AYM 2019/1284 Başvuru Numaralı BİROL TETİK Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2019/1284
Karar No: 2019/1284
Karar Tarihi: 17/11/2021

AYM 2019/1284 Başvuru Numaralı BİROL TETİK Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BİROL TETİK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/1284)

 

Karar Tarihi: 17/11/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

Raportör

:

Yüksel GÜNARSLAN

Başvurucu

:

Birol TETİK

Vekili

:

Av. Fatıma BOZYİĞİT

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, başvurucunun delil sunma ve inceletme noktasında dezavantajlı konuma düşürülmesi nedeniyle silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 3/1/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonunca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar vermiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde askerî bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmış, bu nedenle 21/7/2016 tarihinde ülke genelinde olağanüstü hâl ilan edilmesine karar verilmiş ve olağanüstü hâl 19/7/2018 tarihinde -yeniden uzatılmayarak- son bulmuştur. Kamu makamları ve yargı organları -olgusal temellere dayanarak- bu teşebbüsün arkasında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) olduğunu değerlendirmiştir (darbe teşebbüsü ve arkasındaki yapılanmaya ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, §§ 12-25).

8. Darbe teşebbüsü sırasında ve sonrasında ülke genelinde darbe girişimiyle bağlantılı ya da doğrudan darbe girişimiyle bağlantılı olmasa bile FETÖ/PDY"nin kamu kurumlarındaki örgütlenmesinin yanı sıra eğitim, sağlık, ticaret, sivil toplum ve medya gibi farklı alanlardaki yapılanmasına yönelik olarak Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından soruşturmalar yürütülmüş; çok sayıda kişi hakkında gözaltı ve tutuklama tedbirleri uygulanmıştır (Aydın Yavuz ve diğerleri, § 51; Mehmet Hasan Altan (2) [GK], B. No: 2016/23672, 11/1/2018, § 12).

9. Başvurucu 1981 yılında Fethiye"de doğmuş olup bireysel başvuruya konu olayların geçtiği tarihte Manisa Özel Şehzade Mehmet Lisesinde öğretmen olarak görev yapmaktadır.

10. Gediz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY"ye üye olduğu değerlendirilen başvurucu hakkında soruşturma başlatılmıştır.

11. Hakkında açılan soruşturma kapsamında 7/11/2016 tarihinde gözaltına alınan başvurucu, Gediz Sulh Ceza Hâkimliğinin 9/11/2016 tarihli kararı ile tutuklanmıştır.

12. Gediz Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma işlemlerinin Kütahya Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) yürütülmesi gerektiğini belirterek soruşturma dosyasını 18/11/2016 tarihli fezleke ile anılan Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.

13. Başsavcılık tarafından başvurucu hakkında FETÖ/PDY üyesi olduğu iddiası ile 19/7/2017 tarihli iddianame tanzim edilmiştir. Anılan iddianamede;

i. Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığının 14/7/2016 tarihli mali analiz raporuna göre başvurucunun 12/9/2014 tarihinde Ingbank A.Ş.den 12.500 TL kredi çektiği, Asya Katılım Bankası (Bank Asya) Manisa Şubesi nezdindeki hesabının 11/9/2014 tarihinde gün sonu tutarı 7.000 TL iken 14/9/2014 tarihinde 19.000 TL olduğu, 12/9/2014 tarihinde Bank Asya hesabına 12.000 TL nakit para yatırdığının tespit edildiği,

ii. Farklı bir dosyada şüpheli sıfatıyla ifade veren ve etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen U.Ş.nin beyanlarına göre FETÖ/PDY"nin Gediz İlçe yapılanmasında önemli bir yeri olan ve dönemin dershanelerinden sorumlu olan H.H.Y.nin tüm dershane çalışanlarına 2014 Eylül ayında Bank Asyaya para yatırmaları konusunda talimat verdiği, bu talimatın ilçe yapısındaki diğer örgüt üyelerine de gittiği, başvurucunun da bu talimat doğrultusunda aynı tarihlerde (12/9/2014) anılan Bankaya para yatırdığının tespit edildiği,

iii. Başvurucunun örgütün eğitim kurumlarında uzun süre öğretmenlik yaptığı,

iv. Başvurucunun eylemlerinin sürekliliği ve çeşitliliği gözönüne alındığında bu yapıyla organik bir bağ içinde bulunduğu iddia edilmiştir. Başsavcılık, iddianameyle başvurucunun FETÖ/PDY"ye üye olma suçunu işlediği kanaatine vararak Kütahya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açmıştır.

