Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/9464 Esas 2022/16 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9464
Karar No: 2022/16
Karar Tarihi: 17.01.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/9464 Esas 2022/16 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2021/9464 E.  ,  2022/16 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından zina hukuksal nedenine dayalı boşanma davasının reddi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat miktarları yönünden; davacı-karşı davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, kadının boşanma davasının ve ferilerinin kabulüne karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen bu karar, davalı erkek tarafından istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince yapılan inceleme sonucunda tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, bu kararar taraflarca yukarıda belirmilen sebeplerle temyiz edilmiştir.
    Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2 nci maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa davacı-karşı davalı erkeğin özür dilediği, barıştıkları, İstanbul 'da yaşamaya başladıkları, o döneme ait kadına atfedilen kusurların davacı-karşı davalı erkek tarafından affetdildiği en azından hoş görü ile karşılandığının kabulü gerekir. Affedilen ya da hoş görülen davranışlar taraflara kusur olarak yüklenilemez. Sonrasında da kadına ait kusur ispatlanamadığından davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddi gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir.
    3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, tarafların bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilne sebeple reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Adil'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 292.10 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran ...'ye geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 17.01.2022 (Pzt.)

    Hemen Ara