Esas No: 2021/2841
Karar No: 2022/2559
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2841 Esas 2022/2559 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/2841 E. , 2022/2559 K.Özet:
Davacı, bir kooperatif üyesi olarak kendisine tahsis edilen daireyi başka bir kişiye devrettiğini ancak parasını alamayınca tekrar geri aldığını ve şimdiye kadar davalı tarafından kullanıldığını belirterek, davalının daireyi terk etmesini ve ecrimisil bedelini ödemesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davayı kısmen kabul etmiş, ancak istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince davacının taşınmaz adına tescil edilmemiş olduğu gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddi kararı verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi davacının taşınmaz adına tescil edilmemiş olmasının davayı açma hakkını ortadan kaldırmayacağına, kooperatif tarafından yapılan tahsis kararıyla ortağa tanınan hakların yanı sıra üçüncü kişilere karşı müdahalenin men'i ve ecrimisil davası açabilme hakkı verdiğine dikkat çekerek, davacının dava açma hakkı bulunduğuna hükmetmiştir. Mahkemenin yapması gereken işlem, öncelikle yapılan devirlerin kooperatif tarafından benimsenip benimsenmediğinin araştırılması ve dava konusu bağımsız bölüm üzerinde tahsis önceliğinin kimde olduğunun tespit edilmesi, sonuca göre karar verilmesidir. Kanun maddeleri: 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/2. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, davacının S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi üyesi iken kurada kendisine isabet eden A5 Blok 1A no.lu bağımsız bölüme ilişkin üyeliğini dava dışı ...’ya devrettiğini, ancak parasını alamayınca ...’dan üyeliği tekrar devraldığını, söz konusu taşınmazın Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesince davacıya ait olduğunun tespitine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkiline ait taşınmazda davalının oturduğunu ileri sürerek, davalının taşınmazdan tahliyesini, 5.000 TL ecrimisilin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taşınmazın mülkiyetinin dava dışı kooperatife ait olduğunu, dava dışı ....a'nın noter üyelik devir sözleşmesi ile dava dışı ...’a haklarını devrettiğini, ...’ın da emlak alım satım sözleşmesine istinaden taşınmazı davalıya sattığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının payını devrettiği 10/08/2005 tarihinden sonra yapılan 2006 ve 2007 genel kurullarına üye olarak davet edilip üye olarak gösterildiği, davacı hakkında alınmış bir ihraç kararı da bulunmadığından üyeliğinin dava tarihi itibari ile şeklen devam ettiği, davacının 10/08/2005 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyeliği kabul edilen dava dışı ... ...'dan 13/05/2010 tarihli noter senedi ile ortaklık haklarını devralıp kooperatife başvurduğu, kooperatifin başvuruyu kabul etmemesinin kanun ve anasözleşmeye aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından, dava konusu taşınmazın dava dışı kooperatif adına tapuda kayıtlı olduğu, dava açmak bir tasarruf işlemi olup taşınmaz adına tescil edilmemiş olan davacının eldeki davayı açma hakkı bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatifler hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir.
1) Kooperatifçe bir dairenin geçerli bir tahsis işlemiyle bir ortağa tahsisi halinde, tahsis edilen ortağın rızası olmaksızın, ortaklığı devam ettiği sürece konutun başka bir ortağa tahsisi mümkün değildir. Kooperatif tarafından taşınmazın ortağa tahsisi, mülkiyeti geçiren bir işlem olmayıp, kooperatifle olan iç ilişkide bir hak bahşeden ve koşulları oluştuğunda kooperatife karşı tapu iptal ve tescil talebinde bulunma hakkı yanında ortağa, tahsis hakkına karşı yapılan haksız saldırılarda üçüncü kişilere karşı müdahalenin men'i ve ecrimisil davası açmaya izin veren bir haktır. Daire satımında üyelik, kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmez. Satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerekmektedir. Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması, devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/2. maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur.
Bu bilgiler ışığında, kooperatifin üyelere taşınmazın devrinden önce tahsis kararı ile konutta oturma ve yararlanma hakkı tanımasının yanı sıra bu tahsis hakkına karşı yapılan haksız saldırılarda üçüncü kişilere karşı müdahalenin men'i ve ecrimisil davası açma hakkı verdiğine göre bölge adliye mahkemesince taşınmaz adına tescil edilmemiş olan davacının eldeki davayı açma hakkı bulunmadığı şeklinde yanılgılı gerekçe ile aktif husumet yokluğundan davanın reddine kararı verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2) Tahsis hakkına dayalı müdahalenin men'i ve ecrimisil davalarında mülkiyet hakkı, kooperatife ait olduğundan ve tahsis hakkı, bu hak ile doğan bağlı bir hak olduğundan, kooperatif tarafından, kendisinde tahsis hakkı bulunduğu kabul edilmeyen kişi, haksız şagil olduğu iddiasındaki kişiye karşı dava açacaksa zorunlu olarak kooperatifi de davaya dahil etmelidir. Aynı zamanda bu dava sonunda verilecek karar dava dışı kooperatifin hukukunu etkileyeceği gibi taraf olmadığı bir davada verilen kararın kooperatife karşı infaz edilmesi olanağı da bulunmayacaktır. Davada taraf olmayanın leh veya aleyhinde bir karar verilemez. Somut olayda öncelikle, davacı taraf, S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi'ni davalı göstermediğinden davacı tarafa anılan kooperatife karşı dava açmak üzere uygun bir süre verilmesi, dava açılması halinde açılan davanın işbu dava ile birleştirilerek, tarafların iddia, savunma ve delilleri çerçevesinde inceleme yapılmalıdır.
Bu kapsamda mahkemece yapılacak iş; davacı taraf, dava konusu bağımsız bölüme ilişkin üyelik hakkını 10/08/2005 tarihli noter devir sözleşmesi ile dava dışı ...’a devrettikten sonra 13/05/2010 tarihli noter devir sözleşmesi ile geri aldığını, davalı taraf da dava dışı ...’ın 07/12/2007 tarihli noter senedi ile üyeliği devrettiği dava dışı ...’dan emlak alım satım sözleşmesine istinaden bağımsız bölümde hak sahibi olduğunu iddia ettiğine göre, söz konusu devir senetlerinin tamamı dosyaya kazandırıldıktan sonra kooperatif defter ve kayıtları üzerinde kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak, devir tarihleri de gözetilerek, yapılan devirlerin kooperatif tarafından benimsenip benimsenmediği, dava dışı ... tarafından davacıya yapılan 13/05/2010 tarihli hisse devri sözleşmesinden önce aynı bağımsız bölüm üyeliği için dava dışı 3. kişilere devir yapılıp yapmadığı ve sonuç itibarıyla dava konusu bağımsız bölüm üzerinde tahsis önceliği araştırılarak kimin üstün hakka sahip olduğu tespit edildikten sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
3) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 19/07/2017 tarihli ve 2017/647 Esas, 2017/719 Karar sayılı kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK 373/2. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 09.05.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.