14. Kütahya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde başlayan yargılamanın 31/10/2017 tarihli ilk celsesinde başvurucunun tahliyesi ile birlikte yetkisizlik kararı verilmiş ve dava dosyası yetkili olduğu değerlendirilen nöbetçi Manisa Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.

15. Manisa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) 2017/673 Esas numarasına kaydedilen dava dosyası kapsamında başvurucunun savunması 17/4/2018 tarihli ilk celsede alınmıştır. Başvurucu savunmasında özetle çalıştığı özel okulda öğretmenlik dışında örgütle bağlantılı herhangi bir faaliyette bulunmadığını, 2013 yılında Manisa"ya taşınmasından kaynaklanan masraflar ve yeni doğan çocuğunun ihtiyaçları nedeniyle bir bankadan kredi çekerek maaş hesabının bulunduğu Bank Asyaya yatırdığını, parayı talimat üzerine yatırmadığını ve örgütsel bir amacının bulunmadığını beyan etmiştir.

16. Mahkeme, yargılamanın 28/6/2018 tarihli ikinci celsesinde başvurucuya 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 220. maddesinin (7) numaralı fıkrasında düzenlenen hükmün uygulanması ihtimaline binaen ek savunma hakkı vermiştir. Başvurucu ek savunma için süre talep etmediğini ve önceki savunmalarını aynen tekrarladığını ifade etmiştir.

17. Mahkeme 28/6/2018 tarihli kararı ile başvurucuyu silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan 1 yıl 13 ay hapis cezasına mahkûm etmiştir. Mahkûmiyet gerekçesinin başlangıcında terör kavramının hukukumuzdaki yeri açıklanmış; sonrasında FETÖ/PDY"nin kuruluşu, amaçları ve yapılanmasıyla ilgili olarak geniş açıklamalara yer verilmiştir. Mahkûmiyete gerekçe olarak başvurucunun örgüt talimatı doğrultusunda başka bir bankadan kredi çekerek örgütün finans kaynaklarından olan Bank Asyaya para yatırması, örgüte ait eğitim kurumlarında uzun yıllar öğretmen olarak çalışması ve aynı suçtan yargılanan kişilerle telefon irtibatının bulunması esas alınmıştır.

18. Anılan hükme yönelik istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi (Bölge Adliye Mahkemesi) başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması gerekirken silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan cezalandırılmasıyla yetinilmesini -aleyhe istinaf olmaması nedeniyle- eleştiri konusu yaparak istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar vermiştir.

19. Başvurucu nihai kararı çağrı kâğıdının tebliğ edilmesi ile 4/12/2018 tarihinde öğrendiğini ileri sürmüştür.

20. Başvurucu 3/1/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

21. 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun"un 29. maddesi ile değişik 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 286. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereği, madde metninde belirtilen suçlar bakımından bölge adliye mahkemesi ceza daireleri kararlarının temyiz edilebilmesi mümkün hâle gelmiştir. UYAP üzerinden yapılan incelemede başvurucunun bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurduğuna ilişkin herhangi bir tespit yapılamamıştır.

IV. İLGİLİ HUKUK

22. 7188 sayılı Kanun"un 29. maddesi şöyledir:

"5271 sayılı Kanunun 286 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

 (3) İkinci fıkrada belirtilen temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile aşağıda sayılan suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilir:

a) Türk Ceza Kanununda yer alan;

...

10. Silâhlı örgüt (madde 314),

...

b) Terörle Mücadele Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar.

...”

