Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/17748 Esas 2007/5833 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/17748
Karar No: 2007/5833

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/17748 Esas 2007/5833 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, boşanma davasında kusur ve yoksulluk nafakası konularında verilen kararın temyiz edilmesini inceledi. Kısıtlanan kadının iradi hareketleri olmadığı için kendisine kusur yükletilemeyeceği ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan davacı kocanın tamamen kusurlu olduğu belirtildi. Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlanamayacağı vurgulandı. Ancak boşanmayı isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylemi olmadan evlilik birliğini temelden sarsarsa dahi, boşanma için davalının az da olsa kusurunun varlığının belirlenmesi gerektiği ifade edildi. Olaylarda evlilik birliğinin tamamen davacının davranışlarından kaynaklanan şekilde temelden sarsıldığı ve davalıya atfı mümkün kusur gerçekleşmediği belirtildi. Bu nedenle, boşanma kararının usul ve kanuna aykırı verildiği ifade edilse de, bu hususun temyiz edilmediğinden bozma sebebi sayılmadığı belirtildi.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesi: Boşanmanın sebepleri,
- Eşlerden birinin kusuru,
- Eşlerin ortak kusuru veya
- Eşlerden birinin kusurlu olmamasına rağmen evliliğin temelinden sarsılmasıdır.
2. Hukuk Dairesi         2006/17748 E.  ,  2007/5833 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    1- Kısıtlanan kadının hareketleri iradi olmadığından kendisine kusur yükletilmesi mümkün değildir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşini döven davacı koca tamamen kusurludur.
    *Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
    #Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.
    *Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2)
    Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma sebebi sayılmamış yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
    2- Temyiz nedenlerine ilişkin incelemeye gelince ;
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.09.04.200

    Hemen Ara