibaresi ise, "Köye yönelik hizmetler" şeklinde değiştirilmiştir.
3202 sayılı Yasanın 2. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde; "Köy ve bağlı yerleşim birimlerinin yol, su, elektrik, kanalizasyon tesislerinin inşaatı, bakımı, onarımı, geliştirme ve işletme hizmetlerini düzenlemek üzere gerekli tedbirleri almak, bakım, onarım, işletme ve geliştirme hizmetlerine ait esasları tespit etmek ve yürütmek"; (e) bendinde ise; "Köy ve bağlı yerleşme birimlerine, askeri garnizonlara sağlıklı, yeterli içmesuyu ve kullanma suyu tesislerini yapmak, geliştirmek ve yapımına destek olmak, sondaj kuyuları açmak, bu maksatla umuma ait sular ile kanunlarla köye ve köylüye devir ve tahsis edilmiş veya köyün veya köylerin eskiden beri intifaında bulunmuş olan suları; köylerin ve bağlı yerleşme birimlerinin, askeri garnizonların ihtiyacına göre tevzi etmek, kısmen veya tamamen başka köye, köylere, bağlı yerleşme birimlerine, askeri garnizonlara tahsis etmek ve tahsis şeklini değiştirmek; Sahipli veya köyün bedeli mukabili iktisap ettiği sularla diğer gayrimenkulleri, 2492 sayılı Kamulaştırma Kanunu gereğince kamulaştırmak veya gayrimenkul üzerinde irtifak hakkı tesis etmek, (…
…)"Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak davaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men"i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dosyada mevcut Köy Hizmetleri 5. Bölge Müdürlüğü Sivas İl Müdürlüğünün 29.1.1999 günlü, 1999/122 sayılı "İçmesuyu Memba Tahsis ve Tevzii Komisyon Kararı"nda Alipoğlu su kaynağının Kabaçam köyüne tahsis edildiği, buna ilişkin İstikşaf Krokisinde kaynağın yerinin işaretlenmiş olduğu görülmüş; buna karşılık Davacı köy tüzelkişiliğince; Köy Hizmetlerinin tahsis etmiş olduğu kaynağın haricinde bulunan kaynağa müdahale edildiği iddia edilmiştir.
Olayda; açılan davanın, idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak kurulmuş bir işleme karşı ya da bu nitelikteki işlem ve eyleminden doğan zararların tazminine yönelik olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1. maddesinde belirtilen dava türlerinden olmadığı anlaşılmıştır.
Bu duruma göre, davacı tarafın kadimden beri yararlandıklarını ileri sürdükleri suyun, davalı köy muhtarlığınca köye içme suyu olarak götürülmek suretiyle yapılan müdahalenin önlenmesi istemiyle açılan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, Sivas İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile Koyulhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ
: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Sivas İdare Mahkemesinin Başvurusunun kabulü ile, Koyulhisar Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30.1.2004 gün ve E:2001/32, K:2004/6 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 17.11.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.