Esas No: 2021/6258
Karar No: 2022/132
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/6258 Esas 2022/132 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/6258 E. , 2022/132 K.Özet:
Davalı erkek tarafından temyiz edilen katkı payı alacağı-katılma alacağı davasında mahkeme, Yargıtay'ın bozma kararına uymuş ancak bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmamıştır. Ayrıca, hangi alacak kalemi için ne kadar kabul edildiği açıkça yazılmadığı için mahkeme kararı usul ve yasaya aykırıdır. Bu sebeplerle, temyiz edilen karar bozulmuş, diğer bölümler ise onanmıştır. Karar, 6100 Sayılı HMK'nın 297/2 maddesi gereği infaza elverişli şekilde açık ve şüphe uyandırmayacak şekilde verilmesi zorunlu olan borç ve hakların açık sıra numaraları altında gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. usuli müktesep hak veya usule ilişkin kazanılmış hak ise, Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, istikrar ve genel güvendi sağlayan, kamunun yararına olan usul hukukunun bir ana ilkesidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı-Katılma Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre, davalı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
a- Mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüyle toplam 624.161,60 TL alacağın tahsiline karar verilmiş, karar, davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 17.01.2017 tarihli ilamı ile, dava konusu ... ada ... parsel, ... ada ... parsel, ... ada ...parsel sayılı taşınmazlar ile ... plakalı araç yönünden malların dava tarihindeki değeri dikkate alınarak katkı payı alacağının hesaplanması gerektiği, 1007, 1006, 341 parsel sayılı taşınmazlar yönünden taşınmazların şirket adına kayıtlı olduğu, şirket adına katılma alacağı hesaplandığı, mükerrer tahsile neden olacak şekilde davalı adına kayıtlı olamayan taşınmazlar yönünden alacağa hükmedilmesinin isabetsiz olduğu belirterek bozma kararı verilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen ikinci kararda ise, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmiştir.
Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. “Usuli müktesep hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır.
Ne var ki; mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, şirket hissesi yönünden bir bozma olmadığı, sadece şirket adına kayıtlı taşınmazlar yönünden alacağa hükmedilemeyeceği yönünden bozma yapıldığı ve mahkemece bozma kararına uyulmakla bu yönden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu halde, mahkemece şirket hissesi yönünden yeniden hesaplama yapılarak davalı aleyhine fazla alacağa hükmedilmesi hatalı olmuş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
b- 6100 Sayılı HMK'nın 297/2 maddesine göre, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur. Mahkemece hangi alacak kalemi için ne kadar kabul edildiğinin açıkça yazılarak karar verilmesi gerekirken açık ve anlaşılır olmayacak şekilde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17.01.2022 (Pzt.)