23. 5271 sayılı Kanun"un geçici 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

" ...

f) 286 ncı maddenin üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme, bu maddenin yayımlandığı tarihten itibaren on beş gün içinde talep etmek koşuluyla aynı suçlarla ilgili olarak bölge adliye mahkemelerince verilmiş kesin nitelikteki kararlar hakkında da uygulanır. Bu bendin uygulandığı hâlde, cezası infaz edilmekte olan hükümlülerin, 100 üncü madde uyarınca tutukluluğunun devam edip etmeyeceği hususu, hükmü veren ilk derece mahkemesince değerlendirilir."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

24. Anayasa Mahkemesinin 17/11/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

25. Başvurucu, Bank Asyadaki katılım hesabını kimsenin talimatı olmaksızın açtırıp bu hesaba para yatırdığını, önceden mevcut olan hesabına örgüte yardım kastıyla para yatırdığının varsayıma dayalı olarak kabul edildiğini, hesap açtırıp para yatırdığı tarihlerde bu Bankanın devletin denetimi altında ve yasal olarak faaliyet yürüttüğünü, hükme esas alınan deliller hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, ibraz ettiği lehe delillerin değerlendirmeye alınmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş; ihlal tespiti ve tazminat talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

26. 7188 sayılı Kanun"un 29. maddesiyle 5271 sayılı Kanun"un 286. maddesine eklenen (3) numaralı fıkra uyarınca -temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile- sayılan suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilecektir. Anılan fıkrada sayılanlar arasında 5237 sayılı Kanun"da geçen ""silâhlı örgüt"" (314. madde) suçu da yer almaktadır.

27. 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesi ile 5271 sayılı Kanun"a eklenen geçici 5. maddeye göre de 5271 sayılı Kanun"un 286. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yapılan düzenleme -on beş gün içinde talep etmek koşuluyla- aynı suçlarla ilgili olarak bölge adliye mahkemelerince verilmiş kesin nitelikteki kararlar hakkında da uygulanacaktır.

28. Yukarıda belirtilen değişiklikler gözetildiğinde başvurucu hakkındaki kesinleşmiş hükmün -belli sürede başvurmak koşuluyla- temyiz edilebileceği anlaşılmıştır.

29. Anayasa"nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi şöyledir:

"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

30. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."

31. Anılan Anayasa ve Kanun hükümlerine göre bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulabilmesi için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine ilişkin iddiaların öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).

32. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir hak arama yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca başvurucunun şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması, aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, § 17).

33. Başvuru yollarının tüketilip tüketilmediği, ilke olarak Anayasa Mahkemesine başvurunun yapıldığı tarihteki duruma bakılarak değerlendirilir. Ancak Anayasa Mahkemesi bazı durumlarda bireysel başvuru yapıldıktan sonra oluşturulan yeni başvuru yollarının tüketilmesi gerektiğine de karar verebilir. Özellikle belli konulardaki sorunlara çözüm bulmak amacıyla sonradan oluşturulmuş bir yol söz konusu ise ikincillik ilkesi, o konudaki temel hak ve özgürlüklerin ihlali iddialarının -bu yol vasıtasıyla- öncelikle idari ve yargısal makamlarca değerlendirilmesine imkân tanınmasını gerekli kılabilir (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Sait Orçan, B. No: 2016/29085, 19/7/2017, § 35).

34. Her hâlükârda bir başvuru yolunun tüketilmesinin gerekli olması için ulaşılabilir olması, ihlal iddiaları yönünden makul bir başarı şansı sunması ve yeterli giderim sağlaması gerekir. Dolayısıyla bireysel başvuru yapıldıktan sonra yeni bir başvuru yolunun oluşturulması hâlinde Anayasa Mahkemesinin görevi söz konusu başvuru yolunun düzenleniş şekli itibarıyla ulaşılabilir olup olmadığını, ihlal iddiaları yönünden makul bir başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama niteliği taşıyıp taşımadığını değerlendirmektir (Sait Orçan, §§ 36, 37; Yaşar Koşar, B. No: 2018/14189, 28/1/2021, § 35).

35. Somut olayda 7188 sayılı Kanun ile 5271 sayılı Kanun"un 286. maddesine eklenen (3) numaralı fıkra kapsamındaki suçlarla ilgili olarak daha önce bölge adliye mahkemeleri ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar bakımından temyiz kanun yolu açılmıştır. Sonradan açılan temyiz kanun yolunun ulaşılabilir olmadığı ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunmadığı söylenemez. Sonradan açılan bu yol, usul hukukundaki temyiz kanun yolunun başvuru süresi ve belli sınırda kalan cezalar açısından genişletilmiş şeklini oluşturmaktadır.

36. Sonuç olarak anılan başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı açıktır.

37. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 17/11/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara