Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/5731 Esas 2022/280 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5731
Karar No: 2022/280
Karar Tarihi: 20.01.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/5731 Esas 2022/280 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2021/5731 E.  ,  2022/280 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Ana-Baba Adının Düzeltilmesi-Değiştirilmesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Davacılar, babaanneleri ... 'ın Yunanistan Drama'da birinci evliliği olan ...'ten olma, ... (...) isimli bir oğlu olduğunu, ikinci evliliğini Drama'da Kamber ile yaptığını, bu evliliğinden ... (...) isimli bir oğlu olduğunu, ... ...'ün anne adının farklı haneye kaydedilmesi nedeni ile oğlu olarak görülmediğini, Yunanistan ile yapılan mübadele sonucu ... ...'ın bu iki çocuğunu da alarak Şarköy'e yerleştiğini, burada Drama’dan gelen ... ile üçüncü evliliğini yaptığı, üçüncü evliliğini yaptığı ...'in Dramada ölen ilk eşi ...'den olma ..., ... ve ... isimli çocukları bulunduğunu, bu çocukların da üvey anne ... ...’ın çocukları olarak nüfusa kaydedildikleri, ... ...'ın ... ile olan üçüncü evliliğinden ... ve ... isimli iki çocuklarının dünyaya geldiğini belirterek ..., ... ve ... ...'ın ... görünen anne adlarının iptalini, ... ...'ün ... ... ile irtibatının kurularak eksik kayıtların tamamlanmasını, ... ...'in de anne, baba ve kardeş kayıtlarının iptali ile ... ...'ın ilk eşi ...'ten olma bekar ve çocuksuz ölen oğlu olarak kaydedilmesini ve ana bir kardeşleri ile irtibatlarının kurularak kayıtların düzeltilmesini talep etmişler, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen karar davacılar tarafından istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince istinaf taleplerinin esastan reddedilmesi üzerine karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyanın incelenmesinde; Davacıların babaanneleri ...’nın çocuğu olduğunu iddia ettikleri Drama 01.07.1911 doğumlu 28.11.1972 tarihinde vefat eden ... ...’in nüfus kaydında ... ve ... olan anne-baba kaydının iptaline dair talepleri yönünden öncelikle belirlenmesi gereken husus, davanın soybağının reddi- babalık veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır. Bilindiği üzere, soybağı birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade ettiğinden bu kavram içerisinde kan bağının yanında hukuki münasebetin de bulunması, diğer bir ifadeyle kan bağının hukuk düzeninin aradığı koşullar içerisinde oluşması zorunludur. Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca, çocuk ile ana arasında soybağı doğumla, baba ile arasında soybağı ise ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da veya kısaca af kanunları olarak nitelendirilen bir evlenme akdine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine ilişkin kanunlara göre de soybağı düzeltilebilir (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı).
    Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kendiliğinden kurulur ve tesisi için herhangi bir hükme gerek bulunmadığından, çocuğun annesi ile soybağı ilişkisinin kurulması değil, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti dava konusu edilebilir. Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre; kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanun’un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.
    Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK'nin 11.02.1998 tarihli ve 2-87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı).
    Bu sebeple davacıların ... ...’in anne adının ... olarak düzeltilerek nüfus kaydına tesciline ilişkin talebi nüfus kayıt düzeltme davası olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesindeki düzenleme gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talep olan ... ...’in babasının nüfusta görünen ... değil de ... olduğunun tespiti talebi ise, biyolojik anne olduğu iddia edilen ... ... ile ... ...’in nüfusta babası olarak görünen ... arasında evlilik ilişkisi olmadığından Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesi kapsamında babalığın hükmen tespiti niteliğindedir.
    Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır.
    Davada, ... ...’in ... ...’ın ilk eşinden olan çocuğu olduğu ve biyolojik babası olan ...’in hanesine tescili istemi Türk Medeni Kanunu'nun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın tespiti istemine ilişkin olup, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4.maddesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK mad.118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğu hükme bağlandığından, davanın bu yönü ile aile mahkemesinde, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekirken bu talep yönünden görevsiz mahkemece yargılama yapılıp karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    2-Davacıların ..., ... ve ... ...'ın ... görünen anne adlarının iptali, ... ...'ün ... ... ile irtibatının kurularak eksik kayıtların tamamlanması, ... ...'in de anne ve kardeş kayıtlarının iptali ile ... ...'ın ilk eşi ...'ten olma bekar ve çocuksuz ölen oğlu olarak kaydedilmesi ve ana bir kardeşleri ile irtibatlarının kurularak kayıtların düzeltilmesine yönelik taleplerinin incelenmesine gelince; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda “dinlenen tanık anlatımları, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine konu ayrı ayrı hanelere iskan gören şahısların nüfus kaydındaki mevcut kayıtları bertaraf edecek nitelikte olmadığı, bir kısım davalılar vekilinin davayı kabul beyanının davanın niteliği gereği gerçek kaydın oluşturulması yönünde neticeye etkisinin olmadığı, kabul ile hakimin bağlı olmadığı, ilgililerin DNA incelemesine esas olmak üzere mezar yerlerinin tespit edilemediği, bu hali ile anne kaydı düzeltilmek istenen şahısların kardeş olup olmadıkları yönünden kendilerinin mezarına ulaşılamaması, yine anne ... ...'ın mezarına ulaşılamaması, ölümlerinin üzerinden uzunca bir müddet geçmiş olması ile tanık anlatımları ve kabul beyanı doğrultusunda davanın neticelendirilemeyeceği ve davacıların iddialarının da ispatlanamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece ilgili kurumlardan anne ... ... ve çocukları olduğu/olmadığı iddia edilen kişilerin mezar yerlerinin sorulduğu ancak anne yönünden veya kardeşlik DNA incelemesine esas olmak üzere kayıtların düzeltilmesi istenen ilgililerin mezar yerlerinin tespit edilemediği belirtilmiş ise de, davalı ...’nın duruşmada mezar yerlerinin köyde belli olduğu, mezar yerlerini bilecek aile büyüklerinin yaşadığını belirtiği de dikkate alındığında, bu durumda öncelikle davanın mahiyeti gereği kamu düzeni ile yakından ilgili bulunması sebebiyle, hakimin istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan, taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, anne olduğu iddia edilen ... ...’ın ölüm tutanağı getirtilerek tutanakta ölüm olayına dair tanık var ise bu kişilerin, yine mezar yerini bilebilecek akraba, komşu veya ölüm tarihi itibari ile aynı yerleşim yerinde oturanlardan sıkı bir şekilde araştırma yapılarak tespit edilebilenlerin beyanları alınıp, gerekirse mezar yerinin tespiti için keşif yapılarak mezar yerinin tespiti halinde tespit edilen mezardan alınacak örneklere göre, tespit edilemediği takdirde ise soybağının tespitinde sonuç verebilecek veri alınabilecek ilgililerin temini ile iddialar ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp verilecek rapor da gözetilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1. ve 2. bentlerde açıklanan sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.20.01.2022 (Prş.)

    Hemen Ara