Esas No: 2021/9266
Karar No: 2022/793
Karar Tarihi: 31.01.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/9266 Esas 2022/793 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/9266 E. , 2022/793 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka taleplerinin reddi ile ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacı kadının sebepsiz yere evi terk ederek birlikte yaşamaktan kaçındığı, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, davalı erkeğin ise kadına ve kadının ailesine hakaret ettiği, kadını aşağıladığı, bu sebeple tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek boşanmalarına, karşılıklı tazminat taleplerinin reddine, davacı kadının yoksulluk nafakası talebi olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, velayetin anneye verilmesine ve iştirak nafakasına hükmedildiği, kararın davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka taleplerinin reddi yönünden istinaf edildiği, bölge adliye mahkemesince iştirak nafakasının miktarı arttırılarak sair istinaf taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden erkeğin süregelen hakaret ve aşağılamaları karşısında davacı kadına evden sebepsiz yere ayrılarak birlikte yaşamaktan kaçınması vakıasının kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır. Gerçekleşen bu duruma göre mahkemece kabul edilen diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin davacı kadına oranla "daha fazla" kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabul edilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4) dikkate alınarak davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 31.01.2022 (Pzt.)