Esas No: 2018/8809
Karar No: 2018/8809
Karar Tarihi: 16/11/2021
AYM 2018/8809 Başvuru Numaralı Y.E.K. Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Y. E. K. BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2018/8809) |
|
Karar Tarihi: 16/11/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
RESEN GİZLİLİK KARARI
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Gökçe GÜLTEKİN YILMAZ |
Başvurucu |
: |
Y.E.K. |
Vekili |
: |
Av. Hikmet YÜCEL |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kolluk görevlisinin hukuka aykırı kuvvet kullanımına yönelik şikâyetle ilgili yapılan soruşturmanın etkili yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 20/3/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler doğrultusunda tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu 1984 yılı doğumlu olup Zonguldak"ta yaşamaktadır.
8. Başvurucu 10/2/2009 tarihinde Zonguldak"ta bulunan geneleve girmek istediği sırada nöbetçi polis memuru tarafından darbedildiğini belirterek 12/4/2017 tarihinde Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) şikâyette bulunmuştur. Başvurucu dilekçesinde özetle geneleve girmek istediği sırada görevli polis memuru tarafından engellendiğini, ısrar etmeyi bırakıp dışarı çıkarken kolluk görevlisinin "Sen kime delikanlılık yapıyorsun." diyerek arkadan copla vurduğunu, yaşanan olay hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan yargılandığını ve beraat ettiğini ifade etmiş; olayın akabinde gözünden ameliyat edildiğini, ilk ameliyattan sonra beş kez daha ameliyat olduğunu, orantısız cop darbesi sebebiyle bir gözünü tamamen kaybettiğini, %71 oranında malul olduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu bazı tanık ifadelerinde gözünü kapıya vurduğunun beyan edilmesine karşın gözünü kapıya vurarak %71 oranında malul kalmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, görevli memur hakkında yaralama suçu yerine görevi kötüye kullanma suçundan soruşturma açıldığını, sonunda takipsizlik kararı verildiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia etmiştir.
9. Başsavcılık 6/10/2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:
"Müşteki vekili aracılığıyla 12/04/2017 tarihli sunduğu dilekçesinde özetle; ilgili memurdan müştekinin gözünde oluşan %71 orananda uzuv kaybının olduğu, bu sebeple davacı ve şikayetçi olduğunu beyan ettiği,
Şüphelinin ise alınan beyanında üzerine atılı suçu kabul etmediği,
Zonguldak 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/162 esas sayılı dosyasının incelediği, bu dosyada alınan ifadelerden bilgi sahipleriyle şüphelinin beyanlarının aynı doğrultuda olduğu ve müştekinin kafasını demir parmaklıklara vurduğunu beyan ettikleri ve son olarak müştekinin 11/02/2009 tarihli ifadesinde, polis ile aralarında tartışma çıktığını, polis memurunun kendisini göz altına almak istediğini, alkolün etkisiyle kendisine direnç gösterdiğini ve kafasını gelenevin çıkış kapısına kafasını çarptığını beyan ettiği ayrıca verdiği ilk ifadesinde dava ve şikayetininde bulunmadığı ,tüm dosya kapsamından anlaşılmakla;
Yapılan soruşturma sonucunda; şüphelinin üzerine atılı suçları işlediğine dair müştekinin soyut iddiası dışında kamu davasının açılmasını haklı gösterecek her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla;
Konu suçtan dolayı şüpheli hakkında KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA..."
10. Başvurucu, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz etmiş; başvurucunun itirazı Zonguldak Sulh Ceza Hâkimliğinin 23/2/201[8] tarihli kararıyla reddedilmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:
"Soruşturma dosyası incelendiğinde; müşteki tarafından yapılan şikayet üzerineZonguldak Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda; şüphelinin üzerine atılı suçları işlediğine dair müştekinin soyut iddiası dışında kamu davasının açılmasını haklı gösterecek her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Bu hükümler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Her ne kadar müşteki vekili tarafından C.Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara süresinde itirazda bulunmuş ise de, Zonguldak 2. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında müşteki ifadesinde kafasını kapıya vurduğunu beyan ettiği, bu dosya tanık olarak dinlenilen kişilerin de müştekinin kafasın kendisinin vurduğunu, polis gözaltına almaya çalıştığı sırada taşkınlık yapıp direndiğini beyan ettikleri, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair dava açılmasını sağlayacak yeterli delil bulunmadığı anlaşılmışdosya kapsamına,itiraza konu karardaki gerekçe ve nedenlere göre usul ve yasaya aykırılık bulunmayan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar yapılan itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir."
11. Anılan ret kararı başvurucuya 9/3/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
12. Başvurucu 20/3/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Anayasa Mahkemesinin 16/11/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu 10/2/2009 tarihinde Zonguldak"ta bulunan geneleve girmek isterken görevli polis memuru tarafından engellendiğini ve aşırı şiddet uygulanarak darbedildiğini, olayın ardından polis merkezine götürüldüğünü, kanaması olmasına karşın hastaneye götürülmeden ifadesinin alındığını, halk arasında tavuk karası olarak bilinen gece körlüğü rahatsızlığı olmasına ve yazıları okuyamadığını beyan etmesine rağmen avukatı olmadan ifadesinin alındığını, hakkında dava açıldığını ileri sürmüştür. Başvurucu, polis merkezinden ayrıldıktan sonra hastaneye gittiğini ve ertesi gün hastaneye yatırıldığını, aldığı darbe nedeniyle sağ gözünün zarar gördüğü, görme engeli oluştuğu ve ameliyat olması gerektiği yönünde bilgilendirildiğini, son olarak %71 oranında görme engelinin oluştuğunu iddia etmiş; tüm tedavileri bittikten sonra alınan rapor doğrultusunda yaptığı şikâyeti hakkında eksik soruşturma yürütüldüğünü belirterek adil yargılanma hakkının, kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, etkili başvuru hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiği ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
15. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurunun kötü muamele yasağı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
16. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un "Bireysel başvuru usulü" kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayan/ar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler ... "
17. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün "Başvuru süresi ve mazeret" kenar başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
18. Kamu görevlilerince gerçekleştirildiği iddia edilen kötü muamele şikâyetlerinde etkili yargı yolu ceza soruşturması yoludur (Zeki Güngör, B. No: 2013/8491, 31/3/2016).
19. Somut olayda başvurucu, Başsavcılığa sunduğu 12/4/2017 tarihli şikâyet dilekçesinde olay nedeniyle şüpheli kolluk görevlisi hakkında yaralama suçu yerine görevi kötüye kullanma suçundan soruşturma açıldığını ve sonunda takipsizlik kararı verildiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia etmiştir. Her ne kadar soruşturma dosyası bilgilerinden söz edilmemişse de söz konusu beyandan başvurucunun iddiaları hakkında 12/4/2017 tarihli şikâyetinden önce bir soruşturmanın yürütüldüğü, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır. Başvurucunun şikâyetinin 10/2/2009 tarihinde yaşanan olaya ilişkin olduğu, başvurucunun olay sonrasında ameliyat edildiğini, buna karşın tüm tedavileri bittikten sonra aldığı rapor doğrultusunda şikayetçi olduğunu ileri sürdüğü dikkate alındığında söz konusu iddialarının anılan yaralanmaya ilişkin yeni bir olguya dayanmadığı değerlendirilmiştir.
20. Bu durumda 12/4/2017 tarihli dilekçede belirtilen ve bu tarihten önce yürütüldüğü anlaşılan soruşturma kapsamında verilen nihai karardan itibaren otuz günlük bireysel başvuru süresi geçtikten sonra 20/3/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun niteliği gereği kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin RESEN GİZLİ TUTULMASINA,
B. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 16/11/2021tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.