Esas No: 2018/12091
Karar No: 2018/12091
Karar Tarihi: 17/11/2021
AYM 2018/12091 Başvuru Numaralı ECEVİT SEVİNÇ Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
ECEVİT SEVİNÇ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2018/12091) |
|
Karar Tarihi: 17/11/2021 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Hicabi DURSUN |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
Recai AKYEL |
|
|
Selahaddin MENTEŞ |
Raportör |
: |
Muhammed Cemil KANDEMİR |
Başvurucu |
: |
Ecevit SEVİNÇ |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yabancı ülkelerde işkenceye maruz kalması, haksız olarak sınır dışı edilmesi gibi sebeplerle uğranıldığı ileri sürülen zararların karşılanmamasının anayasal haklarını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 17/4/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
7. Bursa Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından başvurucu hakkında düzenlenen 19/10/2017 tarihli raporda başvurucuya atipik psikoz tanısı konularak vasi tayininin uygun olduğu belirtilmiştir.
8. Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin E.2017/1650 sayılı dosyasında başvurucuya ilişkin açılmış olan vesayet davasında 20/12/2017 tarihli ve K.2017/2933 sayılı kararla başvurucuya vasi atanmıştır.
9. Başvurucu; haklarına tecavüz edildiğini, kendisine işkence yapıldığını, çok büyük zarara uğradığını ileri sürerek 3/11/2017 tarihinde Bursa 3. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır. Dava dilekçesinde, davalı olarak Anayasa Mahkemesi gösterilmiştir. Dava dilekçesinin eklerinde, Anayasa Mahkemesinin başvurucuya ilişkin olarak verdiği kabul edilemezlik kararlarına ve Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının başvurucunun şikâyeti üzerine verdiği kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararına yer verilmiştir.
10. Mahkeme 30/1/2018 tarihli kararıyla davanın ehliyet yönünden reddine karar vermiştir. Kararda, başvurucunun fiil ehliyetine sahip olmadığı, vesayet makamı olan Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesince davacının dava açmasına izin verilmediğinin bildirildiği gerekçesiyle davanın objektif ehliyet yoksunluğu nedeniyle reddine karar verildiği belirtilmiştir.
11. Mahkeme kararı, başvurucuya 15/2/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
12. Söz konusu karara karşı başvurucu tarafından 25/3/2018 tarihinde yapılan istinaf başvurusu, Mahkemenin 29/3/2018 tarihli kararıyla ehliyet yönünden reddedilmiştir.
13. Bu karar başvurucunun vasisine 16/4/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 17/4/2018 tarihinde bizzat bireysel başvuruda bulunmuştur.
14. Başvurucunun bireysel başvuruda bulunması için izin verilip verilmediği hususunda Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesinden 17/10/2018 tarihli yazı ile bilgi istenilmiştir. Mahkemeden gelen 19/10/2018 tarihli 2018/1442 sayılı yazıda başvurucunun bireysel başvuruda bulunmak için izin almadığı belirtilmiştir.
15. Başvurucunun 24/1/2019 tarihinde sunduğu dilekçede, başvuru konusu olmayan bir mahkeme kararından bahsedilerek incelenen başvurudaki benzer ifadelere yer verdiği görülmüştür.
16. Başvurucunun çoğunluğu benzer mahiyette olmak üzere 2016, 2017 ve 2018 yıllarında toplam 25 adet bireysel başvuruda bulunduğu görülmektedir. Bu başvuruların tamamına Komisyon aşamasında kabul edilemezlik kararları verilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Anayasa Mahkemesinin 17/11/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
18. Başvurucu, bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılama imkânının bulunmadığını belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur.
19. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Başvurucunun İddiaları
20. Başvurucu, birbiriyle ilgisi anlaşılamayan yabancı ülkelerde geçen bazı olaylardan bahsederek işkenceye maruz kaldığını, haksız olarak sınır dışı edildiğini, eşyalarının ve parasının çalındığını, zararının karşılanması gerektiğini belirtmiştir. Başvuru formunda hangi anayasal hakkının neden ihlal edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
C. Değerlendirme
21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve incelenmesi” kenar başlıklı 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
"Mahkeme, ... açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir."
22. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) bireysel başvuruların içeriğini düzenleyen “Bireysel başvuru formu ve ekleri” kenar başlıklı 59. maddesinin (2) ve (3) numaralı fıkralarının bireysel başvurunun yapıldığı tarihteki ilgili kısmı şöyledir:
"(2) Başvuru formunda aşağıdaki hususlar yer alır:
...
ç) Kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların ... özeti.
d) Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar.
e) Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiği iddiasının dayanakları.
...
h) Başvurucunun talepleri.
(3)Başvuru formuna aşağıdaki belgeler ya da onaylı örnekleri eklenir:
Başvuru formuna aşağıdaki belgelerin ya da onaylı örneklerinin eklenmesi zorunludur:
...
e) Başvuruda ileri sürülen hak ihlali iddialarını temellendirecek belgelerin onaylı örnekleri.
...
(4) Başvurucu ihlal iddiasına dayanak gösterdiği üçüncü fıkradaki belgelere herhangi bir nedenle erişememesi hâlinde bunun gerekçelerini belirtir. Mahkeme gerekli gördüğü takdirde bu bilgi ve belgeleri resen toplar."
23. Anayasa Mahkemesi içtihadına göre bireysel başvurularda, başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri ibraz etmek suretiyle olaylar hakkındaki iddialarını kanıtlamak ve dayanılan Anayasa hükmünün ihlal edildiğine dair açıklamalarda bulunarak hukuki iddialarını ortaya koymak başvurucuya düşer. Başvurucunun kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmali nedeniyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü hak ve özgürlük ile dayanılan Anayasa hükümlerini, ihlal gerekçelerini, dayandığı delillerle ihlale neden olduğunu ileri sürdüğü işlem veya kararların neler olduğunu başvuru dilekçesinde belirtmesi şarttır. Başvuru dilekçesinde kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı, bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçelerle deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20; Ünal Yiğit, B. No: 2013/1075, 30/6/2014, §§ 18, 19; Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19).
24. Nitekim 6216 sayılı Kanun"un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasına ilave olarak İçtüzük’ün 59. maddesinde de başvurucuların yükümlülükleri kapsamında şikâyetin maddi ve hukuki temellerine başvuru formu ve eklerinde yer verilmesi gerektiği açıkça belirtilmiş (bkz. § 22), böylece başvuru koşullarının öngörülebilirliği kuvvetlendirilmiştir.
25. Anayasa Mahkemesinin başvurucunun yerine geçerek ihlal iddialarını gerekçelendirme, olay ve olguları ortaya koyma ve delil toplama görev ve yükümlülüğü bulunmamaktadır. Söz konusu yükümlülükler başvurucuya aittir (Cemal Günsel [GK], B. No: 2016/12900, 21/1/2021, § 25).
26. Başvurucuların anılan yükümlülüklere uymamaları hâlinde şikâyetlerini temellendiremedikleri için başvuruları açıkça dayanaktan yoksun bulunabilir. Anayasa Mahkemesi temellendirmeye ilişkin incelemesini her başvurunun somut koşullarında yapar. Kuşkusuz bu yükümlülüklere ellerinde olmayan nedenlerle uymamalarının ikna edici gerekçelerini Anayasa Mahkemesine sunmaları ya da Anayasa Mahkemesinin bu durumu işin niteliğinden anlaması hâli müstesnadır (Cemal Günsel, § 26).
27. Somut olayda Mahkeme, davanın konusunun anlaşılamadığını belirterek davacının fiil ehliyetine sahip olmadığı gerekçesiyle davayı ehliyet yönünden reddetmiştir. Mahkeme, başvurucunun süresinden sonra yaptığı istinaf başvurusunu da ehliyet yönünden reddetmiştir.
28. Başvurucu, bireysel başvuru formunda, Mahkemenin dava konusunu anlamamasına ve mahkemenin değerlendirmelerinin hatalı olduğuna ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Yalnızca birbiriyle ilgisi anlaşılamayan ve yabancı ülkelerde geçen bazı olaylardan bahsederek işkenceye maruz kaldığını, haksız olarak sınır dışı edildiğini, eşyalarının ve parasının çalındığını, uğradığı zararın karşılanması gerektiğini ileri sürmüştür.
29. Sonuç olarak başvurucu, şikâyetlerine konu temel olay ve olgular ile bireysel başvuruya konu ettiği ve temel hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini açıklamak yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiş; bu bağlamda başvurusunu temellendirmemiştir.
30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 17/11/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.